"Cennet" ile ilgili ayetler

İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Bakara Suresi 25. Ayet
Onlar gaybe[9] inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.*
Bakara Suresi 3. Ayet
Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İşte bu, iyilik yapanların mükâfatıdır.
Mâide Suresi 85. Ayet
İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar.
A’râf Suresi 42. Ayet
Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar. “Hamd, bizi buna eriştiren Allah’a mahsustur. Eğer Allah’ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. Andolsun, Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirmişler” derler. Onlara, “İşte yaptığınız (iyi işler) sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!” diye seslenilir.
A’râf Suresi 43. Ayet
Cennetlikler cehennemliklere, “Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin va’dettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlar, “Evet” derler. O zaman aralarında bir duyurucu, “Allah’ın lâneti zalimlere!” diye seslenir.
A’râf Suresi 44. Ayet
Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili göstermek isteyenlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.
A’râf Suresi 45. Ayet
İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur[216], A’râf[217] üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selâm olsun size!” diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar.*
A’râf Suresi 46. Ayet
Gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiği zaman, “Ey Rabbimiz! Bizi zalim toplumla beraber kılma” derler.
A’râf Suresi 47. Ayet
A’râftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!”
A’râf Suresi 48. Ayet
“Sizin, ‘Allah bunları rahmete erdirmez’ diye yemin ettikleriniz şunlar mı?” (Sonra cennetliklere dönerek) “Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz” derler.
A’râf Suresi 49. Ayet
Cehennemlikler de cennetliklere, “Ne olur, sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın” diye çağrışırlar. Onlar, “Şüphesiz, Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır” derler.
A’râf Suresi 50. Ayet
Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkâr edip durdularsa, biz de onları bugün öyle unuturuz.[218]*
A’râf Suresi 51. Ayet
Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik.
A’râf Suresi 52. Ayet
Onlar ise ancak, (“Görelim bakalım!” diyerek) Kur’an’ın bildirdiği sonucu (te’vilini) bekliyorlar. Onun bildirdiği sonuç gelip çattığı gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: “Gerçekten Rabbimizin peygamberleri hakkı getirmişler. Şimdi bizim için şefaatçılar var mı ki bize şefaat etseler veya (dünyaya) döndürülsek de yaptıklarımızdan başkasını yapsak?” Gerçekten onlar kendilerine yazık etmişlerdir. (İlâh diye) uydurdukları (putlar) da onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
A’râf Suresi 53. Ayet
İşte onlar gerçekten mü’minlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır.
Enfâl Suresi 4. Ayet
İşte şimdi siz tadın onu! Kâfirlere bir de cehennem azabı vardır.
Enfâl Suresi 14. Ayet
Allah, onlarda bir hayır (hakka yöneliş) olduğunu bilseydi, elbette onlara işittirirdi. Onlara işittirseydi dahi mutlaka yine yüz çevirerek dönüp giderlerdi.
Enfâl Suresi 23. Ayet
Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedî olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler va’detti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
Tevbe Suresi 72. Ayet
(Fakat) iman edip salih ameller işleyenlere gelince, Rableri onları imanları sebebiyle, hidayete erdirir. Nimetlerle dolu cennetlerde altlarından ırmaklar akar.
Yûnus Suresi 9. Ayet
Bunların oradaki duaları, “Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım!”, aralarındaki esenlik dilekleri, “selâm”; dualarının sonu ise, “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur” sözleridir.
Yûnus Suresi 10. Ayet
Onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi bozmayanlardır.
Ra’d Suresi 20. Ayet
Onlar, Allah’ın riâyet edilmesini emrettiği haklara riâyet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkanlardır.
Ra’d Suresi 21. Ayet
Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.
Ra’d Suresi 22. Ayet
Bu sonuç da Adn cennetleridir. Atalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla beraber oraya girerler. Melekler de her bir kapıdan yanlarına girerler (ve şöyle derler):
Ra’d Suresi 23. Ayet
“Sabretmenize karşılık selâm sizlere. Dünya yurdunun sonucu (olan cennet) ne güzeldir!”
Ra’d Suresi 24. Ayet
Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır.
Ra’d Suresi 25. Ayet
Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, cennetler içinde ve pınarlar başındadır.
Hicr Suresi 45. Ayet
Onlara, “Girin oraya esenlikle, güven içinde” denilir.
Hicr Suresi 46. Ayet
Biz, onların kalplerindeki kini söküp attık. Artık onlar sedirler üzerinde, kardeşler olarak karşılıklı otururlar.
Hicr Suresi 47. Ayet
Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değillerdir.
Hicr Suresi 48. Ayet
49,50. Ey Muhammed! Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğumu, azabımın da elem dolu azap olduğunu haber ver.
Hicr Suresi 49. Ayet
49,50. Ey Muhammed! Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğumu, azabımın da elem dolu azap olduğunu haber ver.
Hicr Suresi 50. Ayet
Allah’a karşı gelmekten sakınan kimselere, “Rabbiniz ne indirdi?” denildiğinde, “Hayr indirdi” derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah’a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir.
Nahl Suresi 30. Ayet
İçinden nehirler akan Adn cennetlerine gireceklerdir. Kendileri için orada diledikleri her şey vardır. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları böyle mükâfatlandırır.
Nahl Suresi 31. Ayet
Melekler, onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, “Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete” derler.
Nahl Suresi 32. Ayet
İşte onlar için içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada tahtlar üzerine kurularak altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyeceklerdir. O ne güzel karşılıktır! Cennet de ne güzel bir yaslanacak yerdir!
Kehf Suresi 31. Ayet
İşte bu, kullarımızdan Allah’a karşı gelmekten sakınanlara miras kılacağımız cennettir.
Meryem Suresi 63. Ayet
(Cebrail, şöyle dedi:) “Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler ve bunlar arasındakiler hep O’nundur. Rabbin unutkan değildir.”[348]*
Meryem Suresi 64. Ayet
(Allah) göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu hâlde, O’na ibadet et ve O’na ibadet etmede sabırlı ol. Hiç, O’nun adını taşıyan bir başkasını biliyor musun?
Meryem Suresi 65. Ayet
Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Enbiyâ Suresi 101. Ayet
Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar.
Enbiyâ Suresi 102. Ayet
En büyük korku bile onları tasalandırmaz ve melekler onları, “İşte bu, size vaad edilen (mutlu) gününüzdür” diyerek karşılarlar.
Enbiyâ Suresi 103. Ayet
Muhakkak ki Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
Hac Suresi 14. Ayet
Şüphesiz Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise ipektir.
Hac Suresi 23. Ayet
Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna iletilmişlerdir.
Hac Suresi 24. Ayet
Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.
Mü’minûn Suresi 8. Ayet
Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler.
Mü’minûn Suresi 9. Ayet
İşte bunlar varis olanların ta kendileridir.
Mü’minûn Suresi 10. Ayet
Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Mü’minûn Suresi 11. Ayet
De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dedilen ebedîlik cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfat ve varılacak bir yerdir.
Furkân Suresi 15. Ayet
Ebedî olarak kalacakları orada onlar için diledikleri her şey vardır. Bu, Rabbinin uhdesine aldığı, (yerine getirilmesi) istenen bir va’didir.
Furkân Suresi 16. Ayet
O gün cennetliklerin kalacakları yer daha hayırlı, dinlenecekleri yer daha güzeldir.
Furkân Suresi 24. Ayet
İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir!
Ankebût Suresi 58. Ayet
İman edip salih ameller işleyenlere gelince, işte onlar cennet bahçelerinde sevindirilirler.
Rûm Suresi 15. Ayet
8,9. Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Lokman Suresi 8. Ayet
8,9. Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Lokman Suresi 9. Ayet
Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.
Yâsîn Suresi 55. Ayet
Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.
Yâsîn Suresi 56. Ayet
Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.
Yâsîn Suresi 57. Ayet
Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) “Selâm” (vardır).
Yâsîn Suresi 58. Ayet
Ancak Allah’ın halis kulları başka.
Sâffât Suresi 40. Ayet
41,42. İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.
Sâffât Suresi 41. Ayet
41,42. İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.
Sâffât Suresi 42. Ayet
Onlar Naîm cennetlerindedirler.
Sâffât Suresi 43. Ayet
Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar.
Sâffât Suresi 44. Ayet
45,46. Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.
Sâffât Suresi 45. Ayet
45,46. Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.
Sâffât Suresi 46. Ayet
Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.
Sâffât Suresi 47. Ayet
Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır.
Sâffât Suresi 48. Ayet
Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır.
Sâffât Suresi 49. Ayet
Derken birbirlerine yönelip sorarlar.
Sâffât Suresi 50. Ayet
İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.”
Sâffât Suresi 51. Ayet
“Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi.
Sâffât Suresi 52. Ayet
“Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?”
Sâffât Suresi 53. Ayet
Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der.
Sâffât Suresi 54. Ayet
Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür.
Sâffât Suresi 55. Ayet
Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”
Sâffât Suresi 56. Ayet
“Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum.”
Sâffât Suresi 57. Ayet
58,59. “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz?[455] Bize azap edilmeyecek miymiş?”*
Sâffât Suresi 58. Ayet
58,59. “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz?[455] Bize azap edilmeyecek miymiş?”*
Sâffât Suresi 59. Ayet
Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.
Sâffât Suresi 60. Ayet
Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!
Sâffât Suresi 61. Ayet
49,50. Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.
Sâd Suresi 49. Ayet
49,50. Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.
Sâd Suresi 50. Ayet
Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler.
Sâd Suresi 51. Ayet
Yanlarında gözlerini kendilerinden ayırmayan yaşıt eşler vardır.
Sâd Suresi 52. Ayet
İşte bunlar, hesap günü için size vaad edilenlerdir.
Sâd Suresi 53. Ayet
İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme yoktur.
Sâd Suresi 54. Ayet
55,56. İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır!
Sâd Suresi 55. Ayet
“İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik.
Sâd Suresi 39. Ayet
Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.
Sâd Suresi 73. Ayet
Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
Sâd Suresi 74. Ayet
Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!”
Fussilet Suresi 30. Ayet
31,32. “Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah’tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var.”
Fussilet Suresi 31. Ayet
31,32. “Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah’tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var.”
Fussilet Suresi 32. Ayet
68,69. (Allah, şöyle der:) “Ey âyetlerimize iman eden ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de.”
Zuhruf Suresi 69. Ayet
“Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz.”
Zuhruf Suresi 70. Ayet
Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.
Zuhruf Suresi 71. Ayet
İşte bu, yapmakta olduklarınıza karşılık size mîras verilen cennettir.
Zuhruf Suresi 72. Ayet
Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz.
Zuhruf Suresi 73. Ayet
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler.
Duhân Suresi 51. Ayet
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
Duhân Suresi 52. Ayet
İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar.
Duhân Suresi 53. Ayet
İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Duhân Suresi 54. Ayet
Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler.
Duhân Suresi 55. Ayet
Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah, onları cehennem azabından korumuştur.
Duhân Suresi 56. Ayet
Bunlar, Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir. İşte bu büyük başarıdır.
Duhân Suresi 57. Ayet
Rabbinin katından açık bir belgesi olan kimse, kötü işleri kendisine güzel gösterilen ve nefislerinin arzularına uyan kimseler gibi midir?
Muhammed Suresi 14. Ayet
Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
Muhammed Suresi 15. Ayet
Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi verilmiş olanlara, “Az önce ne söyledi?” derler. İşte bunlar, Allah’ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir.
Muhammed Suresi 16. Ayet
Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara uzak olmayacak şekilde yaklaştırılacak.
Kâf Suresi 31. Ayet
32,33. (Onlara şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O’nun emrini gözeten için, görmediği hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.”
Kâf Suresi 32. Ayet
32,33. (Onlara şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O’nun emrini gözeten için, görmediği hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.”
Kâf Suresi 33. Ayet
“Oraya esenlikle girin. İşte bu, ebedîlik günüdür.”
Kâf Suresi 34. Ayet
Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.
Kâf Suresi 35. Ayet
17,18. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
Tûr Suresi 17. Ayet
“Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz O, iyilik edendir, çok merhametlidir.”
Tûr Suresi 28. Ayet
Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.
Kamer Suresi 54. Ayet
Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler.
Kamer Suresi 55. Ayet
Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.
Rahmân Suresi 46. Ayet
Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı yücedir.
Rahmân Suresi 78. Ayet
1,2. Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.
Vâkı’a Suresi 1. Ayet
39,40. Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.
Vâkı’a Suresi 40. Ayet
İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.
İnsan Suresi 5. Ayet
Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.”
İnsan Suresi 22. Ayet
31,32,33,34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
Nebe’ Suresi 31. Ayet
31,32,33,34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
Nebe’ Suresi 32. Ayet
31,32,33,34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
Nebe’ Suresi 33. Ayet
31,32,33,34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
Nebe’ Suresi 34. Ayet
Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan.
Nebe’ Suresi 35. Ayet
36,37,38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
Nebe’ Suresi 36. Ayet
36,37,38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
Nebe’ Suresi 37. Ayet
36,37,38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
Nebe’ Suresi 38. Ayet
Koltuklar üzerinde, (etrafı) seyrederler.
Mutaffifîn Suresi 23. Ayet
Nasıl, kâfirler yapmakta olduklarının karşılığını buldular mı?
Mutaffifîn Suresi 36. Ayet
İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.
Bürûc Suresi 11. Ayet
O gün birtakım yüzler vardır ki zillete bürünmüşlerdir.
Gâşiye Suresi 2. Ayet
O gün birtakım yüzler vardır ki, nimet içinde mutludurlar.
Gâşiye Suresi 8. Ayet
13,14,15,16. Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.
Gâşiye Suresi 16. Ayet
De ki: “Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır.” Allah, kullarını hakkıyla görendir.
Âl-i İmrân Suresi 15. Ayet
Yüzleri ağaranlar ise Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Âl-i İmrân Suresi 107. Ayet
İşte onların mükâfatı Rab’leri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir ki orada ebedî kalacaklardır. (Allah yolunda) çalışanların mükâfatı ne güzeldir!
Âl-i İmrân Suresi 136. Ayet
Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah katında olan şeyler iyiler için daha hayırlıdır.
Âl-i İmrân Suresi 198. Ayet
İman edip salih ameller işleyenleri ise, içinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları cennetlere koyacağız. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız.
Nisâ Suresi 57. Ayet
İman edip salih ameller işleyenleri de ebedî olarak kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Kimdir sözü Allah’ınkinden daha doğru olan?
Nisâ Suresi 122. Ayet
Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Naim cennetlerine koyardık.
Mâide Suresi 65. Ayet
Allah, şöyle diyecek: “Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.
Mâide Suresi 119. Ayet
Rableri onlara, kendi katından bir rahmet, bir hoşnutluk ve kendilerine içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdelemektedir.
Tevbe Suresi 21. Ayet
Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz, Allah katında büyük bir mükâfat vardır.
Tevbe Suresi 22. Ayet
Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.
Tevbe Suresi 89. Ayet
İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.
Tevbe Suresi 100. Ayet
İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Hûd Suresi 23. Ayet
Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedî kalmak üzere cennettedirler. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Bu, onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir.
Hûd Suresi 108. Ayet
İnanan ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel bir dönüş yeri vardır.
Ra’d Suresi 29. Ayet
Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dolunan cennetin durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanların sonudur. İnkâr edenlerin sonu ise ateştir.
Ra’d Suresi 35. Ayet
İnanan ve salih ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedî kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Oradaki esenlik dilekleri “selâm”dır.
İbrahim Suresi 23. Ayet
107,108. Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar için içlerinde ebedî kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler.
Kehf Suresi 107. Ayet
107,108. Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar için içlerinde ebedî kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler.
Kehf Suresi 108. Ayet
60,61. Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir.
Meryem Suresi 60. Ayet
60,61. Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir.
Meryem Suresi 61. Ayet
Orada boş söz işitmezler. Yalnızca (meleklerin) “selâm!” (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.
Meryem Suresi 62. Ayet
75,76. Her kim de O’na salih ameller işlemiş bir mü’min olarak varırsa, işte onlar için en yüksek dereceler, içinden ırmaklar akan, içinde ebediyyen kalacakları Adn cennetleri vardır. İşte bu, günahlardan temizlenenlerin mükâfatıdır.
Tâ-Hâ Suresi 76. Ayet
Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.”
Tâ-Hâ Suresi 117. Ayet
Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı.
Tâ-Hâ Suresi 121. Ayet
Dilerse sana bundan daha güzelini, içinden ırmaklar akan cennetleri verebilecek olan, sana saraylar kurabilecek olan Allah’ın şanı yücedir.
Furkân Suresi 10. Ayet
İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır.
Furkân Suresi 75. Ayet
Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
Furkân Suresi 76. Ayet
Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak.
Şu’arâ Suresi 90. Ayet
Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kimler de salih amel işlerse, ancak kendileri için (cennette yer) hazırlarlar.
Rûm Suresi 44. Ayet
İman edip salih amel işleyenlere gelince, onlar için, yapmakta olduklarına karşılık bir mükâfat olarak Me’vâ cennetleri vardır.
Secde Suresi 19. Ayet
Onlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir.
Fâtır Suresi 33. Ayet
Şöyle derler: “Hamd, bizden hüznü gideren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.”
Fâtır Suresi 34. Ayet
“O, lütfuyla bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez.”
Fâtır Suresi 35. Ayet
Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için (cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah, va’dinden dönmez.
Zümer Suresi 20. Ayet
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedî kalmak üzere buraya girin.”
Zümer Suresi 73. Ayet
Onlar şöyle derler: “Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah’a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzelmiş!”
Zümer Suresi 74. Ayet
“Ey Rabbimiz! Onları da, onların babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları da, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Mü’min Suresi 8. Ayet
“Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.”
Mü’min Suresi 40. Ayet
Sen, zalimlerin yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin. İnanıp yararlı işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu büyük lütuftur.
Şûrâ Suresi 22. Ayet
15,16. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.
Zâriyât Suresi 15. Ayet
15,16. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.
Zâriyât Suresi 16. Ayet
17,18. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
Tûr Suresi 18. Ayet
19,20. Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.
Tûr Suresi 19. Ayet
19,20. Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.
Tûr Suresi 20. Ayet
Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
Tûr Suresi 22. Ayet
Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar.
Tûr Suresi 23. Ayet
Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
Tûr Suresi 24. Ayet
Birbirlerine dönüp (“Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?” diye) sorarlar.
Tûr Suresi 25. Ayet
Derler ki: “Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allah’a isyandan) korkardık.”
Tûr Suresi 26. Ayet
“Allah da bize lütfetti ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu.”
Tûr Suresi 27. Ayet
Me’vâ cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.
Necm Suresi 15. Ayet
İki cennet de (ağaçlar, meyveler, rengârenk bitkiler gibi) çeşit çeşit güzelliklerle bezenmiştir.
Rahmân Suresi 48. Ayet
İçlerinde akan iki pınar vardır.
Rahmân Suresi 50. Ayet
İkisinde de her meyveden çift çift vardır.
Rahmân Suresi 52. Ayet
Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.
Rahmân Suresi 54. Ayet
Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
Rahmân Suresi 56. Ayet
Onlar sanki yakut ve mercandır.
Rahmân Suresi 58. Ayet
İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.
Rahmân Suresi 60. Ayet
Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır.
Rahmân Suresi 62. Ayet
O iki cennet koyu yeşil renktedir.
Rahmân Suresi 64. Ayet
İçlerinde kaynayan iki pınar vardır.
Rahmân Suresi 66. Ayet
İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır.
Rahmân Suresi 68. Ayet
Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır.
Rahmân Suresi 70. Ayet
Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir.
Rahmân Suresi 72. Ayet
Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.
Rahmân Suresi 74. Ayet
Onlar yeşil yastıklara ve güzel yaygılara yaslanırlar, (nimetlenirler).
Rahmân Suresi 76. Ayet
10,11. (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.
Vâkı’a Suresi 10. Ayet
10,11. (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.
Vâkı’a Suresi 11. Ayet
Onlar, Naîm cennetlerindedirler.
Vâkı’a Suresi 12. Ayet
13,14. Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.
Vâkı’a Suresi 13. Ayet
13,14. Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.
Vâkı’a Suresi 14. Ayet
15,16. Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
Vâkı’a Suresi 15. Ayet
15,16. Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
Vâkı’a Suresi 16. Ayet
17,18,19,20,21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Vâkı’a Suresi 17. Ayet
17,18,19,20,21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Vâkı’a Suresi 18. Ayet
17,18,19,20,21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Vâkı’a Suresi 19. Ayet
17,18,19,20,21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Vâkı’a Suresi 20. Ayet
17,18,19,20,21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Vâkı’a Suresi 21. Ayet
22,23. Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.
Vâkı’a Suresi 22. Ayet
22,23. Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.
Vâkı’a Suresi 23. Ayet
(Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.)
Vâkı’a Suresi 24. Ayet
Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler.
Vâkı’a Suresi 25. Ayet
Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.
Vâkı’a Suresi 26. Ayet
Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir![522]*
Vâkı’a Suresi 27. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 28. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 29. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 30. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 31. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 32. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 33. Ayet
28,29,30,31,32,33,34. (Onlar), dikensiz sidir ağaçları[523] ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.*
Vâkı’a Suresi 34. Ayet
Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık.
Vâkı’a Suresi 35. Ayet
36,37,38. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
Vâkı’a Suresi 36. Ayet
36,37,38. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
Vâkı’a Suresi 37. Ayet
36,37,38. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
Vâkı’a Suresi 38. Ayet
39,40. Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.
Vâkı’a Suresi 39. Ayet
88,89. Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
Vâkı’a Suresi 88. Ayet
88,89. Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
Vâkı’a Suresi 89. Ayet
90,91. Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.
Vâkı’a Suresi 90. Ayet
90,91. Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.
Vâkı’a Suresi 91. Ayet
Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedî olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır.
Hadîd Suresi 12. Ayet
Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Mücâdele Suresi 22. Ayet
Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Haşr Suresi 20. Ayet
(Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır.
Saff Suresi 12. Ayet
Toplanma vakti için Allah'ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah'a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
Teğâbun Suresi 9. Ayet
İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah, gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir.
Talâk Suresi 11. Ayet
Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti.
Tahrîm Suresi 11. Ayet
Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı.
Mutaffifîn Suresi 32. Ayet
Yaptıklarından dolayı hoşnutturlar.
Gâşiye Suresi 9. Ayet
Yüksek bir cennettedirler.
Gâşiye Suresi 10. Ayet
Orada hiçbir boş söz işitmezler.
Gâşiye Suresi 11. Ayet
Orada akan bir kaynak vardır.
Gâşiye Suresi 12. Ayet
13,14,15,16. Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.
Gâşiye Suresi 13. Ayet
13,14,15,16. Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.
Gâşiye Suresi 14. Ayet
13,14,15,16. Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.
Gâşiye Suresi 15. Ayet
(Allah, şöyle der:) “Ey huzur içinde olan nefis!”
Fecr Suresi 27. Ayet
“Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!”
Fecr Suresi 28. Ayet
“(İyi) kullarımın arasına gir.”
Fecr Suresi 29. Ayet
“Cennetime gir.”
Fecr Suresi 30. Ayet
Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar.
Beyyine Suresi 7. Ayet
Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.
Beyyine Suresi 8. Ayet