İbn Kayyim el-Cevziyye Hikmetli Sözleri

1-) Kalpler kendilerine iyilik yapanları sevmek, kötülük yapanlardan nefret etmeye yoğrulmuştur. Hiç kimse de Allah kadar ihsan edecek değildir. Allah’ın kuluna ihsanı her an ve her nefestedir...
İbn Kayyim el-Cevziyye
2-) Şeytan şu 6 şeyden birine ulaşmak ister: 1. İnsanı bilgi ve imandan uzaklaştırmak 2. Eğer birincide başarılı olamadıysa, hidayet yoluna giren insanın, inkardan sonra gelen bidat yoluna sapması için çalışır. 3. İkincide de başarılı olamazsa büyük günahları işletmeyi amaçlar. 4. Eğer bunda da başarı sağlayamazsa ona küçük günahları işletmeye çalışır. 5. İnsanı daha yararlı olanı terk edip daha az yararlı olan şeylerle meşgul etmek ister. 6. Mümini derdinden üzerek, kalbini ilim, irade ve diğer hayırlı amellerden uzak tutarak, onu meşgul etmeye çalışır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
3-) Kalpler, Rablerine kavuşmadıkça amacına ulaşamaz. O’nun dışındaki şeylerden arınmadıkça Rabbine kavuşamaz. Nefsini tedavi edip hastalıklardan kurtulmadıkça da arınamaz. Hastalıklardan da ancak arzu ve isteklerine aykırı davranmakla kurtulabilir
İbn Kayyim el-Cevziyye
4-) Her müşrik ne kadar da Allah’ı tazim ettiğini söylese de o mutlaka Allah’ı eksik kabul ediyordur. O sanar ki Allah kendinden çok uzaktır; bu nedenle aracılar Allah’a ulaştırmadıkça, Allah onun duasını duymaz...
İbn Kayyim el-Cevziyye
5-) Kulun mükemmelliği; arzuladığı nimeti elde etmesi, ona götüren yolları bilmesi, ek olarak da bu işi yapabilecek kesin iradeye ve bu nimete karşı sonsuz bir sevgiye sahip olmasıyla ölçülür.
İbn Kayyim el-Cevziyye
6-) Allah Teala, şikayetini, yalvarmasını ve duasını dinlemek için kuluna derd ve bela verir. Nitekim, Allah Teala, musibet ve bela zamanında kendine boyun eğerek yalvarmayan kulunu ayıplayarak, «Andolsun ki biz onları (evvelce de açlık) azabına musallat kıldık da yine Rablerine baş eğmediler. Onlar yalvarıp yakarmazlar.» (Mü'mİnun/76) buyurmuştur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
7-) Kuran, kalbin hidayet, bilgi ve hayır kaynağıdır. Tıpkı suyun, bitkilerin beslendiği kaynak olduğu gibi. Şeytan ise, bitkileri tek tek yakan bir ateş gibidir. Kalpte bir hayır filizi görmeye dursun hemen onu bozmaya ve yakmaya çalışır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
8-) Kuşkusuz mutluluk, refah, sevinç ve kemâl; ancak Allah’ı tanımak, O’nu sevmek, O’nun zikriyle huzur bulmak, O’na yakın olmakla sevinmek ve O’na kavuşmayı arzu etmekle gerçekleşir. Kulun dünyadaki cenneti budur... Aynı şekilde âhirette saadet ve bolluk içinde yaşamak ve kurtuluşa ermek de; ancak cennette, o saadet ve bolluk yurdunda Allah’ın yakınında bulunmakla mümkün olur. Öyleyse kul için iki cennet vardır. Bunlardan birincisine giremeyen ikincisine de giremez...
İbn Kayyim el-Cevziyye
9-) Günahlar müslümanın elindeki nimetleri yok eder. Herbir günah işlendiğinde bir nimet yok olur. Kişi tevbe ettiği zaman o nimet veya ondan daha fazlası kişiye geri döner. Kişi günah işleye işleye elindeki bütün nimetleri yok eder.
İbn Kayyim el-Cevziyye
10-) Nefes nimeti- hemen hiç kimsenin aklına gelmeyen bu nimet, ihsan olarak kula yeter. Çünkü insan bir günde yirmi bin defa nefes alıp verir. Her bir nefeste Allah’tan bir nimettir... Buna ek olarak kulundan bertaraf ettiği, ona gelebilecek eziyetler ve zararlar da vardır. Bunlar da her halde çokluk açısından nimetlere eşittir. Kul bunların çokluğununda farkında değildir...
İbn Kayyim el-Cevziyye
11-) Muhakkak ki Allah verdiği zaman faziletinden rahmet ve nimetinden verir. Mani olur veya ceza verirse bu da adalet ve hikmetiyledir. Bu makamın hakkını ödemek bir tarafa hakkıyla tasavvur etmek bile söz konusu değil..
İbn Kayyim el-Cevziyye
12-) Kolaylık içinde olduğu zaman, şükredenlerden ol.. "Allah şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir." Âl-i İmrân, 144. Zorluk içinde olduğu zaman, sabredenlerden ol.. "Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir." Zümer, 10.
İbn Kayyim el-Cevziyye
13-) Kul hayatı boyunca hem iniş hem çıkışlar yapabilir. Hangisi çok olursa kendisi oranın ehli olur. Yüz derece çıkıp bir derece inenle, bir derece çıkıp yüz derece inen bir değildir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
14-) İhlas ve istikamet olmadan yapılan bir amel, tıpkı yolculuğunda yanındaki torbalarına kum doldurup da yararı olmadan boş yere ağırlık yapıp onları yanında taşıyan yolcuya benzer.
İbn Kayyim el-Cevziyye
15-) Allah’a yönelen, darmadağınık düşünce ve niyetlerini Allah’ta toplamış, Allah ile ünsiyet bulup yalnızlığı giden, tüm derdi kederi, kalbindeki her düşünce ve kasdı onun etrafında dönen kimseden daha hoş bir yaşama kim sahiptir?
İbn Kayyim el-Cevziyye
16-) Yüce Allah bildiği bir sır gereği insanoğluna azılı bir düşman musallat etmiştir. Bu düşman insanı helak etme yollarını çok iyi bilen, kötülük yolunda uzmanlaşmış, deneyimli, hırslı, uyku ve uyanık halde bile görevinden vazgeçmeyen, bıkıp usanmayan bir düşmandır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
17-) Göz kalbin gözcüsüdür. Kalp derhal gözcüsünü, orada ne olduğuna bakmaya gönderir. Gözcü görülenin güzelliğini haber verince kalpte güzelliğe olan iştiyakından dolayı harekete geçer. Ve çok kere hem kendisini hem de gözcüsünü ve elçisini yorar...
İbn Kayyim el-Cevziyye
18-) Allah ; Eğer kullarını sevmeseydi, onlara iyilik etmeseydi, yerlerde ve göklerde, dünyada ve ahrette olanları onlar için yaratırmıydı?? Sebep de O’ndan sonuçta...Muvaffakiyet de O’ndan nimetler de...Kul da O’nun mal da O’nundur...Sevap da O’ndandır...Şânı böyle olan zât nasıl sevilmez ki??
İbn Kayyim el-Cevziyye
19-) Şeytan,okuduğundan birşey anlamaması için bütün atlı ve yaya askerlerini Kuran okuyanın üzerine sevk eder. Onu düşünmekten uzaklaştırmaya ve Allahın isteklerini daha iyi anlamasına mani olmaya çalışır.Tüm çabası kalbi ile Kuran okuyanın arasına girmek yararlanmasını engellemektir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
20-) Nasıl ki beden, kötü karışımları boşaltıp tabiî kuvvetten kurtulunca rahat eder ve hiçbir manî ve engel olmadan normal işlevini yerine getirince nemalanmış gelişmiş olursa, kalp de tevbeyle günahlardan kurtulunca kötü karışımlarını boşaltmış ve böylece kuvvet ve iradesini hayra yöneltmiş olur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
21-) Bilemezsin ne ile cennete girebileceğini. Bir damla gözyaşı mı, hoş bir söz mü, bir sadaka mı, güzel bir sabır mı? Bir ayet tilaveti mi? Allah için sevmek mi? Temiz bir kalp mi? Büyük işler peşinden koşturanlar ise hepsini bir arada yaparlar...
İbn Kayyim el-Cevziyye
22-) Yüce Allah kulunun hoşlanmadığından hoşlanmaz ve ona kötülük yapmak istemez. Bu yönden onu öldürmek istemez. Fakat öldürülmesi onun yararınadır. Çünkü Allah diriltmek için öldürür, sıhhat vermek için hasta eder, zengin etmek için fakir yapar, vermek için engeller.
İbn Kayyim el-Cevziyye
23-) İnsan her şeyi bilip tanısa; fakat Rabbini tanımasa, o hiçbir şeyi bilmemiş, tanımamış gibidir. O dünyanın her türlü nimet ve imkanını elde etse; fakat Allah sevgisini, O’nu özlemeyi ve O’nunla dostluğu elde etmemiş olsa, o hiçbir nimete, hiçbir göz aydınlığına sahip olmamış demektir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
24-) Nefis, insanın helak olmasına yol açacak şeylere çağırır. Ona karşı düşmanlarının tarafında yer alır. Her yakışıksız ve fenanın özlemini çeker, onu hırsla ister. Her kötülüğün ardınca gider. Muhalefet meydanında at koşturur...
İbn Kayyim el-Cevziyye
25-) Kuran’dan faydalanmak istersen onu okuyacağın ve dinleyeceğin zaman kalbini ona bağla ve işitme organlarını ancak ona yönlendir. Allah’ın seninle konuştuğu, muhatap olunduğun şuuruyla o atmosferde hazır bulun...
İbn Kayyim el-Cevziyye
26-) Yazık pahalı hissesini ucuza satana! Bu ticarette tamamen aldanana.... Sendeki mal ne güzel! Alıcısı Allah, fiyatı ebedi cennet...
İbn Kayyim el-Cevziyye
27-) Her müminin sabretmesi ve şükretmesi lazımdır. Sabır ile şükürden her biri yerine göre daha efdaldır. O halde sabır sabredilecek yerlerde daha efdaldır. Şükür de şükredilecek yerlerde daha efdaldır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
28-) Vesvese; uzaklık ve yalnızlıktan doğar. Vesveseli olan kişi, mabudunun önünde hazır durmak için nefsi ve kalbiyle mücadele eder durur. Sevenin ise kalbi hiçbir zaman gaib değil ki onu hazır tutmak için mücadele etsin...
İbn Kayyim el-Cevziyye
29-) "Dua hastalığı gideren faydalı bir ilaçtır. Ancak kalbin gafleti onun gücünü kırar."
İbn Kayyim el-Cevziyye
30-) 1. Gerçek şu ki, insanın yapmak istediği her iş, onun gücü dahilinde değildir. 2. Güç yetirilen her işi yapmak da her zaman fayda getirmez. 3. Fayda getirecek her işi de Allah için yapıyor değildir. 4. Allah için yaptığı her işte de mutlaka yardımcısı olmayabilir. Bütün bunları düşünerek kendini hesaba çektiğinde, niyet ettiği işlerden hangilerini yapıp, hangilerinden uzak duracağı açıkça insana belli olur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
31-) Ey hüzünlü kimse ! Şüphesiz âhireti görmen yakındır.. Ancak ona ulaşana kadar musibetler vardır..
İbn Kayyim el-Cevziyye
32-) Bir kulun Rabbi huzûrunda iki duruşu vardır. Birincisi namazda,ikincisi ise kıyâmet gününde.İkinci duruş da kurtuluşu,birinci duruşunu ne kadar güzel yaptığına bağlıdır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
33-) İnsan nefsi,iradeyle hareket eder. Onun iradeyle hareket etmesi, yapısının bir gereğidir. İrade,istemek ve dilemek demektir. Yani istek, nefsin ayrılmaz bir niteliğidir. Bu yüzden eğer irade, hakka yönlendirilmez ve hakkı talep etmezse, zorunlu olarak batılı düşünür ve talep eder.
İbn Kayyim el-Cevziyye
34-) Allah svt mutlaka kendine isyan edenleri rezil eder. Kunut duasında “Gerçek şu ki senin dost edindiğin zelil, düşman edindiğin de aziz olamaz” dendiği gibi kim Allah’a itaat ederse, Allah onu dost edinmiştir, Rabbi kimi de dost edinirse, asla onu zelil etmez.
İbn Kayyim el-Cevziyye
35-) Yüce Allah şöyle buyuruyor: “De ki: Rabbim şeytanın kışkırtmalarından Sana sığınırım. Onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim” Müminun 97-98 Şeytanın kışkırtması, ısrarla ve kişiyi rahatsız edecek şekilde kalbe vesvese vermesi, onu kötülük işlemeye ya da iyilik yapmaktan vazgeçmeye zorlamasıdır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
36-) İmtihanın hikmeti; kendisinin MÜMİN olduğunu iddia edenlerin durumunu ortaya koymak ve imanın derinliği hususunda şüpheleri izale etmektir. İMTİHAN; insanın olgunluğunu ve kuvvetini artırır. Sadık davetçiler için SEVAP ve DERİNLEŞMEDİR. Ve İMTİHAN MÜMİN İÇİN ASLA ŞERLİ DEĞİLDİR. O, Allah Teala’nın kulları kendine döndürmek için yürürlüğe koyduğu bir hayırdır...
İbn Kayyim el-Cevziyye
37-) Günahkar kendini yapayalnız hisseder. Bu yalnızlık ve soğukluk hem kendisiyle Rabbi arasında, hem de insanlarla kendi arasında olur. Günahlar çoğaldığı oranda bu his artar... Günahkar kişi tâatin sıcaklığını, güvenliğini ve tadını, günahın soğukluğu, yol açtığı korku ve zararla değiştirmiştir...
İbn Kayyim el-Cevziyye
38-) Nefis, insanı azgınlığa ve dünya hayatını ahirete tercih etmeye davet etmektedir. Rab Teala ise, kulunu kendisinden korkmaya ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmaya çağırmaktadır. Böylece kalp iki davetçinin arasında kalıp, bazen bunun bazen onun çağrısını kabul etmektedir. İşte bu kulun sınanıp denendiği noktadır...
İbn Kayyim el-Cevziyye
39-) "Allah seni gece namazlarına kalkmaya muvaffak kılmışsa, yatanlara aşağılayıcı gözle bakma. Allah sana oruç tutmayı nasib etmişse, o zaman yiyenlere aşağılayıcı gözle bakma. Allah sana cihad kapısını açmışsa, o zaman oturanlara aşağılayıcı gözle bakma. Zira yatan, yiyen, oturan Allah’a senden daha yakın olabilir. Senin için gece yatıp, sabahında pişman olman, geceyi namazla geçirip sabahında kendini beğenmenden daha hayırlıdır. Çünkü kendini beğenenin ameli kabul olmaz."
İbn Kayyim el-Cevziyye
40-) Hesap günü gelip insanlar toplandığında, karanlıklar geçici olarak kalkar ve herkes birbirini görür. Sonra tekrar karanlık çöker. Öyle ki, yüzler kömür gibi siyahlaşır. Ne kötü bir ceza! İşte o zaman, baştan sona dünyadaki bütün zevkler, bu zevklere dalıp Allah’ın yolundan ayrılan insanlara sadece bir saatlik bir hayal gibi gelir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
41-) Şeytanın izlerini silebilen ve kalbi etkileyen tek ilaç Kuran’dır... Kuran ilacının yararlı ve etkili olabilmesi için kalbin manevî sıkıntı ve hastalıklardan boşaltılması gerekir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
42-) Kalp ayna gibidir. Heva ise onun pasıdır. Kalp ne zaman bu pastan kurtulursa, eşyanın hakikatleri onda yansımaya başlar. Paslanınca ise, malumatın şekilleri onda makes bulamaz, böyle olunca da artık onun ilmi ve sözü zanlar ve tahminlerden öteye geçmez olur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
43-) İnsan bir iyilik yapmak istediğinde şeytan çok hırçınlaşır ve kişiyi vazgeçirmek için yoğun çaba harcar. Yapılacak iş, kul için nekadar yararlı ve Allah’a nekadar sevimliyse, şeytanın karşı çıkması da okadar şiddetli olur...
İbn Kayyim el-Cevziyye
44-) Allah’a itaat, en büyük ve en önemli sığınaktır. Bu sığınağa giren, Allah’ın dünyadaki ve ahiretteki cezalarından kurtulur. Sığınaktan çıkanı ise, korku ve endişeler her yönden çepeçevre kuşatır. Korkular, Allah’a itaat edenler için bir güven ve huzura dönüşür. İsyan eden ve günah işleyenlerin de en güvenli yerlerini bile korku ve kabus alanlarına çevirir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
45-) İnsanlar “en faydalıyı seçmede” fahiş hatalar yaparlar. En çok elem veren şeyde zevk arar, haz verme ihtimali büyük şeyden acı çeker, büyük hastalığa yol açan şeylerde kalplerinin şifa bulduğunu sanırlar.
İbn Kayyim el-Cevziyye
46-) Kalbin iyi halli, faziletli olması ancak nefis muhasebesi ile mümkündür. Kalbin kötü halli ve nifak içinde olmasının nedeni de ona gereken ilginin, gerektiği şekil ve zamanda gösterilmeyip, serbest bırakılmasıdır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
47-) Aklı başında bir günahkar, düşünür ve günahlarının verdiği zevk ile doğurduğu korku ve yalnızlık gibi sonuçları karşılaştırıp kıyaslarsa, nekadar kötü bir durumda olduğunu ve nekadar ahmakça davrandığını anlar. Allah’a itaat etmenin verdiği huzuru, güveni ve tatlılığı, günahların neden olduğu yalnızlık, korku ve endişelere değişmiştir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
48-) Kalpte iki güç bulunur: * İlim ve anlama gücü * İrade ve sevgi gücü Kalp bu iki gücü kendi yararına kullanmakla ancak olgunlaşır. Bu güçlerin uygun ve faydalı yerlerde kullanılmasıyla kişinin amelleri düzelir, mutluluğa kavuşur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
49-) Ceza amel cinsinden olur. Kim ki gözünü Allah’ın haram kıldığından korursa, Allah da onun cinsinden daha hayırlısını ona verir. O nasıl ki, göz nurunu haramdan alıkoyuyorsa, Allah’da basiret ve kalbine nur salar böylece gözünü haramlardan korumayanın göremeyeceği şeyleri görür.
İbn Kayyim el-Cevziyye
50-) Her kim, bir müslümanı yardıma ihtiyaç duyduğu zaman, yardımsız bırakırsa, Allah’ta onu yardıma ihtiyac duyduğu zaman yardımsız bırakır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
51-) Evler üç çeşittir. Birincisi kralın evidir ki burada kralın hazinesi, stok yaptığı malzemeleri ve mücevherleri vardır. İkincisi normal bir kişinin evidir. Bu evde de kralın hazineleri ve eşyaları gibi olmasa da o kişinin değerli eşyaları vesaire vardır. Üçüncü ev ise tamamen boş olup hiçbir eşya bulunmaz. Şimdi bir hırsız gelmiş olsa hangi evi soymak ister? Eğer boş Eve girmek ister dersen bu imkânsızdır. Çünkü boş evde çalınacak bir eşya yok ki! Bu nedenle İbni Abbas'a: "Yahudiler ibadet ederken kendilerine vesvesenin gelmediğini söylüyorlar" diye sorulduğunda O: "Şeytan harap olmuş bir kalbi ne yapsın ki?" cevabını vermiştir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
52-) Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah’ta onun ayıbı örter.
İbn Kayyim el-Cevziyye
53-) Seleften bazıları "Sana hak yolunu tavsiye ederim.Hak yolunun yolcularının azlığından endişeye kapılma.Aman,batıl yolundan da sakın! Helak olanların çokluğu seni aldatmasın" demişlerdir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
54-) Her kim infak ederse Allah’ta ona infak eder.
İbn Kayyim el-Cevziyye
55-) Kişinin edebi, mutluluk ve kurtuluşunun adresidir. Edebinin azlığı, bedbahtlığının ve helakının adresidir. Edep kadar dünya ve ahiret güzelliği kazanılmamış; edepsizlik kadar dünya ve ahiret iyiliklerinden mahrum kalınmamıştır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
56-) Mükafat: hayırda ve şerde amelin cünsindendir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
57-) Ve merhamet edenlere er-Rahman olan (Allah) rahmet eder.
İbn Kayyim el-Cevziyye
58-) Yolunda sana bağıracak olurlarsa onlara iltifat etme. Onlara dönüp de bakacak olursan şüphesiz seni yakalayıp yolundan alıkoyarlar.
İbn Kayyim el-Cevziyye
59-) Kalbine dünyanın tasalarını ve ağırlıklarını yüklendiğinde ve dünyanın kuvvetini ve diriliğini gösteren meşgalesini ve boş şeylerini omuzladığında tıpkı atını sırtlayan bir yolcuya benzersin. Senden ağır olduğu için onu ne taşıyabilirsin, ne de ona yem verebilirsin. Hatta hemen yerinde duruverirsin!\
İbn Kayyim el-Cevziyye
60-) Her kim bir müslümanı korursa Allah’ta onu korur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
61-) Ve muhakkak ki Allah kullarından merhametli olanlara rahmet eder.
İbn Kayyim el-Cevziyye
62-) Şu bir gerçek ki: Allah kalbin tek ilahı ve yaratıcısı, tek mabudu ve isteği ve her şeyden daha çok sevdiği olmadıkça, kalp için asla saadet, lezzet ve nimet olamaz...
İbn Kayyim el-Cevziyye
63-) Şeytan; insanı kolayca hataya kaydırır. Aceleci davrananı kızdırır. Sebattan, ağırbaşlılıktan ve yumuşaklılıktan uzaklaştırır. Bir şeyin yerli yerine konmasına engel olur. Kötülükleri kendine çeker. İyiliklerin elde edilmesine set olur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
64-) Ameller binadır, temeli ise imandır. Kim binasını yükseltmek istiyorsa, binanın temelini başarıyla, güçlü, sağlam ve oldukça köklü yapsın. Temeli güçlü olursa binayı taşır ve yükseliverir. Binadan bir parça yıkılacak olursa, bunun tedarik edilip onarılması kolaydır. Ancak temel güçlü olmazsa, bina yükselemeyeceği gibi, ayakta da kalamaz. Şayet temelinden bir şey yıkılacak olursa, işte o zaman bina düşer veya yıkılır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
65-) Mümin için yanlış kişilerle oturup kalkmaktan daha zararlı birşey görmedim; Muhakkak ki karakterler hırsızlık yapar.
İbn Kayyim el-Cevziyye
66-) Kalp de Allah’tan başka bir mabud olsa, bu mabud oradan çıkmadıkça ve Allah; sevdiği, umduğu, korktuğu, kendisine tevekkül ettiği ve yöneldiği onun TEK ilahı ve mabudu olmadıkça, o kalp düzelmesi mümkün olmayacak şekilde bozulmuş demektir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
67-) Gerek melek, gerek insan, gerek cin veya hayvan olsun Allah dışındaki tüm canlılar faydayı elde etmek, zararlıdan da kaçınmaya muhtaçtır. Bu durum ise, ancak fayda ve zarar vereni tasavvur etmekle tamamlanır. Menfaat, nimet ve lezzet cinsinden; zarar ise acı ve azap cinsindendir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
68-) "İbadetlerinde ne kadar kusurlu olsan da güzel ahlâk sahibi olmakta kusurlu olma! Çünkü güzel ahlâk Cennetin yüksek katlarına çıkman için anahtarın olabilir. Yoksa salihlerin günahsız olduğunu mu düşünüyorsun? Onlar sadece günahlarını açığa vurmayıp gizlemeye çalıştılar, mağfiret dilediler ısrar etmediler, itiraf ettiler gerekçeler aramadılar, kötü iş yaptıktan sonra iyi işler yaptılar.
İbn Kayyim el-Cevziyye
69-) Her kim affeder, Hakkından vaz geçerse, Allah’ta onu affeder ve hakkından vazgeçer.
İbn Kayyim el-Cevziyye
70-) Ne zaman yalnız kaldığını hissedersen geçmiş refiklerini hatırla ve onlara katılmaya çalış. Onların dışındakilerden yüzünü çevir. Çünkü onlar Allah katında sana hiç bir şey sağlayamazlar.
İbn Kayyim el-Cevziyye
71-) Her Kim, darda, kalanın durumunu kolaylaştırırsa, Allah’ta ona dünya ve ahireti kolaylaştırır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
72-) Her kim, bir müslümana zarar verirse, Allah’ta ona yaptığı ile Zarar verir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
73-) Bu dünyada hiç imtihan olmasaydı, kıyamet gününde iflas ederdik.
İbn Kayyim el-Cevziyye
74-) Kula kalbin katılığından ve Allah’tan uzak olmaktan daha büyük bir helak verilmemiştir. Cehennem de katı kalpleri eritmek için yaratılmıştır. Allah’tan en uzak olan kalp de şüphesiz katı kalptir. Kalp katılaşınca gözdeki damarlar kurur.
İbn Kayyim el-Cevziyye
75-) Kötülüğün alametlerinin bazıları şöyledir: Kul ilim olarak arttığı zaman, kibir ve başa kakması da artar. Ameli arttığı zaman övünmesi, insanları hakir görmesi ve kendi hakkında güzel düşünmesi artar. Ömrü arttığı zaman, hırsı da artar...
İbn Kayyim el-Cevziyye
76-) Zikir; Allah’ın kulu ile arasındaki açık olan en büyük kapıdır, Kul gafleti ile kapatmadıkça..
İbn Kayyim el-Cevziyye
77-) Her kim, kardeşinin mahremini takip ederse, Allah’ta onun mahremini takip ettirir.
İbn Kayyim el-Cevziyye
78-) Her kim aydınlatırsa (öğretir) (Allah’ta )onu aydınlatır (öğretir)
İbn Kayyim el-Cevziyye
79-) Kim bir müslümanı yardımsız bırakırsa Allah’ta onu yardımsız bırakır...
İbn Kayyim el-Cevziyye
80-) Dünyayı seven şu 3 şeyden ayrı kalamaz: Ayrılmaz keder, Daimî yorgunluk, Bitmeyen pişmanlık; Bunun nedeni şudur: Dünyayı seven kişi dünyalık neyi elde etse mutlaka nefsi onun bir üstündekine tamah eder...
İbn Kayyim el-Cevziyye
81-) Kulların Allah için zillet göstermeleri ve kulluk etmeleri hayret edilecek bir durum değildir. Çünkü O'na hizmet etmeleri kaçınılmazdır, O'na ihtiyaçları vardır ve O'na karşı oldukça fakirlerdir. Asıl hayret edilecek bir durum varsa, o da; her şeyden müstağni olduğu halde birçok nimetini kullarına sevdirmesi, onlara merhamet etmesi ve onlara çokça İhsan etmiş olmasıdır. Senin O'nun (c.c) kulu olman, sana İzzet ve şeref olarak yeter. O'nun senin Rabbin olması, sana övgü olarak yeter
İbn Kayyim el-Cevziyye
82-) Allah (subhanehu ve teala) ameller, sözler, giysi ve duruşlarda nasıl ki güzeli severse, sözler ameller, giysi ve duruşlardan da kötü olanına buğz eder. Kötülük ve ehline buğz eder. Güzellik ve ehlini de sever.
İbn Kayyim el-Cevziyye
83-) Kim hataları affederse Allah’ta onun hatalarını affeder...
İbn Kayyim el-Cevziyye
84-) Her kim, bir mü’minin: dünyalık hüzün ve kederini ferahlatırsa, Allahta ona, kıyamet gününün hüzün ve kederini ferahlatır.
İbn Kayyim el-Cevziyye
85-) Yaratılan biri, ilk olarak, senin menfaatini düşünmez; bilakis seninle kendi menfaatini amaçlar. Seninle kendi menfaatini değil; sadece senin menfaatini amaçlayan sadece Allah’tır...
İbn Kayyim el-Cevziyye
86-) Her kim, nedamet duyan birisini muaf tutarsa, Allah’ta kıyamet günü onun hatasını muaf tutar
İbn Kayyim el-Cevziyye