"Erkekler" ile ilgili ayetler

Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda O’na döndürüleceksiniz.
Bakara Suresi 28. Ayet
O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.
Bakara Suresi 29. Ayet
Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.
Bakara Suresi 30. Ayet
Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi.
Bakara Suresi 31. Ayet
Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler.
Bakara Suresi 32. Ayet
Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” dedi.
Bakara Suresi 33. Ayet
İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
Bakara Suresi 213. Ayet
Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.[443]*
Ahzâb Suresi 72. Ayet
Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır.
Lokman Suresi 20. Ayet
Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır.
Lokman Suresi 29. Ayet
Allah, içinde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, O’nun lütfunu aramanız ve şükretmeniz için denizi sizin hizmetinize verendir.
Câsiye Suresi 12. Ayet
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.
Câsiye Suresi 13. Ayet
İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir.
İsrâ Suresi 11. Ayet
Denizde size bir sıkıntı dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp) kaybolur, yalnız Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
İsrâ Suresi 67. Ayet
Peki, karada sizi yere geçirmesinden, yahut üzerinize taşlar savuran kasırga göndermesinden, sonra da kendinize bir vekil bulamamaktan güvende misiniz?
İsrâ Suresi 68. Ayet
Yahut sizi tekrar denize döndürüp üstünüze, kasıp kavuran bir fırtına yollayarak nankörlüğünüz sebebiyle sizi boğmasından, sonra da bize karşı kendiniz için arka çıkacak bir yardımcı bulamama (durumun)dan güvende misiniz?
İsrâ Suresi 69. Ayet
Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
İsrâ Suresi 70. Ayet
İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da umutsuzluğa düşer.
İsrâ Suresi 83. Ayet
Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
Hicr Suresi 21. Ayet
Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.
Hicr Suresi 26. Ayet
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.
Hicr Suresi 27. Ayet
28,29. Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.
Hicr Suresi 29. Ayet
Bunun üzerine bütün melekler saygı ile eğildiler.
Hicr Suresi 30. Ayet
Ancak İblis, saygı ile eğilenlerle beraber olmaktan kaçındı.
Hicr Suresi 31. Ayet
Allah, “Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?” dedi.
Hicr Suresi 32. Ayet
İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.”
Hicr Suresi 33. Ayet
34,35. Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.
Hicr Suresi 34. Ayet
34,35. Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.
Hicr Suresi 35. Ayet
Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!
Neml Suresi 62. Ayet
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”
Sâd Suresi 71. Ayet
“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”
Sâd Suresi 72. Ayet
Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.
Sâd Suresi 73. Ayet
Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
Sâd Suresi 74. Ayet
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
Beled Suresi 1. Ayet
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
Beled Suresi 2. Ayet
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
Beled Suresi 3. Ayet
1,2,3,4. Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
Beled Suresi 4. Ayet
İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
Beled Suresi 5. Ayet
“Yığınla mal harcadım” diyor.
Beled Suresi 6. Ayet
Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?
Beled Suresi 7. Ayet
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
Beled Suresi 8. Ayet
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
Beled Suresi 9. Ayet
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
Beled Suresi 10. Ayet
Fakat o, sarp yokuşa atılmadı.
Beled Suresi 11. Ayet
İki deniz aynı olmaz. Şu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi kolaydır. Şu ise tuzludur, acıdır. Bununla beraber her birinden taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan istemeniz ve şükretmeniz için gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün.
Fâtır Suresi 12. Ayet
Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.
Fâtır Suresi 13. Ayet
Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.
Fâtır Suresi 15. Ayet
Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var.
Fâtır Suresi 27. Ayet
İnsanlardan, (yeryüzünde) hareket eden (diğer) canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır. Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
Fâtır Suresi 28. Ayet
O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.
Secde Suresi 7. Ayet
Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı.
Secde Suresi 8. Ayet
Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Secde Suresi 9. Ayet
Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık.
Mü’minûn Suresi 12. Ayet
Sonra onu az bir su (meni) hâlinde sağlam bir karargâha (ana rahmine) yerleştirdik.
Mü’minûn Suresi 13. Ayet
Sonra bu az suyu “alaka”[381] hâline getirdik. Alakayı da “mudga”[382] yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!*
Mü’minûn Suresi 14. Ayet
Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan[372], sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan[373] yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.*
Hac Suresi 5. Ayet
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa, gönlü onunla hoş olur. Şâyet başına bir kötülük gelirse, gerisingeri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir.
Hac Suresi 11. Ayet
Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
Mü’min Suresi 64. Ayet
O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan[474] yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.*
Mü’min Suresi 67. Ayet
Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!
Abese Suresi 17. Ayet
Allah, onu hangi şeyden yarattı?
Abese Suresi 18. Ayet
Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.
Abese Suresi 19. Ayet
Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
Abese Suresi 20. Ayet
Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.
Abese Suresi 21. Ayet
Sonra, dilediği vakit onu diriltir.
Abese Suresi 22. Ayet
Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
Târık Suresi 5. Ayet
Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.
Târık Suresi 6. Ayet
Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.
Târık Suresi 7. Ayet
Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter.
Târık Suresi 8. Ayet
Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla!
Târık Suresi 9. Ayet
(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı.
Târık Suresi 10. Ayet
İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.[569]*
İnsan Suresi 1. Ayet
Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.
İnsan Suresi 2. Ayet
Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.
İnsan Suresi 3. Ayet
Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.
İnsan Suresi 4. Ayet
İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı. Böyle iken bakarsın ki o, Rabbine açık bir hasım kesilmiştir.
Nahl Suresi 4. Ayet
Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz.
Nahl Suresi 5. Ayet
Onları akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken de sizin için bir güzellik (ve zevk) vardır.
Nahl Suresi 6. Ayet
Onlar ağırlıklarınızı, sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir.
Nahl Suresi 7. Ayet
Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır.
Nahl Suresi 8. Ayet
Doğru yolu göstermek Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır.[302] Allah dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.*
Nahl Suresi 9. Ayet
O, gökten sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana gelir.
Nahl Suresi 10. Ayet
Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır.
Nahl Suresi 11. Ayet
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.
Nahl Suresi 12. Ayet
Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır.
Nahl Suresi 13. Ayet
O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. (Bütün bunlar) O’nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir.
Nahl Suresi 14. Ayet
15,16. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.
Nahl Suresi 15. Ayet
15,16. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.
Nahl Suresi 16. Ayet
Şu hâlde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?
Nahl Suresi 17. Ayet
Hâlbuki Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Nahl Suresi 18. Ayet
Allah, gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir toplum için bir ibret vardır.
Nahl Suresi 65. Ayet
Şüphesiz (sağmal) hayvanlarda da sizin için bir ibret vardır. Onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (süzülen) içenlere halis ve içimi kolay süt içiriyoruz.
Nahl Suresi 66. Ayet
Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.
Nahl Suresi 67. Ayet
Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Nahl Suresi 78. Ayet
Allah, size evlerinizi huzur ve dinlenme yeri yaptı. Hayvanların derilerinden gerek göç gününüzde, gerek ikamet gününüzde kolayca taşıyacağınız evler; onların yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar yararlanacağınız ev eşyası ve geçimlikler meydana getirdi.
Nahl Suresi 80. Ayet
Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve dağlarda da sizin için barınaklar var etti. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar verdi. Böylece Allah, müslüman olasınız diye üzerinizde olan nimetini tamamlıyor.
Nahl Suresi 81. Ayet
Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.
Rûm Suresi 54. Ayet
Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yahut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a kolaydır.
Fâtır Suresi 11. Ayet
De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”
A’râf Suresi 29. Ayet
Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan[238] var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.[239]*
A’râf Suresi 189. Ayet
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da[104] eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.*
Nisâ Suresi 1. Ayet
Allah, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.
Nisâ Suresi 28. Ayet
O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.
En’âm Suresi 98. Ayet
O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan[466] eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı.[467] Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk (mutlak hâkimiyet) yalnız O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde, nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?*
Zümer Suresi 6. Ayet
İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler.
Zümer Suresi 49. Ayet
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Hucurât Suresi 13. Ayet
İnsanlar (başlangıçta tevhit inancına bağlı) tek bir ümmet idiler; sonra ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesiyle ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında derhal hüküm verilir (işleri bitirilir)di.
Yûnus Suresi 19. Ayet
Tîn’e ve zeytûn’a andolsun.[586]*
Tîn Suresi 1. Ayet
Sinâ dağına andolsun,
Tîn Suresi 2. Ayet
Bu güvenli şehre (Mekke’ye) andolsun ki,
Tîn Suresi 3. Ayet
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Tîn Suresi 4. Ayet
Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.
Tîn Suresi 5. Ayet
Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükâfat vardır.
Tîn Suresi 6. Ayet
(Ey insan!) Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor?
Tîn Suresi 7. Ayet
Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?
Tîn Suresi 8. Ayet
Allah, şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker.”
Tâ-Hâ Suresi 123. Ayet
İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.[427]*
Rûm Suresi 41. Ayet
İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler. Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler.
Rûm Suresi 36. Ayet
İnsan çok aceleci (tez canlı) yaratılmıştır. Size yakında âyetlerimi göstereceğim.[363] Şimdi acele etmeyin.*
Enbiyâ Suresi 37. Ayet
Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır.
Me’âric Suresi 19. Ayet
Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır.
Me’âric Suresi 20. Ayet
Ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır.
Me’âric Suresi 21. Ayet
İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.
Yâsîn Suresi 77. Ayet
İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, “Rabbim bana ikram etti” der.
Fecr Suresi 15. Ayet
Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der.
Fecr Suresi 16. Ayet
“(İyi) kullarımın arasına gir.”
Fecr Suresi 29. Ayet
Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa, o zaman da insan pek nankördür.
Şûrâ Suresi 48. Ayet
1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Âdiyât Suresi 6. Ayet
Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.
Âdiyât Suresi 7. Ayet
Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Kehf Suresi 54. Ayet
Sizleri (erkekli-dişili) eşler hâlinde yarattık.
Nebe’ Suresi 8. Ayet
Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.
Nebe’ Suresi 9. Ayet
Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.
Nebe’ Suresi 10. Ayet
Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.
Nebe’ Suresi 11. Ayet
Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.
Nebe’ Suresi 12. Ayet
Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.
Nebe’ Suresi 13. Ayet
14,15,16. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.
Nebe’ Suresi 14. Ayet
14,15,16. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.
Nebe’ Suresi 15. Ayet
14,15,16. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.
Nebe’ Suresi 16. Ayet
(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur.
Nâzi’ât Suresi 27. Ayet
Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir.
Nâzi’ât Suresi 28. Ayet
O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı.
Nâzi’ât Suresi 29. Ayet
Ardından yeri düzenleyip döşedi.
Nâzi’ât Suresi 30. Ayet
Ondan suyunu ve merasını çıkardı.
Nâzi’ât Suresi 31. Ayet
Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Nâzi’ât Suresi 32. Ayet
Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı.
Nâzi’ât Suresi 33. Ayet