"Harun (as)" ile ilgili ayetler
Biz, Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyüb’e, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleyman’a da vahyetmiştik. Davûd’a da Zebûr vermiştik.[135]*
Nisâ Suresi 163. Ayet
Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi.
En’âm Suresi 85. Ayet
“Âlemlerin Rabbine iman ettik” dediler.
A’râf Suresi 121. Ayet
Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. Böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. Mûsâ, kardeşi Hârûn’a, “Kavmim arasında benim yerime geç ve yapıcı ol. Sakın bozguncuların yoluna uyma” dedi.[227]*
A’râf Suresi 142. Ayet
Mûsâ, kavmine kızgın ve üzgün olarak döndüğünde, “Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız! Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?” dedi. (Öfkesinden) levhaları attı ve kardeşinin saçından tuttu, onu kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi) “Ey anam oğlu” dedi, “Kavim beni güçsüz buldu. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Sen de bana böyle davranarak düşmanları sevindirme. Beni o zalimler topluluğu ile bir tutma.”
A’râf Suresi 150. Ayet
Sonra bunların ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular.
Yûnus Suresi 75. Ayet
Rahmetimiz sonucu kardeşi Hârûn’u bir nebî olarak kendisine bahşettik.
Meryem Suresi 53. Ayet
Mûsâ, dedi ki: “Rabbim! Gönlüme ferahlık ver.”
Tâ-Hâ Suresi 25. Ayet
“İşimi bana kolaylaştır.”
Tâ-Hâ Suresi 26. Ayet
27,28. “Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar.”
Tâ-Hâ Suresi 27. Ayet
27,28. “Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar.”
Tâ-Hâ Suresi 28. Ayet
“Bana ailemden birini yardımcı yap,”
Tâ-Hâ Suresi 29. Ayet
“Kardeşim Hârûn’u.”
Tâ-Hâ Suresi 30. Ayet
“Onunla gücümü artır.”
Tâ-Hâ Suresi 31. Ayet
“Onu işime ortak et.”
Tâ-Hâ Suresi 32. Ayet
“Seni çok tespih edelim diye”,
Tâ-Hâ Suresi 33. Ayet
“Seni çok zikredelim diye.”
Tâ-Hâ Suresi 34. Ayet
“Çünkü sen bizi hakkıyla görmektesin.”
Tâ-Hâ Suresi 35. Ayet
“Öyleyse, hilelerinizi toplayın (birbirinize destek olun) sonra sıra hâlinde gelin. Bu gün üstün gelen muhakkak başarıya ulaşmıştır.”
Tâ-Hâ Suresi 64. Ayet
(Mûsâ’nın değneği, sihirbazların ipleriyle değneklerini yutunca) sihirbazlar hemen secdeye kapandılar ve, “Hârûn ve Mûsâ’nın Rabbine inandık” dediler.
Tâ-Hâ Suresi 70. Ayet
Andolsun, Hârûn onlara daha önce şöyle demişti: “Ey kavmim! Siz bununla yalnızca imtihan edildiniz. Doğrusu sizin Rabbiniz ancak Rahmân’dır. Öyleyse bana uyun ve emrime itaat edin.”
Tâ-Hâ Suresi 90. Ayet
Andolsun, biz Mûsâ ile Hârûn’a, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için o Furkân’ı[364] (Tevrat’ı) bir ışık ve öğüt olarak verdik.*
Enbiyâ Suresi 48. Ayet
45,46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.
Mü’minûn Suresi 45. Ayet
Andolsun, Biz, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı kıldık.
Furkân Suresi 35. Ayet
“Bir de onlara karşı ben suçlu durumundayım. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım.”
Şu’arâ Suresi 14. Ayet
“Âlemlerin Rabbine inandık” dediler.
Şu’arâ Suresi 47. Ayet
Onu da İshak’ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.
Sâffât Suresi 113. Ayet
Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.
Sâffât Suresi 119. Ayet
Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
En’âm Suresi 84. Ayet
Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk.
Sâffât Suresi 114. Ayet
Mûsâ’ya ve Hârûn’a selâm olsun.
Sâffât Suresi 120. Ayet