"Lüt (as)" ile ilgili ayetler

İsmail’i, Elyasa’ı, Yûnus’u ve Lût’u da doğru yola erdirmiştik. Her birini âlemlere üstün kılmıştık.
En’âm Suresi 86. Ayet
Lût’u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz?”
A’râf Suresi 80. Ayet
“Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.”
A’râf Suresi 81. Ayet
Kavminin cevabı ise sadece, “Çıkarın bunları memleketinizden! Güya onlar kendilerini fazla temiz tutan insanlar!..” demek oldu.
A’râf Suresi 82. Ayet
Bunun üzerine biz de onu ve karısı dışında aile fertlerini kurtardık. Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.
A’râf Suresi 83. Ayet
Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.”[221] Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu.*
A’râf Suresi 84. Ayet
Elçilerimiz Lût’a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve “Bu çok zor bir gün” dedi.
Hûd Suresi 77. Ayet
Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: “Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir.[277] Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?”*
Hûd Suresi 78. Ayet
Onlar, “İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun” dediler.
Hûd Suresi 79. Ayet
(Lût da:) “Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe dayanabilseydim” dedi.
Hûd Suresi 80. Ayet
Konukları şöyle dedi: “Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azabla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!”
Hûd Suresi 81. Ayet
82,83. (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Hûd Suresi 82. Ayet
82,83. (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Hûd Suresi 83. Ayet
İbrahim, “Ey Elçiler! Göreviniz nedir?” dedi.
Hicr Suresi 57. Ayet
Şöyle dediler: “Şüphesiz biz suçlu bir millete gönderildik.
Hicr Suresi 58. Ayet
59,60. Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Hicr Suresi 59. Ayet
59,60. Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Hicr Suresi 60. Ayet
61,62. Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, “Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz” dedi.
Hicr Suresi 61. Ayet
61,62. Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, “Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz” dedi.
Hicr Suresi 62. Ayet
Dediler ki: “Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik.”
Hicr Suresi 63. Ayet
“Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
Hicr Suresi 64. Ayet
“Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin.”
Hicr Suresi 65. Ayet
Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: “Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak.”
Hicr Suresi 66. Ayet
Şehir halkı sevinerek geldiler.
Hicr Suresi 67. Ayet
Lût, dedi ki: “Şüphesiz bunlar benim misafirlerimdir. Sakın beni rezil etmeyin.”
Hicr Suresi 68. Ayet
“Allah’a karşı gelmekten sakının, beni utandırmayın” dedi.
Hicr Suresi 69. Ayet
Onlar, “Biz seni insanlarla ilgilenmekten men etmemiş miydik” dediler.
Hicr Suresi 70. Ayet
Lût: “İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla evlenebilirsiniz)” dedi.[298]*
Hicr Suresi 71. Ayet
(Melekler, Lût’a:) “Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)” dediler.
Hicr Suresi 72. Ayet
Derken güneşin doğuşu sırasında, o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi.
Hicr Suresi 73. Ayet
Hemen onların altını üstüne getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Hicr Suresi 74. Ayet
Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır.
Hicr Suresi 75. Ayet
O şehrin kalıntıları hâlâ mevcut olan bir yol üstünde duruyor.
Hicr Suresi 76. Ayet
Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır.
Hicr Suresi 77. Ayet
Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler.
Enbiyâ Suresi 74. Ayet
Onu rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o, gerçekten salih kimselerdendi.
Enbiyâ Suresi 75. Ayet
Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı.
Hac Suresi 42. Ayet
43,44. İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (yalanlamışlardı). Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkârcılara mühlet verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Beni inkâr etmek nasılmış, (gördüler).
Hac Suresi 44. Ayet
Lût’un kavmi de peygamberleri yalanladı.
Şu’arâ Suresi 160. Ayet
Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
Şu’arâ Suresi 161. Ayet
“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”
Şu’arâ Suresi 162. Ayet
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
Şu’arâ Suresi 163. Ayet
“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”
Şu’arâ Suresi 164. Ayet
165,166. “Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.”
Şu’arâ Suresi 165. Ayet
165,166. “Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.”
Şu’arâ Suresi 166. Ayet
Dediler ki: “Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!”
Şu’arâ Suresi 167. Ayet
Lût, şöyle dedi: “Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.”
Şu’arâ Suresi 168. Ayet
“Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar.”
Şu’arâ Suresi 169. Ayet
170,171. Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.
Şu’arâ Suresi 170. Ayet
170,171. Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.
Şu’arâ Suresi 171. Ayet
Sonra diğerlerini helâk ettik.
Şu’arâ Suresi 172. Ayet
Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi![400]*
Şu’arâ Suresi 173. Ayet
Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Şu’arâ Suresi 174. Ayet
Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.
Şu’arâ Suresi 175. Ayet
Lût’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o, kavmine şöyle demişti: “Göz göre göre, o çirkin işi mi yapıyorsunuz?”
Neml Suresi 54. Ayet
“Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz.”
Neml Suresi 55. Ayet
Bunun üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu: “Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış(!)”
Neml Suresi 56. Ayet
Biz de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı başka. Onun geride kalıp helâk olmasını takdir ettik.
Neml Suresi 57. Ayet
Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kötüydü![409]*
Neml Suresi 58. Ayet
Bunun üzerine Lût, ona (İbrahim’e) iman etti. İbrahim, “Ben, Rabbime (gitmemi emrettiği yere) hicret edeceğim. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir” dedi.
Ankebût Suresi 26. Ayet
Lût’u da peygamber olarak gönderdik. Hani o, kavmine şöyle demişti: “Gerçekten siz, sizden önce dünyada hiçbir toplumun yapmadığı bir hayâsızlığı işliyorsunuz.”
Ankebût Suresi 28. Ayet
Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
Ankebût Suresi 35. Ayet
Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi.
Sâffât Suresi 133. Ayet
134,135. Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
Sâffât Suresi 134. Ayet
134,135. Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
Sâffât Suresi 135. Ayet
Sonra da diğerlerini yok ettik.
Sâffât Suresi 136. Ayet
137,138. Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
Sâffât Suresi 137. Ayet
137,138. Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
Sâffât Suresi 138. Ayet
12,13,14. Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût’un kardeşleri, Eykeliler, Tübba’ın[502] kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.*
Kâf Suresi 13. Ayet
12,13,14. Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût’un kardeşleri, Eykeliler, Tübba’ın[502] kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.*
Kâf Suresi 14. Ayet
Lût kavmi de uyarıcıları yalanladı.
Kamer Suresi 33. Ayet
34,35. Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Kamer Suresi 34. Ayet
34,35. Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Kamer Suresi 35. Ayet
Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Kamer Suresi 36. Ayet
Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.
Kamer Suresi 37. Ayet
Andolsun, onlara sabahleyin erkenden kalıcı bir azap geldi.
Kamer Suresi 38. Ayet
“Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.
Kamer Suresi 39. Ayet