Âhiret Umuru Hakkında, Zikir; Fikir Ve Murakabeye Devamın Fazileti Bazı Vakitlerde Bunu Terkedip Dünya İle Meşgul Olmanın Cevazı Bâbı ile İlgili Hadisler

7142-) Bize Yahya b. Yahya Et-Teymî ile Katan b. Nüseyr rivâyet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. (Dediler ki): Bize Ca'fer b. Süleyman, Saîd b. İyâz El-Cüreyrî'den, o da Ebû Osman En-Nehdî'den, o da Hanzalate'l-Üseyyidî'den naklen haber verdi. —Bu zât Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kâtiplerindendi.— ki: Bana Ebû Bekr tesâdüf etti de: Nasılsın yâ Hanzale! dedi. Ben: Hanzale münafık oldu! dedim. Sübhânellah! Sen ne söylüyorsun? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında bulunuyoruz. Bize cenneti, cehennemi hatırlatıyor, hattâ onu gözle görmüş gibi oluyoruz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından çıktıktan sonra ise zevcelerle, çocuklarla, geçim dalgalarıyle meşgul oluyoruz. Bu sebeple çok şey unuttuk, dedim. Ebû Bekr: Vallahi biz böyle şeylere raslıyoruz, dedi. Ebû Bekr ve ben yürüdük ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girdik. Ben: Hanzale münafık oldu ya Resûlallah! dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): o?» diye sordu. Ya Resûlallah! Senin yanında bulunuyoruz. Bize cenneti ve cehennemi hatırlatıyorsun. O derecede ki, gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Senin yanından çıktığımız vakit zevcelerle, çocuklarla ve geçim dalgalarıyle meşgul oluyoruz. Çok şey unuttuk, dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz benim yanımda bulunduğunuz hal üzere ve zikretmeye devam ederseniz, sizinle melekler döşeklerinizin üzerinde ve yollarınızda musafaha ederler. Ve lâkin ya Hanzale! Bazı zaman şöyle, bazı zaman böyle.» buyurdu. Bunu üç defa tekrarladı.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Tevbe
Konu: Âhiret Umuru Hakkında, Zikir; Fikir Ve Murakabeye Devamın Fazileti Bazı Vakitlerde Bunu Terkedip Dünya İle Meşgul Olmanın Cevazı Bâbı
7143-) Bize İshâk b. Mansur rivâyet etti. ki): Bize Abdûssamed haber verdi. ki): Babamı rivâyet ederken dinledim. ki): Bize Saîd El-Cüreyrî, Ebû Osman En-Nehdî'den, o da Hanzale'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. Bize nasihat etti. Ve cehennemi hatırlattı. Sonra eve geldim. Çocuklarla gülüp söyleştim ve kadınla oynaştım. Müteakiben (evden) çıktım ve Ebû Bekr'e rasladım, bunu kendisine anlattım. Ebû Bekr: Senin anlattığının mislini ben de yaptım, dedi. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e rasladık. Ben: Ya Resûlallah! Hanzale münafık oldu, dedim «Ne söylüyorsun?» dedi. Ve kendisine hikâyeyi anlattım. Ebû Beler Onun yaptığının mislini ben de yaptım! dedi. Bunun üzerine: «Yâ Hanzale! Bazı zaman öyle, bazı zaman böyle! Sizin kalbleriniz zikir anındaki hal üzere devam etse, melekler sizinle musâfaha ederler, hatta yollarda size ielâm verirlerdi.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Tevbe
Konu: Âhiret Umuru Hakkında, Zikir; Fikir Ve Murakabeye Devamın Fazileti Bazı Vakitlerde Bunu Terkedip Dünya İle Meşgul Olmanın Cevazı Bâbı
7144-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Fadl b. Dü-keyn rivâyet etti. ki): Bize Süfyan, Said El-Cüreyrî'den, o da Ebû Osman En-Nehdî'den, o da Kâtib Hanzaletü't-Teymî El-Üseyyidî'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. Bize cennet ve cehennemi hatırlattı... râvi yukarkilerin hadîsleri rivâyette bulunmuştur. münafık oldu.» cümlesinin mânâsı; münafık olmaktan korktu, demektir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in meclisinde bulunduğu zaman kendisini âhiret korkusu kaplar, bu hal murakabe ve fikre dalmasından belli olurdu. Oradan ayrıldıktan sonra ise zevcesiyle, çocuklarıyla ve dünya maişeti ile meşgul olurdu. Nifakın aslı içinde gizlediği kötülüğün aksini meydana çıkarmaktır. Hazret-i Hanzale bu yaptığının nifak olmasından korkmuştu. Ebû Bekr (radıyallahü anh) da aynı şeyi yaptığını söyleyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu yaptıklarının nifak olmadığını dâimi şekilde fikir ve murakabede bulunmaları lâzım gelmediğini kendilerine haber vererek onları teselli buyurmuştur. kelimesinin mânâsı; suâldir. Yani; ne söylüyorsun? demektir. Sonundaki (h), sekte (h) sidir. Maamafih bu işi büyük görerek ondan vazgeçirmek ve men etmek için söylenmiş olması da muhtemeldir. Taberî diyor ki: Allahü teâlâ’nın insanlık alemindeki âdeti, insanı meleklerle şeytanlar âleminin arasında orta halde yaratmak olmuştur. Melekleri sırf hayır işlemek için yaratmış. Onlar emrolunduklarmı yaparlar. Gece gündüz Allah'ı tenzih ederler ve bıkmazlar. Şeytanlara da şer ve iğva kabiliyeti vermiştir. Onlar hiç ibâdet etmezler. İnsanlık âlemini renkli yaratmıştır. İşte Rcsûlülhıh (sallallahü aleyhi ve sellem): Hanzale! Bazı zaman şöyle, bazı zaman böyle.» buyurmakla buna işaret etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Tevbe
Konu: Âhiret Umuru Hakkında, Zikir; Fikir Ve Murakabeye Devamın Fazileti Bazı Vakitlerde Bunu Terkedip Dünya İle Meşgul Olmanın Cevazı Bâbı