Bâb: Babalarınızın İsmiyle Yemîn Etmeyiniz ile İlgili Hadisler

6727-) Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik'ten; o da Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer'den şöyle tahdîs etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Omer ibnu'l-Hattâb'a yetişti. Omer bir kaafile içinde ilerliyor ve babası ile yemîn ediyordu. Rasûlüllah: "Dikkat edin! Muhakkak ki, Allah sizleri babalarınızla yemîn etmenizden nehiy buyuruyor. Artık kim yemîn edecekse, Allah adiyle yemîn etsin yahut da sussun!" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-eyman Ve'n-nuzûr
Konu: Bâb: Babalarınızın İsmiyle Yemîn Etmeyiniz
6728-) İbn Şihâb dedi ki: Salim şöyle dedi: İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle dedi: Ben Omer (ibnu'l-Hattâb)'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bana: "Şübhesiz Allah sizleri babalarınızla yemîn etmenizden nehyeder" buyurdu. Vallahi ben bunu Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittiğimden beri, ne bunu kasdedip söyleyerek, ne de başkasından nakledici olarak, baba ismiyle yemîn etmedim, demiştir. "Ev eseretin min ilmin.. " (el-Ahkaaf: 4) kavlinin tefsirinde: "Bir ilim naklederek" demektir, demiştir. hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Ukayl, ez-Zubeydî, İshâk el-Kelbî de Yûnus'a mutâbaat etmişlerdir. Sufyân ibn Uyeyne ile Ma'mer ibn Râşid de ez-Zuhrî'den; o da Sâlim'den; o da İbn Omer'den; o da Omer'in Peygamber'den işitmiş olduğunu söylemişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-eyman Ve'n-nuzûr
Konu: Bâb: Babalarınızın İsmiyle Yemîn Etmeyiniz
6729-)  Bize Abdullah ibn Dînâr tahdîs edip şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) Men işittim, o: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem):"Babalarınızla yemîn etmeyiniz!" buyurdu, diyordu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-eyman Ve'n-nuzûr
Konu: Bâb: Babalarınızın İsmiyle Yemîn Etmeyiniz
6730-) Zehdem ibn Mudrib şöyle demiştir: Huzâa'dan bir fırka olan şu Cerm boyu ile Tayy kabilesinden olan el-Eş'arîler arasında bir sevgi ve kardeşlik vardı. Biz,(Usmân tarafından Küfe Vâlîsi ta'yîn olunduğu zaman) Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin yanında bulunduk. O sırada ona, içinde tavuk eti bulunan bir yemek ikram olundu. Yanında Teymullah oğulları'ndan kırmızı renkli bir adam vardı. Bu zât, Mevlâ'lardan bir kimse gibi idi. Vâlî onu yemeğe da'vet etti. O zât: Ben tavuğu pis birşey yerken gördüm de, ondan tiksindim ve artık onun etinden yememeğe yemîn ettim, dedi. Mûsâ ona şöyle dedi: Kalk, yaptığın yemîn hakkında ben sana bir hadîs tahdîs edeyim: (Rasûlüllah, Tebûk seferi hazırlığında bulunurken) ben Eş'arîler'den bir cemâat içinde Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldim de bize binecek ve eşyamızı yükleyecek develer vermesini istiyorduk.Rasûlüllah:"Vallahi ben sizleri develere yükleyemem, benim yanımda sizleri üzerine yükleyecek deve yoktur" dedi. Bir süre geçince Rasûlüllah'a bir mikdâr ganimet devesi getirildi. Bunun üzerine Rasûlüllah bizden sorup: "Eş'arîler cemâati nerede?" dedi. Akabinde bize hörgüçleri beyaz beş tane deve verilmesini emretti. Biz yanından bu develerle gittiğimizde, kendi aramızda: Biz ne yaptık! Rasûlüllah bizleri develere yükleyemeyeceğine, yanında yükleyecek develer bulunmadığına yemîn etmişti. Sonra O bizlere deve verip yükledi Biz Rasûlüllah'a yeminini unutturduk. Vallahi biz ebediyyen felah bulmayız! dedik. Bu düşünce üzerine hemen kendisine döndük ve O'na: Biz Sana, bizlere deve verip yüklemen için gelmiştik de Sen bizleri yüklemeyeceğine ve yanında yükleyecek deve bulunmadığına yemîn etmiştin (şimdi bize develer verdin)? dedik. Rasûlüllah:"Sizlere develer verip yükleyen ben değilim, lâkin sizleri develere Allah yüklemiştir. Vallahi ben birşeye yemin eder de akabinde yemîn ettiğim şeyden başkasını daha hayırlı görürsem, muhakkak o hayırlı olan işi yaparım da yeminimden keffâretle çözülür kurtulurum" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-eyman Ve'n-nuzûr
Konu: Bâb: Babalarınızın İsmiyle Yemîn Etmeyiniz