Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir ile İlgili Hadisler

149-) Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) haber verip şöyle demiştir: Bir gün evimizin damının üzerine çıktım, bu esnada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı Beytu'l-Makdis tarafına yönelerek iki kerpiç üzerine oturmuş (hacetini def eder) hâlde gördüm.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
190-) Ca'd şöyle demiştir: Ben Sâib ibn Yezîd (91)'den işittim, şöyle diyordu: Teyzem beni Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına götürdü de: Yâ Rasûlallah! Benim kız kardeşimin bu oğlu ayağından rahatsızdır, dedi. Rasûlüllah başımı eliyle sıvazladı ve bana bereket duası etti. Sonra abdest aldı. Ben onun abdest suyundan içtim. Sonra sırtının arkasında dikeldim ve iki omuzu arasında gerdek çadırının büyük düğmeleri -yahut keklik yumurtası- gibi Peygamberlik mührünü gördüm.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
218-) Bize el-A'meş, Mucâhid'den; o da Tâvûs'tan; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti. O şöyle demiştir:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabrin yanına uğradı da: "Bunlar azab olunuyorlar. Azab olunmaları da büyük bir şey için değildir. Bunların biri idrardan sakınmaz idi. Diğeri ise lâf taşır, koğuculuk ederdi" buyurdu. Ondan sonra yaprakları soyulmuş yaş bir hurma dalı aldı da onu iki parça etti. Sonra her bir kabre bir parça dikti. Yâ Rasûllallah! Bunu niçin yaptın? diye sordular: "Bu çubuklar yaş kaldıkları müddetçe belki onlardan azapları hafifletilir" buyurdu. ibnu'l-Müsennâ şöyle dedi: Ve bize Vekî' tahdîs edip şöyle dedi: Bize A'meş tahdîs edip şöyle dedi: Ben Mucâhid'den bunun benzerini işittim, o idrarından sakınıyordu".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
1921-)  Bana Hubeyb ibnu Abdirrahmân, Hafs ıbnu Âsım'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):"Benim evimle minberim arasındaki saha cennet bahçelerinden bir bahçedir; minberim de havzım üzerindedir" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Fadâilu'l-medine
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
1922-) Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medîne'ye hicret edip geldiğinde, Bâbam Ebû Bekr ile Bilâl sıtmaya tutuldular. Ebû Bekr, kendisini sıtma nevbeti tuttuğunda şu beyti söylerdi: "Kullu'mruin musabbahun fi ehlihî Ve'l-mevtu ednâ min şirâki na'lihî" insana kendi ailesi içinde sabahın hayırlı olsun denilmiştir. Halbuki ölüm insanoğluna pabucunun tasmasından daha yakındır). Habeşî de kendisinden humma nevbeti sıyrılınca, şu beyitleri terennüm edip, sesini yükselterek söylerdi: leyte şı'ri hel ehîtenne leyleten Bi'Vâdin ve havli ızhırun ve celîlu Ve hel eriden yevmen miyâhe Mecennetin Ve hel yebduvenne lî Şâmetun ve Tafîlu bilebilseydim! Mekke vadisinde etrafımı ızhır ve celîl otları sarmış olduğu hâlde bir gece olsun geceler miyim? Bir gün gelip de Ukâz'daki Mecenne sularının başına varır mıyım? Mekke'in Şâme ve Tafîl dağları acaba bir kerre daha bana görünürler mi?). Bilâl: "Yâ Allah! Şeybe ibn Rabîa'ya, Utbe ibn Rabîa'ya ve Umeyye ibn Halefe la'net et! Nitekim onlar bizleri (zulm edip) arazîlerimizden çıkardılar da, veba arazîsine gelmeye mecbur ettiler" diye beddua ederdi. aleyhi ve sellem) bunları işittikten sonra: "Ey Allahım! Bizlere Mekke'yi sevdirdiğin gibi yahut ondan daha fazla Medine'yi de sevdir. Ey Allahım! Sâ’ ve müdd ile ölçülen rızıklarımızda bizim için bereket ihsan eyle! Ey Allahım! Medine'nin havasını bizim için tashih edip hastalıklardan salim kıl! Hummasını ve sıtmasını da Cuhfe'ye naklet!" diye dua buyurdu. duasının kabul olunduğuna işaret ederek): Biz Medîne'ye hicret edip geldiğimizde, Medine Allah'ın en vebalı, en hastalıklı arazîsi idi, demiştir. Yine Âişe: Medine'nin Buthân sahrâsındaki vâdîden acı bir su akar idi, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Fadâilu'l-medine
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
1923-) Bize el-Leys, Hâlid ibn Yezîd'den; o da Saîd ibnu Ebî Hilâl'den; o da Zeyd ibnu Eslem'den; o da Bâbası ve Omer'in azâdlısı olan Eslem den tahdîs etti ki, Omer (radıyallahü anh):"Yâ Allah! Bana kendi yolunda şehîdlik nasîb et ve benim ölümümü de Rasûl'ün Muhammed'in beldesinde yap!" diye duâ etmiştir. Zuray' de Ravh ibmı'l-Kaasım'dan; o da Zeyd ibnu Eslem'den; o da annesinden; o da Omer'in kızı Hafsa'dan olmak üzere söyledi ki, Hafsa da: Ben Omer'den, bunun benzeri bir duayı işittim, demiştir

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Fadâilu'l-medine
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
7207-) Bize Ebu'z-Zinâd, Abdurrahmân ibn Hürmüz'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: büyük ordu birbiriyle harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. Bu iki camianın ikisi de bir iddiada oldukları hâlde, aralarında büyük bir harb olacaktır. yakın yalancı mel'ûn Deccâller türemedikçe kıyâmet kopmayacaktır. Bu Deccâl'lerin hepsi: 'Ben Allah'ın Rasûlü'yüm! iddiasında bulunacaktır. (hakîkî âlimlerin vefâtıyle) İslâmî ilimler inkıraza uğramadıkça, zelzeleler çoğalmadıkça, zaman tekaarub edip gece-gündüz bir olmadıkça, fitneler zuhur etmedikçe, herc yâni adam öldürme vak'aları çoğalmadıkça kıyâmet kopmayacaktır. aranızda mal çoğalıp sel gibi akmadıkça, hattâ mal o derece çoğalacak ki, mal sahibi malının zekâtını kim kabul eder diye endişelenecek, hattâ mal sahibi bâzı kimselere zekât vermek isteyecek, fakat zekât arzettiği kimse 'Benim zekâta ihtiyâcım yok' diyecek; işte bunlar olmadıkça kıyâmet kopmayacaktır. halk yüksek binalar yapmak yarışına çıkmadıkça ve bir kimse ölen bir kimsenin kabri yanından geçerken 'Keşki bunun yerinde ben olaydım!' diye ölümü temenni etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. böyle güneş batı tarafından doğup insanlar bu (âdete aykırı) hâdiseyi görünce toptan îmân edecekler. Fakat bu îmân, evvelce îmân etmemiş olan yahut îmânında hayır ve fazilet kazanmayan kimselerin îmânları kendilerine fayda vermeyeceği bir zamandır'. ki kıyâmet şübhesiz kopacaktır. Hem de (alım-satım için) satıcı ile alıcı aralarında elbise açacaklar da satış-alış tamam olmadan ansızın kıyâmet kopacak da, o elbisenin dürülmesi mümkin olmayacaktır. muhakkak kıyâmet kopacaktır. Hem de sağmal devesinin sütünü sağıp gelen kişiye sütü içmek nasîb olmayacak, hem de kişi havuzunu sıvayıp ta'mîr edecek, fakat kıyâmet ansızın kopacak da havuzun suyunu kullanmak nasîb olmayacak. muhakkak kopacak, hem de yemek yemekte olan kişi lokmasını ağzına götürecek, kıyâmet ansızın kopacak da o lokmayı yemek nasîb olmayacak".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir.