Cihada Teşvik ile İlgili Hadisler
1285-)
Ebû Hüreyre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu naklediyor: «Allah yolunda cihada çıkan kimse, geri dönünceye kadar, hiç usanmadan, yılmadan nafile oruç tutan ve nafile namaz kılan kimse gibidir.» Buhârî, el-Cihad ve's-Siyer, 560/1; Müslim, İmaret, 336U0.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1286-)
Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Allahü teâlâ sadece ve sadece kendi yolunda cihad ve kendi emirlerinin tasdiki için evinden çıkardığı kimseyi (şehit olursa) cennete sokmayı yahut sevap veya ganimetlerle tekrar evine döndürmeyi üzerine almıştır.» Buhârî, el-Cihad ve's-Siyer, 560/2; Müslim, İmaret, 33/104.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1287-)
Ebû Hüreyre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu naklediyor: «At bazı kimseler için sevap, bazıları için siper, bazıları için de vebaldir. sevaba vesile olduğu kimseyi şöyle anlatabiliriz: Adam atını Allah yolunda hazırlamıştır. Onu bir boş sahaya veya bir otlağa bağladığı zaman bu saha veya otlağa atın ipi süründükçe her şey adam için sevap olur. Şayet at ipini koparır da bir iki tur koşarsa, bastığı ve gübrelediği yerler dolayısiyle yine adam için sevap yazılır. Eğer bîr nehirden geçerken, adamın atını sulamak maksadı olmadığı halde at buradan su içerse yine adam adına sevap yazılır. bir adam vardır ki atını başkalarına yük olmamak, onlara muhtaç olmamak için hazırlar. Onu yederken olsun, binince olsun Allah'ın hakkını da unutmaz. İşte böyle kimse için de at siperdir. bir adam da vardır ki, başkalarına karşı övünmek, gösteriş yapmak ve müslümanlara karşı düşmanlık için atını hazırlamıştır. İşte böyle kimse için de atı vebaldir, yüktür.» (sallallahü aleyhi ve sellem)'a eşeklerle ilgili bir soru soruldu. Şöyle cevap verdi: «Günah ve sevabın her çeşidini açıkça belirten şu ayet-i kerimeden başka bu konuda bana bir şey nazil olmadı: «Her kim ki zerre miktarı hayır işlerse karşılığını görür, yine her kim ki zerre kadar fenalık yaparsa o da karşılığını görür.» (Zilzâl, 99/2) Buharî, el-Cihad ve's-Siyer, 56/48; Müslim, Zekât, 12/24
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1288-)
Ata b. Yesar, Hazret-i Peygamberin şöyle buyurduğunu naklediyor: «Size insanların mertebece en hayırlı olanını söyleyeyim mi? Atının yularından tutup Allah yolunda cihat edendir. Bundan sonra insanların mertebece en hayırlı olanını haber vereyim mi? Birkaç koyun alarak bir kenara çeltilen, namaz kılıp, oruç tutan ve Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmadan ona ibadet eden kimsedir.» Mevsûl olarak da Rivâyet edilmiştir: Tirmizî, Fedâilu'l-Cihad, 20/18 (hasen görmüştür); Nesaî, Zekât, 23/74.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1289-)
Ubade b. Velid, dedesi Ubâde b. Samit'ten naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a Akabe gecesi biz kendisinden duyduklarımızı kabul edeceğimize, söylediklerini yapacağımıza, bollukta ve darlıkta, beğenilen ve beğenilmeyen durumlarda kendisine yardımcı olacağımıza, bir işi ehlinin elinden almak için çaba sarfetmeyeceğimize, nerede olursak olalım daima hakkı söyleyip, hak yolda olacağımıza ve Allah'ın dinine yardım hususunda hiç kimsenin kınamasından korkmayacağımıza dair biat ettik. Buhârî, Ahkâm, 93/43; Müslim, imaret, 33/41
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1290-)
Zeyd b. Eslem'den: Ebû Ubeyde b. El-Cerrah, Ömer b. Hattab'a bir mektup yazarak Rumların yığınak yaptıklarını ve onlardan korktuklarını bildirdi. Ömer b. Hattab ona cevaben şöyle yazdı: Maksada gelince, ne zaman ki rnü'min bir kul sıkıntıya duçar olur, Allah ona bir kurtuluş yolu gösterir. Bir zorluk iki kolaylığa asla galip gelemez. Çünkü Allahü teâlâ Kitabında şöyle buyuruyor: «Ey iman edenler! Sabrediniz, birbirinize sabrı tavsiye ediniz, cihada devam ediniz. Allah'tan (azabından) sakınınız ki felah bulaşınız,» Âl-i îmran, 200.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1338-)
Enes b. Malik anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Küba'ya gittiği zaman Mühan'ın kızı Ümmü Haram'a uğrar, o da Peygamberimizi yedirip içirirdi. Ümmü Haram, Ubade b. Samit'in nikâhı altında idi. Yine bir gün Hazret-i Peygamber, Ümmü Haram'a uğradı. Ümmü Haram kendisine yemek ikram etti. Daha sonra oturarak saçlarım karıştırmaya başladı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyuyakaldı. Bilahare gülerek uyandı. Ümmü Haram: Niçin gülüyorsun Ya Resûlallah?» diye sordu. Hazret-i Peygamber şu cevabı verdi: Ümmetimden bir grup insan Allah yolunda savaşan gaziler olarak bana gösterildi. Şu denizin ortasında taht üzerinde kral gibi (veya taht üstündeki krallar gibi) duruyorlardı?» Ümmü Haram: Resûlallah! Dua edin de ben de onlardan olayım!» diye rica etti. Hazret-i Peygamber ona dua etti. Sonra başını koydu uyudu. Tekrak gülerek uyandı. Ümmü Haram: Ya Resûlallah! Niçin gülüyorsun?» diye sordu. Peygamberimiz ilk defasında olduğu gibi cevap verdi: Ümmetimden bir grup insan Allah yolunda savaşan gaziler olarak bana gösterildi. Taht üzerindeki kral gibi (veya tahtlar üzerinde kurulmuş krallar gibi)lerdi.» üzerine Ümmü Haram tekrar: Ya Resûlallah! Allah'a beni de onlardan kılması için dua et» dedi. Hazret-i Peygamber: Sen ilklerindensin!» buyurdu. Haram, Muaviye zamanında bir gemiye bindi. Gemiden karaya çıkınca bir hayvanla yoluna devam ediyordu. Ancak bineğinden düşüp vefat etti.Buhârî, Cihad, 56/3; Müslim, İmaret, 33/160. Haram, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in süt annelerinden idi. Nitekim Ümmü Haram'ın kız kardeşi Ümmü Süleym de Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i emzirmişti. Ümmü Haram, Hazret-i Muaviye zamanında Kıbrıs fethine iştirak etmiştir. Kıbrıs adası fethedildikten sonra geri Şam'a dönüleceği sırada Ümmü Haram'ın binmesi için bir katır getirilmişti. Çok yaşlı olan bu muhterem kadını bindiği hırçın katır sırtından atarak başı üzerine düşürmüş ve böylece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in haber verdiği gibi deniz gazvesinde şehit düşmüştür. Türbesi Kıbrıs'tadır. Buhari şarihi Aynî der ki: «Ümmü Haram'ın kabri Kıbrıs'tadır. Halk tarafından tazim edilir ve kurak zamanlarda onun hatırına yağmur talep edilir ve halk arasında salih bir kadın kabri diye anılır.» kızı ümmü Haram katırdan düştüğü yere defnedilmiştir. Türbesi Larnaka civarında Tuz gölü kıyısındadır. Bugün Kıbrıs'ta Hala Sultan ismiyle maruf kadın bu hanımdır. Türkler mezarının bulunduğu yere bir türbe, bir cami yapmışlardır. Hala Sultan Türbesi bugün bile bir ziyaretgâh halindedir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1339-)
Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Eğer ümmetime meşakkat yüklemiş olmasaydım Allah yolunda hiç bir seriyyeden geri kalmazdım. Fakat onları bindirecek binek bulamadım, onlar da bundan sonra binecek vasıta bulamaz. Benden sonra benim gibi her sefere çıkamamak onlara ağır gelir. Halbuki Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.» Buhârî, Cihad, 56/119; Müslim, İmaret, 33/103, 106.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1340-)
Yahya b. Said'den, Uhud harbinde Hazret-i Peygamber: « Sa'd b. er-Rebi' el-Ensari'den kim haber getirecek?» diye sordu. Adamın biri: Ben Ya Resûlallah!» dedi ve sonra savaş meydanında dolaşmaya başladı. Adamı gören Sa'd b. er-Rebi': Ne var?» diye sordu. Adam ona: Senden bir haber getirmem için beni Hazret-i Peygamber gönderdi.» dedi. Bunun üzerine Sa'd: Peygamberimize benden selam söyle, on iki tane yara aldığımı kendisine bildir. Yaraların hepsi de tam can alıcı yerlerimde. Kavmine söyle, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bir şey olursa onlardan bir kişi bile kalsa Allah'ın dininde mazeretleri geçersiz sayılır.» dedi. İbn Abdilber der ki; "Bu hadis yalnızca siyer ehli tarafından Rivâyet edilir. Onlara göre meşhur ve maruftur
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1341-)
Yahya b. Said’den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O cihada teşvik ederek cennetten bahsetti. Ensardan bir zat da bu sırada elindeki hurmalardan yiyordu. Bunun üzerine: Eğer bunlar bitinceye kadar oturursam, ben yaşama hırsıyla dolu bir insanım demektir.» dedi ve elindeki hurmaları atarak kılıcını kuşanıp şehit oluncaya kadar savaştı. Mürseldir. Buhârî ve Müslim, mevsul olarak Rivâyet etmişlerdir. Buhârî, Megâzî, 64/17; Müslim, imaret, 33/143.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik
1342-)
Muaz b. Cebel’den: Savaş iki türlüdür. Birinde en kıymetli mallar feda edilir, arkadaşlar birbirine yardım ederler, kumandanlara itaat edilir ve bozgunculuktan kaçılır. İşte bu türlü bir savaş baştan sona hayırlıdır. İkinci tür savaşta ise en kıymetli mallar harcanmaz. Arkadaşlar birbirlerine yardımcı olmazlar, kumandanlara itaat edilmez ve bozgunculuk yapmaktan kaçınılmaz. İşte bu çeşit savaşa katılanlar tatminkâr bir şekilde geri dönemezler. Bu hadis, mevkuftur. Muaz'dan merfu olarak da Rivâyet edilmiştir. Ebu Davud, Cihad, 15/24; Nesaî, Cihad
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cihad Kitabı
Konu: Cihada Teşvik