Ed-duhân Sûresi ile İlgili Hadisler
4869-)
Bize Abdan, Ebû Hamza'dan; o da el-A'meş'ten; o da Müslim ibn Subayh'tan; o da Mesrûk'tan tahdîs etti ki, Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Beş vakıa (Peygamber zamanında olmuş) geçmiştir: ed-Duhân azâbı, Rûmlar'ın Farslar'a gâlib olması, Ay'ın ikiye bölünmesi mu'cizesi, el-Batşetu’l-kübrâ, el-Lizâm. (Öyle bir duman ki, bütün) insanları saracaktır. Bu, pek elem verici bir azâb... "(Âyet: 11).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Ed-duhân Sûresi
4870-)
Mesrûk dedi ki: Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle dedi: Bu azâb ancak şu sebebden olmuştur: Çünkü Kureyş, Peygamber'e karşı isyanda ileri gitmek istediklerinde, Peygamber onlar aleyhine Yûsuf'un seneleri gibi kıtlık seneleriyle sıkıştırılmalarına duâ etti. Bunun üzerine onlara bir kıtlık ve çetinlik isabet etti, hattâ kemikleri bile yediler. Kişi gökyüzüne bakarak da çetinlik ve meşakkatten dolayı kendisiyle gök arasında duman şeklinde birşey görürdü. İşte Yüce Allah şunu indirdi:"O hâlde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle. O insanları saracaktır. Bu pek elem verici bir azâb (diyecekler)"(Âyet:10-ll). Mes'ûd dedi ki: Bunun üzerine Rasûlüllah'a gelindi de: Yâ Rasûlallah! Mudar kabileleri için Allah'tan yağmur iste, çünkü onlar helak oldular! sözleri söylendi. aleyhi ve sellem): " (Nasıl?) Mudar için mi duâ edeyim? Sen hakîkaten cür'etkârsın!" buyurdu da akabinde yağmur duasını yaptı, onlar da yağmura doyuruldular. Bunun üzerine"Sizhiç şübhe yok ki, tekrar dönecek olanlarsınız"(Âyet:15) İndi. yağmurla onlara refah (bolluk ve rahat) isabet edince, onlar kendilerine refah isabet ettiği zamanki müşriklik hâllerine tekrar döndüler. Bunun üzerine Azîz ve Celîl Allah şunu indirdi:"Çok büyük bir şiddet ve savletle çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız" (Âyet: 15). Mes'ûd: Bedir gününü kasdediyor, dedi. Allah'ın Şu Kavli: Rabb'imiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz imân edeceğiz"(Âyet: 12).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Ed-duhân Sûresi
4871-)
Mesrûk şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Mes'ûd'un yanına girdim, o şöyle dedi: Bilmediğin birşey için "Allah en bilendir" demekliğin şübhesiz ilimdendir. Şübhesiz Allah, kendi Peygamber'ine:"De ki: Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben size kendiliğimden birşey teklif edenlerden de değilim"(Sâd:86) buyurdu. Peygamber'e inâdlarıyle galebe edip, O'na karşı isyanda ileri gitmek istedikleri zaman, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yâ Allah! Onlara karşı bana Yûsuf'un zamanındaki yedi yıl gibi, yedi kıtlık yılı ile yardım et!" diye duâ etti. onları öyle bir kıtlık yakaladı ki, açlık ve meşakketten dolayı artık onda kemikleri, ölmüş hayvanı yediler. Nihayet iş o dereceye geldi ki, herhangi biri bakardı da açlığından dolayı kendisiyle gökyüzü arasında duman şekline benzer birşey görürdü. Müşrikler: “Ey Rabb'imiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz îmân edeceğiz” dediler. Eğer bu azâbı biz onlardan açıp kaldırırsak, onlar bu sözlerinden dönerler, denildi. beraberPeygamber, Rabb'ine duâ etti. Akabinde Allah onlardan bu azâbı açıp kaldırdı. Onlar da yine müşrikliğe döndüler. Allah da onlardan Bedir gününde intikaam aldı. İşte bu dönekliğin cezasını bildiren, Yüce Allah'ın şu kavlidir: "O hâlde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle. O insanları saracaktır,.. " Zikri ulu olan Allah'ın ki biz onlardan intikaam alıcılarız” (Âyet: 10-16) kavline kadar için düşünüp ibret almak nerede? Kendilerine açıklayan bir Rasûl geldiği hâlde"(Âyet: 13). ve"z-Zikrâ" bir olup "Düşünüp öğüt almak" ma'nâsınâdır.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Ed-duhân Sûresi
4872-)
Mesrûk dedi ki: Ben Abdullah ibn Mes'ûd'un yanına girdim... Bu konuşmadan sonra şöyle dedi: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) Kureyş'i İslâm'a girmeye da'vet ettiği zaman onlar kendisini tekzîb ettiler ve O'na karşı isyanda ileri gitmek istediler, Rasûlüllah da; "Yâ Allah, bunlara karşı bana, Yûsuf'un yedi yılı gibi, yedi kıtlık yılıyla yardım eyle!" dedi. onları öyle bir kıtlık yakaladı ki, herşeyi giderip yok etti. O derece bir açlık ki, kendileri ölmüş hayvanı yer oldular. Herhangibiri ayağa kalkardı da etrafa baktığında, meşakkatten ve açlıktan dolayı kendisi ile gök arasında duman gibi birşey görürdü... Sonra Rasûlüllah şu âyetleri okudu: “O hâlde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle. O insanları saracaktır. Bu, pek yaman bir azâb (diyecekler).... Biz bu azâbı biraz açıp kaldıracağız. Fakat siz hiç şübhe yok ki tekrar dönecek olanlarsınız" (Âyet: 10-16). ibn Mes'ûd: Kıyâmet günü onlardan azâb kaldırılacak mı imiş? dedi. Abdullah: "el-Batşetu'l-Kübrâ" da Bedir gününde olmuştur, dedi. yine ondan yüz çevirdiler. Ona "Bir öğretilmiş, bir mecnûn' dediler'' (Âyet: 14)
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Ed-duhân Sûresi
4873-)
Mesrûk dedi ki: Abdullah ibnMes'ûd (radıyallahü anh) şöyle dedi: Şübhesiz Allah, Muhammed'i peygamber göndermiş ve ona şöyle demesini buyurmuştur: "De ki: Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben size kendiliğimden birşey teklif edenlerden de değilim" (Sâd:86). Rasûlüllah, Kureyş'in kendisine karşı inâd ve isyanda ileri gitmek istediklerini görünce: "Yâ Allah, bunlara karşı bana Yûsuf'un yedi yılı gibi yedi ki t İik yılı ile yardım et" dedi. onları bilinen o kıtlık yılı yakaladı. O kıtlık herşeyi giderip yok etti. Hattâ müşrikler kemikleri ve derileri yediler. -Râvîlerden biri şöyle dedi: - Nihayet onlar derileri ve ölmüş hayvanları yediler. Yerden duman şekli gibi birşey çıkmağa başladı. Bunun üzerine Ebû Sufyân, Peygamber'e geldi de: Ey Muhammed! Şübhesiz kavmin helak olmuştur. Onlardan bu azâbı açıp kaldırması için Allah'a duâ et! dedi. da duâ etti. râvîlerden Mansûr'un hadîsinde: "Bunun ardından dönersiniz" dedi. da"Semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle..." den i'tibâren "... Siz hiç şübhe yok ki, tekrar dönecek olanlarsınız" kavline kadar okudu. Mes'ûd: Âhiret azâbı (onların başına geldiğinde) kaldırılır mı imiş? Duhân, Batşe ve Lizâm olup geçmiştir, dedi. Süleyman'ın Farslar'a galebesi mu'cizesi (Peygamber zamanında olup) geçmiştir demiştir, dedi. büyük bir şiddet ve savletle çarpacağımız gün, muhakkak ki biz onlardan intikaam alıcılarız"(Âyet: 16)
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Ed-duhân Sûresi
4874-)
Bize Yahya (ibn Mûsâ el-Belhî) tahdîs etti. Bize Vekî’ el-A'meş'ten; o da Müslim (Ebu'd-Duhâ)'den; o da Mesrûk'tan tahdîs etti ki, Abdullah ibnu Mes'ûd (radıyallahü anh): Beş vak'a (Peygamber zamanında olup) geçmiştir. (Gelecekte vâki' olacak sanılmamalıdır:) Lizâm (denilen Bedir esîrleri), Rûm (lar'ın Farslar'a galebesi), Batşe (denilen büyük Bedir harbinde müşriklerin yakalanıp öldürülmeleri), Kamer (in ikiye bölünmesi) ve Duhân (azâbı).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Ed-duhân Sûresi