Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır. ile İlgili Hadisler

3168-) İbnu Şihâb şöyle demiştir: Ve Urve ibnu'z-Zubeyr söyledi ki, kendisine Mervân ibnu'l-Hakem ile Misver ibn Mahrame, Rasûlüllah'ın şöyle buyurduğunu haber vermişlerdir; Rasûlüllah'a Hevâzin kabilesi hey'eti müslümân olarak geldikleri ve kendisinden mallarının ve esirlerinin geri verilmesini istedikleri zaman, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara: "Bana sözün en sevimlisi, en doğrusudur. Şimdi siz iki taifeden birini; ya esirleri ya da malları tercih ediniz. Ben (sizin gelmenizi gözeterek)bunları taksim etmeden bekletmiş idim" buyurdu. hakîkaten Rasûlüllah Tâif'ten(Cı'râne'ye) döndüğü zaman on bu kadar gece onların sonlarının gelmesini beklemişti. Hevâzin hey'etine Rasûlüllah'ın kendilerine ancak iki şıktan birisini geri vereceği apaçık belli olunca bunlar Rasûlüllah'a: Biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz, dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah müslümânlar arasında ayağa kalktı. Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyle sena etti. Sonra "Amma ba'du" hitâb faslını söyleyerek şu hutbeyi yaptı: "Bu Hevâzin hey'eti kardeşleriniz, kusurlarından tevbe ediciler olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermeyi düşündüm. Sizden her kim esirlerini bu suretle (karşılıksız vererek) kardeşlerinizin gönüllerini hoş etmeyi severse bunu yapsın. Sizden her kim kendi hissesi üzerine bağlı olmak(karşılıksız vermemek)arzu ederse (bu bedeli) ona biz, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından veririz. Bu kanâatle o da böyle yapsın" buyurdu. üzerine insanlar: Biz Hevâzin esirlerini kendilerine geri vermekle onları hoşnûd etmişizdir yâ Rasûlallah, dediler. üzerine Rasûlüllah, sahâbîlerine: "Şimdi biz, sizden esirini vermeye rızâsı olan kimseleri rızâsı olmayanlardan seçip bilemiyoruz. Onun için siz gidiniz de bize durumunuzu, işlerinizi bilip yürüten kişileriniz arz etsinler" buyurdu. yerlerine çekildiler, kabilelerin bilirkişileri onlarla konuştular. Sonra bu bilirkişiler Rasûlüllah'a geri gelip, her biri kavminin esirlerini vermekten memnun olduklarını ve Rasûlüllah'a bu konuda izin verdiklerini bildirdiler. Şihâb: İşte Hevâzin esirlerinden bize ulaşan budur, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.
3169-) Bize Eyyûb es-Sahtiyânî, Ebû Kılâbe'den tahdîs edip şöyle dedi: Ve yine bana el-Kaasım ibnu Âsım el-Küleybî tahdîs etti. Ve ben el-Kaasım'ın Zehdem'den gelen hadîsini, Ebû Kılabe'nın hadîsinden daha iyi muhafaza etmekteyim. Zehdem ibn Mudrıb el-Ezdî şöyle demiştir: Biz Ebû Musa'nın yanında idik.(Ebû Musa'ya yemek ikram ettiler.) Bu arada tavuğun zikri geldi. Ebû Mûsâ'nın yanında Teymullah oğulları'ndan kızıl suratlı bir adam da vardı, sanki o Rum esîrlerindendi. Ebû Mûsâ o kızıl suratlı adamı yemeğe çağırdı. O adam: Ben bu hayvanı bir kerre iğrendiğim bir şeyi yerken gördüm de bir daha tavuk eti yemem diye yemîn ettim, dedi. Mûsâ ona: Beri gel de ben sizlere yemini çözme yolundan bir hadîs söyleyeyim: Ben Eş'arîler'den bir cemâat içinde Peygamber'e geldim. Kendisinden binmek ve yüklerimizi yüklemek için deve istiyorduk. Peygamber: "Vallahi ben sizleri yüklemem, benim yanımda sizleri bindirecek deve yoktur" buyurdu. Sonra Rasûlüllah'a ganimet develeri getirildi.Rasûlüllah bizleri sorup: "O Eş'arîler cemâati nerede?" dedi. Bizler geldik. Bizlere yaşları iki ile dokuz arasında beyaz hörgüçlü beş deve verilmesini emretti. Biz yanından ayrılıp gittiğimiz zaman kendi aramızda: Biz ne yaptık? Onun bize verdikleri bize bereketli olmaz! dedik ve hemen Rasûlüllah'a döndük ve: Biz senden bizleri yüklemen için deve istemiştik. Sen ise bizleri yüklemeyeceğine yemîn etmiştin. Sen bu yemînini unuttun mu? dedik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizleri ben yüklemedim, fakat sizleri Allah yükledi ve ben vallahi eğer Allah isterse bir yemîn üzerine yemîn etmem ki, yemîn edilen şeyin başkasını yemîn edilenden hayırlı görürsem muhakkak o hayırlı olanı yaparım. Ben o yemîni keffâretle çözmüştüm" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.
3170-) Bize (İmâm) Mâlik, Nâfi'den; o da İbn Omer(radıyallahü anh) 'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Necd tarafına bir fırka asker gönderdi. Abdullah ibn Omer de bu askerî birlik içinde bulundu. Bu askerler birçok deve ganimet aldılar. Her bir askerin hissesine on iki yahut on bir deve düştü. Bu hisselerine ilâve olarak kendilerine birer deve de (Rasûlüllah'a âid beşte bir hisseden) ihsan buyrulmuştu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.
3171-) Bize el-Leys, Ukayl'den; o da İbnu Şihâb'dan; o da Sâlim'den; o da Bâbası İbn Omer (radıyallahü anh) 'den şöyle tahdîs etti:Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) göndermekte olduğu seriyyelerden bâzı kimselere, o askerî birliğin umûmuna isabet edecek hisse taksiminden başka hassaten bizzat kendilerine âid olmak üzere fazladan ganîmet verir idi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.
3172-) Ebû Mûsâ el-Eş'arî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz Eş'arîler Yemen'de iken Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in çıkışı ve Medine'ye hicret edişi haberi bize erişti. Biz de ben ve iki kardeşim ki, biri Ebû Burde, diğeri de Ebû Ruhm'dür; ben kardeşlerimin en küçüğü idim- kavmimiz Eş'arîler'den (Râvî: Ya elli bu kadar dedi veya şöyle söyledi:) elli üç yahut elli iki kişi içinde Peygamber'in tarafına muhacirler olarak Yemen’den çıktık. Biz bir gemiye bindik. Fakat (havanın muhalefetiyle) gemimiz bizleri Habeş hükümdarı Necâşî'nin memleketi sahiline bıraktı. Orada Ca'fer ibn Ebî Tâlib ile yanındaki arkadaşlarıyla karşılaştık. Ca'fer: Rasûlüllah bizleri buraya gönderdi ve bizim burada ikaamet etmemizi emretti. Sizler de bizim beraberimizde ikaamet ediniz, dedi. üzerine biz de Ca'fer'in beraberinde Habeşistan'da ikaamet ettik. Nihayet hepimiz beraberce Medine'ye geldik. Ve Peygamber'e Hayber'i fethettiği sırada kavuştuk. Rasûlüllah bizlere pay ayırdı (yahut râvî: Rasûlüllah o ganimetten bizlere de verdi, demiştir). Halbuki Rasûlüllah Hayber fethinden gâib olan hiçbir kimseye Hayber ganimetinden bir şey ayırmadı, ganimeti ancak beraberinde hazır bulunanlara ayırdı. Bu esâstan Cafer’in maiyyetinde olarak bizim gemimizle gelenleri ve Ca'fer'in arkadaşlarını müstesna tuttu da Hayber'de hazır bulunanlarla beraber onlara da pay ayırdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.
3173-) Câbir (radıyallahü anh) şöyle demiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bahreyn malının gelmesi gerçekleşirse, muhakkak sana şöyle şöyle şöyle veririm'' buyurdu. Peygamber'in ruhu alınıncaya kadar Bahreyn malı gelmedi. Bahreyn malı geldiği zaman Ebû Bekr bir münâdîye emretti, o da: Her kimin Rasûlüllah'ın yanında bir alacağı veya yapılmış bir va'di varsa bize gelsin! diye ilân etti. Bunun üzerine ben Ebû Bekr'e gittim ve: Rasûlüllah bana "Şöyle şöyle... Veririm" buyurdu, dedim. Bekr benim için üç avuç avuçladı. Bunu anlatırken râvî Sufyân ibn Uyeyne iki avucunu bir yere getirerek avuçlamaya başladı da, sonra bize hitaben: İşte bize İbnu'l-Munkedir böyle söyledi, dedi. Sufyân bir kerre de Câbir'in şöyle dediğini söyledi: Bunun üzerine ben Ebû Bekr'e geldim ve kendisinden alacağımı istedim. Fakat o bana vermedi. Sonra yine geldim, o yine bana vermedi. Sonra üçüncü defa geldim ve: Senden istedim, fakat sen bana vermedin. Sonra senden yine istedim, sen yine vermedin. Sonra senden istedim, sen yine vermedin. Artık ya bana verirsin, ya da benim tarafımdan cimri olursun, dedim. Bekr şöyle dedi: Benim üzerime cimrilik nisbet edersin, dedim. Birinci defada vermekten seni ancak sana vermek isteyerek men' ettim. dedi ki: Ve bize Amr ibn Dînâr, Muhammed ibn Alî'den tahdîs etti ki, Câbir şöyle demiştir: Ebû Bekr benim için bir avuç avuçladı da: Bunu say, dedi. Beri onu saydım ve beş yüz aded buldum. Ebû Bekr: Bunun (mislini) iki kerre daha al, buyurdu. dedi ki: İbnu'l-Munkedir'i kastederek o: Cimrilikten daha kötü hangi hastalık vardır? Dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.
3174-) Bize Amr ibnu Dînâr tahdîs etti ki, Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Cı'râne mevkiinde (Huneyn ve Hevâzin harbinde alınan) ganimetleri taksim etmekte iken birden (Zu'l-Huveysıra et-Temîmî denilen) bir adam Rasûlüllah'a hitaben: Adalet et! Dedi. Rasûlüllah da ona: "Eğer ben adalet etmezsem bedbaht olurum" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbû'l-humus
Konu: Ganimetin Beşte Birinin Müslümanlara Nevbet Nevbet Gelen Mühim Hâdiseler İçin Olduğuna Delilden Biri; Hevâzin Kabilesinin Peygamberin Kendileri İçinde Bir Süt Annesini Emmiş Olması Sebebiyle Peygamberden İstekte Bulunmaları; Peygamberin De Müslüman Gazilerden, Onlardan Aldıkları Hisselerini Geri Vermelerini Helâl Saymasıdır.