İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı ile İlgili Hadisler

887-) Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî ile Saîd b. Mansûr, E-bû Bekr b. Ebi Şeybe Amrü'n-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr hep birden Süfyân b. Uyeyne’den rivâyet ettiler, lâfız Yahya'nındır. Dedi ki; Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salim'den, o da babasınr dan naklen haber verdi. ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Namazda iftitâh tekbiri aldığı zaman rükû'a varmadan önce ve rükû'dan doğruldukta ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırken gördüm. Secdeler arasında ellerini kaldırmıyordu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı
888-) Bana Mufaammed b. Rafi' rivâyet etti ki): Bize Abdürrezzak rivâyet etti ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana İbn Şihâb, Salim b. Abdillah'dan naklen İbn Ömer'in şöyle dediğini rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalktığı vakit ellerini ta omuzları hizasına varıncaya kadar kaldırır, Sonra tekbir alırdı. Rükû' etmek istediği zaman da böyle yapar, rükû'dan doğrulduğu zaman da böyle yapardı. Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmazdı.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı
889-) Bana Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. ki): Bize Huceyn -ki ibnü'l Müsenna'dır- rivâyet etti. ki): Bize Leys Ukayl'den rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Abdillah b. Kuhâz dahi rivâyet etti. ki): Bize Selemetü'bnü Süleyman rivâyet etti. ki): Bize Yûnus haber verdi. Bunların ikisi de Zührî'den bu isnadla İbn Cüreyc'in dediği gibi: (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalktığı vakit ellerini ta omuzları hizasına kadar kaldırır; sonra tekbir alırdı» şeklinde rivâyet etmişlerdir. hadisi Buhârî «Kitâbü'l Ezan» da Nesâî «Kitâbü's-Salât» da tahric etmişlerdir. Buhârî'nin rivâyetinde; «Başını rükû'dan doğrulttuğu vakit yine ellerini kaldırır. derdi» ibaresi de vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı
890-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Hâlid b. Abdillâh, Halid'den o da Ebû Kılâbe'den naklen haber verdi ki: Ebû Kılâbe Mâlik b. el-Huveyris'i namaz kılacağı zaman tekbir aldığını, sonra ellerini kaldırdığını, rükû'a gitmek istediği zaman da ellerini kaldırdığını, rükû'dan başını kaldırdığı zaman dahi ellerini kaldırdığını görmüş. Mâlik, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in böyle yapardığını rivâyet- etmiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı
891-) Bana Ebû Kâmil el-Cahderî rivâyet etti ki): Bize Ebû Avâne, Katâde'den, o da Nasr b. Âsım'dan, o da Mâlik b. el-Huveyris'den naklen rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Tekbîr aldığı zaman ellerini ta kulaklarının hizasına kadar kaldırırnuş. Rükû' ettiği zaman da ellerini ta kulaklarının hizasına kadar kaldırırmış; başını rükû'dan kaldırdığı zaman dahi diyerek yine böyle yaparmış.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı
892-) Bize bu hadîsi Muhammed b. el-Müsennâ dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Adiy, Saîd'den, o da Katâde'den bu isnadla rivâyet etti ki: Mâlik, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (Bu şekilde namaz kılarken görmüş) ve «ellerini ta kulaklarının üst hizasına kadar kaldırırdı» demiş. Hadîsi Buhârî «Kitabü'l Ezan» da muhtelif râvîlerden NeSaîde (Kitâbü's-Salât)'da Süveyd b. Nasr'dan tahrîc etmişlerdir. el kaldırma meselesini anlatırken; «Rükû' etmek istediği zaman» ifadesini kullanması, rükû'dan doğrulurken onu kullanmaması el kaldırmanın ne zaman yapılacağına işaret içindir. Çünkü Rükû' için evvelâ eller kaldırılır, ondan sonra rükû'a varılır. Rükû'dan doğrulurken eller evvelâ değil, doğrulmakla beraber kaldırılır. hadîsi Nâfî' dahi Abdullah b. Ömer'den rivâyet etmiştir. Bir rivâyette; «İki rekât kılarak kalktığı zaman ellerini kaldırırdı» denilmiştir. Mezkûr hadîsi on kişi rivâyet etmiştir. Bunlar İmâm Mâlik,-Yûnus, Şuayb, İbn Ebî Hamza-ibn Cüreyc, Süfyan İbn Uyeyne, Ukayl, Zebîdî, Ma’mer ve Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhûm) dır. İmâm Mâli k'den onu bir cemâat rivâyet etmiştir. Yahya b. Yahya el-Endelûsî'nin rivâyetinde rükû'a giderken el kaldırma zikredihnemiştir. Bu hususta ona birçok kimseler tâbi' olmuştur. Ravilerden yirmisi rükû'a giderken el kaldırmayı zikretmişlerdir. Bu hadîs Salim b. Abdillâh'ın İbn Ömer (radıyallahü anhüma) ya ref ederek rivâyet ettiği dört hadîsten biridir. Salim, İbn Ömer'in rükû'a giderken bilfiil el kaldırdığını da rivâyet etmiştir. bu rivâyetinde yalnız tesmi' zikredilmiş, tahmîd'den bahsedilmemiştir. Onun râvî tarafından ıskat edildiği anlaşılıyor. ise demektir. tesmî'deki «Limen» kelimesinin «Bimen» şeklinde kullanılacağını iddia etmiştir. Fakat bu iddia doğru değildir. Çünkü cümlenin mânâsı: «Allah, hamdi hamdeden için işitir; yani hamdedenin hamdini kabul eder» demektir. Cümlede mecaz vardır. Sebep zikredilmiş, müseb-beb murâd olunmuştur. Zira işitmek sebep, kabul etmek müsebbebtir. Çok defa; Hükümdar filânın sözünü işitti, derler. Bundan onun ricasını kabul etti mânasını kastederler. Filân filânın sözünü işitmedi demek, onun sözünü kabul etmedi mânâsına alınır. Cümlesi şeklinde yani atıf harflerinden (vav) ile dahi rivâyet edilmiştir. Bu sebeple ulemâdan bazıları cümlenin (vav) ile okunacağını tercih etmişlerdir. «el-Muhît» nâm eserde tahmîd cümlesinin (vav) sız okunmasının efdal olduğu beyân edilmiştir. Zîra cümlenin mânası; «Yârab-bî sana hamdettik, hamd sana mahsustur» takdirindedir. Bu suretle Allah'a hamd tekrar edilmiş olur. Ancak «Rabbena cümlesi yukarıya bağlı değildir. Bu cümle İmâma uyanların, üst tarafındaki ise İmâmın sözüdür. Çünkü hadîsin bir rivâyetinde «İmâm « dediği vakit, sîz de » deyin» buyurulmuştur. Binâenaleyh «Rabbena cümlesi söz başı, hamd cümlesi de onun hali olur. Mânâ şudur: Yaptığım hamd başkasına değil, yalnız sana mahsus olduğu halde sana dua ederim. Hamd cümlesini dua cümlesi üzerine atfetmek caiz değildir. Çünkü cümlelerden biri ihbârî, diğeri inşâîdir. bâbda aşağıdaki hadîslerde de îzâhat verilecektir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İhram, Rükü’ Ve Rükudan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı