İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı ile İlgili Hadisler
2-)
Hadîs-i şerif âlimin fetvayı tekrar edebileceğine, onu kabul etmeyeni tekdir ve tevbih'da bulunabileceğine delildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3271-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Ebû'z-Zinâd'dan dinlediğim, onun da A'rac'dan, onun da Ebû Hüreyre’den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamın dişi bitr deve sürdüğünü görerek: bin!» demiş. O zât: Yâ Resûlallah! Bu bedenedir, mukabelesinde bulunmuş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ya ikincide yahut üçüncü defada: bin! Yazık sana!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3272-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Muğîratu'bnü Abdirrahmân El-Hızâmî, EbûVZinâd'dan, o da A'rac'dan bu isnâdla haber verdi. (Ebû Hüreyre): «Bir defa bir adam nişanlı bir deve sürerken...» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3273-)
Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'ten rivâyet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hüreyre'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet ettikleri şunlardır diyerek bir takım hadîsler söylemiş, ezcümle şöyle deditir: defa bir adam nişanlı bir dişi deveyi sürerken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: Yazık sana! Bin ona! buyurmuş. O zât: Bu bedenedir yâ Resûlallah! demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Yazık sana! Bİn ona; yazık sana! Bin ona! buyurmuşlar.» hadîsi Buhârî «Hacc», «Vasâyâ» ve «Edeb» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî «Hacc» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. süren zâtın kim olduğu malûm değildir. Bu zât: «Yâ Resûlallah! Bu bedenedir.» demekle, devenin kurban edilmek üzere Mekke'ye gönderilmekte olduğunu anlatmak istemiştir. Rivâyetlerin bâzılarından anlaşıldığına göre devenin boynunda kurbanlık alâmeti bulunuyormuş. Binâenaleyh Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in onu görül dört ay kadına yaklaşmıyacağma yemîn etmek şer'an ilâ sayılmaz. Mutlaka dört aydan fazla bir müddet söylemek îcâb eder. Mâlik, dört ay üzerine bir gün ziyâde edilmesini şart koşmuştur. Fakat îlâ âyeti bu zevatın aleyhlerine delildir. hükmü: Müddet içinde kadına yaklaşıldığı taktirde keffâret îcâb etmektir. Basrî'ye göre keffâret lâzım değildir; îlâ sakıt olur. yapan kimse dört ay içinde karısına yaklaşmazsa, bir talâk boş olur. Ashâb-ı kirâm'dan İbn Mes'ûd, İbn Ömer, İbn Abbâs, Osman ve Alî (radıyallahü anhûm) hazerâtının kavilleri bu olduğu gibi cumhûr-u Tabiîn'in mezhepleri de budur. hakkında filan kitaplarında tafsilât vardır. bütün rivâyetlerinde bir ay'in yirmidokuz günden ibaret olduğu bildirilmektedir. Iyâz diyor ki: «Bütün bu rivâyetlerin mânâsı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yirmidokuz günü tamam ettikten sonra döndü, demektir. Buna delîl: Hadîsin bir rivâyetinde: gün geçtikten sonra); diğer rivâyette: sabahında) yani (yirmidokuzdan sonra gelen gecenin sabahında) buyurulmuş olmasıdır. O sabah ise otuzuncu günün sabahıdır. (Ay yirmi dokuzdur.) sözünün mânâsı: bazen yirmidokuz çeker, demektir. Nitekim bâzı rivâyetlerde bu şekilde tasrîh buyurulmuştur.» (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yemîni zevcelerine güvendiği içindi. Müfessirler Sûre-i Tahrîm'in tefsirinde bu yeminin sebebini beyân etmişlerdir. Görmek isteyenler oraya bakabilirler. göre binmek ve sütünü içmek hayvana bir noksanlık getirirse noksanlığın kıymetini ödemek lâzım geldiğini kaydetmiştir. İmâm Mâlik'e göre dahi sütü içilmezse de içildiği takdirde ödemek îcâb etmez. tecviz edenler kurbanlık deve üzerinde yük taşınıp taşı-namıyacağı hususunda ihtilâf etmişlerdir. İmâm Mâlik bunun caiz olmadığını söylemiş cumhûr ise tecviz etmişlerdir. dişisinden de erkeğinden de hedy kurbanı olur. Hanefiîler'le İmâm Mâlik'in mezhepleri budur. Mezkûr kavl birçok ashâb-ı kirâm'dan nakledilmiştir. İbn Tin, hed-yin yalnız dişi deveden olacağını söylemiş ve bu kavli İmâm Şâfii'den nakletmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3274-)
Bana Amru'n-Nâkıd ile Süreye b. Yûnus rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hüseyni rivâyet etti. ki): Bize Humeyd, Sâbit'ten, o da Enes'den naklen haber verdi. Humeyd zannederim bunu Enes'den ben de işittim demiş. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3275-)
Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Bu lâfız onundur. ki): Bize Hüseyni, Humeyd’den, o da Sâbit-i Bünânî'den, o da Enes'den naklen haber verdi. Enes (radıyallahü anh) Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir bedeneyi sürmekte olan birine tesadüf ederek: Bin ona! buyurdu. O zât: Bu bedenedir mukâabelesinde bulundu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki yahut üç defa (bin ona!) buyurdular.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3276-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Bişr, Mis'ar'dan, o da Bükeyr b. Ahmes'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti, Bükeyr, ben Enes'i şöyle derken işittim demiş: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından bir bedene yahut hediyye geçirdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahibine): ona! dedi. O zât: Bu bedenedir yahut hediyyedir mukaabelesinde bulundu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İsterse bedene olsun» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3277-)
Bize bu hadîsi Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize İbn Bişr, Mis'ar'dan rivâyet etti. ki):-Bana Bükeyr b. Ahnes rivâyet etti. ki): Enes'i: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından bir bedene geçirildi...» derken işittim. Ravî (hadîsin geri kalan kısmını) yukarki hadîs gibi rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3278-)
Bana Muhammed b. Hâtim rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, İbn Cüreyc'den rivâyet etti. ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. ki): Câbir b. Abdillâh'tan dinledim. Kendisine hedy kurbanlığına binilip tinilemiyeceği soruldu da şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, (Muztar kaldığın vakit başka hayvan buluncaya kadar ona ma'rûf vecihle bin!) buyururken İşittim.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı
3279-)
Bana Selemetu'bnü Şebîb rivâyet etti. ki): Bize Hasen b. A'yen rivâyet etti. ki): Bize Ma'kıl, Ebû'z-Zübeyr'den, naklen rivâyet etti. Ebû'z-Zübeyr Şöyle dedi: etmişlerdir. Fakat Hattâbî bunu pek doğru bulmamış şeklinde okunmasını tavsiye etmişdir. Cevheri ile sair lügat ulemâsı bu hususta biri «Zehafe» diğeri «Ezhafe» olmak üzere iki lügat kullanıldığım söylemişlerdir. Bu kelimeler sürünmek, yol almak ve bîtâb düşerek yolda kalmak mânâlarında kullanılırlar. Binâenaleyh Hattâbî'nin iddiası kabul edilmemiştir. Kelime her iki şekilde de kullanılabilir. Burada murâd hayvanın yürüyemeyip yolda kalmasıdır. «Ayiye» fiili «Ayye» ve «Uniye» şeklinde de rivâyet olunmuştur. Birinci ve ikinci rivâyetlerin mânâsı âciz kaldı yani hayvan yolda kalırsa ne yapmak lâzım geldiğini bilemedi demektir. Üçüncü rivâyete göre mânâ ehemmiyet verdi demektir. birinci rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gönderdiği develerin on altı, ikinci rivâyetinde onsekiz olduğu görülmektedir. Nevevî buna bakarak hâdisenin ayrı ayrı iki yerde geçmiş olabileceğine ihtimâl verdiği gibi, aynı hadisenin ayrı ayrı rakamlarla ifade edilmiş olmasını da caiz görmüş: «Onaltı adedinde fazlasını nefy yoktur. Çünkü bu bir mefhum-u adettir, onunla amel edilmez» demiştir. Hâdise bir olduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in develerine vekil tayin ettiği zâtın Ebû Kabîsa Züeyb (radıyallahü anh) olduğu anlaşılır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhtiyacı Olan Kimsenin Hedy Olarak Gönderilen Deveye Binmesinin Cevazı Bâbı