İmâm Geciktiği Ve Başkasını İmâm Yapmakta Bir Mefsedet Korkusu Bulunmadığı Vakit Cemaatin Kendilerine Namaz Kıldıracak Bir Kimseyi Îmamlığa Geçirmesi Bâbı ile İlgili Hadisler

976-) Bana Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e Ebû Hâzim'den duyduğum, onun da Sehl b. Sâd-es-Saîdî'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: (sallallahü aleyhi ve sellem) aralarını bulmak için Beni Amr b. Avf kabilesine gitmiş. Namaz vakti girince müezzin Ebû Bekir'e gelerek: Cemaata namazı kıldırır mısın? Ben de ikâmet ederim, demiş. Ebû Bekir: Evet, cevabını vermiş ve namazı kıldırmış. HttteftU-ben cemâat namazda iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkagelmiş ve safları yara yara birinci safa durmuş. Bunun üzerine cemaat el çırpmışlar. Ebû Bekir namazda bakınmazmış. fazla el çırpınca bakınmış ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görmüş, fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine, yerinde dur! diye işaret buyurmuş. Derken Ebû Bekir ellerini kaldırarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisine verdiği emirden dolayı Allah (azze ve celle') ye hamdüsenâ etmiş. Sonra geri çekilerek birinci safa durmuş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'de ileri geçerek namazı kıldırmış. Namazdan çıktıktan sonra: Ebû Bekir ben sana emretmişken yerinde durmaktan seni ne menetti?» buyurmuş. Ebû Bekir: Kuhâfe oğluna, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzurunda namaz kıldırmak lâyık değildir.» demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Bu sefer cemaata dönerek): neden bu kadar fazla el çırptığınızı gördüm. Bir kimsenin namazı esnasında başına bir şey gelirse tesbih ediversin! Zîra tesbih ettiği vakit ona bakarlar. El çırpmak yalnız kadınlara mahsustur.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İmâm Geciktiği Ve Başkasını İmâm Yapmakta Bir Mefsedet Korkusu Bulunmadığı Vakit Cemaatin Kendilerine Namaz Kıldıracak Bir Kimseyi Îmamlığa Geçirmesi Bâbı
977-) Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Abdülâziz (yani İbn Ebî Hâzim) rivâyet etti. Kuteybe dedi ki: Bize Yâ'kup- ki bu zât İbn Abdirrahman el-Kâarî'dir- rivâyet etti. Abdülâziz ile Yâ'kûb'un ikisi birden Ebû Hâzim’den, o da Sehl b. SâM'dan naklen Mâlik'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlar. (Yalnız) onların rivâyetlerinde: «Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah'a hamd etti. Ve tâ birinci saffa duruncaya kadar arkasına doğru geri geri gitti.» ifadesi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İmâm Geciktiği Ve Başkasını İmâm Yapmakta Bir Mefsedet Korkusu Bulunmadığı Vakit Cemaatin Kendilerine Namaz Kıldıracak Bir Kimseyi Îmamlığa Geçirmesi Bâbı
978-) Bize Muhammed b. Abdillah b. Bezi' rivâyet etti. ki): Bize Abdül alâ haber verdi. ki): Bize Ubeydullah, Ebû Hâzim'den, o da Sehl b. Sâ'd es-Sâidî'den naklen rivâyet etti. Sehl: «Nebiyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Benî Amr b. Avf kabilesinin aralarını bulmağa gitti.» diyerek yukarkilerin hadisi tarzında rivâyette bulunmuş. Şunu da ziyade etmiş: «Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek safları yara yara tâ ön safta durdu.» hadiste: «Ebû Bekir gerisin geriye gitti.» cümlesi de vardır. hadîsi Buhârî «Ezan» bahsinin yedi yerinde ve «Namaz» bahsinde: Ebû Dâvûd ile Nesâî dahi «Namaz» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Amr b. Avf, Medine-i Münevvere civarındaki «Küba» da yaşarlardı. Bunlar ensârın iki büyük kabilesinden biri olan Evs’in kalabalık bir batındırlar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Bent Amr'a gitmesi, aralarında çıkan bir çarpışma dolayısı iledir. Kübalılar, birbirlerine taşlar atmak suretiyle mukatele etmişlerdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu haber alınca: gidelim şunlann arasını bulalım.» buyurmuşlar. Bir rivâyete göre Kübalıların birbirleriyle çarpıştığı haberi geldiği vakit Hazret-i Bilâl öğle ezanını okumuş bulunuyordu. Bâbımız hadîsinde vakti girdiği bildirilen namazdan murâd: ikindidir. Ebû Dâvûd'un rivâyetinde hadîsin lâfzı şöyledir: b. Avf kabilesi arasında cenk vuku bulmuştu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu duydu ve aralarını bulmak için öğleden sonra onların yanına gitti. Bilâl (radıyallahü anh)'a da: İkindi namazının vakti girerde ben gelemezsem Ebû Bekir'e emret; Cemaata namazı o kıldırsın! diye talimat verdi. namazı gelince Hazret-i Bilâl ezanı okuyup ikâmet getirdi. Sonra Ebû Bekir'e emretti; o da İmâmete geçti.» Dâvud bu. hadîsi sahih bir senetle rivâyet etmiştir. Bundan anlaşılıyor ki Hazret-i Ebû Bekir'e gelen müezzin Bilâl (radıyallahü anh) imiş. geçen: «Ebû Bekir evet cevabını vermiş ve namazı kıldırmış» sözünden murâd, namazın tamamı değil, namaza niyetlenmiş olmasıdır." Nitekim bâzı rivâyetlerde bu cihet tasrîh edilmiştir. Ses çıkaran vuruştur. Buna tasfîh de derler. Bazdan tasfîk ile tasfîh arasında fark görmüş: «Tasfîh, bir elinin arkasıyle öteki elin içine vurmaktır. Bu korkutmak ve tenbîh için yapılır. Tasfîk ise, tŞ içlerini birbirine çarpmaktır. Bundan murâd: eğlence ve oyundur.» mislerdir. Bazıları -kadınlar hakkında tasfîh, sağ elinin iki parmağı Üf sol avucunun içine vurmak olduğunu söylemiş; bir takımları da tasfîh ile tasfîk'in ayni mânâya geldiklerine kail olmuşlardır. tasrîhin kadınlara mahsûs olduğunu, fakat hadîsin bazı rivâyetlerinde erkekler hakkında kullanıldığına göre, onların ellerini uyluklarına çarptıkları mânâsına hamletmek gerektiğini söylemiştir. Ebû Bekir'in namazda bakınmaması, bakınmanın memnu olduğunu bildiğindendir. Filhakika İbn Hüzeyme'nin rivâyet ettiği bir hadîsde: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir kimsenin namazda bakınmasını sordu da: O bir hırsızlıktır. Şeytân onu kişinin namazından çalar, buyurdular.» denilmektedir. buradaki rivâyetinde Ebû Bekir'in Allah'a hamd ettiği bildiriliyor. Zahire bakılırsa lisanı ile hamd etmiştir. Fakat hadîsin bazı rivâyetlerinde: Bekir Allah'a şükür için başını semâya kaldırdı ve gerisi geriye çekildi.» denilmiştir. Bu rivâyete bakarak İbnül-Cevzî, Ebû Bekir'in hamd ve şükürü dille değil, işaretle yaptığını iddia etmiştir. Maamâfih şükür için başını semâya kaldırdığı rivâyetinde sözle şükür ettiğine mâni olacak bir kayıt yoktur. Ebî Kuhâfe: Hazret-i Ebû Bekir'dir. Ebû Kuhâfe babasının künyesidir. İsmi Osman b. Âmir'dir. Hazret-i Ebû Bekir'in kendisine, ben yahut Ebû Bekir demeyip, İbn Ebî Kuhâfe diye takdim etmesi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında kendi mertebesini küçük gördüğü içindir. tesbîhden murâd: Sübhânallah demektir. Nitekim bir rivâyette: «Sübhânallah desin» buyurulmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İmâm Geciktiği Ve Başkasını İmâm Yapmakta Bir Mefsedet Korkusu Bulunmadığı Vakit Cemaatin Kendilerine Namaz Kıldıracak Bir Kimseyi Îmamlığa Geçirmesi Bâbı
979-) Bana Muhammed b. Râfî ile Hasen b. Ali El-Hulvânî hep birden Abdürrezzâk'dan rivâyet ettiler. İbn Uafî' dedi ki, bize Abdürrezzâk rivâyet etti, ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana İbn Şihâb, Abbâs b. Ziyad'in hadîsinden naklen rivâyet etti. Ona da Urvete'bnü Mugîre b. Şu'be haber vermiş. Ona da Mugîra-tü'bnü Şu'be haber vermiş ki, kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Tebük gazasında bulunmuş. Muğire şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) kazâ-i hacet için çukura doğru gitti. Ben sabah namazından önce ona bir su kabı getirmiştim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kazâ-i hacetden sonra yanıma dönünce bu kaptan ellerine su dökmeye başladım. Ellerini Üç defa yıkadı. Sonra yüzünü yıkadı. Sonra cübbesini kollarından çıkarmaya çalıştı. Fakat cübbesinin yenleri dar geldi. Bu sefer ellerini cübbenin içine doğru çekerek kollarım cübbenin aşağısından çıkardı ve kollarını dirsekleriyle beraber yıkadı. Sonra mestleri üzerine abdest aldı. Sonra (cemâatin yanına) geldi. demiştir ki; Ben onunla beraber geldim. Cemâati Abdurrahman b. Avfı İmâm yapmışlar kendilerine namaz kıldırırken bulduk. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki rek'âtın birine yetişti ve cemaatla birlikte son rek'âtı kıldı. Abdurrahman b. Avf selâm verince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazını tamamlamak üzere kalktı. Bu, müslümanları telâşa düşürdü ve hir çok teşbihlerde bulundular. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazını bitirince onlara döndü ve (iyi ettiniz) yahut; (isabet ettiniz)» buyurdu. Namazı vaktinde kılmış olmalarından dolayı onlara gıpta ediyordu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İmâm Geciktiği Ve Başkasını İmâm Yapmakta Bir Mefsedet Korkusu Bulunmadığı Vakit Cemaatin Kendilerine Namaz Kıldıracak Bir Kimseyi Îmamlığa Geçirmesi Bâbı
980-) Bize Muhammed b. Râfi' ile Hulvânî rivâyet ettiler. Dediler ki; Bize Abdürrezzâk, İbn Cüreyc'den naklen rivâyet etti. ki): Bana İbn Şihâb, İsmail b. Muhammed b. Sa'd'dan, o da Hamzetü'bnü Mugî-re'den Abbâd'ın hadisi tarzında rivâyette bulundu. Mugîra: Abdurrahmân'ı geri çekmek istedim, fakat Peygamber onu» buyurdular, demiş. şerif, büyük bir zâtın su kabını taşımanın, abdest alırken başkasından faydalanmanın, abdestden önce elleri üç defa yıkamanın, cüb-be giymenin ve avret mahalli açılmamak şartıyla elleri cübbenin aşağısından çıkarmanın ve mest üzerine meshin cevazı hükümlerini ihtiva etmektedir. Bu hadîs, «Kitâbü't-Tahâre» de geçmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: İmâm Geciktiği Ve Başkasını İmâm Yapmakta Bir Mefsedet Korkusu Bulunmadığı Vakit Cemaatin Kendilerine Namaz Kıldıracak Bir Kimseyi Îmamlığa Geçirmesi Bâbı