Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı ile İlgili Hadisler

1873-) Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Ebû Ûsâme, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe’den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin Kur'ân okuyan bir zât işitmiş de: ona rahmet buyursun! Gerçekten bana filân ve filân âyetleri hatırlattı. Ben, onları filân ve filân sûrelerden ıskaat etmişdim.» buyurmuş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1874-) Bize, İbn Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize, Abde ile Muâviye, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet ettiler. Âişe şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde bir zâtın Kur'ân okuyuşunu dinler de: ona rahmet buyursun! Gerçekten bana unutturulduğum bir âyeti hatırlattı.» derdi. hadîsi Buhârî «Kitâbu Fedâili'l-Kur'ân» in bir kaç yerinde tahrîc etmişdir. ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) lihîkmetin bâzı âyetleri unutmuş; bunları mescidde Kur'ân okuyan bir zâtdan işidince hatırlamış. Ancak unutulan âyetlerin neler olduğu ve sayılan bildirilme-mişdir. Buhârî'nin bir rivâyetinden Kur'ân okuyan zâtın Abbâd b. Bişr olduğu, başka bir rivâyetinden üç Abdullah b. Yezîd El-Ensârî olduğu anlaşılıyor. Bu rivâyetlere bakarak bazıları kıssanın iki defa geçtiğine ihtimâl vermişlerdir. bu hadîsden fıkhî bir mes'ele istinbât ederek, unutulan âyetlerin yirmibir aded olduğunu söylemişlerdir. Bunu nasıl istinbât ettiklerini öğrenmek için fıkıh kitaplarına müracaat etmelidir. «Acaba Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e unutmak nasıl caiz olmuşdur?» şeklinde bir suâl hatıra gelebilir. Bunun cevâbı şudur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o âyetleri unutmuş değil, onlar kendisine unutturulmuşdur. Bittabi kendiliğinden unutmak başka, Allah tarafından unutturulmak yine başkadır. Allah tarafından unutturulmak-da, onun ihtiyarı ve dahl-ü te'sîri yokdur. Cumhûr-u ulemaya göre tebliğ ve talîm tarîki ile öğrenmediği şeyleri unutup unutamıya-cağı ise ihtilaflıdır. Câîz görenler: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) unuttuğu şey üzerine ikrar olunmaz. Bil'akis onu ya kendisi hatırlar yahut hatırlatılır.» demişlerdir. Bu hatırlatmanın dahi derhâl mi yoksa vefatından önceye kadar mı devam edeceği hususunda yine ihtilâf vardır. hadîsde o zâtdan duyduğu âyetleri unutması caizdir. İsmâilî'nin beyanına göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Kur'ân'ı unutması iki kısma ayrılır. Bunların birincisi unutup az sonra hatırlama-sıdır ki, bu insanın tabiatında vardır. İkincisi: neshi murad edilerek Allah tarafından kalbinden silinendir. Birinci kısım arızî olup çabuk gelip geçer. İkinci kısım ise nesih âyetine dahildir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1875-) Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. dedi ki: Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kur'ân'ın misâli bağlı deve gibidir. Eğer sahibi devesini muhafaza ederse, onu (eli altında) tutar; salıverirse deve (kaçar) gider.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1876-) Bize, Züheyr b. Harb ile Muhammedü'bnü’l-Müsennâ ve Ubeydullah b. Saîd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Yahya (yani El-Kat-tân) rivâyet etti. H. Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Hâlid-i Ahmar rivâyet etti. H. İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize, baham rivâyet etti. Bunların hepsi Ubeydullah'dan rivâyet etmişlerdir. H. İbn Ebî Ömer dahi rivâyet etti. ki): Bize, Abdürrazzâk rivâyet etti. ki): Bize, Ma'mer, Eyyûb'dan naklen haber verdi. H, Kuteybetü'bnü Saîd de rivâyet etti. ki): Bize, Ya'kûb (yânî İbn Abdirrahmân) rivâyet eyledi. H. Muhammed b. İshâk El - Müseyyebî de rivâyet etti. ki): Bize, Enes (yani İbn Iyâz) rivâyet etti. Bunların hepsi Mûsâ b. Ukbe'den ve yine bunların hepsi Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den Mâlik'in hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuşlardır. Mûsâ b. Ukbe hadîsinde: Kur'ân kalkar da, gece ve gündüz okursa Kur'ân'ı ezberinde tutar. Üzerine olmazsa, onu unutur.» ziyâdesi vardır. hadîsi Buhârî «Kitâbu Fedâili'l-Kur'ân» da; Nesâî dahi «Kitâbü'l-Fedâil» ile «Kitâbu's-Salât» da tahrîc etmişlerdir. Ikaal ile bağlı demekdir. Ikaal, devenin dizini bağladıkları ipdir. şerîfde Kur'ân'ı okumak ve tilâvetine devam etmek, kaçacağından korkulan deveyi bağlamaya benzetilmişdir. Deve nezâret altında bulunduruldukça, nasıl ipini çözüp kaçamazsa; Kur'ân da devamlı okunursa öylece hatırlardan kaçamaz; ezberde kalır. İshak b. Rahaveyh: «Kur'ân okumadan bir kimsenin üzerinden kırk gün geçmesi mekruhtur.» demiştir. için hayvanlar arasından devenin tahsis buyurulması, ev hayvanları içinde en ziyâde kaçmaya teşebbüs eden ve kaçtıkdan sonra da on derece güçlükle tutulan hayvan, o olduğu içindir. şerif Kur'ân'ı ezberlemeye ve okumaya teşviki; unutmakdan tahzîri tezammun etmektedir. Kur'ân'dan murâd: hafızlar ve onu çok okuyanlardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1877-) Bize, Züheyr b. Harb ile Osman b. Ebî Şeybe ve İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. İshâk: (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize, cerîr, Mansûr'dan, o da Ebû Vâil'den, o da Ahdullab'dan naklen rivâyet etti; dediler. Abdullah Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hafızlarından birinin: filân ve filân âyetleri unuttum; demesi, ne çirkin şeydir. Hayır! ona (o âyetler) unutturulmuşdur. Siz, Kur'ân'i müzâkere edin! Çünkü onun, insanların kaleplerinden kaçması, develerin bağlarından boşanıp kaçmasından daha şiddetlidir.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1878-) Bize, İbn Nümeyr rivâyet etti, ki): Bize, babam ile Ebû Muâviye rivâyet ettiler. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Lâfız onundur. ki: Bize, Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Şakîk'dan naklen haber verdi. Şakîk Şöyle dedi: «Abdullah: Bu Mushafları muhafaza edin! (Galiba da Kur'ân'ı muhafaza edin! dedi.) Yemin olsun ki, Kur'ân'ın hafızların kalplerinden kaçması, develerin bağlarından kaçmasından daha şiddetlidir. Hem Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): biriniz: ben filân ve filân âyetleri unuttum; demesin! Belki (onlar) kendisine unutturulmuşdur.» buyurdular., dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1879-) Bana, Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize, Muhammed b. Bekr rivâyet etti. (Dedi kiı): Bize, İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana, Abdetü'bnü Ebî Lübâbe, Şakîk b. Seleme'den naklen rivâyet etti. Şakîk Şöyle dedi: Ben, İbn Mes'ûd'u şunları söylerken işittim. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve filân sûreyi unuttum; yahut filân ve filân âyetleri unuttum... demek bir adam için ne kadar çirkin bir şeydir! Belki ona, bunlar unutturulmuşdur.» buyururken işittim.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı
1880-) Bize, Abdullah b. Berrâd El-Eş'arî ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Ebû Üsâme, Büreyd'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Mûsa'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti: Kur'ân'ı muhafazaya dikkat edin! Muhammedin nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, Kur'ân'ın (hafızalardan) kaçması, bağlı develerin boşanıp kaçmasından çok daha şiddetlidir.» buyurmuşlar. lâfızı İbn Berrâd'indir. hadîsleri Buhârî «Kitâbü Fedâili'l-Kur'ân» da; Tirmizî «Kırâât» da; Nesâî «Kitâbu's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Ne çirkin oldu mânâsına zemm fiilidir. diyor ki: «Bi'se, ni'me'nin kardeşidir. Bunların birincisi zemm, ikincisi medih ifade eder. Her ikisi de gayr-i mutesarrıf fiillerdendir. Ya ism-i zahir yahut zamîr olmak üzere fail ref ederler. Ancak fail, ism-i zahir olursa, umûm bildiren fiillerde mutlakaa cins bildiren elif lamla yahut elif lâm’ın bulunduğu kelimeye muzâf olarak kullanılması şartdır. Tâ ki bu suretle mevsûfa şâmil olsun. Mevsûf un alettâym zikredilmesi lâzımdır. «Zeyd ne iyi adamdır!» mânâsına gelen cümlesinde olduğu gibi bazen tefsir «mâ» kelimesi ile olur. Nitekim buradaki hadis de öyledir...» Keyte ve keyfe: Şöyle şöyle manâsına kullanılır. Bu iki kelime hakkında kurtubî şunları söylemektedir: Keyte ve keyte kelimeleri ile çok cümleler ve uzun söz ifâde edilir. Zeyte ve zeyte'den bunlar gibidir. keyte'nin fiillerde; zeyte'nin de isimlerde kullanıldığını söylemişdir. Bazıları bunları (keza) mânâsına kullanıldığını iddia ederler ona unutturulmuşdur...» cümlesinden murâd; unutan kimsenin bunu söylemesi yani «Bana unutturuldu.» demesidir. Bu söz üzerinde bir hayli münâkaşa edilmişdir. Bazıları «nesiye» yani «unuttuv şeklinde; Bazıları da «nüssiye» yani «unutturuldu., diye rivâyet etmişlerdir. «Nüssiye'nin mânâsı: Âyeti ezberinde tutma hususunda kusur ettiği için unutturulmak suretiyle cezalandırıldı.. demekdir. Ne-siye ise terk etti; ona bakmadı demekdir.» diyor. bu husûsdaki zemin, söze râci'dir. Yani unuttum; demek yasak ediîmişdir. Çünkü bu söz ehemmiyet vermemeyi ve gafil bulunmayı te-zammun eder. Buradaki nehy kerâhet-i tenzîhiyye içindir, îyâz dahi şunları söylemişdir: «Zemm, söze âid değil; hâl'e râci'dir; demek daha iyidir. Yani Kur'ân'i ezberleyip de sonra ondan gaflet eden ve unutan kimsenin hâli ne fenadır...» sözden, başka bir mânânın kasdedilmiş olması ihtimâli de vardır. Şöyle ki: Bu sözüm nesih zamanında söylenmiş olması mümkindir. (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde, bir kimse: «Ben filân âyetleri unuttum.» derse, ashâb-ı kirâm muhkem olan birçok âyetlerin unutulacağını tevehhüm edecekleri için: «unuttum» demek, kendilerine yasak edilmiş; bu işin ancak Allah'ın izniyle olacağı bildiril-mişdîr. ve «Teahhedû» fiilleri, unutmamak için okumaya devam etmek suretiyle, yoklama yapın; demekdir. rivâyetler dahi yukarkiler gibi Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemeye teşvik; unutmakdan tahzîr sayılırlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânı Ezberde Tutmaya İhtimâm Emri, Filan Âyeti Unuttum Demenin Keraheti, O Âyet Bana Unutturuldu Demenin Cevazı Bâbı