Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı ile İlgili Hadisler
893-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlike İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ebû Selemete'bni Abdirrahman'dan naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: Ebû Hüreyre Ebû Seleme'nin dâhil olduğu bir cemaata namaz kıldırır ve her eğilip doğruldukça tekbir alırmış; namazdan çıktıktan sonra; Vallahi içinizde namazı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazına en ziyâde benzeyeniniz benim, dermiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı
894-)
Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti, ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana İbn Şihâb Ebû Bekr b. Abdirrahman'dan naklen haber verdi ki Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalktığı zaman, namaza dururken tekbîr alır, sonra rükû'a giderken tekbîr alır, sonra beli-ı ni rükû'dan doğrulturken «Semiallâhü Limenhamideh» der, sonra ayakta iken «Rabbenâlekel hamd» der, sonra secdeye inerken tekbîr alır, sonra secdeden başını kaldırırken tekbîr alır, sonra (ikinci secdeye giderken) tekbîr alır, sonra başını (secdeden) kaldırırken (yine) tekbîr alırdı. Bundan sonra namazını bitirinceye kadar her rekâtda böyle yapardı. İki rekâtta oturduktan sonra ayağa kalkarken dahi tekbîr alırdı. sonra Ebû Hüreyre: Şüphesiz ki içinizde namazı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazına en ziyâde benziyeniniz benim» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı
895-)
Bana Muhammed b. Râfi rivâyet etti. ki): Bize Huceyn rivâyet etti. ki): Bize Leys, Ukayl'den, o da İbn Şihâb'dan naklen rivâyet etti. ki): Bana Ebû Bekr b. Abdirrahman b. Haris, Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işittiğini haber verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalktığı vakit (tam) namaza dururken tekbîr alırdı... sonra) hadisi İbn Cüreyc'in rivâyeti gibi tahdîs etmiş; yalnız Ebû Hüreyre'nin: «Şüphesiz ki içinizde namazı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazına en ziyade benzeyeniniz benim» sözünü zikretmemiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı
896-)
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. (İbn Şihâb Dedi ki): Bana Ebû Selemetü'bnü Abdurrahman haber verdi ki: Mervân, Ebû Hüre yre'yi Medine'ye Kaymakam bıraktığı zaman Ebû Hüreyre farz namaza kalktığında tekbîr alırmış. Müteakiben Ebû Seleme, hadîsi İbn Cüreyc rivâyeti gibi zikretmiş, onun rivâyetinde; bitirip selâm verince Cemâate döner ve nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki içinizde namazı, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazına en ziyâde benzeyeniniz benim derdi» ibaresi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı
897-)
Bize Muhammed b. Mihrân er-Râzi rivâyet etti. ki): Bize Velid b. Müslim rivâyet etti. ki): Bize Evzâi, Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da Ebû Seleme'den naklen rivâyet etti ki Ebû Hüreyre namazda her eğilip doğruldukça tekbir alırmış. (Ebû Seleme Dedi ki): Biz Ya Ebâ Hüreyre, bu tekbirler ne oluyor? dedik. Ebû Hüreyre: «Hakîkaten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazı budur» cevabını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı
898-)
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Ya'-kup yani İbn Abdirrahman, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki Ebû. Hüreyre (Namazda) her eğilip doğruldukça tekbîr alır ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in böyle yapardığını söylermiş. hadîsi Buhârî «Kitâbü'l Ezan» da Nesâî dahi «Kita-bü's Salât» da tahrîc etmişlerdir. şerhinde Nevevî şunları söylemiştir: «Namazda her eğilip doğruldukça tekbîr almak bugün ve geçmiş asırlarda bütün ulemânın ittifak ile sübût bulmuş bir mes'elesidir. Yalnız rükû'dan doğrulurken tekbîr yerine tesmi' getirilir. Tekbîr mes'elesi Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) zamanında ihtilaflı idi. Bâzılarına göre tekbîr yalnız niyetlenirken getirilirdi. Bir takımları da Ebû Hüreyre hadîsinin bâzı rivâyetlerine bakarak iftitah tekbirinden başka birkaç tekbîrin daha meşru' olduğuna kaildiler. Bu zevat herhalde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in her eğilip doğrulduğunda tekbîr aldığını duymamışlardı. Onun için Hazret-i Ebû Hüreyre kendilerine; ki içinizde namazı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazına en ziyâde benzeyeniniz benim» diyordu. Ondan sonra Hadîs-i şerifin beyân ettiği tarzda her eğilip doğruldukça tekbîr almak kabul edildi ve bu suretle amel istikrar kesbederek bugüne kadar böyle geldi. rekâttı namazların her birinde onbir tekbîr vardır. Bunlardan biri iftitah tekbiri, diğeri de her rekâtda beşer tane olmak üzere intikâl tekbîrleridir. Dört rekâttı namazlarda yirmiiki tekbîr vardır, beş vaktin farzlarında tekbîr adedi doksan dört olur. Bu tekbîrler içersinde bilittifak vâcib olanı iftitah tekbîridir. Diğer tekbîrler hakkında ihtilâf edilmiştir. Bunları aşağıdaki hadîsin şerhinde göreceğiz.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı
899-)
Bize Yahya b. Yahya ile Halef b. Hişam hep birden Hammâd'dan rivâyet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Hammâd b. Zeyd, Gây-lân'dan, o da Mutarrif den naklen haber verdi. Mutarrif Şöyle dedi: İm-rân b. Husayn ile ikimiz Ali b. Ebî Tâlib'in arkasında namaz kıldık. Ali secde ettiği zaman tekbîr alır. (secdeden) başını kaldırdığı zaman tekbîr alır, iki rekât (kıldık) tan sonra kalkarken dahi tekbîr alırdı. Namazdan çıktığımız vakit İmran elimden tuttu, sonra: bu zât bize Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı gibi bir namaz kıldırdı; yahut bu zât bana Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazım hatırlattı.» dedi. hadîsi Buhârî (Kitâbü'l Ezan) da tahric etmiştir. Onun rivâyetinde Hazret-i Ali'nin namazı Basra'da kıldırdığı tasrîh edilmiştir. Aynî bunun Cemel vak'asından sonra olduğunu kaydediyor. Hazret-i İmran'in; bu zât bana Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazını hatırlattı» demesi, o zamana kadar tekbîrlerin terk edilmiş olduğunu gösterir. İmâm Ahmed b. Hanbel ile Tahavî'nin tahrîc ettikleri Ebû Mûse'l-Eş'arî hadisinde; vaktiyle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile kıldığımız namazı hatırlattı. Sonradan biz onu unuttuk, yahut kasten ter-kettik.» denilmiştir. Hadîsin isnadı sahihtir. rivâyetinde; «Başını her doğrulttukça ve her eğilt-tikçe tekbîr alırdı» denilmiştir. Bu sözün zahiri bütün intikallerde tekbîr almış olduğunu gösterirse de rükû'dan doğruldukta bilicma' tekbîr değil tesmî' ve tahmîd yapıldığından, hadîsin umûmi icma'la tahsis edilmiş demektir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz İçindeki Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini, Bundan Yalnız Rüküdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira O Halde «semiallahü Limen Hamideh» Denileceğini Îsbat Bâbı