Namazın Farz Kılınışı Ve Bu Konudaki Değişik Rivâyetler ile İlgili Hadisler

452-) Mâlik b. Sa’saa (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: yanında uyku ile uyanıklık arasında idim. O esnada üç kişiden birisi yanıma yaklaştı, içerisi hikmet ve iman dolu bir altın tas getirildi, o kişi göğsümden karnımın aşağısına kadar yardı, kalbimi su ve zemzem ile yıkadı, hikmet ve iman ile doldurdu. Sonra katırdan küçük eşekten büyük bir binit getirildi. Cibril (aleyhisselâm) ile birlikte yola devam ettik. Dünya semasına varınca kim o denildi. Cibril: Cibril’im) dedi. Yanındaki kimdir? Denilince; Cibril: dedi. O peygamber olarak gönderildi mi? Cibril: dedi. Hoş geldi sefa geldi, ne mutlu geliş denildi. (aleyhisselâm)’ın yanına varıp selâm verdim. Merhaba oğul ve peygamber dedi. Sonra ikinci semaya geldik. Kim o denildi. Cibril: Cibril’im) dedi. Yanındaki kimdir? denildi. (Muhammed’dir) dedi. Burada da aynı şekilde karşılandık. Burada da Yahya ve Îsa (aleyhisselâm)’a selâm verdim. Merhaba kardeş ve peygamber dediler. Sonra üçüncü semaya vardık, (Kim O) denildi. Cibril: Cibril’im) dedi. Yanındaki kimdir denildi. (Muhammed) dedi. Yine aynı şekilde karşılandık, burada da Yusuf (aleyhisselâm)’ın yanına varıp selâm verdim. O da: Merhaba kardeş ve peygamber dedi. Sonra dördüncü semaya vardık, orada da aynı şekilde karşılandık. Orada da İdris (aleyhisselâm)’ın yanına vardım ve selâm verdim. O da: kardeş ve peygamber) dedi. Sonra beşinci semaya vardık aynı şekilde karşılandık. Orada da Harun (aleyhisselâm)’a gelip selâm verdim. O da: kardeş ve peygamber) dedi. Sonra altıncı semaya vardık, orada da aynı şekilde karşılandık. Mûsâ (aleyhisselâm)’a varıp selâm verdim. O da: Merhaba kardeş ve peygamber dedi. Yanından ayrılınca ağladı. Neden ağlıyorsun denilince şöyle dedi: Ya Rab! Benden sonra peygamber olarak gönderdiğin bu delikanlının ümmeti benim ümmetimden daha üstün olup pek çoğu Cennete girecekler. Sonra yedinci semaya vardık, aynı şekilde karşılandık. Orada da İbrahim (aleyhisselâm)’a vardım ve selâm verdim. O da: peygamber oğlu peygamber) dedi. Sonra beyti Mamur denilen yere çıkarıldım. Oranın ne olduğunu Cibril’e sorunca şöyle dedi: Burası Beyti Mamur’dur; burada her gün yetmiş bin melek namaz kılar, buradan çıkan bir daha buraya giremez. Sonra bana Sidretül Münteha yaklaştırıldı. Bir de baktım ki meyveleri Hecer testileri gibi yaprakları ise fil kulakları gibidir. Ağacın altında ikisi zahir, ikisi batın dört nehir akmaktadır. Bunları Cibril’e sordum. O da şöyle dedi: denilenler Cennettedir; Zahır olanlar ise Bu’ta ve Nil’dir. Sonra bana elli vakit namaz farz kılındı. Mûsâ (aleyhisselâm)’ın yanına dönünce; (ne yaptın?) dedi. Ben de: elli vakit namaz, farz kılındı) dedim. Mûsâ: insanları senden iyi tanırım; İsrailoğullarından neler neler çektim, senin ümmetin bu elli vakit namaza hiç dayanamaz. Rabbine dön, bu yükün biraz hafifletilmesini iste) deyince; Rabbime döndüm ve biraz hafifletmesini istedim. Kırk vakte indirdi. Tekrar Mûsâ’nın yanına dönünce: yaptın?) dedi. (Kırk vakte indirdi) dedim. Bana yine ilk sözünü söyleyince, yine Rabbime döndüm; otuz vakte indirdi. Yine Mûsâ’ya döndüm bana aynı ilk sözünü söyleyince yine Rabbime döndüm, yirmi vakte indirdi. Sonra on, sonra beş’e indirdi. Yine Mûsâ’ya geldim, bana yine aynı ilk sözü söyleyince: tekrar dönmeye utanırım) dedim. Bunun üzerine Allah şöyle buyurdu: farz kıldığım yükü hafiflettim, böylece ibadet ve iyiliklerini on katıyla mükafatlandıracağım.) (Buhârî, Salat: 1; Müslim, İman: 74)

Kaynak: Sünen-i Nesâî, Namaz Bölümleri
Konu: Namazın Farz Kılınışı Ve Bu Konudaki Değişik Rivâyetler
453-) Enes b. Mâlik ve İbn Hazm (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ümmetime elli vakit namazı farz kıldı, Ben de öylece dönüp geldim. Mûsâ (aleyhisselâm)’ın yanına uğradığımda: Rabbin ümmetine neyi farz kıldı dedi. Ben de: vakit namaz) dedim. Bana dedi ki: Rabbine müracaat et, ümmetin bu elli vakit namaza dayanamaz deyince; Rabbime müracaat ettim yarıya indirdi. Tekrar Mûsâ (aleyhisselâm)’a gelince durumu haber verdim. Bu sefer yine ümmetin buna da dayanamaz dedi. Ben de tekrar Rabbime müracaat ettim. O da: Şöyle buyurdu: elli değerinde olup beş vakittir, benim katımda hüküm değiştirilemez. Mûsâ’ya dönüşümde yine Rabbine yalvar bunu da azaltsın deyince; Ben de: artık utanırım) dedim. (Müslim, İman: 74; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194)

Kaynak: Sünen-i Nesâî, Namaz Bölümleri
Konu: Namazın Farz Kılınışı Ve Bu Konudaki Değişik Rivâyetler
454-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: katırdan küçük eşekten büyük bir binek getirildi, adımını gözünün görebildiği yere atıyordu. Cibril (aleyhisselâm) ile birlikte bindim ve biraz yol aldık, Cibril dedi ki: ve namaz kıl.) Ben de aynen yaptım. Cibril şöyle dedi: kıldığın yer neresidir biliyor musun? Taybe (Medine’de) namaz kıldın, Oraya hicret edilecektir.) Sonra tekrar: ve namaz kıl) dedi. Ben de inip namaz kıldım. Bunun üzerine Cibril dedi ki: namaz kıldığını biliyor musun? Allah’ın, Mûsâ (aleyhisselâm) ile konuştuğu Tur-ı Sina’da namaz kıldın. Daha sonra tekrar, (İn ve namaz kıl) dedi. İndim ve namaz kıldım. Yine dedi ki: kıldığın yer neresidir biliyor musun? Îsa (aleyhisselâm)’ın doğduğu yer olan Beyti Lahm’da kıldın.) Sonra Beyti Makdis’e girdim, tüm Peygamberler (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımda toplandı. Cibril beni öne geçirdi, onlara imamlık yaptım. Sonra en yakın sema olan dünya semasına çıkarıldım, orada Adem (aleyhisselâm) vardı. Sonra ikinci semaya çıkarıldım, orada teyze çocukları olan Îsa ve Yahya (aleyhisselâm) vardı. Sonra Üçüncü semaya çıktım, orada da Yusuf (aleyhisselâm)’ı gördüm. Sonra dördüncü semaya çıkarıldım, orada Harun (aleyhisselâm) vardı. Sonra beşinci semaya yükseltildim, orada da İdris (aleyhisselâm) vardı. Sonra altıncı semaya yükseltildim, orada da Mûsâ (aleyhisselâm) vardı. Sonra yedinci semaya yükseltildim, orada da İbrahim (aleyhisselâm) vardı. Sonra yedi semanın yukarısına çıkarılıp Sidret-ül müntehaya ulaştım, orada Beni bulut gibi bir şey kaplayınca secdeye kapandım ve bana şöyle denildi: kat semayı ve arzı yarattığım gün Sana ve ümmetine elli vakit namazı farz kıldım, Sen ve ümmetin o namazı kılın.) Hemen İbrahim (aleyhisselâm)’a vardım, bana bir şey sormadı sonra Mûsâ’nın yanına varınca; (Allah sana ve ümmetine ne kadar namaz farz kıldı?) dedi. Ben de: vakit namaz farz kıldı) dedim. Mûsâ da dedi ki: ve ümmetin bu elli vakti eda etmeye dayanamazsınız, Rabbine dön bunu hafifletmesini iste.) Ben de, Rabbime döndüm on vakit indirdi. Sonra Mûsâ’ya tekrar gelince, tekrar dönüp bu yükün hafifletilmesini istememi emretti. Ben de tekrar döndüm on daha indirdi. Sonra da beş vakte indirildi. Mûsâ (aleyhisselâm), tekrar: Rabbinden hafifletilmesini iste, çünkü Allah İsrailoğullarına günde iki vakit namaz farz kıldı onu bile eda edemediler) dedi. Tekrar Rabbime döndüm, hafifletmesini istedim o da şöyle buyurdu: ve yeri yarattığım gün sana ve ümmetine elli vakit namaz farz kıldım bu beş vakit; elli vakit yerindedir. Sen ve Ümmetin bu beş vakti eda edin.) Böyle olunca bu işin Allah tarafından kesinleştiğini anladım. Mûsâ (aleyhisselâm)’a döndüm. O da yine: dön) dediğinde beş vaktin kesinleştiğini ve hafifletilmeyeceğini bildiğim için tekrar dönmedim.) (Müslim, İman: 74; İbn Mâce, İkametü’s Salat; 194)

Kaynak: Sünen-i Nesâî, Namaz Bölümleri
Konu: Namazın Farz Kılınışı Ve Bu Konudaki Değişik Rivâyetler
455-) Abdullah b. Mes’ud (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mirac’a çıkarıldığında Sidret-ül Münteha’ya kadar ulaştı o altıncı semadadır. Aşağıdan çıkanlar oraya ulaşır. Yukarıdan indirilenler de yine oraya ulaşır. ve oradan kabzolur. Ravi diyor ki: kaplayan kaplamıştır.) (Necm: 16) Enes diyor ki: kelebekler.) (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, bu İsra gecesinde üç şey verildi. Beş vakit namaz, Bakara sûresinin son ayetleri ve ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların büyük günahlarının affedilmesi. (Müslim, İman: 76; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 54)

Kaynak: Sünen-i Nesâî, Namaz Bölümleri
Konu: Namazın Farz Kılınışı Ve Bu Konudaki Değişik Rivâyetler