Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı ile İlgili Hadisler

1111-) Bize Hârûn b. Mâ'ruf İle Amr b. Sevvâd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Abdullah b. Vehb, Amr b. Harîs'den, o da Umâratü'bnü Gaziyye'den, o da Ebû Bekir'in azatlısı Sümey'den naklen rivâyet etti. Sümey, Ebû Salih Zekvân'ı, Ebû Hüreyre'den rivâyet ederken dinlemiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): rabbine eh yakın olduğu hâl secdede bulunduğu hâldir. Binaenaleyh sız (secdede) duayı çok edin!» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1112-) Bana Ebü't-Tâhir ile Yûnus b. Abdü Âlâ rivâyet ettiler. Dediler ki; Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yahya b. Eyyûb, Umâratü'bnü Gaziyye'den, o da Ebû Bekir'in azatlısı Sümey'den, o da Ebû Sâtih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sücûdunda: günahımın hepsini, küçüğünü büyüğünü, evvelini âhirini, aşikârını ve gizlisini bana bağışla» dermiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1113-) Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da Ebû'd-Duha'dan, o da MesrûVdan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükû ve sücûdunda: seni tesbîh ederim. Ey Rabbimiz! Seni hamdinle tahmîd eyleriz. Allah'ım beni mağfiret eyle!» Teşbihini çok söylerdi. Bununla Kur'ân'a imtisal buyururdu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1114-) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Müslim'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefatından önce: hamdinle tesbih eylerim. Mağfiretini diler, sana tevbe ederim.» duasını çok okurdu. «Ya Resûlallah! Yeni ihdas edip söylemekte olduğunu gördüğüm bu kelimeler nedir?» dedim. hakkında bana bir alâmet verildi. Onu gördüm mü ben bu kelimeleri söylerim. (O alâmet) sonuna kadar nasr süresidir.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1115-) Bana Muhammed b. Râfi’ rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Âdem rivâyet etti. ki): Bize Muladdâl, A'meş'den, o da Müslim b. Subeyh'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Kendisine nasr sûresi indikten sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir namaz kılıp ta duâ etmediğini, yahut o namazda: hamdine bürünerek tesbih eylerim yâ Rabbî! Beni affeyle Allah'ım!» demediğini görmedim.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1116-) Bana Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bana Abdül Âlâ rivâyet etti. ki): Bize Dâvûd, AnûVden, o da Mesrûk'dan, o da Aîşe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hamdine bürünerek tesbih eylerim; Allah'tan mağfiret diler, O'na tevbe ederimi» sözlerini çok söylüyordu. Ya Resûlallahî Görüyorum ki: «Allâhı hamdine bürünerek tesbih eylerim; Allah'dan mağfiret diler, O'na tevbe ederim.» sözlerini çok söylüyorsun... dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bana ümmetim hakkında bir alâmet göreceğimi haber verdi. Ben onu gördümmü: Allah'a hamdine bürünerek tesbîh eylerim; Allah'dan mağfiret diler, ona tevbe ederim; sözlerini çok söyleyeceğim. İşte o alâmeti gördüm: (Alâmet şudur) Allah'ın yardımı ile fetih yani Mekke'nin fethi geldiğinde, sende insanların takım takım Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde hemen habîbinin hamdine bürünerek tesbih et; ve ondan mağfiret dile! Çünkü Allah tevbeleri çok kabul edicidir.» buyurdular.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1117-) Bana Hasen b. Alî El-Hulvânî İle Muhammed b. Bâfî' rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Abdürrazzâk rivâyet etti. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki: Atâ'ya: «Sen rükûda ne okursun?» diye sordum, dedi ki: «Seni hamdine bürünerek tesbih eylerim; senden başka ilâh yoktur; sözlerini bana İbn Ebî Müleyke, Âişe'den naklen haber verdi. Âişe ki: Bir gece Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i kaybettim. Kadınlarından birinin yanına gittiğini zannederek onu araştırdım, sonra döndüm. Bir de baktım ki, o rükû'a yahut secdeye varmış: hamdine bürünerek tesbih eylerim, senden başka hiç bir ilâh yoktur.» diyor. Bunun üzerine: «Annem babam sana feda olsun: Ben ne hâl peşindeyim, sen ne hâldesin!» dedim.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1118-) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. ki): Bana Ubeydullah b. Ömer, Muhammed b. Yahya b. Habbân'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Bir gece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i yataktan kaybettim de kendisini araştırdım. Derken elim, secdegâhında iken onun ayaklarının altına dokunuverdi. Ayakları dikilmiş; kendisi: «Allah'ım senin gadabından senin rızana; Azabındanda affına sığınırım! Hem senden sana sığınırım!» Sana karsı senayı bitiremem! Sen kendini nasıl sena ettinse öylecesin!» diyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1119-) Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe rivâyet etti. ki):Bize Muhammed b. Bİşr El-Abdî rivâyet etti. ki): Bize Saîd b. Ebi Arûbe Katâde'den, o da Mutarrif b. Abdillâh b. Şıhhîr'dan, naklen rivâyet etti. Mutarrife de Âişe haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükû' ve sücûdunda: Mukaddessin! Meleklerle Ruh’un Rabbisin!” Söylüyordu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı
1120-) Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet etti. (Dedi ki) Bize Ebû Dâvûd rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Bana Katâde haber verdi. ki: Mutarrif b. Abdillâfa b. Şıhhîr'den dinledim. Dâvûd: «Bana da Hişâm, Katâdeden, o da Mutarrif den, o Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadisi rivâyet etti.» demiş. rivâyetler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in rükû m sücûdda okuduğu tesbih ve duaları göstermektedirler. Âişe hadîsini Buhârî «Kitâbü'l-Ezân», «Kitâbül-Megazî», «Kitâbü's-Salât» ve «Kitâbü't-Tefsîr» de, Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce dahi «Kitâbü's-Salât» da tahrîc etmişlerdir. Bu bâbda daha başka rivâyetler de vardır. Allahü teâlâ'ya yakınlığından murad, onun rahmetine yaku olmasıdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in duaya teşvik buyurması da bundandır. Fahri Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin hiç bir günâhı olmadığı halde bütün günahlarının azını çoğunu, evvelini âhirini, aşikârını ve sırrım tasrih buyurmak suretiyle affını istemesi onun kemâli ubudiyetinden ve dâima Allahü teâlâ'ya muhtaç olduğunu îtiraf kabüindendendir. Nitekim: karşı senayı bitiremem, sen kendini nasıl sena ettinse öylecesin» buyurması da onun tarafından bir i'tirafı aczdir. Yani: «Yârabbi ben sana ne kadar sena etsem lâyık olduğun senayı yapmaya kudretim yetmez,» diyerek senanın adet ve mikdârını tâyine gücü yetmiyeceğini itiraf ile tafsilâtını ilmi her şeyi muhit olan Allâhu zülcelâle havale etmiştir. Zira Teâlâ hazretlerinin sıfatlarına nihayet olmadığı gibi, ona yapılacak senanın da sonu yoktur. Çünkü sena Allah'ın sıfatlarına tâbidir. Kul hamdü sena hususunda ne kadar takat sarfederek mübalâğa gösterse de Allah'ın azamet ve şanı, sıfatları, fadlü ihsanı onun senasından yine daha vâsi' ve çoktur. İmâm Mâlik'e göre; bunun manâsı: Yâ Rabb ben ne kadar çalışsam yine senin nimetlerini ve ihsanlarını sayıp bitiremem; demektir. mânâsı: Allahü teâlâ'yı her türlü noksanlıklardan tenzih demek olduğunu yukarıda görmüştük. hamdine bürünerek fesbîh eylerim» cümlesinin mânâsı: Yârab seni kendi gücüm ve kudretimle değil, ancak bana ihsan buyurduğun hidâyet ve fazlınla tenzih ederim; demektir. Sâlihînden Bazıları: «Senden mağfiret diler, sana tevbe ederim» gibi sözlerin caiz olmadığını, çünkü bunları söyliyen kulun icaplarını yapamıyarak yalancı çıkmak ihtimâli karşısında bulunduğunu, binâenaleyh kulun: «Yârabbi beni affet; tevbemi kabul buyur!» demesi îcâ-bettiğini söylemişlerse de hadîsin bütün rivâyetleri bunların aleyhine de-lîl olup «Senden mağfiret diler; sana tevbe ederim» demenin caiz hattâ müstehab olduğunu göstermektedir. sana sığınırım» cümlesinin mânâsı hakkında Hattâbî şunları söylemiştir: «Bu sözde lâtif bir mânâ vardır, şöyle ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Allahü teâlâ’nın gadabından yine onun rızâsına, azabından afvü keremine sığınmıştır. Rızâ ile gazap ve keza azapla af birbirine tekabül eden zıt kelimelerdir. Mesele zıddı olmıyan Allahü teâlâ'ya varınca aynı mukabeleyi şeklen devam ettirerek Allah'dan Allah'a sığınmıştır. Bunun mânâsı ona karşı yaptığı ibâdet ve senalarda vâkî olan kusurlarından dolayı Allah'dan af dilemektir. ve Kuddüs kelimeleri Sebbûh ve kaddûs şeklinde de okuna-bilirse de birinci şekilde okunuşları daha fasîh ve bu şekilde rivâyetleri daha çoktur. Ulemâdan bâzılarına göre bunlar Allah'ın birer sıfatıdır. Bir takımları Allah'ın ismi olduklarını söylemişlerdir. Sübbûhun mânâsı: her türlü noksanlıklardan ve Allahü teâlâ'ya lâyık olmayan şeylerle şerik ve nazîrden münezzeh demektir. Kuddûs dahi: Allah'a lâyık olmayan her şeyden temizlenmiş mânasına gelir. Bâzılarına göre Kuddûs mübarek demektir. murâd: bâzılarına göre büyük bir melektir. Bir takımları bundan muradın Cibrîl (aleyhisselâm) olmasını muhtemel görmüşlerdir. «Ruh: Meleklerin de göremedikleri bir takım mahlûkattır.» diyenler de olmuştur. (radıyallahü anhâ) «Annem babam sana feda olsun! Ben ne hal peşindeyim, sen ne hâldesin.» demekle «Ben kıskançlık peşindeyim; sen ise dünya umurunu arkaya atmış; Allahü teâlâ'ya yönelmiş bir hâldesin.» demek istemiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ümmeti hakkında göreceği alâmetten muradı, Sultânül müfessirîn İbn Abbâs hazretlerine göre ecelinin yaklaşmasıdır. Hattâ Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) «Nasr» sûresinin son âyetlerini tefsir etmesini istediği zaman, bunların Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in eceli yaklaştığına işaret ettik-lerini söylemişti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Ve Sücüdda Okunacak Dualar Bâbı