Rûm Sûresi ile İlgili Hadisler
4821-)
Mesrûk şöyle demiştir: Bir adam (Kûfe'nin) Kinde mevkiinde hadîs söylerken (Kur'ân'da zikredilen Duhân (Âyet:10) hakkında: Kıyâmet günü bir duman gelecek de kâfirlerin, münafıkların kulaklarını sağır, gözlerini kör edecek, mü'minlere de yalnız nezle hastalığı şeklinde te'sîr edecek, dedi. bu sözden korktuk da hemen İbn Mes'ûd'a geldik. İbn Mes'ûd birşeye yaslanır hâlde istirahat ediyordu. Bu sözü işitince öfkelendi, hemen toparlanıp oturdu ve: Kişi bildiğini söylesin, bilmediği şey hakkında da "Allah en bilendir" desin! Çünkü insanın bilmediği birşey hakkında "Bilmiyorum" demesi de ilimden bir nevi'dir Çünkü Allah, kendi Peygamberi'ne:"De ki: Ben, buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben size kendiliğimden (birşey) teklif edenlerden de değilim" (Sâd: 86) buyurmuştur (ve bununla hasımlarına karşı tebliğlerinde samimî olduğunu söylemesini emretmiştir). mes'elesine gelince, bu, dünyâda cereyan etmiştir. Bu, Kureyş'e âid bir vak'adır; Kindeli'nin sandığı gibi kıyâmete âid değildir.) Şöyle ki: Kureyş müşrikleri İslâm Dîni'ni kabulde ağır davranıp geri kaldılar, bunun üzerine Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "Yâ Allah! Yûsuf Peygamber'in kavmi aleyhine verdiğin yedi kıtlık yılı gibi, Kureyş'e de yedi yıl (yokluk azâbı) vererek bana yardım et!" diye duâ etti. beddua üzerine Kureyş'i şiddetli bir kıtlık yakaladı. O derecede ki, birçokları bu kıtlık içinde açlıktan helak oldu. Ölü etleri ve kemikleri yediler. Aç olan kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını (göz zayıflığından, kuraklığın dehşetli sisinden) duman şekli gibi görüyordu. Bu çok ciddî ve şiddetli hâl üzerine Kureyş başkanlarından Ebû Sufyân, Peygamber'e geldi de: Yâ Muhammed, sen bize geldin ve hısımlarla ilgilenmeyi emrediyorsun. Kavmin ise açlıktan helak oldular. Artık onlar için duâ et, dedi. duâsıyle kıtlık kalktı.) Mes'ûd bu sözlerin ardından şu âyetleri okudu: "O hâlde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle. O duman insanları saracaktır. 'Bu pek yaman bir azâbdır’ (diyecekler): Ey Rabb 'imiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz îmân edeceğiz! Onlar için düşünüp ibret almak nerede? Kendilerine (hakikatleri) açıklayan bir Rasûl geldiği hâlde. Yine ondan yüz çevirdiler. Ona: Bir öğretilmiş, bir mecnûn' dediler. Biz bu azâbı biraz açıp kaldıracağız. (Fakat) siz, hiç şübheyok ki tekrar dönecek olanlarsınız”(ed-Duhân: 10-15). âyetlerde duhân azabının açılacağı ve açıldığı bildiriliyor. Bu duman, Kindeli'nin dediği gibi âhiret azâbı olsaydı) bu âhiret azâbı bir kerre geldikten sonra Kureyş müşriklerinden kaldırılır mıydı? Kureyş müşrikleri(o kıtlıktan kurtulduktan) sonra yine küfürlerine, şirklerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını bildiren Allah'ın şu:"Çok büyük bir şiddet ve savlette kendilerini yakalayacağımız gün, muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız” (ed-Duhân:16) kavlindeki intikaam günü, Bedir günüdür. (Kindeli'nin sandığı gibi kıyâmet günü değildir. Alınan intikaam da Kureyş'in Bedir'de öldürülmeleridir). ile murad da yine Bedir günüdür(müşriklerin Bedir'de esîr olmalarıdır)."Elîf. Lâm. Mîm. Rumlar mağlûb oldu. Yakın bir yerde. Halbuki onlar bu yenilmelerinin ardından gâlib olacaklar”(Âyet: 1- 4) yaratışına hiçbirşey bedel olamaz" (Âyet: 30), dînine hiçbirşey bedel olamaz"ma'nâsınadır. ''Bu, evvelkilerin âdetinden başka birşey değildir" (eş-Şuarâ: 137) 'el-Fıtratu'; ' 'el-İslâmu'' manasınadır
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Rûm Sûresi
4822-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir:Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Her doğan çocuk, muhakkak fıtrat üzere doğurulur. Sonra anasıyle babası onu Yahûdî, yahut Nasrâni, yahut Mecûsî yaparlar. Nitekim her hayvanın yavrusu organları tam olarak doğar. Siz hiç o yavrunun burnunda, kulağında eksik, kesik birşey gördünüz mü?'' sonra Ebû Hureyre (naklettiği hadîsin ma'nâsma delîl getirerek):"O hâlde sen yükünü bir muvahhid olarak dîne, Allah’ın o fıtratına çevir ki, O, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışına hiçbirşey bedel olamaz. Bu dimdik ayakta duran bir dîndir. Fakat insanların çoğu bilmezler".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Rûm Sûresi