Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı ile İlgili Hadisler

940-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Malik'e, Sumenden dinlediğim, onun da Ebû Sâlih'den, onun da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Semiallahulimen hamideh dediği vakit sizde, Allah ümme Rabbena lekelhamd deyin. Çünkü bir kimsenin sözü meleklerin sözüne uyarsa o kimsenin geçmiş günahları affolunur.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
941-) Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Yâkub, yani İbn Abdirrahmân, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Sümey hadîsi manâsında rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
942-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e İbn Şihâb'dan dinlediğim, onun da Saîd b. el-Müseyyeb ile Ebû Selemetübnü Abdirrahman'dan naklettiği, onların da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdikleri şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Amîn dediği vakit siz de Amin deyin; zira bir kimsenin Amîn demesi meleklerin Amin'ine tesadüf ederse o kimsenin geçmiş günahları affolunur.» buyurmuşlar. Şihâb: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Âmin derdi.» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
943-) Bana Hanneletubnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. ki): Bana İbnül-Müseyyeb ile Ebû Selemetübnü Abdirrahmân haver verdi ki, Ebû Hüreyre: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim.» diyerek Mâlik'in hadisi gibi rivâyette bulunmuş; valnız râvi İbn Şihâb’ın sözünü zikretmemiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
944-) Bana Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bana Amr haber verdi. Ona da Yûnus, Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etmiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazda Amin dediği vakit gökteki melekler de Amîn der ve bunların her ikisi, birbirine tesadüf ederse o kimsenin geçmiş günahları affolunur;» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
945-) Bize Abdillah b. Meslemet'el-Ka'nebî rivâyet etti. ki): Bize Mugîra, Ebû'z-Zinâd'dan, o da A'rac'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Âmin dediği vakit gökteki melekler de Amin der ve her ikisi birbirine tesadüf ederse o kimsenin geçmiş günâhları affolunur» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
946-) Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı
947-) Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Yakûb, yani İbn Abdurrahman, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İmâm dediği vakit arkasında ki de Amin, der ve sözü Ehl'i Semânın sözüne tesadüf ederse geçmiş günâhları affolunur.» buyurmuşlar. hadîsi Buhârî «Kitâbül Ezan» in muhtelif yerlerinde, Ebû Dâvûd, Tirmizî, ve Nesâî «Kitâbü's-Salât» da tahrîc etmişlerdir. bütün rivâyetleri fatihadan sonra cemâatin âmin demelerinin, bir rivâyetde rükû'dan doğrulduktan sonra «Rabbena lekel-hamd» demelerinin mendub olduğunu göstermektedir. kelimesi, bazılarına göre imâle ile de okunur. Bu kelime «Amin», «Ammin» ve «Ammîn» şekillerinde de okunmuşsa da, bunların hepsi şâzz ve merdüttür. Bilhassa şedde ile «Âmmin» okumak, dört mezhep ulemâsınca hata sayılmıştır. Hattâ Şâfiîlerden bununla namazın bozulacağını söyliyenler olmuştur. Hanefîlerin «Et-Tecnîs» adlı fıkıh kitabında: «Bir kimse namazında Âmin'i Teşdîd ile okusa namazı bozulur.» denilmiştir. «El-Hidâye» sahibi dahi: Amini teşdîdle okumak fahiş bir hatadır.» diyerek buna işaret etmiştir. Filhakika İmâm Â'zam'a göre, Amini şeddeyle okumak namazı bozar, tmameyn'e göre bozmaz; çünkü Kur'ân'ı Kerîm'de «Âmmîn» kelimesi vardır. Fetva imameynin "kavline göredir. Âmin kelimesine uyan bir vezin yoktur. Bu kelime vezin itibarı ile Hâbil ve Kâbil gibidir. Onun için bazıları onun a-sıl itibarı ile yabancı bir kelime olduğunu iddia etmiş, bir takımları da aslının «Ya Allah istecib düâ ena» olduğunu söylemişlerdir. Ulemâdan bazıları, kelimenin kasır'la «Amin» okunmasını kabul etmemiş: «Maruf vec-hi medle Âmîn okumaktır.» demişlerdir. Hazret-i Ebû Hüreyre'den zayıf bir isnadla rivâyet ettiği bir hadîse göre, Âmin kelimesi Allah'ın isimlerinden biridir. Tabiinden Hilâl b. Yesâf'dan da böyle bir rivâyet vardır. Fakat Nahiv ulemâsına göre Âmîn ism-i fiîl'dir. Vasıl halinde kolaylık olmak üzere nûnu üstün okunur. mânâsı hakkında bir çok sözler söylenmiş, ez cümle: Öyle olsun, kabul et, ümidimizi haybete (hüsrana) uğratma, buna senden başkası kâadir olamaz, mânâlarına geldiğini söyleyenler bulunduğu gibi; «Âmin, Arş-ı alâ definelerinden bir definedir, onun mânâsını Allah'tan başka bilecek yoktur.» diyenler de olmuştur. Kelime medd ve şedde ile okunursa «seni kastederek» mânâsına geleceği Cafer-i Sâdık hazretlerinden rivâyet olunmuştur. Kasır ve şedde ile okunduğu takdirde aslının İbranî veya Süryânî olduğu söylenir. nâm eserde, şöyle deniliyor: «Âmînin Kur'ân'dan olmadığına hüâf yoktur. Hattâ onun Kur'ân'dan olduğunu iddia edenin dinden irtidâdına hükmolunmuştur. İmâmın, cemaatın, yalnız kılanın ve namaz dışında fatiha okuyanın Âmin demesi sünnettir. Fatihadan sonra sûre okunacağı zaman Âmin denilip denilmiyeceği hususunda ulemâ ihtilâf etmişlerdir. Esah olan kavle göre Âmin denilir.» Geçmiş günahların affından maksad, küçük günahlardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Tesmi, Tahmid Ve Temin Bâbı