Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı ile İlgili Hadisler
7677-)
Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Hars (bu zât İbn Gıyas'dır), Süleyman Et-Teymî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında iki adam aksırdılar da birine teşmit yaptı, diğerine yapmadı. Teşmit yapmadığı adam: Filân aksırdi ona teşmitde bulundun, ben aksırdım bana teşmit yapmadın, dedi. Allah'a hamdetti, fakat sen Allah'a hamdetmedîn!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7678-)
Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hâlid (yani; El-Ahmer) Süleyman Et-Teymî'den, o da Enes'den, o da Peygamber’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7679-)
Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr rivâyet ettiler. Lâfz Züheyr'indir. (Dediler ki): Bize Kaâsım b. Mâlik, Âsim b. KüleyVden, o da Ebû Bürde'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ebû Mûsa'nın yanına girdim. Kendisi Fadl b. Abbâs’ın kızının evinde idi. Aksırdım, fakat bana teşmilde bulunmadı. Fadl'ın kızı aksırdı, ona teşmil yaptı. Derken anneme dönerek kendisine haber verdim. Ebû Mûsa annemin yanına gelince (annem ona): Senin yanında oğlum aksırmış, ona teşmitte bulunmamışsın. Fadl'ın kızı aksırmış, ona teşmit yapmışsın, dedi. Bunun Üzerine Ebû Mûsâ şunları söyledi: Gerçekten oğlun aksırdı. Ama Allah'a hamdetmedi. Ben de kendisine teşmit yapmadım. Fadl'ın kızı aksırdı, arkacığından Allah'a hamdetti. Ben de ona teşmitte bulundum. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: aksırdığı vakit Allah'a hamdederse, ona teşmit yapın. Allah'a hamdetmezse, ona teşmitte bulunmayın.» buyururken işittim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7680-)
Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Veki' rivâyet etti. ki): Bize Ikrime b. Ammâr, Iyâs b. Seleme b. Ekvâ'dan, o da babasından naklen rivâyet etti. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7681-)
Bize İshak b. İbrahim de rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Ebû'n-Nadr Hâşim b. Kaâsım rivâyet etti. ki): Bize İkrime b. Ammâr rivâyet etti. ki): Bana Iyâs b. Seleme b. Ekva' rivâyet etti, ona da babası rivâyet etmiş ki, kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den dinlemiş. Bir adam onun yanında aksırmış da, ona yerhamü-kellah demiş. Sonra bir daha aksırmış, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): adam zükkamlıdır.» buyurmuşlar. hadîsi Buhârî «Kuâbu'l-Edeb»'de tahric etmiştir. «Yerhamükellah» demektir. Kelimenin aslı düşmanların şema-tasını gidermektir. Ve hayr duası mânâsında kullanılır. Teşmit yapan kimse karşındakine düşmanlarının şamatasından kurtulması için dua etmiş gibidir. Yahut aksıran kimse Allah'a, hamdederse bizzat şeytanın şamatasını defettiği için bu isim verilmiştir. Teşmitin hükümlerini Kitâbu's-Selâm'da görmüştük. Onun meşru olduğu hususunda İcma'ı ümmet vardır. Zâhirîlerle Mâlikîler'den İbn Meryem'e göre her işitene teşmit vâcibdir. Kâdî Iy âz, İmâm Mâlik'in meşhur olan mezhebine göre, teşmit farzdır, demiştir. Diğer ulemaya göre, teşmit vâcib değil, sünnet ve menduptur. Aksırdıktan sonra Elhamdülillah demeyen kimseye teşmit yapılmaz. ikinci rivâyetindeki Fadl b. Abbâs’ın kızından murad;Ümmü Gülsüm'dür. Vaktiyle Hazret-i Hasan'la evli idi. Ondan ayrıldıktan sonra Hazret-i Ebû Mûsa’l - Eş'arî ile evlendi. O vefat edince İmran b. Talha’ya vardı. Bilâhare ondan da boşandı ve Küfe'de vefat etti. üçüncü rivâyeti nezle gibi bir hastalıktan dolayı aksıran kimseye yerhamükeilah denilmeyeceğine işarettir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7682-)
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucut Es-Saîdî rivâyet ettiler. (Dediler ki) ; Bize İsmail (yani; İbn Ca'fer) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): şeytandandır. Biriniz esnediği vakit, mümkün olduğu kadar kendini tutsun!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7683-)
Bana Ebû Gassan El-Mismaî Mâlik b. Abdi’l-Vâhid rivâyet etti. ki): Bize Bişr b. Mufaddal rivâyet etti. ki): Bize Süheyl b. Ebî Salih rivâyet etti. ki): Ben Ebû Saîdî Hudrî'nin bir oğlundan dinledim. ki): Babam, babasından rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): esnediği vakit, eliyle ağzını tutsun. Çünkü şeytan girer.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7684-)
Bizd Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Abdü'l-Aziz Süheyl'den, o da Abdurrahman b. Ebî Saîd'den, o da babasından naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): esnediği vakit, eliyle tutsun! Çünkü şeytan girer.»buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7685-)
Bana Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Veki', Süfyan'dan, o da Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da İbn Ebî Saîdî Hudrî'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazda esnediği vakit, mümkün olduğu kadar kendini tutsun. ünkü şeytan girer.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı
7686-)
Bize bu hadîsi Osman b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Cerir, Süheyl'den, o da balıasıyle İbn Ebî Saîd'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular... Bişr ile Abdû'l-Aziz’in hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Hüreyre rivâyetini Buhârî «Kitâbu Bed-il-Halk»'-da tahric etmiştir. Esnemektir. Bunun şeytandan olması çene adalelerine dolan buharlardan neş'et ettiği ve nefse ağırlık, gaflet ve tenbellik verdiği içindir. Bütün bunlar şeytan vasıtasıyle olur. Zira nefse şehvetlerini zinetli gösteren odur. Bundan dolayı esnemek şeytana izafe edilmiştir. Esnemenin mümkün olduğu kadar önüne geçmek, ona sebep olan şeylerden sakınmakla olur. Esnemeye sebep yenilen, içilen şeylerle mideyi fazla doldurmaktır. Esnemeye tamamiyle mâni olmak elde değilse de, esnerken elle ağzı kapamak mümkündür. Onun için de emir buyurulmuştur. Bundan murad; şeytanın arzusuna manî olmaktır. Çünkü şeytan esneyen insanın suratını çirkinleştirmeye ve ağzından içeriye girmeye çalışır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Aksırana Teşmit, Esnemenin Keraheti Bâbı