Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı ile İlgili Hadisler

4343-) Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb, Yûnus'dan rivâyet etti. H. Harmele b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından naklen haber verdi. ki): Ben Ömer b. El-Hattab'ı şunları söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (azze ve celle) sizi, babalarınıza yeminden nehyediyor.» buyurmuş. «Vallahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yasak ettiğini işiteli ne kendim için, ne de başkası namına bu yemini yapmadım!» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yeminler
Konu: Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı
4344-) Bana Abdülmelik b. Şuayb b. Leys de rivâyet etti. ki): Bana babam, dedemden rivâyet etti. ki): Bana ükayl b. Hâlid rivâyet etti. H. İshâk b. İbrahim ile Abd b: Humeyd dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer haber verdi. iki râvi Zühri’den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. Yalnız Ukayl’ın hadîsinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yasak ederdiğini işiteli ne bu yemini yaptım, ne de ağzıma aldım!» cümlesi vardır. O «Ne kendim için, ne de başkası namına...» dememiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yeminler
Konu: Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı
4345-) Bize Ebü Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salimden, o da babasından naklen rivâyet etti. Babası, Yûnus'la Ma'mer'in rivâyetleri gibi: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ömer'i babasına yemin ederken işitti...» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yeminler
Konu: Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı
4346-) Bize Kuteybe b. Saîd de rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Muhammed b. Rumh dahi rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Leys, Nâfi'den, o da Abdullah'dan, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ömer b. El-Hattâb'a bir kafile içinde babasına yemin ederken yetişmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara derhâl: Gerçekten Allah (azze ve celle) sizi babalarınıza yeminden nehyediyor; kim yemîn edecekse Allah'a yemîn etsin yahut sussun!» diye nida etmişler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yeminler
Konu: Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı
4347-) Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr dahi rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. H. Muhammed b. El-Müsenna da rivâyet etti. ki): Bize Yahya yani İbn'l-Kattan, Ubeydullah'dan rivâyet etti. H. Bişr b. Hilâl dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdülvâris rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb rivâyet etti. H. Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme, Velid b. Kesîr'den rivâyet etti. H. İbn Ebî Ömer dahi rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, İsmâîl b. Ümeyye'den rivâyet etti. H. İbn Râfi’ de rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Füdeyk rivâyet etti. ki): Bize Dahhâk ile İbn Ebî Zi'b haber verdi. H. İshâk b. İbrâhîm ile İbn Râfi’, Abdürrazzak'dan, o da İbn Cüreyc'den naklen rivâyette bulundu. ki): Bana Abdülkerîm haber vordi. râvilerin hepsi Nafi'den, o da İbn Ömer'den naklen bu kıssanın mislini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yeminler
Konu: Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı
4348-) Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbn Hucr rivâyet ettiler. Yahya b. Yahya (bize haber verdi) tâbirini kullandı, ötekiler: Bize İsmâîl yani İbn Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan rivâyet etti. O da îhni Ömer'i şunları söylerken işitmiş, dediler; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim yemîn edecekse ancak Allah'a yemîn etsin!» buyurdu. Kureyş (kabilesi) babalarına yemîn ederlerdi. Bunun üzerine ; «Babalarınıza yemin etmeyin!» buyurdular. hadîsi Buhârî «Eymân» ve «Edeb» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî: Ömer (radıyallahü anh) rivâyetini «Ey-mân»da; İbn Mâce «Keffârât»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. muhtelif rivâyetleri vardır, İbn Abbâs (radıyallahü anh)'ın. Hazret-i Ömer'den rivâyetinde şöyle denilmektedir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte bir gazada ben bir kafilenin içinde giderken: Hayır babam hakkı için diye yemîn ettim. Hemen arkamdan biri: Babalarınıza yemin etmeyin! diye haykırdı. Bir de baktım Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) imiş!» Ebî Şeybe'nin İkrime tarîki ile Hazret-i ömer'den rivâyetinde: «Bir de baktım Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) imiş. Biriniz Mesîha yemin etse —ki Mesih sizin babalarınızdan daha hayırlıdır— mutlaka helâk olurdu; buyurdu.» deniliyor. rivâyetinde: ve putlara da yemîn etmeyin, Allah'a dahi ancak doğru söylemek sortiyle yemîn edebilirsiniz1" ibaresi vardır. Ömer hadîsinin bir rivâyetinde: kim Allah'tan başkasına yemîn ederse muhakkak şirk koşmuştur.» Yahut (küfretmiştir) buyurulmuştur. yemîn etmenin yasaklanmasındaki hikmet: Yemîn ne üzerine yapıldı ise ona ta'zîm iktizâ etmesidir. Halbuki hakikî azmet yalnız Allah'a mahsustur. Başkası ona benzeyemez. Babalardan başkasına yapılan yeminin hükmü de böyledir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir hadîste: «Babası hakkı için yemîn ederim ki, kurtuldu.» buyurduğu sabit olmuştur. Şeklen bu da babaya yemînse de bu söz yemîn kasdedilmeksizin söyleniliverdiği için yemîn sayılmaz. teâlâ mahlûkatından, Tîn, Zeytin, Semâ, Tûr ve Târik gibi birçok şeylere yemîn etmiştir. Bunu ya o şeyin yüksek şerefine tenbîh için yapmıştır; yahut ibarede mahzuf vardır; bu gibi yeminler: «Tinin Rabbı...» «Zeytinin Rabbı hakkı için» takdîrindedirler. Ömer İbn Abdilberr bu hususta şunları söylemiştir: «Hiç bir kimseye ne bu kısımlardan biriyle ne de başkasiyle Allah'tan başkasına yemîn etmek caiz değildir. Çünkü bir kimsenin bir hakkı dolayısile birine yemin îcâbetse o şahsın Allah'tan başkasına yemîn etmemesi lâzım geldiğine ulemâ icmâ' etmişlerdir. Yıldıza veya gökyüzüne yemîn etse de: Benim niyetim bunların Rabbı idi dese ulemâya göre yemîn sayılmaz.» «Mushafa, köle âzâdına ve kadın boşamaya yemîn etmek mekruhtur.» demiş; İbn Abdilberr talâk ve köle azadına yapılan yemînin ulemâya göre yemîn sayılmadığını, bu gibi sözlerin ancak bir sıfatla talâk ve bir sıfatla köle âzâdı olup mecaz sayılacağını, hakîkatta Allah'tan başka hiç bir şeye yemîn caiz olmadığını söylemiştir. beyânına göre bir kimse Kur'ân-ı Kerîm'e yemîn etse de sonra bu yeminden dönse keffâret lâzım gelir mi gelmez mi meselesinde ulemâ ihtilâf etmişlerdir. İbn Mes'ûd (radıyallahü anh); -Böylesinin her âyet için bir keffâret vermesi îcabeder.» dermiş. Hasan-ı Basrî'nin mezhebi de budur. İmâm A'zam'a göre keffâret lâzım değildir. îmanı Ebû Yûsuf: «Bir kimse Rahmana yemîn eder de sonra yemininden dönerse bakılır. Şayet bu sözle Allah'ı kasdetmişse yemîn keffâreti vermesi îcâbeder; Rahman sûresini kasdetmişse bir şey lâzım gelmez.» demiştir. kimse «yemîn ettim» der de ağzından yemîn sayılacak söz çıkmazsa Hasan-ı Basrî ile İbrahim Nehaî'ye göre yemîn etmiş sayılır. Hammâd b. Ebî Süleyman: «Bu sb'z yalandır.» demiş; eshâb-ı re'y fukaha bunu yemîn saymışlardır. kimse: «Şu işi yaparsam Yahûdi olayım» yahut «hiristiyan olayım» dese İmâm Mâlik, Şafiî, Ebû Sevr ve Ebû Ubeyd: «Bu adam Allah'a istiğfar etmelidir.» demişlerdir. Tâvûs, Hasan-ı Basrî, Şa'bî, Nehaî, Sevrî, Evzâî ve eshâb-i re'y denilen Kûfeliler'e göre yemîn keffâreti vermesi îcâbeder. Bu sözünden yemîn kasdetmişse İmâm Ahmedle İshak'in kavilleri de budur. canımı alsın», «Helâk olayım» gibi sözlerle kendine bed duâ eden kimse hakkında ihtilâf vardır. Atâ': «Buna bir şey lâzım gelmez» demiştir. Sevrî ile Ebû Ubeyd'in ve Küfe ulemâsının kavilleri de budur. ile Leys'e göre bir yemîn keffâreti vermesi îcâbeder. Evzâî: «Bir kimse: Şu işi yapmazsam Allah'ın lâ'neti üzerime olsun!» der de o işi yapmazsa bir yemîn keffâreti vermesi lâzım gelir.» diyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yeminler
Konu: Allahü Teâlâdan Başkasına Yeminden Nehiy Bâbı