Azlin Hükmü Bâbı ile İlgili Hadisler
3617-)
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybetü'bnü Saîd ve Aliy-yü'bnü Hucr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize îsmaîl b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bana Rabîa, Muhammed b. Yahya b. Habbân'dan, o da İbn Muhayrîz'den naklen haber verdi. İbn Muhayrîz Şöyle dedi: Ebû Sirme ile ben Ebû Saîd-i Hudrî'nin yanına girdik. Ebû Sırme ona suâl sorarak: . Yâ Ebâ Saîd! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hiç azilden bahsederken işittin mi? dedi. Ebû Saîd şu cevâbı verdi: Evet, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Belmusta-lik gazasında bulunduk; ve Arapların güzel kızlarını esir aldık. Perken bekârlığımız uzun sürdü de fidyeye razı olduk. Bunun üzerine cinsî münasebette bulunarak azil yapmak istedik. Arkacığından da şöyle konuştuk: Biz bu işi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda iken yapacak da ona sormayacak mıyız? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sorduk: «Bunu yapmamanızda size bir zarar yoktur. Allah kıyâmet gününe kadar kaç can yaratmayı takdir buyurdu ise, o mutlaka olacaktır.» buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3618-)
Bana Benî Hâşim'in âzâdlısı Muhammed b. el-Ferec rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Zibrikaan rivâyet etti. ki): Bize Mûsâ b. Ukbe, Muhammed b. Yahya b. Habbân'dan şu isnâdla Rabîa hadîsi mânâsında rivâyette bulundu. Şu kadar var ki, o: Allah kıyâmet gününe kadar kimleri yaratacağını takdir buyurmuştur.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3619-)
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esmâ'ed-Dubaî rivâyet etti. ki): Bize Cüveyriye, Mâlik'den, o da Zührî'den, o da İbn Muhayrîz'den, ona da Ebû Saîd-i Hudrî haber vermiş olmak üzere rivâyet eyledi. Ebû Saîd Şöyle dedi: Bir takım esîr kadınlar ele geçirdik. Artık (onlarla cima' ederken) azil yapıyorduk. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bunun hükmünü sorduk da, bize: «Siz bunu hakîkaten yapıyor musunuz? Siz bunu hakikaten yapıyor musunuz? Siz bunu hakikaten yapıyor musunuz? Kıyâmet gününe kadar yaratılması mukadder hiç bir can yoktur ki, dünyaya gelmiş olmasın.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3620-)
Bize Nasr b. Aliy el-Cahdamî rivâyet etti. ki): Bize Bişr b. Mufaddal rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Enes b. Sîrîn’den, o da Ma'bed b. Sîrîn'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet eyledi. Enes ki: (Ma'bede) sen bu hadîsi Ebû Saîd'den mi işittin? diye sordum: Evet, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den nakletti: «Bunu yapmamanızda size bir zarar yoktur. Çünkü bu ancak kadere bağlı bir şeydir.» buyurmuşlar, cevâbın verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3621-)
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. H. Yahya b. Habîb de rivâyet etti. ki): Bize Hâlid yani İbn’l Haris rivâyet etti. H. Muhammed b. Hatim dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi ile Behz rivâyet ettiler. Bu râvilerin hepsi: Bize Şu'be, Enes b. Sîrîn'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet eyledi; demişlerdir. Yalnız bunların hadîsinde: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet olunmuştur. Azil hakkında: yapmamanızda size bir zarar yoktur; çünkü bu ancak kader (e bağlı bir şey) dir;" buyurmuşlar.» denilmiştir. rivâyetinde: «Şu'be dedi ki: Enes'e: Sen bu hadîsi Ebû Saîd'den mi işittin? diye sordum. Evet, cevâbını verdi.» ifâdesi de vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3622-)
Bana Ebû'r-Rabî'ez-Zehrânî Üe Ebû Kâmil el-Cahderî rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Kâmil'indir. (Dediler ki): Bize Hammâd yani İbn Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb, Muhammed'den. o da Abhurrahman b. Bişr b. Mes'ûd'dan. o da Ebû Saîd-i Hudrî'ye isnâd etmek suretiyle rivâyette bulundu. Ebû Saîd Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)’e azlin hükmünü sordular da: «Bunu yapmamalısınız; çünkü bu ancak bir kaderden ibarettir.» buyurdular. Muhammed: «Yapmamalısınız» sözü nehye daha yakındır; demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3623-)
Bize Muhammed bel-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Muâz b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize İbn Avn, Muhammed'den, o da Abdurrahman b. Bişr el-Ensârî'den naklen rivâyet eyledi. Muhammed ki: Abdurrahman hadîsi geriye isnâd ede ede tâ Ebû Saîd-i Hudrî'ye vardırdı. Ebû Saîd şunları söylemiş: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında azlin lâfı oldu da: «Ne konuşuyorsunuz?» diye sordu. Ashâb: Bir adamın karısı emzikli olur da onunla cinsî münâsebette bulunur; ve gebe kalmasını istemezse; yine bir adamın cariyesi olur; onunla cima' ederek gebe kalmamasını isterse ne yapması lâzım geldiğini (konuşuyoruz) dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yapmamalısınız; çünkü bu ancak bir kaderden ibarettir.» buyurdular. Avn ki: «Ben bu hadîsi Hasen'e söyledim de: Vallahi bu söz tıpkı nehye benziyor; dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3624-)
Bana Haccâc b. Şaîr rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Hammâd b. Zeyd, İbn Avn'dan rivâyet etti. ki): Muhammed'e, İbrahim'den dinlediğim Abdurrahmân b. Bişr hadîsini (yani azil hadîsini) anlattım da: b. Bişr onu ancak bana rivâyet etti; dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3625-)
Bize Muhammed b. el-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Abdülâ'lâ rivâyet eyledi. ki): Bize Hişâm, Muhammed'den, o da Mâ'bed b. Sîrîn'den naklen rivâyette bulundu. Ma'bed Şöyle dedi: Saîd'e: Sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i azil hakkında bir şey söylerken işittin mi? diye sorduk. Evet, cevâbını verdi. bu hadîsi «kader» kelimesine kadar, İbn Avn hadîsi mânâsında rivâyet eylemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3626-)
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî ile Ahmed b. Abde rivâyet ettiler. İbn Abde «Bize haber verdi» tâbirini kullandı. Ubeydullah ise: Bize Süfyân b. Uyeyne, İbn Ebî Necîh'den, o da Mücâhid'den, o da Kaza'a'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet eyledi; dedi. Ebû Saîd şunları söylemiş: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında azil lâfı oldu da: «Sizden bîriniz bunu niçin yapıyor? Çünkü yaratılmış hiç bir nefs yoktur ki, yaratanı Allah olmasın!» buyurdu. «Bunu sizden hiç biriniz yapmasın» demedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3627-)
Bana Harun b. Saîd el-Eylî rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti. ki): Bana Muâviye yani İbn Salih, Aliy b. Ebî Talha'dan, o da Ebû'l-Veddâk'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî’den naklen haber verdi. Veddâk Ebû Saîd'i şunu söylerken işitmiş: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e azlin hükmü soruldu da: «Her meniden çocuk olmaz; Allah bir nesneyi yaratmak isterse onu hiç bir şey men'edemez.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3628-)
Bana Ahmed b. el-Münzir el-Basri rivâyet etti. ki): Bize Zeyd b. Hubâb rivâyet etti. ki): Bize Muâviye rivâyet etti. ki): Bana Aliy b. Ebî Talhate'l-Hâşimî, Ebû'l-Veddâk'dan, o da Ebû Ebû Saîd-i Hudrî'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadîsin mislini haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3629-)
Bize Ahmed b. Abdillâh b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû'z Zübeyr, Câbir'den naklen haber verdi ki, bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: bir cariyem var ki, hizmetçimiz ve su taşıyan devemiz hep odur. Ben onula cinsî münâsebette de bulunuyorum; ama gebe kalmasını istemiyorum; demiş. Bunun üzerine Resûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem): ondan azil yap; çünkü ona mukadder olan başına gelecektir.» buyurmuşlar. Adam bir müddet durmuş; sonra tekrar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Câriye gerıe kaldı; demiş. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); ona mukadder olanın başına geleceğini sana haber vermiştim.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3630-)
Bize Saîd b. Amr El-Eş'asî rivâyet etti. ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Saîd b. Hassân'dan, o da Urvetü'bnû Iyâz'dan, o da Câbir b. Abdillâh’dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e suâl sordu; ve: Yanımda bir cariyem var; ondan azil yapıyorum; dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ki, bu hareket Allah'ın irâde ettiği bir şeye mâni' olamaz.» buyurdu. Bilâhare o adam tekrar gelerek: Yâ Resûlallah! Sana anlattığım câriye gebe kaldı; dedi. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın kulu ve Resûlüyüm!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3631-)
Bize Haccâc b. Şâir rivâyet etti. ki): Bize Ebû Ahmed Ez-Zübeyrî rivâyet etti. ki): Bize Mekkeliler'in hikayecisi Saîd b. Hassan rivâyet etti. ki): Bana Urvetübnu Iyâz b. Adiy b. Hıyar Eıı-Nevfelî, Câbir b. Abdillâh'dan naklen haber verdi. Câbir: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir adam geldi...» demiş. Râvi, Süfyân hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3632-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İhrâhîm rivâyet ettiler. İshâk (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ebû Bekr ise: Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etti; dedi. Câbir: «Bir Kur'ân inerken azil yapardık.» demiş. şunu da ziyâde etti: «Süfyân: Azil yasak edilecek bir şey olsa İdi, bizi ondan Kur'ân nehyederdi; dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3633-)
Bana Selemetü'bnü Şebîb rivâyet etti. ki): Bize Hasen b. A'yen rivâyet etti. ki): Bize Ma'kıl, Atâ'dan rivâyet etti. ki): Ben Câbiri şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında hakîkaten azil yapardık.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı
3634-)
Bana Ebû Gassân el-Mismaî rivâyet etti. ki): Bize Muâz yani İbn Hişâm rivâyet etti. ki): Bana babam, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivâyette bulundu. Câbir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında azil yapardık. Derken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu duydu; ama bizi neh-yetmedi.» Saîd hadîsini Buhârî: «Alış veriş», «Nikâh», «Kader», «Meğâzî», «Itk» ve «Tevhîd» bahislerinde muhtelif râvilerden tah-rîc ettiği gibi Ebû Dâvûd: «Nikâh»da; Nesâî: «Itk», «Iş-retü'n-Nisâ» ve «Nu'ût» bahislerinde rivâyet etmişlerdir. Ebî Şeybe'nin Hazret-i Ebû Saîd-i Hudrî’den rivâyet ettiği bir hadîsde şöyle deniliyor: Mustalik esirlerini alınca kadınlardan istimtâ' ettik; ve azil yaptık. Sonra ben Benî Kaynukaa' pazarına bir câriye çıkardım. Az sonra Yahûdilerden bir adam geçti; ve: Bu câriye ne yâ Ebâ Saîrî? dedi. Benim bir câriyemdir; onu satıyorum; dedim. Yahûdi: Onunla cinsî münâsebette bulunuyor muydun? diye sordu. Evet, dedim. Yahûdi: İhtimal sen onu, karnında kuzu kadar çocuk olduğu halde satıyorsun, dedi, Ben ondan azil yapardım; cevâbını verdi. Yahûdi: İşte bu küçük mevüde (yani kızı diri diriye mezara gömme) dir; dedi. Bunun üzerine ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek bu meseleyi anlattım da: yalan söylemişler; Yahûdiler yalan söylemişler..,» buyurdu.» Câbir hadîsini Buhârî. Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî , «Nikâh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Tirmizî'nin rivâyetinde Hazret-i Câbir şöyle demektedir: Resûlallah! Biz azil yapıyorduk. Yahûdiler bunun küçük mev'û-de olduğunu söylediler; dedik. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahûdiler yalan söylemişler. Şüphesiz ki, Allah onu halk etmek isterse insan mânir olamaz; buyurdular.» kelime ve cümlelerin îzâhı: Çocuk olmasın diye münasebet-i cinsiyye esnasında erkeğin menisini dışarı çıkarmasıdır. Benî Mustalik'dir. Nitekim Benî Anber'e de Bel Anber derler. Benî Mustalik gazası hicretin altıncı veya beşinci yılında yapılmıştır. Dördüncü yılında olduğunu söyleyenler de vardır. Buna Müreysî' gazası da denilir. Kâdî Iyâz. hadîs ulemasının: «Bu rivâyet, hâdisenin Evtâs gazasında geçtiğini bildiren Mûsâ b. Ukbe rivâyetinden daha makbuldür.» dediklerini söyler. Bu gazada Benî Mustalik kabilesinden yedi yüzden fazla esîr alındığı rivâyet olunur. Hazret-i Cüveyriye bintil -Haris de bunlar meyanında imiş. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu âzâd ederek kendisi ile evlenmiştir. Esirlerin ehl-i kitâb olmadıkları ihtilaflıdır. uzuri sürdü de fidyeye razı olduk» cümlesinden murâd: Cinsî münasebete ihtiyacımız çoğaldı. Aldığımız cariyelerin gebe kalmalarından da korkuyorduk; zira gebe kalırlarsa üramü veled olacaklarından satmamız; ve onlara mukaabil fidye almamız mümkün olamazdı, demektir. mânâsı bâzılarına göre: «Azli terk etmekde size bir zarar yoktur. Çünkü Allah yaratmasını takdir buyurduğu her nefsi mutlaka yaratacaktır. Sizin azil yapıp yapmamanız bu hususta müsavidir.» demektir. Bu mânâya göre azil yapmakta bir beis yoktur. Bir takım ulemâ: «Bu cümleden murâd. azli yasak etmektir.» demişlerdir. Bu takdirde cümlenin mânâsı: «Hayır, bunu yapmamalısınız,» demek olur. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: bunu hakîkaten yapıyor musunuz?» diye sorması İbn Hacer'e göre o ana kadar ashabının bunu yaptıklarını bilmediğini gösterir. Allah'ın kulu ve resulüyüm.» cümlesinden murâd: Benim sözlerim baktır; onlara ftimâd ederek inanın, zîra söylediklerim güneş, gibi zuhur edecektir; demektir. meselesi hakkında birbirine muhalif hadisler rivâyet olunmuştur. Hazret-i Âişe'den rivâyet olunan bir hadisde ; «Sonra kendisine azli sordular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): O gizli ve'ddir; buyurdu, denilmektedir. Halbuki aynı şeyi söyleyen Yahûdiler hakkında: yalan söylemişler;» buyurduğunu az yukarıda görmüştük. Birbirlerine muhalif görülen bu rivâyetlerin arasım bulmak İçin iki ihtimâl üzerinde durulmaktadır. ihtimâle göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Yahûdiler hakkında: «Yalan söylemişler.» buyurması, azlin hakîkaten Yahûdilerin dediği gibi, küçük ve'd hükmünde olduğunu henüz bilmediği zamana tesadüf etmiştir. Nitekim kabir azabı meselesinde de Öyle olmuştu. Yahûdiler Ölünün kabirde azâb gördüğünü söyledikleri vakit Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları tekzîb etmiş; sonra Allahü teâlâ kabir azabının hak olduğunu bildirince bunu tasdik buyurmuş; ve ondan Allah'a sığınmıştı. ihtimale göre Hazret-i Âişe hadisi diğer hadîslerle neshedilmistir Tahâvi'nin kanaati budur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı