Buğday Ve Benzerlerinde, Yol Arkadaşlarının Kendi Kumanyalarında, Paralar Dışındaki Ticâret Meta’larında Ortaklık; ile İlgili Hadisler
2524-)
Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan(o, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) deniz sahili tarafına bir askerî birlik gönderdi ve bunlar üzerine Ebû Ubeyde ibn Cerrâh'ı kumandan ta'yîn etti. Bu birlik üç yüz neferden ibaretti. Ben de bunların içinde idim. Biz yola çıktık. Nihayet yolun bir kısmında bulunduğumuz zaman azığımız tükendi. Bunun üzerine Ebû Ubeyde, bu askerî birliğin mücâhidlerine yanlarındaki azıkları getirmelerini emretti. Getirilen erzakı bir yere topladı ki, toplanan erzak iki dağarcık hurmadan ibaret idi. Ebû Ubeyde bu hurma ile her gün azar azar vererek bizi geçindiriyordu. Nihayet bu da tükenmişti. Artık bizlerin payına her gün ancak birer hurma düşüyordu. (Câbir bu vak'ayı anlatırken, Câbir'in râvîsi Vehb ibn Keysân:) Câbir'e: Günde bir hurma yetmez, dedim. (Sen ne diyorsun?) Bu bir hurma da tükenince vallahi onun yokluğunun acısını da tattık, dedi ve şöyle devam etti: Sonra deniz sahiline ulaştık, bir de gördük ki, deniz sahilinde küçük dağ gibi bir balık bulunuyor. İşte bu askerî birlik on sekiz gece bu balığın etinden yediler. Sonra Ebû Ubeyde bu balığın kaburgalarından ikisinin dikilmesini emretti. İki kaburga kemiği dikildi. Sonra bir devesinin hazırlanmasını emretti ve bu hazırlandı. Sonra buna binen bir süvârî bu iki kemiğin altından geçti, fakat onlara dokunmadı
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtâbu'ş-şerîke
Konu: Buğday Ve Benzerlerinde, Yol Arkadaşlarının Kendi Kumanyalarında, Paralar Dışındaki Ticâret Meta’larında Ortaklık;
2525-)
Seleme ibnu’l-Akva' (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (Havâzin seferinde) mücâhidlerin azıkları azalıp hafifleşmiş ve fakîr düşmüşlerdi. Bunun üzerine sahâbîler develerini kesmek hususunda (izin için) Peygamber'e geldiler. Peygamber de onlara izin verdi. Müteakiben bunlara Omer kavuştu. Onlar bu haberi ona söylediler. Omer onlara: Develeriniz gittikten sonra(bu uzun yolculukta) hayâtınız kalmaz, dedi. Peygamber'in yanına girdi ve: Yâ Rasûlallah! Bunların develeri gittikten sonra, bunların hiçbiri (sağ) kalmaz, dedi. Üzerine Rasûlüllah da: "Öyleyse insanlar içinde nida et: Herkes geri kalan azıklarını getirsinler!" buyurdu. konulmak üzere meşin bir sergi yayıldı. Getirenler bu yaygının üzerine koydular, sonunda Rasûlüllah ayağa kalktı, duâ etti ve sergi üstündeki erzak için bereket temennî eyledi. Sonra sahâbîlere kaplarıyle gelmelerini emretti. Mücâhidler avuç avuç aldılar, nihayet(hepsi kaplarını doldurup) ayrıldılar. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şükran makaamında "Eşhedu enlâ ilahe ille'llah ve Ennî Resûlüllah(Allah'tan başka ilâh olmadığına ve kendimin Allah'ın elçisi olduğuma şahâdet ederim)" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtâbu'ş-şerîke
Konu: Buğday Ve Benzerlerinde, Yol Arkadaşlarının Kendi Kumanyalarında, Paralar Dışındaki Ticâret Meta’larında Ortaklık;
2526-)
Râfi' ibn Hadîc (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde ikindi namazını kılardık. Müteakiben devemizi boğazlardık.(Takrîbî) on parçaya ayırırdık. Gün batmazdan önce de pişmiş kebâbları yerdik.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtâbu'ş-şerîke
Konu: Buğday Ve Benzerlerinde, Yol Arkadaşlarının Kendi Kumanyalarında, Paralar Dışındaki Ticâret Meta’larında Ortaklık;
2527-)
Ebû Mûsâ el-Eş'arî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Hakîkaten Eş'arîler gazâda azıklarını bitirirlerken yahut Medine'de ailelerinin yiyeceği azaldığında hemen yanlarındaki erzakı bir tek bez içine toplarlar, sonra bir kap içinde (ölçerek) aralarında eşit olarak taksim ederler. Binâenaleyh Eş'arîler bendendir, ben de Eş'arîler'denimdir".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtâbu'ş-şerîke
Konu: Buğday Ve Benzerlerinde, Yol Arkadaşlarının Kendi Kumanyalarında, Paralar Dışındaki Ticâret Meta’larında Ortaklık;