Fussilet Sûresi ile İlgili Hadisler
4864-)
Bize Yezîd ibmı Zuray', Rahv ibnu'l-Kaasım'dan; o da Mansûr ibnu'l-Mu'temir'den; o da Mucâhid ibn Cebr'den; o da Ebû Ma'mer'den tahdîs etti ki, İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)"Siz ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye sakınmadınız.." âyetinin tefsîri hakkında şöyle demiştir: Kureyş'ten iki adam vardı, bunların Sakîf kabilesinden, kadınları yönünden bir hısımları vardı, yahut da Sakîf’ ten iki adam ve onların Kureyş'ten olan kadın yönünden bir hısımları vardı. Bunlar Beyt'te konuşurlarken biri diğerlerine: Söylemekte olduğumuz sözleri Allah'ın işitiyor olduğunu zannediyor musunuz? dedi. biri: Bir kısmını işitir, dedi. Bâzısı da: Eğer bir kısmını işitirse, yemîn olsun hepsini işitir, dedi. bunun üzerine “Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye (düşünüp) sakınmadınız..." âyeti indirildi. Allah'ın Şu Kavli: karşı beslediğiniz şu zannınız, işte sizi o helâk etti. Bu yüzden hüsrana düşenlerden oldunuz"(Âyet: 23).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Fussilet Sûresi
4865-)
Bize Mansûr, Mucâhid'den; o da Ebû Ma'mer'den tahdîs etti ki, Abdullah ibnu Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Beyt'in yanında üç kişi bir araya geldiler. Bunların ikisi Kureyşli, biri Sakîfli yahut da ikisi Sakîfli, biri Kureyşli idi. Bunlar karınlarının yağı çok, kalblerinin anlayışı az kimselerdi. Bunlardan biri: Söylemekte bulunduğumuz sözleri Allah'ın işitiyor olduğunu zannediyor musunuz? dedi. Eğer açıktan söylersek işitir, gizli söylersek işitmez, dedi. diğeri de: Eğer açıktan söylediğimiz zaman işitmekte ise, muhakkak ki, O, gizli söylediğimiz zamanda da işitir, dedi. bunun üzerine Azîz ve Celîl olan Allah "Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye (düşünüp) sakınmadınız... " âyetini indirdi. ibn Uyeyne bu hadîsi tahdîs edip şöyle derdi: Bize Mansûr ibnu'l-Mu'temir yahut Abdullah ibnu Ebî Necîh yahut Humeyd tahdîs etti. Bunlardan biri yahut bunlardan ikisi. Sonra kanâati Mansûr üzerinde sabit oldu ve bu tereddüdü bir kerre değil, birçok kerreler terkeyledi Allah'ın Şu Kavli: “Şimdi eğer dayanabilirlerse, işte onların yurdu: Ateş! Eğer tekrar dönmek isterlerse, bu suretle de onlar hoşnûd edilecek değillerdir"(Âyet: 24)
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Fussilet Sûresi
4866-)
Bize Amr ibnu Alî tahdîs etti. Bize Yahya ibn Saîd el-Kattân tahdîs etti. Bize Sufyân es-Sevrî tahdîs edip şöyle dedi: Bana Mansûr, Mucâhid'den; o da Ebû Ma'mer'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan zikredilen hadîs tarzında tahdîs etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: Fussilet Sûresi