İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı ile İlgili Hadisler
2902-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Malik'e, İbn Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ubeydullah b. Abdillah'dan, onun da İbn Abbâs'dan, onun da Sa'b b. Cessâme te’l-Leysi'den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: Sad, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Ebva'da yahut Veddan'da bulunduğu sırada bir yaban eşeği hediye etmiş de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu geri çevirmiş: (radıyallahü anh) Dedi ki; «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzümden gücendiğimi anlayınca: «Biz, bunu sana iade etmezdik. Şu kadar var ki ihramlıyız, buyurdular.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2903-)
Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh ve Kuteybe hep birden Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. H. Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer haber verdi. H. Hasen-i Hülvâni dahi rivâyet etti. ki): Bize Yâkub rivâyet etti. ki): Bize babam, Sâlih'den naklen rivâyet eyledi. Bu râvilerin hepsi Zührî'den bu isnadla Malik'in dediği gibi: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir yaban eşeği hediye ettim.» şeklinde rivâyet etmişlerdir. ile Salih'in hadislerinde: «Ona da Sa'b b. Cessâme haber vermiş.» ibaresi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2904-)
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Amru'n-Nâkıd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den bu isnadla rivâyet etti ve: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yaban eşeği etinden hediye verdim.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2905-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Habib b. Ebî Sâbit'den, o da Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahu anhüma) dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: Sa'b b. Cessame, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ihrâmlı iken bir yaban eşeği hediye etti de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu geri çevirdi ve: ihramlı olmasaydık bunu senden kabul ederdik.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2906-)
Bize, bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Mu'temir b. Süleyman haber verdi. ki): Ben, Mansûr'u Hakem'den naklen rivâyet ederken dinledim. H. Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem'den rivâyet etti. H. Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. râvilerin hepsi Habîb'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet etmişlerdir. Hakem'den rivâyetinde: «Sa'b b. Cessame, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir yaban eşeği bacağı hediye etti.» Hakem'den rivâyetinde: «Ucundan kan damlayan bir yaban eşeği budu.», Habib'den rivâyetinde: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir yaban eşeğinin yansı hediye edildi de onu geri çevirdi.» denilmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2907-)
Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, timi Cüreyc'den rivâyet etti. ki): Bana Hasen b. Müslim, Tâvus'dan, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber verdi. İbn Abbâs şöyle dedi: Zeydü'tmü Erkam geldi de Abdullah b. Abbâs ona hatırlatmak isteyerek: bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihrâmlı iken kendisine bir av eti hediye edildiğini nasıl haber vermiştin?» dedi. Zeyd: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e av etinden bir uzuv hediye edildi de onu geri çevirdi ve: Biz, bunu yemeyiz. Çünkü ihramlıyız. Buyurdular.» dedi. hadîsi Buhârî «Kitâbu Cezâi's-Sayt» ile «Hibe» bahsinde, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Kitâbü’l-Hacoda muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. ile Veddân: Mekke ile Medine arasında iki yerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in annesinin Ebvâ'da vefat ettiği rivâyet olunmuştur. Râvi, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in o gün Ebva'da mı yoksa Veddan’da mı olduğunu kestirememiştir. Bazıları Veddan'da, bazıları da Ebvâ'da bulunduğunu seksiz olarak rivâyet etmişlerdir. «Zahire bakılırsa buradaki şekk, İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dandır.» diyor. ile Veddan arasında 8 mil mesafe olduğu söylenir. Sa'b b. Cessâme, Veddanlıdır. Getirdiği hediye hususundaki rivâyetler —kitabımızdakilerden de anlaşılacağı vecihle — muhteliftir. bâzılarında hediyenin bir yaban eşeği, bâzılarında yaban eşeği eti, bir rivâyette ucundan kan damlayan yaban eşeği budu, başka bir rivâyette yaban eşeğinin yarısı, bir rivâyette av etinden bir uzuv, olduğu bildirilmektedir. dolayıdır ki, ulemâ hayvanın diri olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. diyor ki: «İbn Abbâs'dan gelen bütün rivâyetler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hazret-i Sa'b'a iade ettiği hediyede onun diri olmayan bir av eti olduğunda müttefiktir. Bu da ih-râmlıya av eti yemeyi kerih görenlere delildir...» Battal, Sa'b hadîsinin muhtelif rivâyetlerine bakarak hâdisenin bir olmayıp, muhtelif zamanlarda cereyan etmiş ayrı ayrı vak'alar olduğunu söylemiştir. Ona göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir defa bütün bir yaban eşeği, başka bir defa yaban eşeğinin budu, bir defa da bacağı hediye edilmiştir. Çünkü böyle bir hâdiseyi râvilerin unutması mümkün değildir. Buhârî'nin bu mes'ele için bâb tahsis etmesinden hayvanın diri olduğu anlaşıldığını, başka rivâyetlerin ise Ölü olduğuna delâlet ettiğini söyledikten sonra «Bu rivâyetlerin arasını bulmanın çaresi şudur: Hazret-i Sa'b yaban eşeğini ölü olarak getirmiş ye Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına koymuştur. Sonra hayvandan bir parça keserek ona hediye etmiştir. Bu suretle her iki rivâyet de doğru olmuş olur. Yahut mecazen hayvanın bir uzvuna, bütününün ismi verilmiştir. Şöyle de diyebiliriz: Hazret-i Sa'b hayvanı diri olarak getirmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kabul etmeyince onu keserek bir uzvunu hediye etmiştir.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2908-)
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Salih b. Keysan'dan rivâyet etti. H. İbn Ebi Ömer de rivâyet etti. Bu lâfız onundur. ki): Bize Süfyan rivâyet etti. ki): Bize Salih b. Keysân rivâyet etti. ki): Ben, Ebû Katade'nin azatlısı Ebû Muhammed'i şöyle derken işittim: Ben, Ebû Katade'yi şunu söylerken dinledim: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yola çıktık. Kaaha denilen yere vardığımızda kimimiz ihrâmlı kimimiz ihrâmsız idik. Bir ara baktım ki arkadaşlarım bir şey görmeye çalışıyorlar, ben de baktım. Bir de ne göreyim, bir yaban eşeği... Derhal atımı eğerliyerek mızrağımı aldım. Sonra hayvana bindim. Kırbacım düştü de ihrâmlı bulunan arkadaşlarıma: Şu kırbacı bana verin. Dedim. Onlar: Vallahi bu hususta sana hiç bir yardım yapamayız, dediler. Bunun üzerine hayvandan inerek kırbacı aldım. Sonra tekrar bindim ve yaban eşeği bir tepenin arkasındayken ardından yetişerek onu mızrağımla yaraladım ve öldürdüm. Müteakiben onu arkadaşlarıma getirdim. Arkadaşlarımdan Bazıları: Onu yeyin! Bazıları da: Yemeyin, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Önümüzde bulunuyordu. Hemen atımı sürerek ona yetiştim: O heâldır, yeyin buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2909-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Ben, Ma-lik'e okudum. H. Kuteybe, Malik'den, kendisine Ebû'n-Nadır'dan, ona da Ebû Katade'nin azatlısı Nâfi'den, ona da Ebû Katade (radıyallahü anh)’dan naklen okunan şu hadîsi rivâyet etti: Ebû Katâde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulunuyormuş. Mekke yolunun bir kısmını aldıkları vakit ihrâmlı arkadaşları geri kalmışlar. Kendisi ihrâmlı değilmiş. Derken bir yaban eşeği görerek hemen atının üzerine doğrulmuş, arkadaşlarından kırbacını vermelerini istemiş, onlar bundan imtina etmişler, mızrağını istemiş, onu da vermemişler de kendisi almış. Sonra yaban eşeğinin üzerine hücum ederek onu öldürmüş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından Bazıları bu hayvandan yemiş, bazıları inekten çekinmişler. Az sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ye tişerek bu mes'eleyi sormuşlar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Bu ancak, Allah'ın size it'arr ettiği bir rızıktır. buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2910-)
Bize Kutaybe, Mâlik'den, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Ata’ b. Yesâr'dan, o da Ebû Katâde (radıyallahü anh)’dan naklen yaban eşeği hakkında Ebû'n-Kadır hadîsi gibi rivâyette bulundu. Yalnız Zeyd b. Eşlem hadîsinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; Onun etinden yanınızda bir şey var mı? diye sordu ifadesi de vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2911-)
Bize Salih b. Mismar Es-Sulemî rivâyet etti. ki): Bice Muâz b. Hişam rivâyet etti. ki): Bana babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivâyet etti. ki): Bana Abdullah b. Ebi Katâde rivâyel etti. ki): Babam Hudeybiye senesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) İle birlikte yola çıktı. Arkadaşlarından kimisi ihrama girmiş, kimisi girmemişler, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Gayka'da düşman bulunduğunu söylemişler, o da oraya gitmiş. Ebû Katâde demiş; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı ile beraber bulunduğum bir sırada ashab birbirlerine gülerken bir de baktım bir yaban eşeğinin karşısındayım. Hemen üzerine hücum ettim ve hayvanı vurarak çökerttim. Derken arkadaşlardan yardım istedim. Onlar bana yardım etmekten çekindiler. Müteakiben onun etinden yedik. Ve düşmanın önümüzü keseceğinden korktuk. Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i aramaya gittim. Kimi atımı şahlandırıyor, kimi de yavaş gidiyordum. Az sonra gece yarısı Benî Gıfâr'dan bir adama rastladım da: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e nerede tesadüf ettin? diye sordum. O zât; Ben, onu Ta'hiıı'de bıraktım. Niyeti Sukya'da mola vermektir.» dedi. Kendisine yetiştim ve; «Ya Resûlallah! Ashabın sana selâm ediyor ve Allah'ın rahmetini diliyorlar. Sen yokken düşman tarafından yatlarının kesilmesinden korktular. (Lütfen) onları bekle.» dedim. O da bekledi. Sonra; «Ya Resûlallah! Ben bir av vurdum, ondan artan bir parça yanımdadır.» dedim. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (yanındaki) cemaata İhrâmlı oldukları halde: buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2912-)
Bana, Ebû Kâmil-i Cahderî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Osman b. Abdillah b. Mevhem'den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da babası (Ebû Katâde) (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hacc niyetiyle yola çıktı. Onunla beraber biz de çıktık. Derken içlerinde Ebû Katâde dahi bulunan bâzı ashabını ayırarak: «Bana kavuşuncaya kadar deniz sahilini takip edin.» buyurdu. Ayrılanlar deniz sahilini tuttular, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ayrılınca hepsi ihrama girdiler. Yalnız Ebû Katâde girmedi. Yolda giderlerken ansızın birtakım yaban eşekleri gördüler. Ebû Katâde hemen üzerlerine hücum ederek onlardan bir dişi eşeği vurdu. Arkadaşları hayvanlarından inerek onun etinden yediler. Sonra: « (Eyvah)» ihrâmlı İken et yedik» dediler. Eşek etinin kalan kısmını yanlarına aldılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelince: «Ya Resûlüllah! Bizler ihrama girmişdik. Ebû Katâde ihrâmlan-mamıştı. Derken birtakım yaban eşekleri gördük. Ebû Katâde derhal bunlara hücum ederek içlerinden dişi bir yaban eşeğini vurdu. Biz de hay-vanlarımızdan inerek onun etinden yedik. Sonra da: (Eyvah) ihrâmlı olduğumuz halde av eti yiyiyoruz, dedik. Etinin kalan kısmını da getirdik, dediler. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sizden hiç biriniz Ebû Katâde'ya emretti, tâhut bir şeyle işarette bulundu mu ? diye sordu. Ashâb: «Hayır!» dediler. «Öyle ise kalan etini yeyin.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2913-)
Bize, bu hadîsi Muhammed b. El-MUsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. H. Kâsım b. Zekeriyyâ dahi rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Şeyban'dan rivâyet etti. Her iki râvi Osman b. Abdillah b. Mevheb'den bu Isnadla rivâyette bulunmuşlardır. rivâyetinde: «Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hiç biriniz ona, bu hayvanlara hücumda bulunmasını emir etti, yahut hayvanlara işaret eyledi mi? diye sordu. rivâyetinde ise: «İşaret ettiniz mi? yahut yardımda bulundunuz veya avladınız mı? dedi.» ifâdeleri vardır. «Yardım ettiniz mi? dedi, yoksa: avladınız mı? buyurdu bilemiyorum.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2914-)
Bize Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimi rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Hassan haber Verdi. ki): Bize Muâviye yani İbn Sellâm rivâyet etti. ki): Bana Yahya haber verdi. ki): Bana Abdullah b. Ebî Katâde haber verdi. Ona da babası (Ebû Katâde) (radıyallahü anh) haber vermiş ki, kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Hudeybiye gazasına iştirak etmiş. Ebû Katâde şöyle dedi: Müteakiben benden gayrı arkadaşlar ömreye niyet ettiler. Ben, bir yaban eşeği avlayarak ihrâmlı oldukları halde arkadaşlarıma yedirdim. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek, yanımızda bu hayvanın etinden artan bir parça bulunduğunu haber verdim. Bunun üzerine: «Siz onu yiyin' buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2915-)
Bize Ahmed b. Abdete'd-Dabbî rivâyet etti. ki): Bize Fudayl b. Süleyman En-Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hâzini, Abdullah b. Ebi Katâde'den, o da babası (Ebû Katâde) (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi ki, Ebû Katâde ve arkadaşları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıkmışlar. Arkadaşları ihramlı, Ebû Katâde ihrâmsız imiş... hadîsi böylece rivâyet etmiştir. hadîste: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ondan yanınızda bir şey var mı? diye sordu. Ashâb Bacağı yanımızdadır, dediler. Bunun üzerine (sallallahü aleyhi ve sellem) onu alarak yedi.» ifâdesi de vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2916-)
Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû'l-Ahvâs rivâyet etti. H. Kuteybe ile İshâk dahi Cerîr'den rivâyet ettiler. Ebû'l-Ahvâs ile Cerîr'in ikisi de Abdülazîz b. Rufey'den, o da Abdullah b. Ebi Kata de'den naklen rivâyet etmişlerdir. Abdullah: Katâde ihrâmlı bir cemaatın içinde bulunuyordu. Kendisi ihramlı değildi...» diyerek hadîsi rivâyet etmiştir. Bu hadîsde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona sizden hiç bir insan işaret etti yahut Ebû Katâde'ye bir emir verdi mi? diye sordu. Ashâb: Hayır, ya Resûlallah! dediler. öyle ise yeyın. buyurdu. » ifâdesi de vardır. hadîsi bütün Kütüb-i Sitte sahipleri «Hacc» bahsinde tahric ettikleri gibi Buhârî «Megâzi», «Cihad», «Zebâyıh», «Hibe» ve «Et'ime» bahislerinde muhtelif râvilerden rivâyette bulunmuştur. onu beş tarîkden rivâyet etmektedir. muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor ki vak'a Hudeybiye musâlahasının yapıldığı yıl geçmiştir. Sukya'ya 1 mil mesafede bulunan bir vadidir- Medîne'den üç konak uzaktadır. Iyâz bu kelimeyi bâzılarının İmâm Buhârî’den «Faha» şeklinde rivâyet ettiklerini, fakat bunun bir vehim olduğunu söylemiş: «Doğrusu Kaaha'dır» demiştir. İshâk «El-Meğazi» nâm eserinde bu yerin «Face» olduğunu söylemişse de, İbn Hişâm bunu reddetmiştir. dahi «Kaaha» yerine «Sıfah» diye rivâyet ettiği, fakat bunun bir tashifden ibaret olduğu söylenmiştir. Mekke ile Medine arasında büyük bir köydür. Mekke ile Medîne arasında Benî Gıfâr kabilesine ait bir yerdir. îyâz: «Bunun Benî Sa’lebe'ye âit bir kuyu olduğunu söyleyenler vardır.» demiştir. Sukya'ya üç mil mesafede bulunan bir kuyudur. diyor ki: «Hadîs ulemâsının Ebû Katâde'ye şaştıklarını ve: Nasıl olur da Ebû Katâde mikaatı ihrâmsız olarak geçebilir? dediklerini, buna bir türlü mânâ veremediklerini işitirdim. Nihayet bu mes'eleyi İyâz b. Abdillah'in- Ebû Said-Î Hudrî'den rivâyet ettiği hadîsde izah edilmiş şekilde gördüm.» Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh) hadîsini Tahavî rivâyet etmiştir. Lâfız şudur: (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensar'dan Ebû Katâde'yi sadaka me'muru olarak gönderdi. Kendisi de ashabı ile birlikte ihrama girerek yola çıktılar. Usfan'a inince bir yaban eşeği gördüler. Bu arada Ebû Katâde ihrâmsız olarak geldi. Ashab hayvana dikkatle bakmamış olmak için başlarını eydiler. Ebû Katâde bakmarak hayvanı gördü. Hemen atına binerek mızrağı aldı ama mızrak elinden düştü. Ashaba: Şunu bana verin, dediyse de onlar: Biz bu hususta sana hiç bir yardım yapamayız, cevabını verdiler. Derken Ebû Katâde hayvana hücum ederek vurdu. Ashab ondan et kızartmaya başladılar. Sonra: (Biz ne yapıyoruz?) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızdadır, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabının önünde gidiyordu. Hemen kendisine yetişip sordular. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bunda bir beis görmediler. hadîsi Bezzâi dahi tahrîc etmiştir. Hazret-i Ebû Katâde'nin hacca gitmek istemediği yahut ihrama girmemesinin mikaatlar tayin edilmezden önce olduğu ihtimâli üzerinde durmaktadır. beyanına göre Medîneliler Hazret-i Ebû Katâde'yi bazı Arap kabilelerinin Medine'ye hücum etmek niyetinde olduklarını bildirmek için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e göndermişlerdi. Tîn'e göre ihtimâl Hazret-i Ebû Katâde Mekke'ye girmeyi niyet etmemiş ancak ordusu çok görünsün diye askerine katılmıştır. Abdilberr: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Ebû Katâde'yi düşmanı terassud etmek için sahil yolundan gönderdiği söylenir. Bundan dolayı ashabının yanına geldiği vakit ihrâmlı değildi.» diyor. bu sözlerin içersinde en güzel cevap Hazret-i Ebû Saîd-i Hudrî hadîsi olduğunu kaydetmektedir. rivâyetlerde: «Birtakımları bana gülmeğe başladılar.» denilmiştir. Bu takdirde Ashâb-ı Kiram'in Hazret-i Ebû Katâde'ye güldükleri anlaşılırsa da Kâdî Iyâz bu sözün bir hatâ ve tas-hifden ibaret olduğunu söylemiştir. bu rivâyeti kabul etmiş, fakat Ashab’ın Hazret-i Ebû Katâde'ye değil üzerlerine av çıkıp da ona bir şey yapmak ellerinden gelmediğine güldüklerini söylemiştir. hadîste Ashâb-ı Kiram'in gülmelerinin bir işaret veya delâlet olmadığını iktizâ eden cümle vardır. O da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: ona işaret eden bulundu mu ? suâline ashabın: Hayır, diye -cevap vermeleridir.» bir rivâyetinde: «Ashâb Hem hayvanın etinden yediler» hem de pişman oldular.» denilmiştir. Kiram'in düşman yolumuzu keser diye korkmaları, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den ayrılacakları içindir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ordusunun önünde gidiyordu. Şerifi bizzat Ebû Katâde (radıyallahü anh) rivâyet ettiği halde rivâyetlerin birinde «Ebû Katâde de içlerinde olduğu halde» demesi, tecrid kabilindendir. Sözün muktezası «Ben de içlerinde olduğum halde» demek idi. Bu sözü İbn Ebî Katâde'nin zannetmek hatâdır. Çünkü hadîsin mürsel olmasını icab eder. Ebû Katâde ihrâmlı değildi» sözü dahi tecriddir. Bundan murad: «Yalnız ben ihrâmlı değildim.» demektir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabına: «Onu yeyin.» buyurması, icab değil, ibaha ifâde eder. Zira bir menfaat icab eden emirleri baha, aleyhde olan emirler vücub ifâde ederler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2917-)
Bana Zübeyir b. Harb rivâyet etti. (Dçdi ki): Bize Yahya b. Said, İbn Cüreyc'den rivâyet etti. ki): Bana Muhammed b. Münkedir, Muâz b. Abdirrahman b. Osman Et-Teymî'den, o da babasından naklen haber verdi. Babası Şöyle dedi: İhrâmlı olarak Talha-tü'bnü Ubeydillah'ın yanında bulunuyorduk. Kendisine bir, kuş hediye ettiler. Talha uyuyordu. Bâzımız bundan yedik, bâzımız yemekten çekindik. Talha uyanınca yiyenlerin hareketini doğru buldu ve: onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yedik.» dedi. Şerif hüküm îtibariyla yukarki rivâyetler gibidir.. Bu hususta Zübeyr, Talhatü'bnü Abdillah, Câbir ve Âişe (radıyallahü anha) hazeratından. da hadîsler rivâyet olunmuştur. Nitekim kendileri de ihrâmlının kendisi avlamamak veya onun için avlanmış olmamak şartıyla av eti yemesine ruhsat verirlermiş. Tahavî, ihrâmlının av eti yiyemiyeceğine kaail olanların istidlal ettikleri birtakım hadîsler rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı