Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı ile İlgili Hadisler
113-)
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Amru'bnü Osman rivâyet etti. ki): Bize Mûsâ b. Talha rivâyet etti. ki: Bana Ebû Eyyûb rivâyet etti ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seferde iken önüne bir a'râbî çıkarak devesinin yedeğini yahud yularım tutmuş. Sonra: Resûlüllah: Yahut Ya Muhammed! Beni cennete yaklaştıracak ve Cehennemden uzaklaştıracak şeyi bana haber ver!» demiş. Ebû Eyyûb diyor ki: üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sükût buyurdu. Sonra ashabı arasında göz gezdirdi ve: Yemin olsun tevfika mazhar oldu; yahud: Yemin olsun hidâyete erdirildi, buyurdu. Ebû Eyyûb diyor ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o zata: «Nasıl demiştin?» diye sordu. da sorduğu şeyi tekrar etti. Müteakiben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ibâdet eder; ona hiç bir şey şerik koşmazsın. Namazı dosdoğru kılar; zekâtı verirsin. Sıla-i rahîmi de yaparsın. Deveyi bırak.» buyurdu."
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı
114-)
Bana Muhammed b. Hatim ile Abdurrahman b. Bişr rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Behz rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Osman b. Abdillâh b. Mevheb ile babası Osman, Mûsâ b. Talha'yi Ebû Eyyûb’dan o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den dinlemiş olmak üzere bu hadîsin bir benzerini rivâyet ederken işittiklerini anlattılar. hadîsin bütün asıl nüshalarında birinci tarikinde senedinde Amr b. Osman; ikinci tarikinde Muhammed b. Osman zikredilmiştir. Halbuki râvi ikisinde de ayni zat olup ismi Amr b. Osman’dır. Ona şu'be yanlışlıkla bir defa Muhammed demiş ve bu ismi bir daha böyle bellemiştir. Şu'be'nin bu vehmini bir çok hadis uleması beyan etmişlerdir. Hadîsi Buhârî İmâm Ahmed b. Hanbel ve Nesai dahi rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı
115-)
Bize Yahya b. Yahya et-temîmî rivâyet etti. ki): Bize Ebû'l-Ahvas haber verdi (H). Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Ebû'l-Ah-vas Ebû İshâk'dan o da Mûsa b. Talha'dan o da Ebû Eyyûb'dan naklen rivâyet etti. Ebû Eyyûb ki: adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: bir iş göster ki onu yaptığım takdirde beni cennete yaklaştırsın ve cehennemden uzaklaştırsın.» dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ibâdet eder; ona hiç bir şey şerik koşmazsın. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirsin. Akrabana da iyilik edersin.» buyurdu. zât dönüp gidince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): emrolunduğu şeylere sımsıkı sarılırsa cennete girmiştir.» buyurdu. Ebî Şeybe'nin rivâyetinde: bunlara sımsıkı sarılırsa» buyrulmuştur. cennete girebilmesi, emrolunduğu şeyleri yapmasına ve yasak edilenlerden kaçmasına bağlıdır. Binaenaleyh burada: şeylerden de kaçınırsa» cümlesi mukadderdir. ibâdetten murâd tâat olduğuna göre böyle bir takdire lüzum da görülmeyebilir. Bu hadîs, asıl nüshaların ekserisinde burada olduğu gibi emrolunduğu şeylere sımsıkı aarılırsa..» şeklinde zabtolunmuştur. Hafız Ebû Âmir el-Abderi kendisine emrettiğim şeylere sımsıkı sarılırsa...» şeklinde rivâyet etmiştir. Her iki rivâyet de sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bu hadîsde sıla-i rahimi, başka hadîslerde daha başka şeyleri zikretmesi, soranların hâlini nazar-ı i'tibara aldığındandır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı
116-)
Bana Ebû Bekir b. İshâk rivâyet etti. ki): Bize Affân rivâyet etti. ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: biri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Yâ Resûlüllah ! Bana bir amel göster ki, onu yaptığım zaman cennete gireyim, demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ibâdet eder; ona hiç bir şeyi şerik koşmazsın. Farz olan namazı dosdoğru kılarsın; farz kılınan zekâtı verirsin. Ramazanı da tutarsın.» buyurmuş. Bedevî: Nefsim kabza-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, ebediyyen bundan ne fazla bir şey yaparım; ne de eksik bırakırım, demiş, O dönüp giderken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): bir adam görmek isteyen şu zâta bakıversin!- buyurmuşlar. şârihi Aynî'nin beyanına göre gelen bedevinin adı Sa'd b. el-Ahram'dır. Anlaşılan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu zatın sözünde durarak ibâdetine devam edeceğini ve cennete gireceğini bilmiştir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Cennetle müj-delenenler on zâttır. Bununla on bir olmuyorlar mı? Bu suâlin cevabı şudur: on bir oluyorlar; fakat bir şeyi nassan bir sayı ile bildirmek o sayıdan fazla olamayacağına delâlet etmez. Binaenaleyh. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bir defa cennetliklerin on kişi olduğunu beyan etmesi başka defa daha başkalarının da cennetlik olduğunu müjdelemesine mâni' değildir. Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Hasan ve Hüseyn (radıyallahü anh) ile ümmehat-i mü'minin olan zevcelerinin de cennetlik olduklarını tebşir buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı
117-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Lafız Ebû Kureyb'indir. Dediler ki: Bize Ebû Muâviye , A'meş'den o da Ebû Süfyan'dan , o da Cabir'den naklen rivâyet etti, Câbir Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Nu'mân b. Kavkal geldi ve: Yâ Resûlüllah! Ne buyurursun? Farz namazı kıldığım, haramı haram ve helâli helâl bildiğim zaman ben cennete girer miyim? dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); buyurdular. lakabıyla anılan Süleyman b. Mihrân müdellislerdendir. Müdellis bir râvînin «an fülânm» diyerek rivâyet ettiği hadîsle ihticâc olunamaz. Ancak o hadîsi başka bir tarikten işittiğini tasrih ederse o zaman kabul edilir. Buhârî ile Müslim'de bu nevi'den görülen hadîsler râvînin başka tarikten işittiğine hamlolunmuşlardır. Ebû Amr İbn Salâh'a göre: ds haram tanırsam...» cümlesinden murâd iki şeydir. haram i'tikad etmek ve bir de onu yapmamak. Helâli helâl tanımakta ise sadece o şeyin helâl olduğuna i'tikad etmek kâfidir. hadîs bütün imân vazifelerine ve sünnetlere şamildir. Zira haramı haram, helâli helâl tanımak şeriatın bütün emir ve nehiylerine uymaktan kinayedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı
118-)
Bana Haccâc b. eş-Şâir ile el-Kâsım b. Zekeriyya rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Ubeydullah b. Mûsâ , Şeyban'dan , o da A'meş'den, o da Ebû Salih ile Ebû Süfyân'dan onlar da Câbir'den naklen rivâyet ettiler. Câbir: b. Kavkal: Ya Resûlüllah!... dedi, diyerek bundan evvelki hadîsin benzerini rivâyet etmiştir. Ebû Salih ile Ebû Süfyân bu hadîse: bunun üzerine hiç bir şey katmazsam» cümlesini ziyade etmişlerdir. Nu'man'ın bu ve bundan sonraki hadîslerde farz namazı kılmayı ve haramı haram, helâli helâl tanımayı kabul ettikten sonra: Üzerine hiç bir şey katmazsam...» diyerek bunlarla iktifa etmesi ihtimal müslümanlığı yeni kabul ettiği içindir. Bu takdirde ona alışmak ve hayıra karşı kendinde bir hırs ve gayret hasıl obuası için âdeta mühlet istemiş oluyor. Maamafih cihâd gibi pek mühim hayır işleriyle meşgul olduğundan nafile ibâdetlere vakit bulamayacağım anlatmak istemiş olması ihtimali de vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı
119-)
Bana Selemetü'bnü Şebîb rivâyet etti. ki): Bize el-Hasen b. A'yen rivâyet etti. ki): Bize Ma'kil —ki İbn Ubeydillahtır— Ebû'z-Zübeyr' den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti ki: adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sormuş. Ve: Ne buyurursun? Farz namazları kıldığım, Ramazanı tuttuğum, helâli helâl, haramı haram tanıdığım ve bunların üzerine hiç bir şey ziyâde etmediğim zaman ben cennete girer miyim? demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): buyurmuş. Adam: Vallahi bunun üzerine hiç bir şey ziyade etmem., demiş. senedinde İmâm Müslim (radıyallahü anh)'in Mâ'kıl b. Ubeydillah yerine: ki İbn Ubeydülah'dır» demesi, rivâyette «İbn» kelimesi bulunmadığındandır. Kitabımızın baş tarafında da görüldüğü vecihle böyle yerlerde Müslim'in âdeti burada olduğu gibi rivâyete bir şey katmamak şartıyla izâhda bulunmakdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendisile Cennete Girilen İmanı Beyan Bâbı