Kıraati Dinlenme Bâbı ile İlgili Hadisler
1032-)
Bize Kuteybetütmü Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve İshâk b. İbrahim hep birden Cerîr'den rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize Cerîr b. Abdilhamîd, Mûsa b. Ebî Âişe'den, o da Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan Teâlâ Hazretlerinin (Onunla dilini oynatma!) fiyeti kerimesi hakkında şu hadisi rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine Cibrîl vahy indirdiği zaman çok defa dilini, dudaklarını oynatırdı. Vahiy kendisine şiddet verirdi. Vahyin gelişi onun bu hâlinden bilinirdi. Bunun üzerine Allahü teâlâ hazretleri şu âyetleri indirdi: acele edeyim diye dilini onunla oynatma!» Yani vahyi acele alayım diye dilini oynatma! Çünkü onu toplamak da, okumak da, ancak Bize aittir. «Yani hakîkaten onu senin kalbinde toplamak ve dilinde okutmak ancak Bize aittir. Sen onu okuyacaksın» öyle İse biz okuduğumuz vakit sen onun okunuşuna tâbi' ol» Kıyâmet sûresî âyet 16 Abbâs (Bu âyetleri tefsir sadedinde) Şöyle dedi: Onu indirdik, Sen hemen onu dinle! «Onun beyânı ancak Bize aittir.» Yânî senin lisânından beyân etmek Bize âiddir. sonra artık Cibrîl ona geldi mi sükût eder, Cibrîl gittiği vakit vahyi: Allahü teâlâ’nın kendisine vaad buyurduğu şekilde okurdu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Kıraati Dinlenme Bâbı
1033-)
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Mûsa b. Ebî Âişe'den, o da Said bin Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan Teâlâ Hazretlerinin: acele edeyim diye onunla dilini oynatmal» âyet-i kerîmesi hakkında şunu rivâyet etti: İbn Abbâs ki: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vahiyden güçlük çeker; dudaklarını kıpırdatırdı.» diyor ki: «İbn Abbâs: (İşte bak) ben de dudaklarımı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kıpırdattığı gibi kıpırdatıyorum.» dedi. b. Cübeyr dahi: «İbn Abbâs dudaklarını nasıl kıpırdattıysa ben de öyle kıpırdatıyorum.» diyerek dudaklarını kıpırdatmış, (ve rivâyetine şöyle devam etmiş): Bunun Üzerine Allahü teâlâ: acefe edeyim diye onunla dilini oynatma) Çünkü onu toplamak da okutmak da ancak Bize âidtir» âyetlerini indirdi. İbn Abbâs bunları şöyle tefsir etti: Kur'ân'ı senin kalbinde toplamak bize aittir. Sonra sen onu okursun. «Onu biz (Cibrîlin dili ile) okuduğumuz vakit sen hemen onun okunuşuna tabî ol.» (İbn Abbâs bunu da şöyle tefsir etti): Sen hemen dinle ve sükût et! Sonra hakîkaten senin onu okuman bize âit bir iştir. Abbâs dedi ki; Artık Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine Cibrîl geldiği zaman dinler. Cibrîl gittikte vahyi onun okuttuğu gibi okurdu. hadîsi Buhârî «Vahyin başlaması» bahsinde ve «Sûre-i Kıyâmetin Tefsiri» nde tahric etmiştir. Hadîs «Sünen-i Tirmizî» de dahi mevcuttur. Tirmizî onun hakkında: «Bu hadîs hasen sahihtir» demiştir. (467 - 538) nin beyânına göre Cebrail (aleyhisselâm) vahy getirdiği zaman Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onun okuduklarını hemen bellemek ve onlardan bir şey kaçırmamak için acele eder. Okunan vahy bitinceye kadar sabretmeden Cebrail'in okuduklarını ağzından alırdı. Bunun üzerine Teâlâ Hazretleri gelen vahyi can kulağı ile dinlemesini, vahyin okunması bittikten sonra kendisinin de okumasını emir buyurdu. Bu husûsda gelen âyetler şunlardır: « acele edeyim diye onunla dilini oynatma! Çünkü onu toplamak da okutmakda ancak Bize âidtîr. Onu biz okuduğumuz vakit Sen onun okunuşuna tâbi oll Sonra hakîkaten onun beyânı bize aittir." Kıyâme Sûresi, 16, 17, 18. âyetlerin mânâsı: «Cibrîl Aleyhisselâm sana getirdiği vahyi okurken onu acele kavramak ve bir şey kaçırmamak endişesi ile hemen Cibrîl'in ağzından alma! Gelen vahyin okunması bitinceye kadar sabret, güzelce dinle! Belleyemem diye korkma, Cibrîl (aleyhisselâm) okumasını bitirdikten sonra sen de oku! Çünkü gelen vahyi sana belletmeyi ben tekeffül ediyorum. Sonra inen âyetlerin mânâlarında müşkilâta uğrarsan onların beyânı da bana aittir.» demektir. metninde Hazret-i İbn Abbâs bu âyetleri parça parça okuyarak tefsirde bulunmuştur. Hadîsdeki: «Kur'ân» dan murâd, kırâet yani Kur'ân'ın okunuşudur. Teâlâ Hazretleri; okuduğumuz vakit sen onun okunuşuna uy.» buyurmakla Cibrîl (aleyhisselâm)’in okumasını murâd buyurmuştur. Buna: «Biz Cibrîl'in diliyle okuduğumuz yahut Cibrîl'e okuttuğumuz» şeklinde de mânâ verilebilir. «Onun okunuşuna tâbi ol» Emri ilâhîsinin Hazret-i Abbâs (dinle) diye tefsir etmiştir. Kirmânî bu hadîsi şerh ederken fukahânın: «Secde-i tilâvet işitene değil, dinleyene sünnettir.» dediklerini söylemişse de, Hanefî mezhebine göre bu söz doğru değildir. Çünkü secdei tilâvet vacip olmak için Hanefîler kasden dinlemeyi şart koşmamışlardır. Secdei tilâvet onlara göre hem okuyana, hem dinleyene, hem de tesadüfen işitene vaciptir. Kirmânî'nin sözü secde hakkında vârid olan hadîse de muhaliftir. (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize gerek meleğin heybeti, gerekse getirdiği vahyin ağırlığına tahammül etmek pek güç geliyordu. Bu hal vahy geldiği anlarda onun yüzünden belli oluyordu. Hazret-i Âişe'nin rivâyet ettiği bir hadîsde beyân edildiğine göre: Resûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine pek soğuk bir günde vahy gelse, mübarek alınlarından buram buram ter boşanırdı. Dudaklarının titremesi de ihtimal bundandır. Bazıları: «Dudaklarını kıpırdatmak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in âdetiydi.» demişler. Bir takımları da bunu her zaman değil, bazan yapardığını söylemişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vahy esnasında dudaklarını kıpırdattığını İbn Abbâs Hazretleri bizzat görmemiştir. Çünkü bu âyetler Mekke'de nâzil olmuşlardır. O zaman İbn Abbâs (radıyallahü anh) henüz doğmamıştı. Anlaşılıyor ki bunu kendisine ya Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sonradan nakletmiş, yahut Hazret-i İbn Abbâs onu gören sahabenin bâzılarından işitmiştir. İbn Abbâs'dan rivâyet eden Saîd b. Cübeyr İse İbn Abbâs'in dudaklarını kıpırdattığını görmüştür. Böyle hadislere hadis İstılahında mürsel denir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Kıraati Dinlenme Bâbı