Mirasçıya Vasiyet ile İlgili Hadisler
3319-)
Bize Kabîsa rivâyet edip şöyle dedi: Ben Süfyân'ı bir konuşma yaparken işitmiştim. O, (bir kimse) bir mirasçısına veya mirasçısı olmayan birine yüz dirhem (vereceği) olduğunu ikrar ettiğinde (ne olacağı hakkında) şöyle demişti: "Ben bu iki (ikrarı da) tamamen hükümsüz kılma görüşündeyim!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3320-)
Bize Müslim rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, İbn Sîrîn'den, (O da) Şureyh'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Mirasçıya hiçbir ikrar caiz olmaz!" (Katâde) demiş ki: El-Hasan ise şöyle dedi: "İnsan için caiz olan şeylerin en haklısı, ölümü esnasında, yani âhiret günlerinin ilk günü ile dünya günlerinin son gününde (yaptığı şeydir!)"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3321-)
Bize Amr b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Halid, Halid'den, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Mirasçıya vasiyet caiz olmaz!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3322-)
Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Humeyd'den (naklen) rivâyet etti ki; Ebû Sabit diye künyelenen bir adam, karısına ölümü esnasında, mihrinden dolayı kendisine dörtyüz dirhem borcu olduğunu ikrar etmiş, el-Hasan da bu (ikrarı) geçerli saymış.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3323-)
Bize Müslim b. İbrahim rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam ed-Destuvâî rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, Şehr b. Havşeb'den, (O) Abdurrahman b. Ganm'dan, (O da) Amr b. Hârice'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (hutbe irad buyururken, O'nun) devesinin altındaydım. Devesi geviş getiriyor, devesinin salyası da omuzlarımın arasında depreniyordu. (Bir ara) O'nu şöyle buyururken işitmiştim: "Şunu iyi bilin ki, şüphesiz Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Bu sebeple, mirasçıya vasiyet caiz olmaz!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3324-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Hemmâm, Katâde'den haber verdi ki, O şöyle demiş: (Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Birinize ölüm (belirtileri) geldiğinde, eğer bir (mal) bırakıyorsa, ana-babaya ve yakınlarına vasiyet etmesi (farz kılındı)." Bununla (Allah, mal bırakan kimseye) anasına-babasına ve yakınlarına vasiyet etmeyi emretti. Ardından daha sonra Nisa Sûresinde (bu emri) neshetti ve ana-babaya belli bir pay ayırdı, her mirasçıya da mirastan payını ulaştırdı. (Dolayısıyla) onlara vasiyet etmek yoktur. Böylece vasiyet, mirasçı olmayan yakınlarla diğerlerine ait hale dönmüştür.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3325-)
Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize Verka, İbn Ebi Necih'ten, (O) Atadan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (İlk zamanlar kişi öldüğünde) malı, çocuğunun olurdu. Ana-baba ve yakınlara ise vasiyet yapılırdı. Sonra Allah bundan istediğini neshetti ve erkeğe iki dişinin payı kadarım hükmetti; ana-babaya, onlardan her birine (durumlarına göre) altıda bir ve üçte bir hükmetti; kadına (durumuna göre) sekizde bir ile dörtte bir, kocaya ise (yine durumuna göre) yarıyı ve dörtte bir hükmetti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet
3326-)
Bize Ahmed b. İsmail rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Turneyle, el-Hüseyn b. Vâkıd'den, (O) Yezid'den, (O da) İkrime ile el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, onlar; "...Eğer bir mal bırakıyorsa, ana babaya ve akrabalara vasiyet etme (farz kilındı.)" ayeti hakkında şöyle dediler: İşte bu şekilde vasiyet etme vardı. Nihayet bunu miras ayeti neshetti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Mirasçıya Vasiyet