Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti ile İlgili Hadisler

1710-) (Bir önceki hadisin) manası (bir de 1704 numaralı) Kuteybe (b. Abdurrahman) hadisinin senediyle yani Rabia b. Ebî Abdurrahman yoluyla (rivâyet edilmiştir. Şu farkla ki Hammâd b. Seleme) bu rivâyete şu cümleyi de eklemiştir: Eğer arayıcısı gelir de (malın) çıkınını ve miktarını bilirse, onu ona verîver" . (Bu hadisin) bir benzerini de yine Hammâd, Ubeydullah b. Ömer, Amr b. Şuayb, onun babası ve dedesi yoluyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmiştir. lukata 2-4, 9, 11, Müslim, lukata 1-2, 5, Tirmizî, ahkâm 35; İbn Mâce, lukata I; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel II, 180, 186, 203; IV, 115-117. (Ebû Dâvûd buyurdu ki:) Ukbe b. Süveyd'in babası vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (rivâyet ettiği) hadiste de (Zeyd b. Hâlid el-Cüheni’nin rivâyet ettiği 1706 no'lu hadiste) olduğu gibi (Hazret-i Peygamber'in kendisine yitik malın nasıl bir işleme tabi tutulacağını soran bir kimseye): Onu bir sene ilan et!" buyurdu(ğu ifade edilmektedir.) (Ebû Dâvûd buyurdu ki) Ömer b. el-Hattâb'ın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet ettiği hadiste de (Zeyd b. Halid el-Cüheni’nin rivâyet ettiği 1706. hadiste) olduğu gibi (Hazret-i Peygamber'in, kendisine yitik malın nasıl bir işleme tâbi tutulacağını soran bir kimseye): Onu bir sene ilân et." buyurdu(ğu ifâde edilmektedir.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1711-) İyaz b. Hımâr'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim bir yitik mal bulursa bir veya iki adaletli kimseyi (bu malı emânetine aldığına dâir) şâhid tutsun, gizlemesin ve kaybetmesin. Eğer sahibi çıkarsa ona versin, eğer çıkmazsa, o zaman o aziz ve celîl olan Allah'ındır, onu istediğine verir. Mâce, lukata 2; Ahmed b. Hanbel, IV, 126, 266.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1711-) İyaz b. Hımâr'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim bir yitik mal bulursa bir veya iki adaletli kimseyi (bu malı emânetine aldığına dâir) şâhid tutsun, gizlemesin ve kaybetmesin. Eğer sahibi çıkarsa ona versin, eğer çıkmazsa, o zaman o aziz ve celîl olan Allah'ındır, onu istediğine verir. Mâce, lukata 2; Ahmed b. Hanbel, IV, 126, 266.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1711-) İyaz b. Hımâr'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim bir yitik mal bulursa bir veya iki adaletli kimseyi (bu malı emânetine aldığına dâir) şâhid tutsun, gizlemesin ve kaybetmesin. Eğer sahibi çıkarsa ona versin, eğer çıkmazsa, o zaman o aziz ve celîl olan Allah'ındır, onu istediğine verir. Mâce, lukata 2; Ahmed b. Hanbel, IV, 126, 266.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1712-) Abdullah b. Amr b. el-As'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ağaçta bulunan meyveden (alıp yemenin hükmü) sorulmuş da: Her kim onu ihtiyacından dolayı ağzıyla alıp yer de eteğini doldurmazsa, (bundan dolayı) ona bir ceza lâzım gelmez. Ondan bir şey koparır (da başka yere taşır)sa, onun değerinin iki mislini ödemek onun üzerine borç olmakla beraber (tazir) cezasına da çarptırılır. de meyveyi meyve kurutulan yere konduktan sonra çalar da (çalınan bu meyvenin) değeri, bir kalkan değeri olursa, ona (el) kesme (cezası) lâzım gelir," buyurmuş ve (Abdullah b. Amr, rivâyetine devam ederek) başkalarının rivâyet ettiği şekilde yitik deve ve koyun hakkında rivâyette bulunmuş (bu rivâyetinde) şöyle demiş. (Hazret-i Peygambere) yitik maldan soruldu da şöyle cevap verdi: İşlek bir yolda ya da ma'mür olan bir köyde bulduğun bir malı bir sene ilan et. Eğer (bu süre içerisinde) sahibi gelirse ona ver, eğer gelmezse senindir. Harab olan bir yerde bulunan bir malda ve rikâzda beşte bir (Vergi) vardır. (Gerisi bulana kalır) Dâvûd, hudûd 13; Nesâî, sârik 11-12; İbn Mâce, hudûd 28.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1712-) Abdullah b. Amr b. el-As'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ağaçta bulunan meyveden (alıp yemenin hükmü) sorulmuş da: Her kim onu ihtiyacından dolayı ağzıyla alıp yer de eteğini doldurmazsa, (bundan dolayı) ona bir ceza lâzım gelmez. Ondan bir şey koparır (da başka yere taşır)sa, onun değerinin iki mislini ödemek onun üzerine borç olmakla beraber (tazir) cezasına da çarptırılır. de meyveyi meyve kurutulan yere konduktan sonra çalar da (çalınan bu meyvenin) değeri, bir kalkan değeri olursa, ona (el) kesme (cezası) lâzım gelir," buyurmuş ve (Abdullah b. Amr, rivâyetine devam ederek) başkalarının rivâyet ettiği şekilde yitik deve ve koyun hakkında rivâyette bulunmuş (bu rivâyetinde) şöyle demiş. (Hazret-i Peygambere) yitik maldan soruldu da şöyle cevap verdi: İşlek bir yolda ya da ma'mür olan bir köyde bulduğun bir malı bir sene ilan et. Eğer (bu süre içerisinde) sahibi gelirse ona ver, eğer gelmezse senindir. Harab olan bir yerde bulunan bir malda ve rikâzda beşte bir (Vergi) vardır. (Gerisi bulana kalır) Dâvûd, hudûd 13; Nesâî, sârik 11-12; İbn Mâce, hudûd 28.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1712-) Abdullah b. Amr b. el-As'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ağaçta bulunan meyveden (alıp yemenin hükmü) sorulmuş da: Her kim onu ihtiyacından dolayı ağzıyla alıp yer de eteğini doldurmazsa, (bundan dolayı) ona bir ceza lâzım gelmez. Ondan bir şey koparır (da başka yere taşır)sa, onun değerinin iki mislini ödemek onun üzerine borç olmakla beraber (tazir) cezasına da çarptırılır. de meyveyi meyve kurutulan yere konduktan sonra çalar da (çalınan bu meyvenin) değeri, bir kalkan değeri olursa, ona (el) kesme (cezası) lâzım gelir," buyurmuş ve (Abdullah b. Amr, rivâyetine devam ederek) başkalarının rivâyet ettiği şekilde yitik deve ve koyun hakkında rivâyette bulunmuş (bu rivâyetinde) şöyle demiş. (Hazret-i Peygambere) yitik maldan soruldu da şöyle cevap verdi: İşlek bir yolda ya da ma'mür olan bir köyde bulduğun bir malı bir sene ilan et. Eğer (bu süre içerisinde) sahibi gelirse ona ver, eğer gelmezse senindir. Harab olan bir yerde bulunan bir malda ve rikâzda beşte bir (Vergi) vardır. (Gerisi bulana kalır) Dâvûd, hudûd 13; Nesâî, sârik 11-12; İbn Mâce, hudûd 28.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1713-) Şu (önceki) hadisi (yine) Amr b. Şuayb (önceki) senediyle rivâyet etti. (Bu rivâyete göre Abdullah b. (Amr ya da Velid b. Kesir) yitik koyun hakkında şöyle demiştir: (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem kendisine yitik koyun hakkında soru soran kimseye): Onu al (yanında) iyi muhafaza et" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1713-) Şu (önceki) hadisi (yine) Amr b. Şuayb (önceki) senediyle rivâyet etti. (Bu rivâyete göre Abdullah b. (Amr ya da Velid b. Kesir) yitik koyun hakkında şöyle demiştir: (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem kendisine yitik koyun hakkında soru soran kimseye): Onu al (yanında) iyi muhafaza et" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1713-) Şu (önceki) hadisi (yine) Amr b. Şuayb (önceki) senediyle rivâyet etti. (Bu rivâyete göre Abdullah b. (Amr ya da Velid b. Kesir) yitik koyun hakkında şöyle demiştir: (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem kendisine yitik koyun hakkında soru soran kimseye): Onu al (yanında) iyi muhafaza et" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1714-) Şu (1710 numaralı) hadisi Amr b. Şuayb aynı senedle (üçüncü defa olmak üzere bir defa daha) rivâyet etti. (Bu rivâyete göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) yitik koyun hakkında sadece: O ya senindir, ya (din) kardeşinindir, ya da kurdundur. Öyleyse onu al." buyurmuştur. şekilde Eyyûb (es-Sahtiyânî) ile Yakub b. Ata, Amr b. Şuayb kanalıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (sözü geçen hadisi rivâyet etmişler ve) bu rivâyetlerinde (Hazret-i Peygamberin sadece); Onu (sahibine vermek üzere yanına) al." buyurduğunu nakletmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1714-) Şu (1710 numaralı) hadisi Amr b. Şuayb aynı senedle (üçüncü defa olmak üzere bir defa daha) rivâyet etti. (Bu rivâyete göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) yitik koyun hakkında sadece: O ya senindir, ya (din) kardeşinindir, ya da kurdundur. Öyleyse onu al." buyurmuştur. şekilde Eyyûb (es-Sahtiyânî) ile Yakub b. Ata, Amr b. Şuayb kanalıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (sözü geçen hadisi rivâyet etmişler ve) bu rivâyetlerinde (Hazret-i Peygamberin sadece); Onu (sahibine vermek üzere yanına) al." buyurduğunu nakletmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1714-) Şu (1710 numaralı) hadisi Amr b. Şuayb aynı senedle (üçüncü defa olmak üzere bir defa daha) rivâyet etti. (Bu rivâyete göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) yitik koyun hakkında sadece: O ya senindir, ya (din) kardeşinindir, ya da kurdundur. Öyleyse onu al." buyurmuştur. şekilde Eyyûb (es-Sahtiyânî) ile Yakub b. Ata, Amr b. Şuayb kanalıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (sözü geçen hadisi rivâyet etmişler ve) bu rivâyetlerinde (Hazret-i Peygamberin sadece); Onu (sahibine vermek üzere yanına) al." buyurduğunu nakletmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1715-) Şu (1710 numaralı) hadisi Amr b. Şuayb, babası Şuayb ve dedesi Abdullah b. Amr b. el-As yoluyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bir de (Muhammed) İbn İshak rivâyet etmiştir: (Bu rivâyete göre Hazret-i Peygamber) yitik koyun hakkında şöyle buyurmuştur: Onu al, arayıcısı gelinceye kadar (yanında muhafaza et)" b. Hanbel, II, 180.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1715-) Şu (1710 numaralı) hadisi Amr b. Şuayb, babası Şuayb ve dedesi Abdullah b. Amr b. el-As yoluyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bir de (Muhammed) İbn İshak rivâyet etmiştir: (Bu rivâyete göre Hazret-i Peygamber) yitik koyun hakkında şöyle buyurmuştur: Onu al, arayıcısı gelinceye kadar (yanında muhafaza et)" b. Hanbel, II, 180.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1715-) Şu (1710 numaralı) hadisi Amr b. Şuayb, babası Şuayb ve dedesi Abdullah b. Amr b. el-As yoluyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bir de (Muhammed) İbn İshak rivâyet etmiştir: (Bu rivâyete göre Hazret-i Peygamber) yitik koyun hakkında şöyle buyurmuştur: Onu al, arayıcısı gelinceye kadar (yanında muhafaza et)" b. Hanbel, II, 180.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1716-) Ebû Saîd (el-Hudrî)'den (rivâyet edildiğine göre) Ali b. Ebî Tâlib bir dinar bulup Hazret-i Fatıma'ya getirmiş, (Hazret-i Fatıma da) Onu (harcamanın haram olup olmayacağını) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sormuş (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın rızkıdır" buyurmuş. Sonra ondan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de yemiş, Hazret-i Ali ile Fatıma da yemiş. Sonra Hazret-i Ali'ye, onu arayan bir kadın çıkmış gelmiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Ali, dinarı (ona geri) ver" buyurmuş, (Hazret-i Ali de geri vermiştir). sitte İçinde sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1716-) Ebû Saîd (el-Hudrî)'den (rivâyet edildiğine göre) Ali b. Ebî Tâlib bir dinar bulup Hazret-i Fatıma'ya getirmiş, (Hazret-i Fatıma da) Onu (harcamanın haram olup olmayacağını) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sormuş (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın rızkıdır" buyurmuş. Sonra ondan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de yemiş, Hazret-i Ali ile Fatıma da yemiş. Sonra Hazret-i Ali'ye, onu arayan bir kadın çıkmış gelmiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Ali, dinarı (ona geri) ver" buyurmuş, (Hazret-i Ali de geri vermiştir). sitte İçinde sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1716-) Ebû Saîd (el-Hudrî)'den (rivâyet edildiğine göre) Ali b. Ebî Tâlib bir dinar bulup Hazret-i Fatıma'ya getirmiş, (Hazret-i Fatıma da) Onu (harcamanın haram olup olmayacağını) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sormuş (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın rızkıdır" buyurmuş. Sonra ondan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de yemiş, Hazret-i Ali ile Fatıma da yemiş. Sonra Hazret-i Ali'ye, onu arayan bir kadın çıkmış gelmiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Ali, dinarı (ona geri) ver" buyurmuş, (Hazret-i Ali de geri vermiştir). sitte İçinde sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1717-) Ali (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) kendisi (bir gün) bir dinar bulup onunla bir miktar un satın almış (fakat) hemen o anda un sahibi onu tanıyıp (kendisine ikram için) dinarı geri vermiş. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) dinarı alıp ondan iki kıratını ayırmış ve onunla et satın almıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1717-) Ali (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) kendisi (bir gün) bir dinar bulup onunla bir miktar un satın almış (fakat) hemen o anda un sahibi onu tanıyıp (kendisine ikram için) dinarı geri vermiş. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) dinarı alıp ondan iki kıratını ayırmış ve onunla et satın almıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1717-) Ali (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) kendisi (bir gün) bir dinar bulup onunla bir miktar un satın almış (fakat) hemen o anda un sahibi onu tanıyıp (kendisine ikram için) dinarı geri vermiş. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) dinarı alıp ondan iki kıratını ayırmış ve onunla et satın almıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1718-) Sehl b. Sa'd'dan rivâyet edildiğine göre Ali b. Ebî Tâlib (bir gün) Fâtıma' (radıyallahü anhâ)’nın yanına girmiş. Hazret-i Hasan ile Hüseyin ağlıyorlarmış. " Bunları ağlatan nedir?" diye sormuş. O da: demiş. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) (dışarı) çıkmış çarşıda bir dinar bulmuş. Hemen gidip onu Fâtıma'ya haber vermiş. Fâtıma da: yahudiye git (ondan) bize bir miktar un al, demiş. Bunun üzerine Hazret-i Ali gidip o dinarla bir miktar un satın almış. O anda Yahudi (onu tanıyarak): kendisinin Allah’ın elçisi olduğunu iddia eden kimsenin damadı değil misin demiş (Ali); Evet" cevabım vermiş. (Bunun üzerine Yahudi); dinarını al, un da senin olsun, demiş. Ali hemen (unu alıp dükkandan dışarı) çıkmış ve unu Fâtıma'ya getirmiş olayı da kendisine haber vermiş. Fâtıma da (O'na); kasaba git (bu paradan ayıracağın) bir dirhemle bize et satın al, gel demiş. Ali et için harcayacağı dirhem karşılığında (elindeki) dinarı rehin vermiş ve (bu dirhemle satın aldığı) eti Fâtıma'ya getirmiş, (Fâtıma da unu) yoğurmuş ve (içinde eti pişirmek üzere ateş üzerine bir tencere) koymuş. (Hamuru da) ekmek yapmış ve (yanlarına gelmesi için) babasına (haber) göndermiştir. Biraz sonra da (babası) yanlarına gelmiş. Bunun üzerine (babasına hitaben): Allah'ın Resulü, (durumu) sana anlatacağım. Eğer onu (bizim için) helâl görürsen onu yiyeceğiz ve bizimle beraber sen de yiyeceksin. Onun durumu şöyle şöyledir, demiş. (Bunları dinleyen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın ismiyle (onu) yeyiniz." buyurmuş ve (ve Peygamber'le birlikte orada bulunan Hazret-i Ali Fâtıma ve çocukları o ekmeği) yemişler. Onlar yerlerinde (oturup dururlar) iken bir de ne görsünler, biri " Allah aşkına ve İslâm aşkına" diyerek dinarı arıyormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) derhal (orada bulunan birisine) o gencin çağırılıp getirilmesini emretmiş. Bunun üzerine genç, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna çağırılmış. (Peygamber huzuruna gelen) bu gence (aradığı dinarın vasıflanın ve miktarım) sormuş. (Genç de dinarın vasıflarını ve miktarını söyledikten sonra): Çarşıda benden düştü," demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Ey Ali, kasaba git, ona, Resûlüllah sana " dinarı bana gönder, dirhemin de bendedir" diyor de." buyurmuş. Bunun üzerine (kasab) dinarı göndermiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de dinarı o gence (geri) vermiş. es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 194.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1718-) Sehl b. Sa'd'dan rivâyet edildiğine göre Ali b. Ebî Tâlib (bir gün) Fâtıma' (radıyallahü anhâ)’nın yanına girmiş. Hazret-i Hasan ile Hüseyin ağlıyorlarmış. " Bunları ağlatan nedir?" diye sormuş. O da: demiş. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) (dışarı) çıkmış çarşıda bir dinar bulmuş. Hemen gidip onu Fâtıma'ya haber vermiş. Fâtıma da: yahudiye git (ondan) bize bir miktar un al, demiş. Bunun üzerine Hazret-i Ali gidip o dinarla bir miktar un satın almış. O anda Yahudi (onu tanıyarak): kendisinin Allah’ın elçisi olduğunu iddia eden kimsenin damadı değil misin demiş (Ali); Evet" cevabım vermiş. (Bunun üzerine Yahudi); dinarını al, un da senin olsun, demiş. Ali hemen (unu alıp dükkandan dışarı) çıkmış ve unu Fâtıma'ya getirmiş olayı da kendisine haber vermiş. Fâtıma da (O'na); kasaba git (bu paradan ayıracağın) bir dirhemle bize et satın al, gel demiş. Ali et için harcayacağı dirhem karşılığında (elindeki) dinarı rehin vermiş ve (bu dirhemle satın aldığı) eti Fâtıma'ya getirmiş, (Fâtıma da unu) yoğurmuş ve (içinde eti pişirmek üzere ateş üzerine bir tencere) koymuş. (Hamuru da) ekmek yapmış ve (yanlarına gelmesi için) babasına (haber) göndermiştir. Biraz sonra da (babası) yanlarına gelmiş. Bunun üzerine (babasına hitaben): Allah'ın Resulü, (durumu) sana anlatacağım. Eğer onu (bizim için) helâl görürsen onu yiyeceğiz ve bizimle beraber sen de yiyeceksin. Onun durumu şöyle şöyledir, demiş. (Bunları dinleyen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın ismiyle (onu) yeyiniz." buyurmuş ve (ve Peygamber'le birlikte orada bulunan Hazret-i Ali Fâtıma ve çocukları o ekmeği) yemişler. Onlar yerlerinde (oturup dururlar) iken bir de ne görsünler, biri " Allah aşkına ve İslâm aşkına" diyerek dinarı arıyormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) derhal (orada bulunan birisine) o gencin çağırılıp getirilmesini emretmiş. Bunun üzerine genç, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna çağırılmış. (Peygamber huzuruna gelen) bu gence (aradığı dinarın vasıflanın ve miktarım) sormuş. (Genç de dinarın vasıflarını ve miktarını söyledikten sonra): Çarşıda benden düştü," demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Ey Ali, kasaba git, ona, Resûlüllah sana " dinarı bana gönder, dirhemin de bendedir" diyor de." buyurmuş. Bunun üzerine (kasab) dinarı göndermiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de dinarı o gence (geri) vermiş. es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 194.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1718-) Sehl b. Sa'd'dan rivâyet edildiğine göre Ali b. Ebî Tâlib (bir gün) Fâtıma' (radıyallahü anhâ)’nın yanına girmiş. Hazret-i Hasan ile Hüseyin ağlıyorlarmış. " Bunları ağlatan nedir?" diye sormuş. O da: demiş. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) (dışarı) çıkmış çarşıda bir dinar bulmuş. Hemen gidip onu Fâtıma'ya haber vermiş. Fâtıma da: yahudiye git (ondan) bize bir miktar un al, demiş. Bunun üzerine Hazret-i Ali gidip o dinarla bir miktar un satın almış. O anda Yahudi (onu tanıyarak): kendisinin Allah’ın elçisi olduğunu iddia eden kimsenin damadı değil misin demiş (Ali); Evet" cevabım vermiş. (Bunun üzerine Yahudi); dinarını al, un da senin olsun, demiş. Ali hemen (unu alıp dükkandan dışarı) çıkmış ve unu Fâtıma'ya getirmiş olayı da kendisine haber vermiş. Fâtıma da (O'na); kasaba git (bu paradan ayıracağın) bir dirhemle bize et satın al, gel demiş. Ali et için harcayacağı dirhem karşılığında (elindeki) dinarı rehin vermiş ve (bu dirhemle satın aldığı) eti Fâtıma'ya getirmiş, (Fâtıma da unu) yoğurmuş ve (içinde eti pişirmek üzere ateş üzerine bir tencere) koymuş. (Hamuru da) ekmek yapmış ve (yanlarına gelmesi için) babasına (haber) göndermiştir. Biraz sonra da (babası) yanlarına gelmiş. Bunun üzerine (babasına hitaben): Allah'ın Resulü, (durumu) sana anlatacağım. Eğer onu (bizim için) helâl görürsen onu yiyeceğiz ve bizimle beraber sen de yiyeceksin. Onun durumu şöyle şöyledir, demiş. (Bunları dinleyen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın ismiyle (onu) yeyiniz." buyurmuş ve (ve Peygamber'le birlikte orada bulunan Hazret-i Ali Fâtıma ve çocukları o ekmeği) yemişler. Onlar yerlerinde (oturup dururlar) iken bir de ne görsünler, biri " Allah aşkına ve İslâm aşkına" diyerek dinarı arıyormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) derhal (orada bulunan birisine) o gencin çağırılıp getirilmesini emretmiş. Bunun üzerine genç, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna çağırılmış. (Peygamber huzuruna gelen) bu gence (aradığı dinarın vasıflanın ve miktarım) sormuş. (Genç de dinarın vasıflarını ve miktarını söyledikten sonra): Çarşıda benden düştü," demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Ey Ali, kasaba git, ona, Resûlüllah sana " dinarı bana gönder, dirhemin de bendedir" diyor de." buyurmuş. Bunun üzerine (kasab) dinarı göndermiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de dinarı o gence (geri) vermiş. es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 194.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1719-) Câbir, b. Abdillah'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (fakir olan) kişinin bulduğu baston, ip, kamçı ve benzeri (kıymetsiz) şeylerden yararlanmasına izin verdi. es-Sünenü'l-kübrâ, VI, 195. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi bir de en-Numan b. Abdisselâm, el-Mugîre Ebi Seleme'den, senedi (olan ez-Zübeyr el-Mekkî yolu) ile rivâyet etti. Şebâbe de Muğîre b. Müslim, Ebû'z Zübeyr yoluyla Câbir'den " Ashâb böyle idiler" dedi ve bu hadisi Şebâbe'ye rivâyet eden Şeyhlerin hiçbirisi rivâyetlerinde) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i anmadılar. (Yani hadisi mevkuf olarak rivâyet ettiler.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1719-) Câbir, b. Abdillah'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (fakir olan) kişinin bulduğu baston, ip, kamçı ve benzeri (kıymetsiz) şeylerden yararlanmasına izin verdi. es-Sünenü'l-kübrâ, VI, 195. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi bir de en-Numan b. Abdisselâm, el-Mugîre Ebi Seleme'den, senedi (olan ez-Zübeyr el-Mekkî yolu) ile rivâyet etti. Şebâbe de Muğîre b. Müslim, Ebû'z Zübeyr yoluyla Câbir'den " Ashâb böyle idiler" dedi ve bu hadisi Şebâbe'ye rivâyet eden Şeyhlerin hiçbirisi rivâyetlerinde) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i anmadılar. (Yani hadisi mevkuf olarak rivâyet ettiler.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1719-) Câbir, b. Abdillah'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (fakir olan) kişinin bulduğu baston, ip, kamçı ve benzeri (kıymetsiz) şeylerden yararlanmasına izin verdi. es-Sünenü'l-kübrâ, VI, 195. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi bir de en-Numan b. Abdisselâm, el-Mugîre Ebi Seleme'den, senedi (olan ez-Zübeyr el-Mekkî yolu) ile rivâyet etti. Şebâbe de Muğîre b. Müslim, Ebû'z Zübeyr yoluyla Câbir'den " Ashâb böyle idiler" dedi ve bu hadisi Şebâbe'ye rivâyet eden Şeyhlerin hiçbirisi rivâyetlerinde) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i anmadılar. (Yani hadisi mevkuf olarak rivâyet ettiler.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1720-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Bulunduğu halde ilân edilmeyip) saklanan yitik deve(nin saklanmasının) mâli cezası kıymetinin ödenmesidir, ve onunla birlikte (kıymetinin) bir mislinin daha (verilmesidir.) es-Sunenu’l-kubrâ, VI, 191.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1720-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Bulunduğu halde ilân edilmeyip) saklanan yitik deve(nin saklanmasının) mâli cezası kıymetinin ödenmesidir, ve onunla birlikte (kıymetinin) bir mislinin daha (verilmesidir.) es-Sunenu’l-kubrâ, VI, 191.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1720-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Bulunduğu halde ilân edilmeyip) saklanan yitik deve(nin saklanmasının) mâli cezası kıymetinin ödenmesidir, ve onunla birlikte (kıymetinin) bir mislinin daha (verilmesidir.) es-Sunenu’l-kubrâ, VI, 191.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1721-) Abdurrahman b. Osman et-Teymî'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacının kaybettiği malı (almayı) yasaklamıştır. lukata 11; Dârimî, buyu' 60; Ahmed b. Hanbel, III, 499; Beyhaki, es-Sünenü'l-kübrâ, VI, 199. Dâvûd'a bu hadisi rivâyet eden iki şeyhden biri olan Ahmed (b. Salih) dedi ki: İbn Vehb hacının kaybettiği mal hakkında (şöyle) dedi: (Hacının malını bulan kimse ona dokunmaz onu (olduğu yerde) bırakır. Nihayet sahibi (gelip) onu (orada) bulur.)" Dâvûd'un şeyhi Ahmed b. Salih bu hadisi, " bana Âmir haber verdi" diyerek ihbar bildiren kelimelerle rivâyet ettiği halde, diğer şeyhi) İbn Mevhib (bana); Amr'dan (rivâyet edildi diyerek an'ane yoluyla) rivâyet etti."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1721-) Abdurrahman b. Osman et-Teymî'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacının kaybettiği malı (almayı) yasaklamıştır. lukata 11; Dârimî, buyu' 60; Ahmed b. Hanbel, III, 499; Beyhaki, es-Sünenü'l-kübrâ, VI, 199. Dâvûd'a bu hadisi rivâyet eden iki şeyhden biri olan Ahmed (b. Salih) dedi ki: İbn Vehb hacının kaybettiği mal hakkında (şöyle) dedi: (Hacının malını bulan kimse ona dokunmaz onu (olduğu yerde) bırakır. Nihayet sahibi (gelip) onu (orada) bulur.)" Dâvûd'un şeyhi Ahmed b. Salih bu hadisi, " bana Âmir haber verdi" diyerek ihbar bildiren kelimelerle rivâyet ettiği halde, diğer şeyhi) İbn Mevhib (bana); Amr'dan (rivâyet edildi diyerek an'ane yoluyla) rivâyet etti."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1721-) Abdurrahman b. Osman et-Teymî'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacının kaybettiği malı (almayı) yasaklamıştır. lukata 11; Dârimî, buyu' 60; Ahmed b. Hanbel, III, 499; Beyhaki, es-Sünenü'l-kübrâ, VI, 199. Dâvûd'a bu hadisi rivâyet eden iki şeyhden biri olan Ahmed (b. Salih) dedi ki: İbn Vehb hacının kaybettiği mal hakkında (şöyle) dedi: (Hacının malını bulan kimse ona dokunmaz onu (olduğu yerde) bırakır. Nihayet sahibi (gelip) onu (orada) bulur.)" Dâvûd'un şeyhi Ahmed b. Salih bu hadisi, " bana Âmir haber verdi" diyerek ihbar bildiren kelimelerle rivâyet ettiği halde, diğer şeyhi) İbn Mevhib (bana); Amr'dan (rivâyet edildi diyerek an'ane yoluyla) rivâyet etti."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1722-) el-Münzir b. Cerîr'den nakledilmiştir ki: Ben (bir gün babam) Cerîr'le birlikte idim. (Babamın sığırlarını güden) çoban sığır sürüsünü (yanımıza) getirdi. İçlerinde sürüden olmayan bir sığır vardı, (babam) Cerîr çobana: da nedir? diye sordu. (Çoban:) karışmış kimin olduğunu bilmiyorum, dedi. Bunun üzerine Cerîr: (sürüden) çıkar. (Çünkü ben) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i " Sapık (olanlar)dan başkası yitik bir hayvanı (kendi sürüsüne) katmaz" buyururken işittim, dedi. b. Hanbel, IV- 360, 362. fıkıh ulemâsının bu konudaki görüşlerini 1704 numaralı hadisin şerhinde açıklamış bulunmaktayız.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1722-) el-Münzir b. Cerîr'den nakledilmiştir ki: Ben (bir gün babam) Cerîr'le birlikte idim. (Babamın sığırlarını güden) çoban sığır sürüsünü (yanımıza) getirdi. İçlerinde sürüden olmayan bir sığır vardı, (babam) Cerîr çobana: da nedir? diye sordu. (Çoban:) karışmış kimin olduğunu bilmiyorum, dedi. Bunun üzerine Cerîr: (sürüden) çıkar. (Çünkü ben) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i " Sapık (olanlar)dan başkası yitik bir hayvanı (kendi sürüsüne) katmaz" buyururken işittim, dedi. b. Hanbel, IV- 360, 362. fıkıh ulemâsının bu konudaki görüşlerini 1704 numaralı hadisin şerhinde açıklamış bulunmaktayız.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1722-) el-Münzir b. Cerîr'den nakledilmiştir ki: Ben (bir gün babam) Cerîr'le birlikte idim. (Babamın sığırlarını güden) çoban sığır sürüsünü (yanımıza) getirdi. İçlerinde sürüden olmayan bir sığır vardı, (babam) Cerîr çobana: da nedir? diye sordu. (Çoban:) karışmış kimin olduğunu bilmiyorum, dedi. Bunun üzerine Cerîr: (sürüden) çıkar. (Çünkü ben) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i " Sapık (olanlar)dan başkası yitik bir hayvanı (kendi sürüsüne) katmaz" buyururken işittim, dedi. b. Hanbel, IV- 360, 362. fıkıh ulemâsının bu konudaki görüşlerini 1704 numaralı hadisin şerhinde açıklamış bulunmaktayız.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3971-) Cabir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre;Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), " Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin" (2), 125. (şeklinde, emir siyasıyla) okumuştur. tefsir Bakara (2) I; İbn Mâce, ikame 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3971-) Cabir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre;Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), " Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin" (2), 125. (şeklinde, emir siyasıyla) okumuştur. tefsir Bakara (2) I; İbn Mâce, ikame 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3971-) Cabir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre;Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), " Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin" (2), 125. (şeklinde, emir siyasıyla) okumuştur. tefsir Bakara (2) I; İbn Mâce, ikame 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3972-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet olunduğuna göre; adam geceleyin kalkıp (Kur'an) okumuş, Kur'an okurken de sesini yükseltmiş. Sabah olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (onun hakkında): Allah falancadan razı olsun. O bu gece benim (unutarak) atlamış olduğum bazı ayetleri bana hatırlatmış oldu." tefsir Bakara 2/1 İbn mâce ikame/56 demiş.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3972-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet olunduğuna göre; adam geceleyin kalkıp (Kur'an) okumuş, Kur'an okurken de sesini yükseltmiş. Sabah olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (onun hakkında): Allah falancadan razı olsun. O bu gece benim (unutarak) atlamış olduğum bazı ayetleri bana hatırlatmış oldu." tefsir Bakara 2/1 İbn mâce ikame/56 demiş.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3972-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet olunduğuna göre; adam geceleyin kalkıp (Kur'an) okumuş, Kur'an okurken de sesini yükseltmiş. Sabah olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (onun hakkında): Allah falancadan razı olsun. O bu gece benim (unutarak) atlamış olduğum bazı ayetleri bana hatırlatmış oldu." tefsir Bakara 2/1 İbn mâce ikame/56 demiş.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3973-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’ın azatlı kölesi Mıksem; İbn Abbâs'ın şöyle dediğini söylemiştir: " Bir Peygamber'in ganimet malını gizlemesi (emanete hiyanet etmesi) asla olamaz" İmrân, (3) 161. (mealindeki) ayet-i kerime Bedir (savaşı) günü, arasında kaybolan kırmızı kadife (den bir kese) hakkında inmiştir. (Bu kese) Bedir (savaşı) günü kayboldu. (Münafıklardan bazı kimseler, (Bunu) belki de Resûlüllah almıştır, diye dedikodu etmeye başladılar. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah " Bir peygamber için ihanet etmek asla olamaz" ayetini -sonuna kadar- indirdi. Ebû Davûd dedi ki; kelimesinin ya'sı üstünlüdür) tefsir (3) 17.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3973-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’ın azatlı kölesi Mıksem; İbn Abbâs'ın şöyle dediğini söylemiştir: " Bir Peygamber'in ganimet malını gizlemesi (emanete hiyanet etmesi) asla olamaz" İmrân, (3) 161. (mealindeki) ayet-i kerime Bedir (savaşı) günü, arasında kaybolan kırmızı kadife (den bir kese) hakkında inmiştir. (Bu kese) Bedir (savaşı) günü kayboldu. (Münafıklardan bazı kimseler, (Bunu) belki de Resûlüllah almıştır, diye dedikodu etmeye başladılar. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah " Bir peygamber için ihanet etmek asla olamaz" ayetini -sonuna kadar- indirdi. Ebû Davûd dedi ki; kelimesinin ya'sı üstünlüdür) tefsir (3) 17.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3973-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’ın azatlı kölesi Mıksem; İbn Abbâs'ın şöyle dediğini söylemiştir: " Bir Peygamber'in ganimet malını gizlemesi (emanete hiyanet etmesi) asla olamaz" İmrân, (3) 161. (mealindeki) ayet-i kerime Bedir (savaşı) günü, arasında kaybolan kırmızı kadife (den bir kese) hakkında inmiştir. (Bu kese) Bedir (savaşı) günü kayboldu. (Münafıklardan bazı kimseler, (Bunu) belki de Resûlüllah almıştır, diye dedikodu etmeye başladılar. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah " Bir peygamber için ihanet etmek asla olamaz" ayetini -sonuna kadar- indirdi. Ebû Davûd dedi ki; kelimesinin ya'sı üstünlüdür) tefsir (3) 17.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3974-) Enes b. Mâlik, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in; Ey Allah'ın, cimrilikten ve aşırı yaşlılıktan sana sığırım" diye duâ ettiğini söylemiştir. cîhâd/25. Da'vat/38, 39, 42.44, Müslim zikir/49,50,70, 73, 76. Ebû Dâvûd vitr/32, Tirmizî dua/76, 115 Ahmed II- 185. 186,111- 113, 117. 201. 205. 208, 214, 231, 235. 240, 427 VI - 57, 207.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3974-) Enes b. Mâlik, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in; Ey Allah'ın, cimrilikten ve aşırı yaşlılıktan sana sığırım" diye duâ ettiğini söylemiştir. cîhâd/25. Da'vat/38, 39, 42.44, Müslim zikir/49,50,70, 73, 76. Ebû Dâvûd vitr/32, Tirmizî dua/76, 115 Ahmed II- 185. 186,111- 113, 117. 201. 205. 208, 214, 231, 235. 240, 427 VI - 57, 207.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3974-) Enes b. Mâlik, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in; Ey Allah'ın, cimrilikten ve aşırı yaşlılıktan sana sığırım" diye duâ ettiğini söylemiştir. cîhâd/25. Da'vat/38, 39, 42.44, Müslim zikir/49,50,70, 73, 76. Ebû Dâvûd vitr/32, Tirmizî dua/76, 115 Ahmed II- 185. 186,111- 113, 117. 201. 205. 208, 214, 231, 235. 240, 427 VI - 57, 207.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
3975-) Lakıt b. Sabire'den (şöyle) dedi(ği) rivâyet olunmuştur: Ben Elmüntefik oğullarının Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a giden elçileri, yahutta müntefik oğullanma heyeti içerisinde idim. Lakıt sözlerine devam ederek 142 numaralı) hadisi (olduğu gibi) nakletti. Sonra da (şöyle) dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (konuşurken) kelimesini (si'nin esresiyle) " lâ tahsibenne" diye telafuz etti, " vela tahsebenne" diye telaffuz etmedi.(*) (*) Tirmizi savm: 69, Nesâi Iahâte 9l İbn Mâce lahâre 54 Darimi Vutlû, 34 Ahmed, IV-211.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti