Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı ile İlgili Hadisler
5349-)
Bize İbrâhîm ibn Tahmân, Hâlid el-Hazzâ'dan; o da İkrime'den tahdîs etti. ki, İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) devesine binmiş olarak tavaf etti. ve el-Haceru'l-Esved'in bulunduğu köşeye her gelişinde, elindeki (mıhcen denilen çengelli) deynekle ona istilâm için işaret etti. ve tekbîr getirdi... demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5350-)
Ve Zeyneb ibnetu Cahş (radıyallahü anh) da şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): ilahe ille'llâh, vukû'u yaklaşan bir şerrden vay Arab'ın hâline! Bu gün Ye'cûc ve Me'cûc'un seddinden şunun ve şunun gibi bir delik açıldı!" buyurdu. da (baş parmağıyle onu ta'kîb eden şehâdet parmağını) halka şeklinde bağladı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5351-)
Bize Seleme ibn Alkame, Muhammed ibn Sîrîn'den tahdîs etti. ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ebû'l-Kaasım (sallallahü aleyhi ve sellem): "Cumuada öyle bir saat vardır ki, bir müslümân kul namazda bulunup ve o saate rast getirip Yüce Allah'tan bir hayır isterse, muhakkak Allah ona dilediğini verir" buyurdu. ve o saatin kısa olduğunu anlatmak için eli ile ve baş parmağını orta ve adsız parmaklarının ortasına (yani iç tarafına) koyarak İşaret etti. Peygamber bu işaretle onun süresini azaltıyor, dedik. Buhârî bundan sonra Abdulazîz el-Uveysî şöyle dedi. diyerek, gelecek hadîsin isnadına başladı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5352-)
Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir Yahûdî, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir cariyeye saldırdı da üzerinde bulunan zînet eşyalarını aldı, başını da ezdi. Ailesi o cariyeyi Rasûlüllah'a getirdiler. Câriye hayâtının son nefeslerinde idi, dili de tutulmuş hâldeydi. hâlde Rasûlüllah ona, kendisini öldürenden başka bir kimse için: "Seni Fulân mı öldürdü?" diye sordu. Câriye başıyle "Hayır!" işareti yaptı. yine onu öldürenden başka bir diğer kimse için de sordu. Câriye yine başıyla "Hayır!" işareti yaptı. Rasûlüllah bu defa onun kaatili için: "Seni Fulân kimse mi öldürdü?" diye sordu. Bu sefer kadın yine başıyle "Evet!" işareti yaptı. üzerine Rasûlüllah emretti de o Yahudi'nin başı iki taş arasında ezildi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5353-)
Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh): Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den eliyle doğu tarafına işaret ederek "Fitne işte şuradadır" buyururken işittim, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5354-)
Abdullah ibn Ebî Evfâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz bir seferde Rasûlüllah'ın beraberinde idik. Güneş battığı zaman bir kimseye: "Haydi bineğinden in de bana sevîk bulamacı yap!" buyurdu. zât: Yâ Rasûlallah! Akşama girseydin! dedi. Sonra Rasûlüllah yine: "în de bana sevîk karıştır!" buyurdu. O zât yine: Yâ Rasûlallah! Akşama girseydin, çünkü üzerinde gündüz aydınlığı vardır! dedi., Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Haydi in de bana sevîk karıştır!" buyurdu. üzerine o zât devesinden indi de üçüncü emirde Rasûlüllah için sevîk karıştırdı, Rasûlüllah da onu içti. Bundan sonra Rasûlüllah eliyle doğu tarafına işaret etti. de: "Gecenin işte bu taraftan belirip gelmekte olduğunu gördüğünüzde oruçlu orucunu bozar" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5355-)
Bize Yezîd ibn Zuray', Süleyman et-Teymî'den; o da Ebû Usmân'dan tahdîs etti. ki, Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sakın sizden hiçbir kimseyi Bilâl'ın nidası -yahut Ezânı- sahûr yemeğinden men'etmesin. Çünkü o ancak kaaim olanınız, yani çalışanınızın geri dönmesi için nida eder -yahut Ezan okur- O kimsenin sanki sabahı yahut fecri sâdıkı kasdederek, sabah yahut fecr olmuş demesi olmaz". Yezîd ibn Zuray' yalancı fecri işaret için iki elini yukarı kaldırdı, sonra da sâdık fecri işaret için, onlardan birini diğeri üzerine uzatmıştır.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı
5356-)
Ve el-Leys şöyle dedi: Bana Ca'fer ibnu Rabîa, Abdurrahmân ibn Hürmüz'den tahdîs etti. O: Ben Ebû Hureyre'den işittim ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Cimri ile infâk eden cömerdin meseli, şu iki kişinin meseli gibidir: Bunların üzerlerinde iki memelerinden köprücük kemiklerine kadar demirden cübbeleri vardır. Cömerd olan infâk eder etmez o demir zırh, onun derisi üzerinde tâ ayak parmaklarını örtünceye ve izlerini silinceye kadar uzar. Cimriye gelince, o her harcama yapmak istedikçe, zırhın herbir halkası kendi yerine yapışıp sıkışır. Artık o cimri, sıkan zırhı genişletmeye çalışır, fakat zırh genişlemez". söylerken parmağı ile boğazını işaret ediyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-talak
Konu: Talâkta Ve Diğer Şerî İşlerde Anlatıcı İşaretin Hükmü Bâbı