Umevînin Rivâyeti ile İlgili Hadisler
3981-)
Ebû Saîd'den rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) (Rûm sûresinin 54. ayet-i kerimesinde geçen) kelimesini dat'ın ötresiyle du'fin şeklinde okumuştur. kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3982-)
Abdurrahman b. ebza'dan rivâyet olunduğuna göre; b. Ka'b, " deki: Allah'ın lütfuyla, rahmetiyle (evet) ancak onunla ferahlansınlar " Yunus (10) 58. ayet-i kerimesini (şeklinde okumuştur. Ebû Davûd dedi ki: kelimesi k'(tâ) ile okunur. Kıraat I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3983-)
Übeyy b. Kab'dan rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem)" Deki: Allah'ın lütfuyla, rahmetiyle ancak onunla ferahlansınlar" (anlamındaki, Yunus suresinin 58. ayet-i kerimesini); Bifadlillahi ve birahmetihi febizalike feltefrahu hüve hayrun mimma tecmeûn" şeklinde okumuştur.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3984-)
Esma bin. Yezid'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (" Onun yaptığı uygunsuz bir iştir" Hûd (II) 96. mealindeki ayet-i kerimeyi) (şeklinde) okurken işitmiş. kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3985-)
Şehr b. Hûşeb'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: Ben, Ümmü seleme'ye; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şu ti(ni) nasıl okurdu? diye sordum. Onu, " innehu amile gayra salihina Hûd. 46. şeklinde okudu" cevabını verdi. Davûd dedi ki: Bu hadisi Harun en-Nahvî ile Mûsâ da Sabit'ten Abdulaziz'in rivâyet ettiği gibi rivâyet ettiler. kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3986-)
Übeyy b. Ka'b şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) dua ettiği zaman (duaya) önce kendinden başlardı. (Birgün şöyle) buyurdu: rahmeti bizim ve (kardeşim) Mûsâ'nın üzerine olsun. Eğer (o) arkadaşından gördüğü şeylere sabretse (de bu gördükleri hakkında ona soru sormasa idi (daha pek çok acaiblik(ler) görecekti. Fakat o (gördüklerine sabredememesi neticesinde şöyle) dedi: Eğer bundan sonra (bir daha) sana bir şey sorarsam artık bana arkadaş olma. (O zaman) benim tarafımdan (yapılacak) son özüre ulaştın." Kehf. 18 76. Hamza (bu cümlede geçen Ledünnî kelimesini) dal harfinin ötresi ve nun harfinin şeddesi ile " ledünni şeklinde okudu. kıraat I; Tefsîrtil-kuran (18) I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3987-)
Übeyy b. Ka'b'dan rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), şu " Benim tarafımdan sana özür ulaşmıştır," mealindeki, Kehf suresinin 76. ayeti(ni), şeklinde, nun harfinin ötresi ve şeddesi ile okumuştur. kıraat 1; Tefsîr'ul kur'an (18). Bu Hadis'i şerifle ilgili Açıklama 3924 nolu hadiste geçti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3988-)
Mısda' Ebû Yahya'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: Ben İbn Abbâs'ı, " Übeyy b. Ka'b bana (Kehf süresindeki; kara balçıklı göze' anlamına gelen kelimeleri) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kendisine okuttuğu gibi (şeklinde) okudu, (yani) mimden sonraki harfi elif değil de hemze olarak okudu" derken işittim. kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3989-)
Ebû Said el-Hudri'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Cennette) cennetin en yüksek yerlerinin halkından olan bir kimse (kendi makamının aşağısında bulunan) cennet (ehlin)e bakar da (aşağıda bulunan) cennet (ehlinin yüzü onun) yüzünün parlaklığı ile aydınlanır. (Çünkü o makamda bulunan cennet ehlinin) yüzleri inci parlaklığında bir yıldız gibidir." Ebû Dâvûd rivâyetine devam ederek şöyle) dedi: Bu hadis (bana) böyle (dürriyyûn" (şeklinde ki kiraatla, yani) hemzesiz ve ötreli dal harfiyle geldi. Dâvûd rivâyetine şöyle devam etti): Ebû Bekir ile Ömer de onlardandır. (Şu farkla ki Ebû Bekir ile Ömer), fazilet ve (büyük nimetlere erişme cihetiyle onlardan) daha da üstündürler." Mace, mukadime 9. Ahmed b. Hanbel I, 374, III 79.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3990-)
Ferve b. Müseyk el-Gutayfi’den rivâyet olunmuştur; dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Ferve sözlerine devamla önceki) hadisi rivâyet etti. Hadis şöyle devam ediyor): birisi:. Allah'ın Resulü, bize Sebe'i anlat, o nedir? Bir yer midir yoksa bir kadın mıdır? dedi. Peygamber de) şöyle buyurdu: O kadın değildir, bir yer de değildir. Fakat o araplardan on (kavim) meydana getiren bir adamdır. (Bunlardan) altı (Kavim) Yemen dolaylarına, dört kavim de Şam havalisine yerleşti." hadisin ravilerinden) Osman, " el-Gutayfî" kelimesinin yerine " el-Gatâfâni" kelimesini rivâyet etti ve, " Bize el-Hasan b. El-Hakem en-Nehâî, haber verdi" (şeklinde) konuştu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3991-)
Ebû Hureyre'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vahy hadisini zikretmiş, " İşte bu, Yüce Allah'ın kalplerindeki korku giderilince" Sebe. (34) 23. ayeti(nde işaret buyurduğu mesele) dir" demiş.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3992-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Ümmü Seleme, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in evet ya, “sana ayetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkarcılardan oldun" (39) 59. mealindeki ayeti) (şeklinde) okuduğunu söylemiştir. Dâvûd dedi ki: Bu (hadis) mürseldir. (Çünkü) er-Râbî (b. Enes) Ümmü Seleme'ye yetişememiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3993-)
Âişe (radıyallahü anhâ)’nın şöyle dediği rivâyet olunmuştur Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (Vakıa suresinin 89. ayetinde geçen ve " rahatlık ve güzel rızık" anlamına gelen iki kelimeyi) (şeklinde) okurken işittim. Îsa, bu hadis hakkında : Ebû Dâvûd, bana bu hadisin münker olduğunu söyledi" demiştir. Kıraat I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3994-)
(Safvan b. Ya'la'nın) babası Ya'la b. Ümeyye el-Temimi'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (" Ey Mâlik! diye seslendiler" mealindeki Zuhruf suresinin 77. ayetini) mimber üzerinde (şeklinde) okurken işittim. Davûd dedi ki: Hazret-i Peygamber " Mâlik" kelimesini) terhimsiz olarak ( okudu) demek istiyor. tefsirü'l kur'ân 43) I; Müslim Cüm'a 49, Tirmizî salat 362.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3995-)
Abdullah (b. Mes'ud)'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: Resûlüllah (sav) " Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sahibi olan ancak Allah'dır" Zariyât (51) 58. mealindeki ayet-i kerimeyi) bana okuttu. kıraat I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3996-)
Abdullah b. Mes'ud'dan rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) (" Öğüt alan yok mudur?) Kamer (54) 22. mealindeki ayet-i kerimeyi (şeklinde) yani (dal hafini) şeddeli olarak okumuştur. Dâvûd dedi ki: kelimesinde mim ötreli, dal üstünlü, kaf da esrelidir. kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3997-)
Cabir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e " Malınının kendisini ebedi yaşatacağını (şeklinde sanıyor" Hûmeze (104) 3. ayet-i kerimesini) (şeklinde, yani yahsibu kelimesinin başına üstünlü elif getirerek) okurken gördüm.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3998-)
Ebû Kılâbe'den (rivâyet olunduğuna göre; Sahabilerden birine) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (" O gün Allah'ın edeceği azabı hiç kimse edemez, onun vuracağı bağı kimse vuramaz" Fecr (89) 25-26. ayetini) kendisine (şeklinde) okutmuştur. Dâvûd dedi ki: Bazıları Halid ile Ebû Kılabe arasında bir ravi sokmuşlardır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
3999-)
Ebû Kılabe'den rivâyet okunuştur: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın okuttuğu, yuhutta okutduğunun pkuttuğujbit kimun Allah'ın edeceği azabı kimse etmez" Fecr (89) 25, ayetinin) (şeklinde) okunacağı bana haber verdi. Dâvûd dedi ki: Bu hadiste geçen kelimelerini Âsim ile A'meş, Talha b. Mûsârrıf, Ebû Cafer, Yezid b. el-Ka'ka, Şeybe b. Nassâh, Nâfî b. Abdurrahman, Abdullah b. Kesîr ed-Dârî, Ebû Amr b. el-Alâ, Hamza ez-Zeyyâd, Abdurrahman el-A'rac, Katâde, Hasan-ı Basri, Mücâhid, Humeyd el-A'rac, Abdullah b. Abbâs, Abdurrahman b. Ebû Bekr’e okumuşlardır. Ancak kelimesindeki zal'ın fethalı okunacağına dair de merfu bir hadis vardır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4000-)
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), içerisinde bahsettiği bir söz söyledi. (Hazret-i Ebû Saîd sözlerine devam ederek şöyle dedi: (Hazret-i Peygamber bu iki meleğin ismini) Cebrail ve Mikail diye okudu. Dâvûd dedi ki: Halef, (bu kelimelerin okunuşu konusunda şöyle) dedi: Ben kırk senedir harfleri yazmaktan kalemimi kaldırmış değilim. Beni (kelimeleri) kadar hiçbir kelime yormadı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4001-)
Ebû Said el-Hudrî'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Sur sahibinden bahsetti ve, " (Onun) sağında Cebrail solunda da Mikâil vardır." buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4002-)
İbnü'l-Müseyyeb dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekir, Ömer ve Osman (radıyallahü anh), (" Din gününün sahibi" Fatiha (I) 3. mealindeki ayet-i kerimeyi) (şeklinde) okumuşlardır. (Bu hadisin ravilerinden İbn Şihâb'ez Zührî) dedi ki: (Bu ay'et-i kerimeyi) ilk defa " Meliki yevmiddin" şeklinde okuyan Mervan'dır. Dâvûd dedi ki: (Mürsel olarak rivâyet edilen) bu hadis, Zühri'nin (bu mevzuda) Enes'den rivâyet ettiği hadisten de Salim vasıtasıyla Abdullah b. Ömer'den rivâyet ettiği hadisten de sağlamdır. kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4003-)
İbn Cüreyc'in Abdullah b. Müleyk'den yaptığı rivâyete gere; Ümmü Seleme Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın (Kur'an-ı Kerim) okuyuşunu (şöyle) zikretmiştir: biri, " zikretmiştir" kelimesinde tereddüt etmiştir (Ümmü Seleme sözlerine şöyle devam etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); (ayetlerini) okurken herbir ayetin sonunda kıraatına ara verirdi. (Ebû Dâvûd dedi ki: Ben Ahmed'i " Eski (den beri okunagelen) kıraat (şekli) " Mâliki yevmiddin" (şekli) dır" derken işittim.) kıraat 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4004-)
Ebû Zer (radıyallahü anh)'den şöyle dediği rivâyet olunmuştur; Ben merkebe binmiş bulunan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın terkisinde idim Güneş batıyordu. (Bana); Bu (güneş) nereye batıyor biliyor musun?" dedi. Ben: - Allah ve Resûlüllaha iyi bilir, dedim. " Kuşkusuz o kızgın bir pınara batıyor" buyurdu. tefsir'ül kuran, yasin (36) 1; Müslim, eyman 159Tirmizî, tefsirü'l Kuran (yenin 36) 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4005-)
İbnü'l-Eska'dân rivâyet olunmuştur; dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem), Muhacirlerin (fakirlerinden oluşan) Soffa ehlini ziyaret etmiş. (Onlardan) birisi Hazret-i Peygamber'e, Kur'an-ı Kerim'de en büyük ayet hangisidir? diye sormuş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de dir, diye cevap vermiş. salat'ül-müsafırîn 258; Tirmizî, sevâb'til-kurân 2.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4006-)
Şekîk'den rivâyet olunduğuna göre; Mes'ud (radıyallahü anh) haydi gelsene" (12) 23. mealindeki ayet-i kerimeyi (şeklinde) okumuştur. Şakîk dedi ki: Biz(se) bu ayet-i kerimeyi seklinde okuyoruz." (Şakik bu sözüyle) " İbn Mes'ud, (benim bu kelimeyi bana öğretildiği gibi okumam dah çok hoşuma gidiyor) dedi," demek istiyor. tefsir'ul-kur'ân, suretü’l-Yusuf .
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4007-)
Şakîk'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: Abdullah (b. Mes'ud)'a " Bazı kimseler şu ^'Haydi gelsene" dedi. Ayetini denildi de o: Kuşkusuz bana öğretildiği gibi (şeklinde) okumam bana (onların okuduğu gibi okumamdan) daha sevimlidir) karşılığını verdi. tefsür'ul-kur'ân, süre-i yûsuf 4.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4008-)
Ebû Sâid el-Hudrî'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (" Secde ederek kapıdan girin ve hitta (yarabbi bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım" (2) 58. ayeti kerimesini Allahü teâlâ İsrail oğullarına buyurdu ki diye söze başlayarak şeklinde okudu. tefsîrû’l- Kur'ân, Bakara 148; Müslim, Tefsir, Tirmizî tefsîr'ul - Kur'an Bakara 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4009-)
(Bir önceki hadisin) bir benzeri de yine Zeyd b. Eşlem yoluyla Hişâm b. Sa'd'dan rivâyet olunmuştur.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti
4010-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: (Bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-vahiy geldi. Bunun üzerine (" Bu indirdiğimiz ve hükümlerini üzerinize farz kıldığımız bir suredir" Nûr. (24) 10. mealindeki ayet-i kerimeyi) bize (şeklinde) okudu. Davûd dedi ki: Urve, Hazret-i Peygamber'in kelimesinin râsını şeddesiz olarak okuduğunu söylemek istiyor.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Umevînin Rivâyeti