Vedâ Haccı Bâbı ile İlgili Hadisler
4439-)
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Biz Veda Haccı'nda Rasûlüllah ile beraber(Medine'den) çıktık ve(Zu’l-Huleyfe'de) umre niyetiyle ihrama girdik. Sonra Rasûlüllah(Serif mevkiinde) bizlere: "Her kimin beraberinde kurban varsa, umre ile birlikte hacc niyetiyle ihrama girsin. Sonra umre ile haccdan birlikte çıkıncaya kadar ihramdan çıkmasın" buyurdu. Mekke'ye O'nun beraberinde hayızlı olarak geldim. Bu sebeble Beyt'i tavaf etmedim. Safa ile Merve arasını da sa'y etmedim. Bu hâlimi Rasûlüllah'a söyledim. Rasûlüllah: "Saçlarını çöz, taran ve hacc ile telbiye et, umreyi bırak" buyurdu. de öyle yaptım. Hacc amellerini yerine getirdiğimiz zaman Rasûlüllah beni, Ebû Bekr es-Sıddîk'ın oğlu Abdurrahmân ile birlikte Ten'îm'e yolladı da, ben oradan umre yaptım. Rasûlüllah: "Bu (hayızdan dolayı terkettiğin) umrenin yerinedir" buyurdu. umre niyetiyle ihrama girmiş olanlar Beyt'i tavaf edip Safa ile Merve arasını da sa'y yaptıktan sonra ihramdan çıktılar. Bunlar sonra Minâ'dan dönüşlerinin ardından hacları için diğer bir tavaf daha yaptılar. Amma hacc ile umreyi cem' etmiş olanlara gelince, bunlar ancak tek bir tavaf yaptılar.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4440-)
İbnu Cureyc tahdîs edip şöyle demiştir: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh, İbn Abbâs'tan, onun umre yapan kişi Beyt'i tavaf ettiği zaman ihramından çıkmıştır dediğini tahdîs etti. İbn Cureyc dedi ki: Ben Atâ'ya: İbnu Abbâs bunu nereden söyledi? dedim. Atâ: İbn Abbâs bunu Yüce Allah'ın "... Sonra varacakları (kurban edilecekleri) yer Beytu Atîk'a müntehidir" (el-Hacc: 33) kavlinden ve Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in Veda Haccı'nda sahâbîlerine tavaftan sonra ihramdan çıkmalarını emretmesinden söylemiştir, dedi. İbri Cureyc dedi ki: Ben Atâ'ya: Bu ancak Arafat'ta vakfe yaptıktan sonradır, dedim. Atâ: İbnu Abbâs, Arafat'ta durmadan önce de, sonra da ihramdan çıkma görüşünde bulunuyordu, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4441-)
Ebû Mûsâ el-Eş'arî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben (Veda Haccı'nda)Peygamber'in huzuruna, O Bathâ'da(ihrâmlı) iken geldim. Peygamber bana: "Hacc için ihrama girdin mi?" diye sordu. Ben: Evet, dedim. "Nasıl ihrâmlandın?" buyurdu. Ben de: Rasûlüllah'in ihrama girdiği gibi bir ihrama girip telbiye ettim, dedim. bana: "Beyt'i tavaf et, Safa ile Merve'yi de sa'y yap, sonra ihramdan çık" buyurdu. de Beyt'i tavaf ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptım. Sonra Kays'tan bir kadının yanına gittim. O kadın benim başımı ayıkladı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4442-)
Mûsâ ibn Ukbe, Nâfi'den tahdîs etti ki, ona da İbn Omer şöyle haber vermiştir: Peygamber'in zevcesi Hafsa, İbn Omer'e: Sen'in ihramdan çıkmana ne mâni' oluyor? dedim. "Ben başımı(yapışkan samğ ile) telbîd ettim, kurbanıma da gerdanlık taktım. Artık kurbanımı kesinceye kadar ben ihramdan çıkamam" buvurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4443-)
el-Evzâî tahdîs edip şöyle dedi: Bana İbnu Şihâb, Süleyman ibn Yesâr'dan; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan şöyle haber verdi: Has'am kabilesinden bir kadın Veda Haccı'ndaRasûlüllah'tan fetva istedi. el-Fadl ibnu Abbâs, Rasûlüllah'ın bineğinin arkasında redifi idi. Kadın: Yâ Rasûlallah! Allah'ın kulları üzerindeki hacc farizası babama çok yaşlı ihtiyarlığında erişti. Deve üzerinde düz durmaya muktedir olamıyor. Bu sebebden benim onun adına hacc yapmaklığım ona kâfî gelir mi? diye sordu. Rasûlüllah: "Evet, (kâfî gelir; vekâleten hacc yapabilirsin)" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4444-)
İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'nin fethi yılında Kasvâ (adlı devesi) üzerinde ve terkisinde Usâme olduğu hâlde Beyt'e doğru geldi. Beraberinde Bilâl ile Usmân ibnu Talha da vardı. Nihayet Beyt'in yanında devesini çöktürdü. Sonra Usmân ibnu Talha'ya: "Ka'be'nin anahtarım bize getir" diye emretti. da(anasından alıp) anahtar ile Peygamber'e geldi ve Peygamber için kapıyı açtı. Akabinde Peygamber içeriye girdi. O'nun beraberinde Usâme, Bilâl ve Usmân da içeriye girdiler. Sonra kapıyı kapattılar ve Ka'be'nin içinde uzun zaman kaldılar. Sonra Peygamber çıktı. İnsanlar Ka'be'ye girmeye davrandılar. Fakat ben onların önüne geçtim. Ve Bilâl'i Ka'be kapısının arkasında dikiliyor buldum. Hemen ona: Rasûlüllah nerede namaz kıldı? diye sordum. O: Şu öndeki iki direğin arasında kıldı, diye gösterdi. zaman) iki sıra altı direk üzerinde kurulmuştu. (Bilâl devamla dedi ki:) Rasûlüllah namaz kılarken Ka'be kapısını arkasına aldı. Yüzü ile de (sen Ka'be'ye girdiğinde karşına gelen) duvara doğru durdu. Rasûlüllah ile karşısındaki duvar arasında üç zira' mikdârına yakın bir fasıla vardı. Omer dedi ki: Bilâl'e: Rasûlüllah kaç rek'at kıldı diye sormayı unuttum. Rasûlüllah'ın namaz kıldığı yerde kırmızı bir mermer vardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4445-)
ez-Zuhrî(şöyle demiştir): Bana Urve ibnu'z-Zubeyr ile Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tahdîs ettiler ki, onlara da Peygamber'in zevcesi Âişe(r.anha) şöyie haber vermiştir: Peygamber'in zevcesi Safiyye bintu HuyeyVeda Haccı sırasında hayız oldu da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ''Safiyye bizi Medine'ye dönmekten alıkoyucu mu olacak?" buyurdu. dedi ki:) Ben de O'na: Yâ Rasûlallah! Safiyye (daha önce Mekke'de) ifâda etmiş ve Beyt'i ifâda tavafını yapmıştır, dedim. sözüm üzerinePeygamber: "Öyleyse (bizimle Medîne'ye) hareket etsin!" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4446-)
İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda bulunurken bizler Veda Haccı'nı konuşurduk, fakat Veda Haccı'nın ne olduğunu bilmezdik. Peygamber(devesine bindi, insanlar O'nun etrafında toplandığında) Allah'a hamd ve sena ettikten sonra Mesîh Deccâl'i zikretti ve onun kötülüklerini zikirde uzun konuştu. Ve bu konuşmasında şunları da söyledi: "Allah'ın göndermiş olduğu herbirpeygamber, muhakkak ümmetini Deccâl'den sakındırmıştır. Deccâl'den Nûh da, ondan sonra gelen bütün peygamberler de (ümmetlerini) sakındırmışlardır. Ve o muhakkak(kıyâmete yakın) sizin içinizde çıkacaktır. Onun işinden bâzısı size gizli olursa, Rabb'inizin size gizli kalacak şeylerden olmadığı, size gizli değildir (yanionun durumu ve hâli, size gizli kalmaz)-Peygamber bunu üç kere söyledi.- Şüphesiz sizin Rabb'iniz şaşı değildir. Deccâl ise sağ gözü şaşıdır. Onun gözü, sanki salkımındaki emsalinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi gibidir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4447-)
Dikkat edin! Allah sizlere kanlarınızı, mallarınızı, bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün harâmlığı gibi haram kılmıştır. Dikkat edin! Bunları size tebliğ ettim mi?" buyurdu. Evet, tebliğ ettin! dediler. Peygamber üç kerre: "Yâ Allah şâhid ol!" dedi ve devamla: "Size veyl yahut vah olsun! İyi düşünüp aklınızı başınıza toplayın da bundan sonra birbirinizin boynunu vuracak kâfirlere dönmeyiniz!" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4448-)
Ebû İshâk (Amr ibn Abdillah) tahdîs edip şöyle demiştir: Bana Zeyd ibnu Erkam: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ondokuz defa gazve yaptı. Medine'ye hicret ettikten sonra da bir kerre hacc etti. O tek haccı da Veda Haccı'dır. Bundan sonra hacc yapmadı, diye tahdîs etmiştir. İshâk es-Subeyî, geçen senedle, Peygamber Mekke'de hicretten önce diğer bir hacc yaptı, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4449-)
Cerîr (radıyallahü anh)'den:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccı'nda Cerîr'e hitaben: "İnsanları sustur!" deyip, akabinde: "Benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran kâfirlere dönmeyiniz!" buyurmuştur. Eyyûb es-Sahtiyânî, Muhammed ibn Sîrîn'den; o da Abdurrahmân ibn Ebî Bekre'den; o da babası Ebû Bekre'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)(Veda Haccı'nda nahr günü devesinin üstünde bir hutbe yapıp) şöyle buyurmuştur : " (Ey insanlar!) Zaman (bu gün) Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü ilk vaziyetine dönmüştür. Bir yıl, ay ölçüsüyle oniki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır ki, üçü arka arkaya bulunan Zi'l-ka'de, Zi'l-hicce ve Muharrem'dir. (Dördüncüsü) Mudar'ın ayı olan Receb'dir. O Cumâda'l-âhır ile Şa'bân arasındadır. Bu ay hangi aydır?" diye sordu. Allah ve Rasûlü daha iyi bilir! dedik. sükût etti. Biz Rasûlüllah bu aya eski adından başka bir ad verecek sandık. Sonra: "Zi'l-hicce ayı değil midir?" buyurdu. Biz: Evet, zu'l-hicce'dir, dedik. Rasülullah: "Bu içinde bulunduğumuz hangi beldedir?" buyurdu. Biz: Allah ve Rasûlü en bilendir, dedik. sustu. O derecede ki, biz Rasülullah Mekke'ye yeni bir ad verecek sandık. Sonra Rasülullah: "Mekke beldesi değil midir?" buyurdu. Biz: Evet, Mekke'dir, dedik. Rasûlüllah: "Bu gün hangi gündür?" diye sordu. Biz: Allah ve Rasûlü en bilendir, dedik. yine sükût etti. Hattâ biz, bu güne eski adından başka bir ad verecek sandık. Rasülullah: "Nahr günü değil midir?" buyurdu. Biz: Evet, nahr günüdür! dedik. tesbîtten sonra) Rasülullah şöyle buyurdu: "Şu hâlde iyi biliniz ki, bu ayınızda, bu beldenizde bu gününüzün haram olduğu gibi, birbirlerînize kanlarınız, mallarınız -râvî Muhammed: Zannederim şunu da buyurdu, demiştir:- namuslarınız da haramdır (Her türlü tecâvüzden masundur). Muhakkak ki, sizler Rabb'inize kavuşacaksınız. O zaman Rabb'iniz sizlere bütün işlerinizden soracaktır. insanlar!) Dikkat edin! Aklınızı başınıza toplayın da benden sonra birbirinizin boyunlarını vuracak sapıklar olarak (Câhiliyet devrindeki hâle) dönmeyiniz! insanlar!) Dikkat edin! Bu söylediklerimi burada hazır bulunanlar, burada bulunmayanlara tebliğ etsin! Olabilir ki kendisine tebliğ olunan bâzı kimse, burada bulunup işiten bir kısım insandan daha iyi anlayıp bellemiş olur!" Muhammed ibnu Sîrîn bunu zikrettiği zaman: Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru söylemiştir, der idi. Bundan sonra Rasülullah iki kerre: "Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4451-)
Bize Sufyân es-Sevrî, Kays ibn Müslim'den; o da Târik ibn Şihâb (el-Becelî el-Ahmesî)'dan tahdîs etti(ki, o şöyle demiştir): Yahûdîler'den birtakım insanlar (Omer ibnu'l-Hattâb'a): Eğer şu âyet biz Yahudiler topluluğuna inmiş olaydı, biz onun indiği günü muhakkak bir bayram edinirdik, dediler. Omer: Hangi âyettir o? diye sordu. Yahudiler: "...Bu gün sizin dîninizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nîmetimi tamamladım ve size dîn olarak müslümânlığı(verip ondan) hoşnûd oldum..." (el-Mâide: 3) âyetidir, dediler. Bu cevâb üzerine Omer: Şübhesiz ki ben bu âyetin hangi yerde indiğini pek iyi bilmekteyim. Bu âyet, Rasûlüllah Arafat'ta vakfe yaparken indirilmiştir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4452-)
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Bizler Rasûlüllah'ın beraberinde olarak (Veda Haccı'na Medîne'den) çıktık. Bizden kimimiz umre niyetiyle ihrâmlandı. Kimimiz hacca niyet ederek ihrâmlândı. Kimimiz de hacca ve umreye niyet ederek ihrâmlandı. Rasûlüllah da hacca niyet ederek ihrâmlanmıştı. Amma yalnız hacc için ihrama giren yahut hacc ile umreyi niyette birleştiren hacılara gelince, onlar kurbân bayramının ilk gününe kadar ihramdan çıkmadılar. Abdullah ibn Yûsuf tahdîs etti: Bize Mâlik, geçen senedle haber verdi. Burada "Biz Rasûlüllah'ın beraberinde Veda Haccı'-nda..." şeklinde söylemiştir. İsmâîl ibn Ebî Uveys tahdîs etti: Bize Mâlik, geçen hadîsin benzerini tahdîs etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4453-)
Bize İbnu Şihâb, Âmir ibn Sa'd'dan tahdîs etti ki; babası Sa'd ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Veda Haccı'nda ölmeye yüz tuttuğum bir hastalığımda Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bana hasta ziyaretine geldi. Ben: Yâ Rasûlallah! Bendeki hastalık görmekte olduğun şu müzmin hadde ulaşmıştır. Ben mal sahibiyim. Bir tek kızımdan başka bana vâris olacak kimsem yoktur. Ben bu durumda malımın üçte ikisini sadaka yapayım mı? diye sordum. "Hayır, (bu kadarını sadaka yapma)" buyurdu. Ben: Yarısını sadaka yapayım mı? dedim. Rasûlüllah yine: "Hayır!" diye cevâb verdi. Ben: Üçte birini sadaka yapayım mı? dedim. Rasûlüllah: "Üçte bir (kâfidir). Üçte bir de (aşağısına nisbetle yahut sadaka yapmakta) çoktur. Çünkü ey Sa'd! Senin vârislerini zengin bırakman, insanlara el açacak derecede fakir bırakmandan daha hayırlıdır. Ey Sa'd! Allah rızâsı için harcayacağın her harcamaya karşılık muhakkak sana ecir verilecektir. Hattâ (yemek yerken) kadınının ağzının içine koyacağın lokmaya karşılık da sana ecir verilecektir" buyurdu. ben: Yâ Rasûlallah!(Siz Medine'ye dönerken) ben arkadaşlarımın ardında geride mi bırakılacağım? Dedim. Rasûlüllah: " (Hayır) sen asla geri bırakılmayacaksın. (Şayet burada kalır da) Allah rızâsını arayarak herhangi bir iş yaparsan, muhakkak o iş sebebiyle senin derecen ve yüksekliğin artacaktır. Öyle ümîd ediyorum ki, sen uzun yıllar hayâtta bırakılacaksın da senden birtakım topluluklar yararlanacak, diğer birtakımları da zarar göreceklerdir. Yâ Allah! Sahabîlerimin Mekke'den Medine'ye olan hicretlerini tamamla! Onları topukları üzerinde gerisin geriye (tekrar Câhiliyet hâline) döndürme!" diye duâ etti. ez-Zuhrî dedi ki:) Lâkin muhtâc ve çaresiz olan Sa'd ibnu Havle'dir. O, kendisinden hicret etmiş olduğu toprakta; Mekke'de öldüğünde, Rasûlüllah onun için üzülüp kederlenmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4454-)
Mûsâ ibn Ukbe, Nâfi'den; İbn Omer'in Nâfi'in içlerinde bulunduğu topluluğa: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccı'nda başını tıraş ettirdi, diye haber verdiğini tahdîs etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4455-)
İbn Cureyc tahdîs edip dedi ki: Bana Mûsâ ibn Ukbe, Nâfi'den haber verdi. Ona da İbn Omer (radıyallahü anh): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccı'nda başını tıraş ettirdi. Sahâbîlerinden birtakım insanlar da tıraş oldular. Bâzıları da saçlarını kısalttılar, diye haber vermiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4456-)
Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle haber vermiştir: Kendisi Veda Haccı'nda Minâ'da bir eşek üzerinde yürüyerek karşıdan geldi. Rasûlüllah bu sırada Minâ'da dikilmiş, insanlara namaz kıldırıyordu. Eşek, safın birinin önünden yürüdü gitti. Sonra İbn Abbâs eşekten indi ve insanlarla beraber saf oldu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4457-)
Urve ibnu'z-Zubeyr şöyle demiştir: Ben de yanında hazır iken Usâme'ye Peygamberin Veda Haccı'ndaki yürüyüşü soruldu. Usâme: Peygamber sür'atle yavaşlık arasında orta bir hâlde yürüdü. Geniş bir saha bulduğu zaman sür'atle hareket etti, diye cevâb verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı
4458-)
Ebû Eyyûb Hâlid ifan Zeyd el-Ensârî(radıyallahü anh) Veda Haccı'nda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber akşam ile yatsı namazlarını bir vakitte birleştirerek kıldığını haber vermiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-megâzî
Konu: Vedâ Haccı Bâbı