Yalanın Haram Kılınması Ve Mubah Olanını Beyan Babı ile İlgili Hadisler
6799-)
Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan naklen haber verdi. ki): Bana Humeyd b. Abdirrahman b. Avf haber verdi ki: Kendisine annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe b. Ebî Muayt haber vermiş. —Bu kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bey'at eden ilk muhacirlerdendir.— Ümmü Gülsüm, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken dinlemiş: insanların arasını bulan ve hayır söyleyip hayır tebliğ eden kimse değildir.» Şihâb ki: İnsanların söylediklerinden hiç bir şeyde yalana ruhsat verildiğini işitmedim. An«ak üç haslette müstesna! Harbde, insanların arasım bulmakta, kocanın karısına ve karısının kocasına söylediklerinde
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İyilik, Sile Ve Âdâb
Konu: Yalanın Haram Kılınması Ve Mubah Olanını Beyan Babı
6800-)
Bize Amru'n-Nâkıd rivâyet etti. ki): Bize Yâkub b. İbrahim b. Sa'd rivâyet etti. ki): Bize babam, Sâlih'den rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Müslim b. Ubeydillah b. Abdillah b. Şihâl) bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti. Yalnız Salih'in hadîsinde Yûnus'un İbn Şihâb'ın kavlini yaptığı gibi: «Ümmü Gülsüm dedi ki: İnsanların konuştukları şeylerden hiç birinde onun ruhsat verdiğini işitmedim. Yalnız Üç haslette müstesna!» cümlesi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İyilik, Sile Ve Âdâb
Konu: Yalanın Haram Kılınması Ve Mubah Olanını Beyan Babı
6801-)
Bize bu hadîsi yine Amru'n-Nâkıd rivâyet etti. ki): Bize İsmail b. İbramın rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Zübrî'den naklen bu isnadla «Hayr tebliğ eden...» sözüne kadar haber Verdi. Ondan sonrasını anmadı. ikisi Buhârî «Kitâbu's-Sulh»'da; Tirmizî «Kitâbu'l-Birr»'de: Nesâî «Siyer» ve «Işretü'n-Nisa» bahislerinde muhtelif râvilerden lahric etmişlerdir. Iyâz üç yerde yalan söylemenin bilittifak caiz olduğunu söylemiştir. Ancak bu yerlerde mubah olan yalandan murad ne olduğu ihtilaflıdır. Ulemâdan bir cemaata göre, bir maslahattan dolayı bu üç yerde yalan söylemek mutlak surette caizdir. Memnu yalan zararlı olandır. Bir zâlim, birinin yanında gizlenmekte olan kimseyi öldürmek İstese, nerede olduğunu bilmiyorum diyerek yalan söylemesi bilittifak vâcib olur. Diğer bior rakım ulemâya göre yalan söylemek hiç bir hususta caiz değildir. Onlarca üç yerde yalan söylemenin caiz olmasından murad; tevriyeli yani kapalı ve ihtimalli söz söylemektir, Meselâ: Bir adam karısına iyi bakacağını, ona şöyle şöyle elbise giydireceğini va'd eder de, kalbinden Allah takdir ettiyse yaparım, diye niyet eder. Bu bir tevriyedir. Dargın kimseleri barıştırmak için iki taraftan birbirlerine güzel sözler nakleder ve tevriye yapar. Harbde de aynı şekilde hareket eder. Düşmana giderek: Sizin en büyük kumandanınız öldü, der. Fakat bununla onun geçmişteki bir kumandanını niyet eder. Karı-kocanın birbirlerine yalan söylemelerine gelince: Bundan murad birbirlerine sevgi göstermeleri ve icrası lâzım gelmeyen şeyleri vadetmeleridir. Birbirlerine olan borçlarını vermemek yahut hakkı olmayan şeyleri birbirinden istemek gibi hususlarda yalan söylemeleri bilicmâ haramdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İyilik, Sile Ve Âdâb
Konu: Yalanın Haram Kılınması Ve Mubah Olanını Beyan Babı