Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı ile İlgili Hadisler
5378-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyfae İle Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye Âmeş'den, o da Hayseme'den, o da Ebû Huzeyfe'den, o da Huzeyfe'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte bir yemekte bulunduğumuz vakit, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) başlayıp elini sürünceye kadar biz ellerimizi sürmezdik. Bir defa onunla birlikte bir yemekte bulunduk, derken koğuluyor gibi (süratle) bir câriye geldi. Ve elini yemeğe sürmeğe kalkıştı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hemen onun elini tuttu, sonra koğuluyor gibi bir bedevi geldi, onun da elini tuttu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) besmele çekilmeyen yemeği şüphesiz ki, şeytan helâl sayar. bu cariyeyi yemeği onunla helâl etmek için getirdi. Ben de elini tuttum. Bu Bedeviyi dahi yemeği onunla helâl yapmak için getirdi. Ben de elini futtum. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, onun efi cariyenin eliyle birlikte benim elimdedir.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5379-)
Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim El-Hanzalî de rivâyet etti. ki): Bize îsa b. Yûnus haber verdi. ki): Bize A'meş Hayseme b. Abdirrahman'dan, o da Ebû Huzeyfe El-Erhabî'den, o da Huzeyfe b. Yeraam'dan naklen haber verdi. (Şöyle dedi): «Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikte bir yemeğe davet olunduğumuz vakit...» râvi, Ebû Muâvîye hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuştur. O cariye ile bedevinin her ikisi hakkında «tard olunuyor gibi» demiş, hadîsinde bedevinin gelişini cariyenin gelişinden Önceye almıştır. Hadîsin sonuna da şunu ziyade etmiştir: «Sonra besmele çekti ve yedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5380-)
Bu hadîsi bana Ebû Bekr b. Nâfi' dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahman rivâyet etti. ki): Bize Süfyân Ameş'den bu is-nadla rivâyette bulundu ve cariyenin gelişini bedevinin gelişinden Önce zikretti. ile bedevinin arkadan koğuluyorlarmış gibi koşarak gelmeleri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) başlamadan ve besmele çekmeden yemeğe yetişmek içindir. Onları koşturan şeytandır. Ve maksadına ancak bu suretle erişecektir. Aksi takdirde o yemekten yemesine imkân yoktur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu görünce hem cariyenin, hem şeytanın ellerinden tutarak kendilerine mâni olmuştur. eli cariyenin eliyle birlikte benim elimdedir.» cümlesindeki eli»'nden murad, şeytanın elidir. Bazı rivâyetlerde ve bedevinin elleriyle birlikte onun eli benim elimdedir.» Kâdî Iyâz bu vechin daha doğru olduğunu rivâyet etmiştir. Maamafih burada olduğu gibi, müfred sigasıyle dani mânâ doğrudur. Çünkü cariyenin eüni zikretmek bedevinin elini tutmamış olmayı iktiza etmez. Rivâyet ne şekilde olursa olsun mânâ birdir. O da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in cariye ve bedevi ile birlikte şeytanın elini de tutmasıdır. yemeği helâl saymasından murad bâzılarına göre hakikaten helâl olacağını itikad etmesidir. Bir takımları bundan murad: «Yemeğin bereketini kaldırmaktır, böyle bir yemeği yiyen doymaz» demişlerdir. Nevevî de şunları söylemiştir: «Helâl sayar cümlesinin mânâsı yemeğe imkân bulur, demektir. Yani bir insanın besmelesiz başladığı yemeği şeytan yer. Fakat besmeleyle başlarsa veya sofradakilerden bazıları besmele çekerse, o yemekten yiyemediği gibi, henüz kimsenin yemediği yemekten de yiyemez. Sonra kelâm ve fıkıh ulemâsı ile muhaddislerin gelmiş geçmiş cumhûruna göre bu hadîs ile şeytanın yemek yediğine dâir vârid olan diğer hadîsler zahirî mânâlarına hamlediîmişlerdir. Yani şeytan hakikaten yemek yer. Çünkü bunu akıl imkânsız görmediği gibi, şeriat da inkâr etmemiş; bilâkis ispat eylemiştir. kabulü ve itikad olunması vâcibdir.» birinci rivâyetinde evvelâ cariyenin, sonra bedevinin geldiği, ikinci rivâyetinde ise bunun aksine olarak evvelâ bedevinin, sonra cariyenin geldiği bildiriliyor. Bu iki rivâyetin arası şöyle bulunur: İkinci rivâyette bedevinin evvel zikredilmesi sözdedir. Cariyenin gelişi bedevinin gelişi üzerine atıf harflerinden (vav) ile atfedilmiştir. Vav tertib icab etmez. Birinci rivâyette ise evvelâ cariyenin geldiği zikredilmiş; bedevinin gelişi onun üzerine atıf harflerinden (sümme) ile bağlanmıştır. Sümme tertib ifade eder. Binâenaleyh evvelâ cariyenin, sonra bedevinin geldiği açıkça anlaşılır. İkinci rivâyeti de bu mânâya hamletmek icab eder.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5381-)
Bize Muhammed b. Müsennâ El-Anezî rivâyet etti. (Deli ki): Bize Dahhâk (yani Ebû Asım) İbn Cüreyc'den rivâyet etti. (Deniş ki): Bana Ebû'z-Zübeyr, Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işit-niş: adam evine gireceği vakit, girerken ve yemek yerken Allah'ı anarla şeytan (yardımcılarına) sizin için ne mesken var, ne akşam yemeği! der. ima evine girerken Allah'ı anmazsa, şeytan: Meskene yetiştiniz, der. O adam yemeğine başlarken besmele çekmezse, şeytan: Hem meskene, hem akşam yemeğine yetiştiniz, der.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5382-)
Bu hadîsi hana İshâk b. Mansûr da rivâyet etti. ki): Bize Ravh b. Ubâde haber verdi. ki): Bize İbn-i Cüreyc rivâyet etti. ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, Câbir b. Abdillâh'i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğini söylerken dinlemiş: Şöyle buyurmuşlar... Ebû Âsım'ın hadîsi gibi rivâyet etmiştir. Şu kadar var ki o: «Yemeğine başlarken Allah'ın ismini anmazsa, eve girerken Allah'ın İsmini anmazsa...» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5383-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H, Muhammed b. Rumh da rivâyet etti. ki): Bize Leys, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen haber verdi: elle yemeyin; çünkü şeytan sol eliyle yer» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5384-)
Bize Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr, Züheyr b. Harb ve İbn-i Ebî Ömer rivâyet ettiler. Lâfız İbn-i Nümeyr'indir. (Dediler ki): Bize Süfyân, Zühri'den, o da Ebû Bekr b. b. Abdülah b. Ömer'den, o da dedesi İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; yemek yediği zaman sağ eliyle yesin; su içtiği zaman da sağ eliyle içsin! Çünkü şeytan sol eliyle yer; sol eliyle içer.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5385-)
Bize Kuteybe b. Saîd, Mâlik b. Enes'den ona okunanlar meya-nında rivâyet etti. H. İbn-i Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. H. İbn-i Müsennâ dahi rivâyet etti. ki): Bize Yahya rivâyet etti. (Bu zât Kattân'dır.) Her iki râvİ Ubeydullah'dan ve bunların hepsi Zührî'den, Süfyân'ın isnadıyle rivâyette bulunmuşlardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5386-)
Bana Ebû't-Tahir ile Harmele de rivâyet ettiler. (Ebû't-Tâhir: Bize haber verdi tâbirini kullandı. Harmele ise: Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti, dedi.) ki): Bana Ömer b. Muhammed rivâyet etti. ki): Bana Kaasını b. Ubeydillah b. Abdillah b. Ömer, Kasım ona Sâlim'den, o da babasından naklen rivâyet etmiş ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); sizden biriniz sol eliyle yemesin ve onunla İçmesin, çünkü şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer.» buyurmuşlar. ki: Nâfi' bu rivâyette şunu da ziyade ederdi: eliyle alıp vermesin». rivâyetinde: (Sizden bîriniz...) yerine: «Sakın biriniz...» İfadesi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5387-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Zeyd b. Hubab, İkrime b. Ammar'dan rivâyet etti. ki): Bana Iyâz b. Seleme b. Ekva' rivâyet etti. Ona da babası rivâyet etmiş ki, bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında sol eliyle yemek yemiş de: elinle ye!» buyurmuşlar. Adam: — Beceremiyorum, demiş. Efendimiz: Onu ancak kibir men etti i» buyurmuşlar. Râvİ ki: Bir daha onu ağzına kaldıramadı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5388-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbn-i Ebî Ömer hep birden Süfyân'dan rivâyet ettiler. Ebû Bekr ki) ; Bize Süfyân b. Uyeyne, Velid b. Kesîr'den, o da Vehb b. Keysân'dan, o da Ömer b. Ebî Seleme'den işitmiş olmak üzere rivâyet etti. Ömer Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in terbiyesi altındaydım. (Yemekte) elim tasın içinde dolaşıyordu. Bunun üzerine bana: çocuk, besmele çek; sağ elinle ye; ve önünden ye!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5389-)
Bize Hasen b. Ali El-Hulvâni ile Ebû Bekr b. İshâk 1da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn-i Ebî Meryem rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Cafer haber verdi. ki): Bana Muhammed b. Amr b. Halhale, Vehb b. Keysan'dan, o da Ömer b. Ebî Seleme'den naklen haber verdi ki, Şöyle dedi: Bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le beraber yemek yedim de, sahanın kenarındaki etten almağa başladım. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «önünden ye!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5390-)
Bize Amr'un-Nâkid rivâyet etti. ki): Bize Süfyân b. Uyeyhe, Zührî'den, o da Ubeydullah'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet etti. Ebû Saîd: (sallallahü aleyhi ve sellem) tulumların hünsalaştırilmasım yasak etti, demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5391-)
Bana Harmele b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus İbn Şihâb'dan, o da Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den, naklen haber verdi ki, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) tulumların hünsalaştırilmasını, ağızlarından içilmesini yasak etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı
5392-)
Bize bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. ki): Bize Mamer, Zührî'den bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi. Yalnız o: hünsalaştırılması ağzı aşağı çevrilerek o sudan içmektir.» demiştir. hadîslerden Ömer b. Ebî Seleme rivâyetini Buhârî «Etime» bahsinde; Ebû Saîd rivâyetini «Kitâb'ul-Eşribe» Ebû Dâvud, Tirmizî ve İbn-i Mâce aynı rivâyeti «Kitâb'ul-Eşribe»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bütün bu hadîsler yemek yerken besmele çekilmesine ve yemeğin sağ elle yenilmesine delâlet etmektedirler. Sol elle yemenin şeytan işi olduğu bildirildiğine göre hadîsin zahiri şeytanın eli olduğunu, onun da yeyip içtiğini göstermektedir. Ulema bu hususta ihtilâf etmişlerdir. Tiybî'ye göre şeytanın sol elle yeyip içmesi insanlardan olan yardımcılarını buna sevk etmesidir. Maksadı sâlih kullara zarar vermektir. Bazıları burada hadîsin zahiri mânâsından ayrılmaya sebep görmemiş: «Evlâ olan, haberi zahiri mânâsı üzere bırakmak ve şeytan hakikaten yer içer demektir. Çünkü akıl bunu imkânsız görmez. Hadîsle de sabit olmuştur. Binâenaleyh te'vile ihtiyaç yoktur.» demişlerdir. şöyle diyor: «Şeytan bir cisimdir. Onun sağ eli olabilir. Lâkin sağ eliyle yemek yemez. Çünkü onun yaratılışı aksine çevrilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun yaptığı gibi yapmaktan men etmiştir. İnsanın solu uğursuzdur, denilebilir. Buna delil Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sol eli taharetlenmek için tâyin buyurması ve kıyâmet gününde kâfire kitabının solundan verilmesidir. Binâenaleyh şeytanın her iki eli sol olabilir. Zira kendisi uğursuzdur. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yemeğin bereketi gitmesin diye mümine sol eliyle yemesini yasak etmiştir.» Nevevî de diyor ki: «Bu ve bundan sonraki hadîsler de sağ elle yiyip içmenin müstehab, sol elle yiyip içmeninse mekruh olduğuna delil vardır. Nâfi buna alıp vermeyi de ziyâde etmiştir. Fakat bu hüküm sağ elle yiyip içmeye hastalık, yara ve daha başka bir özür olmadığına göredir. Özür bulunursa sol elle yemekte, içmekte kerahet yoktur.» şeytanlar hakkında ulemâdan üç kavl naklediyor. Birinci kavle göre şeytanların bir kısmı yeyip içerler. İkinci kavle göre bir kısım şeytanlar yemezler içmezler. Üçüncü kavle göre bütün şeytanlar yeyip içerler. Aynî bu üçüncü kavil için itibardan sakıttır, diyor. Hadîsin Seleme rivâyetlerinden bîrinde bir adam diye bahsedilen zat Büsr b. Râî El-Ayr'dır. Bu zat meşhur bir sahâbîdir. Iyâz hadîste onun hakkında: ancak kibir men etti.» buyurulmasına bakarak onun bir münafık olduğuna hükmetmek istemişse de bu doğru değildir. Zira mücerret kibir ve muhalefet münafık olmayı gerektirmez. Ancak buradaki emir vücub içinse ona itaat etmediğinden dolayı günahkâr olur. Ömer b. Ebî Seleme: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in terbiyesi altındaydım» demekle onun üvey oğlu olmak şerefine erdiğini anlatmak istemiştir. Çünkü annesi Ümmü Selenie «Ezvâcı Tahirat»'tandır. son rivâyetlerinde zikri geçen ihtinas kelimesinin asıl mânâsı kırılıp bükülmek, kırıtmaktır. Bundan dolayı tabiat ve konuşmasında kadınlara benzeyen erkeklere muhannes, hem erkeklik hem de kadınlık uzvu olan insanlara da hünsa derler. Burada bu kelimeden murad tulumu ağzı aşağı çevirerek ondan su içmektir. Ulemâ buradaki nehyin haram değil, keraheti tenzihiye ifade ettiğinde müttefiktirler. Nehye sebep tulumun içinde zehirli veya zararlı bir madde olup da görmeden içenin karnına gitmesi ihtimâlidir, deniliyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Yiyip İçmenin Âdabı Ve Hükümleri Bâbı