Ahzâb Suresi - 13. ayet



Abdullah Parlıyan Meali
Ve hatırla içlerinden bazısı şöyle demişti: “Ey Medine halkı! Burada düşmana karşı koyamazsınız, evlerinize geri dönün.” Diğer bir gurup da: “Evlerimiz saldırıya açık ve emniyetsiz durumda” diyerek, peygamberden izin istemişlerdi. Halbuki evleri, aslında saldırıya açık değildi, ama tek amaçları savaştan kaçmaktı.

Ahmet Varol Meali
İçlerinden bir grup: "Ey Yesrib halkı! Artık size duracak yer yok, geri dönün" demişti. Onlardan bir grup da: "Evlerimiz korumasızdır" diyerek Peygamber'den izin istiyorlardı. Oysa onlar (evler) korumasız değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

Ali Bulaç Meali
Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: 'Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün.' Onlardan bir topluluk da: 'Gerçekten evlerimiz açıktır' diye peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.

Diyanet İşleri Meali (Eski)
İçlerinden bir takımı: "Ey Medineliler! Tutunacak yeriniz yok, geri dönün" demişti. İçlerinden bir topluluk da Peygamberden: "Evlerimiz düşmana açıktır" diyerek izin istemişlerdi. Oysa evleri açık değildi sadece kaçmak istiyorlardı.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Hani onlardan bir grup, “Ey Yesrib (Medine) halkı! Sizin burada durmak imkânınız yok. Haydi geri dönün” demişti. Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz açık (korumasız)” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri açık (korumasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı.

Diyanet Vakfı Meali
Onlardan bir gurup da demişti ki: Ey Yesribliler (Medineliler)! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi dönün! İçlerinden bir kısmı ise: Gerçekten evlerimiz emniyette değil, diyerek Peygamber'den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede değildi, sadece kaçmayı arzuluyorlardı.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O vakit bunlardan bir grup: "Ey Medine halkı! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün." diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da Peygamberden izin istiyor, evlerimiz gerçekten (düşmana) açıktır." diyorlardı, halbuki açık değildi, sadece kaçmak istiyorlardı.

Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve o vakıt ki bunlardan bir taife «ey Yesrib ehalisi Sizin için duracak yer yok hemen dönün» diyorlardı, yine onlardan bir kısmı da Peygamberden izin istiyor «cidden evlerimiz açıktır» diyorlardı, halbuki açık değil, sırf kaçmak istiyorlardı

Hasan Basri Çantay Meali
O zaman onlardan bir güruh: «Ey Yesrîb ahâlîsi, sizin için burada durmak yok. Hemen dönün» demiş (ler) di. Onlardan bir kısmı da: «Hakıykaten evleriniz açıkdır» diyorlar, peygamberden izin istiyor (lar) dı. Halbuki onlar (ın evleri) açık değildir. Onlar kaçmakdan başka bir şey arzu etmiyorlardı.

Hayrat Neşriyat Meali
Yine o vakit onlardan (o münâfıklardan) bir tâife: “Ey Yesrib (Medîne) halkı!(Burada) sizin için duracak yer yok, hemen dönün!” demişti. Onlardan bir fırka da: “Gerçekten evlerimiz açık (korunmaya muhtaç)tır” diyerek peygamberden izin istiyordu. Hâlbuki o (evleri) açık değildi. Sâdece kaçmak istiyorlardı.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve o vakit onlardan bir tâife demişti ki: «Ey Yesrib ahalisi! Sizin için bir duracak yer yok. Artık geri dönünüz». Ve onlardan bir zümre de Peygamberden izin isteyerek diyorlardı ki: «Muhakkak evlerimiz açıktır. Halbuki, onlar açık değildi. Onlar firar etmekten başka bir şey dilemiş olmuyorlardı.»

Suat Yıldırım Meali
Bir kısmı: “Ey Yesribliler! Burada düşmana karşı koyamazsınız, mevzilerinizi bırakıp evlerinize dönünüz! ” diyordu. Onlardan bir başka bölük: “Evlerimiz korunmasız! ” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Halbuki gerçekte evleri tehlikeye mâruz değildi, onlar sadece savaştan kaçmak istiyorlardı. *

Şaban Piriş Meali
Onlardan bir grubu da:-Ey Yesrip Halkı, sizin için duracak yer kalmadı, geri çekilin demişler. Onlardan bir başka grup da Peygamber'den izin istiyor:-Evlerimiz açık, diyorlardı. Oysa evleri açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

İbni Kesir
Hani onlardan bir grup demişti ki: Ey Medine halkı; sizin için tutunacak bir yer yok. Artık geri dönün. İçlerinden bir grup da peygamberden izin isteyerek diyorlardı ki: Evlerimiz düşmana açıktır. Halbuki evleri açık değildi. Onlar, sadece kaçmak istiyorlardı.

Seyyid Kutub
Onlardan bir grup ta demişti ki; «Ey Medine halkı, artık tutunacak yeriniz yok, geri dönün!» Onlardan bir topluluk da «Evlerimiz düşmana açıktır» diye izin istemişlerdi. Oysa onların evleri düşmana açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

Tefhim-ul Kuran
Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: «Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün.» Onlardan bir topluluk da: «Gerçekten evlerimiz açıktır» diye peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.

Yusuf Ali (English)
Behold! A party among them said: "Ye men of Yathrib! ye cannot stand (the attack)! therefore go back!" And a band of them ask for leave of the Prophet, saying, "Truly our houses(3684) are bare and exposed," though they were not exposed they intended nothing but to run away.*

M. Pickthall (English)
And when a party of them said: O folk of Yathrib! There is no stand (possible) for you, therefor turn back. And certain of them (even) sought permission of the Prophet, saying: Our homes lie open (to the enemy). And they lay not open. They but wished to flee.

SURELER 1 - Fâtiha Suresi 2 - Bakara Suresi 3 - Âl-i İmrân Suresi 4 - Nisâ Suresi 5 - Mâide Suresi 6 - En’âm Suresi 7 - A’râf Suresi 8 - Enfâl Suresi 9 - Tevbe Suresi 10 - Yûnus Suresi 11 - Hûd Suresi 12 - Yûsuf Suresi 13 - Ra’d Suresi 14 - İbrahim Suresi 15 - Hicr Suresi 16 - Nahl Suresi 17 - İsrâ Suresi 18 - Kehf Suresi 19 - Meryem Suresi 20 - Tâ-Hâ Suresi 21 - Enbiyâ Suresi 22 - Hac Suresi 23 - Mü’minûn Suresi 24 - Nûr Suresi 25 - Furkân Suresi 26 - Şu’arâ Suresi 27 - Neml Suresi 28 - Kasas Suresi 29 - Ankebût Suresi 30 - Rûm Suresi 31 - Lokman Suresi 32 - Secde Suresi 33 - Ahzâb Suresi 34 - Sebe’ Suresi 35 - Fâtır Suresi 36 - Yâsîn Suresi 37 - Sâffât Suresi 38 - Sâd Suresi 39 - Zümer Suresi 40 - Mü’min Suresi 41 - Fussilet Suresi 42 - Şûrâ Suresi 43 - Zuhruf Suresi 44 - Duhân Suresi 45 - Câsiye Suresi 46 - Ahkâf Suresi 47 - Muhammed Suresi 48 - Fetih Suresi 49 - Hucurât Suresi 50 - Kâf Suresi 51 - Zâriyât Suresi 52 - Tûr Suresi 53 - Necm Suresi 54 - Kamer Suresi 55 - Rahmân Suresi 56 - Vâkı’a Suresi 57 - Hadîd Suresi 58 - Mücâdele Suresi 59 - Haşr Suresi 60 - Mümtehine Suresi 61 - Saff Suresi 62 - Cum’a Suresi 63 - Münâfikûn Suresi 64 - Teğâbun Suresi 65 - Talâk Suresi 66 - Tahrîm Suresi 67 - Mülk Suresi 68 - Kalem Suresi 69 - Hâkka Suresi 70 - Me’âric Suresi 71 - Nûh Suresi 72 - Cin Suresi 73 - Müzzemmil Suresi 74 - Müddessir Suresi 75 - Kıyâme Suresi 76 - İnsan Suresi 77 - Mürselât Suresi 78 - Nebe’ Suresi 79 - Nâzi’ât Suresi 80 - Abese Suresi 81 - Tekvîr Suresi 82 - İnfitâr Suresi 83 - Mutaffifîn Suresi 84 - İnşikâk Suresi 85 - Bürûc Suresi 86 - Târık Suresi 87 - A’lâ Suresi 88 - Gâşiye Suresi 89 - Fecr Suresi 90 - Beled Suresi 91 - Şems Suresi 92 - Leyl Suresi 93 - Duhâ Suresi 94 - İnşirâh Suresi 95 - Tîn Suresi 96 - Alak Suresi 97 - Kadr Suresi 98 - Beyyine Suresi 99 - Zilzâl Suresi 100 - Âdiyât Suresi 101 - Kâri’a Suresi 102 - Tekâsür Suresi 103 - Asr Suresi 104 - Hümeze Suresi 105 - Fil Suresi 106 - Kureyş Suresi 107 - Mâ’ûn Suresi 108 - Kevser Suresi 109 - Kâfirûn Suresi 110 - Nasr Suresi 111 - Tebbet Suresi 112 - İhlâs Suresi 113 - Felâk Suresi 114 - Nâs Suresi