Enfâl Suresi - 17. ayet
arabic
Abdullah Parlıyan Meali
Ve şunu iyi bilin ki, ey mü'minler! Düşmanı öldüren siz değildiniz, Allah'tı onları öldüren. Onlara attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Bu da Allah'ın güzel bir denemeyle mü'minleri denemesi içindi. Şüphesiz ki Allah, herşeyi iştendir, bilendir.
Ahmet Varol Meali
Onları siz öldürmediniz. Fakat Allah öldürdü. Attığın zaman sen atmadın. Fakat Allah attı. Böylece mü'minleri güzel bir şekilde imtihan etmek istedi. Allah duyandır, bilendir.*
Ali Bulaç Meali
Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Onları siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmamıştın, fakat Allah atmıştı. Allah bunu, inananları güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı. Doğrusu O işitir ve bilir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Mü’minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı.[244] Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.*
Diyanet Vakfı Meali
(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu). Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sonra onları siz öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, lâkin Allah attı. Bu da müminlere güzel bir imtihan geçirtmek içindi. Allah işitendir, bilendir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Sonra onları siz öldürmediniz ve lâkin onları Allah öldürdü, attığın vakıt da sen atmadın ve lâkin Allah attı, hem de mü'minlere güzel bir imtihan geçirtmek için, hakikat Allah semi'dir, alîmdir
Hasan Basri Çantay Meali
Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları. Atdığın zaman da (Habîbim) sen atmadın, ancak Allah atdı. (Ve bunu) mü'minleri kendinden güzel bir (ni'met) imtihan (ı) ile denemek için (yapdı). Şübhesiz ki Allah hakkıyle işiden, kemâliyle bilendir.
Hayrat Neşriyat Meali
İşte onları (Bedir'de aslında, siz) öldürmediniz, velâkin onları Allah öldürdü! Attığın zaman da (sen) atmadın, fakat Allah attı!(1) Hem mü'minleri güzel bir imtihanla(ni'metle, zafer ve ganîmetle) imtihân etmek için (böyle yaptı). Şübhesiz ki Allah, Semî'(herşeyi işiten)dir, Alîm (herşeyi bilen)dir.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Sonra onları siz öldürmediniz velâkin Allah Teâlâ öldürdü. Ve attığın vakit sen atmadın, fakat Allah Teâlâ attı. Hem de mü'minleri taraf-ı İlâhisinden güzel bir imtihan ile imtihan etmek için. Şüphe yok ki Allah Teâlâ, bihakkın işiticidir, kemaliyle bilicidir.
Suat Yıldırım Meali
Siz savaşta onları kendi kuvvetinizle öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü. (Ey Resulüm) Attığın vakit sen atmadın, lâkin Allah attı. Ve bunu, Allah müminleri güzel bir imtihana tâbi tutmak için yaptı. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitir ve bilir. [3, 123; 9, 25; 2, 249]*
Şaban Piriş Meali
(İşte o gün) onları siz öldürmediniz, fakat onları Allah öldürdü. Attığında da sen atmadın fakat müminleri güzel bir imtihanla denemek için Allah attı. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
İbni Kesir
Siz öldürmediniz onları, fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da; sen atmadın ancak Allah attı. Allah bunu, inananları güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı. Muhakkak ki Allah; Semi'dir, Alim'dir.
Seyyid Kutub
Müşrikleri öldüren siz değildiniz, fakat Allah öldürdü onları. Onlara doğru toprak atarken, sen atmadın, fakat Allah attı. Allah kendi keremi ile mü'minleri güzel bir sınavdan geçirmek için bunu böyle yaptı. Hiç kuşkusuz Allah işitendir, bilendir.
Tefhim-ul Kuran
Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman da sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı) . Hiç şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
Yusuf Ali (English)
It is not ye who slew them; it was Allah. when thou threwest (a handful(1191) of dust), it was not thy act, but Allah's: in order that He might test the Believers by a gracious trial(1192) from Himself: for Allah is He Who heareth and knoweth (all things).*
M. Pickthall (English)
Ye (Muslims) slew them not, but Allah slew them. And thou (Muhammad) threwest not when thou didst throw, but Allah threw, that He might test the believers by a fair test from Him. Lo! Allah is Hearer, Knower.
SURELER
1 - Fâtiha Suresi
2 - Bakara Suresi
3 - Âl-i İmrân Suresi
4 - Nisâ Suresi
5 - Mâide Suresi
6 - En’âm Suresi
7 - A’râf Suresi
8 - Enfâl Suresi
9 - Tevbe Suresi
10 - Yûnus Suresi
11 - Hûd Suresi
12 - Yûsuf Suresi
13 - Ra’d Suresi
14 - İbrahim Suresi
15 - Hicr Suresi
16 - Nahl Suresi
17 - İsrâ Suresi
18 - Kehf Suresi
19 - Meryem Suresi
20 - Tâ-Hâ Suresi
21 - Enbiyâ Suresi
22 - Hac Suresi
23 - Mü’minûn Suresi
24 - Nûr Suresi
25 - Furkân Suresi
26 - Şu’arâ Suresi
27 - Neml Suresi
28 - Kasas Suresi
29 - Ankebût Suresi
30 - Rûm Suresi
31 - Lokman Suresi
32 - Secde Suresi
33 - Ahzâb Suresi
34 - Sebe’ Suresi
35 - Fâtır Suresi
36 - Yâsîn Suresi
37 - Sâffât Suresi
38 - Sâd Suresi
39 - Zümer Suresi
40 - Mü’min Suresi
41 - Fussilet Suresi
42 - Şûrâ Suresi
43 - Zuhruf Suresi
44 - Duhân Suresi
45 - Câsiye Suresi
46 - Ahkâf Suresi
47 - Muhammed Suresi
48 - Fetih Suresi
49 - Hucurât Suresi
50 - Kâf Suresi
51 - Zâriyât Suresi
52 - Tûr Suresi
53 - Necm Suresi
54 - Kamer Suresi
55 - Rahmân Suresi
56 - Vâkı’a Suresi
57 - Hadîd Suresi
58 - Mücâdele Suresi
59 - Haşr Suresi
60 - Mümtehine Suresi
61 - Saff Suresi
62 - Cum’a Suresi
63 - Münâfikûn Suresi
64 - Teğâbun Suresi
65 - Talâk Suresi
66 - Tahrîm Suresi
67 - Mülk Suresi
68 - Kalem Suresi
69 - Hâkka Suresi
70 - Me’âric Suresi
71 - Nûh Suresi
72 - Cin Suresi
73 - Müzzemmil Suresi
74 - Müddessir Suresi
75 - Kıyâme Suresi
76 - İnsan Suresi
77 - Mürselât Suresi
78 - Nebe’ Suresi
79 - Nâzi’ât Suresi
80 - Abese Suresi
81 - Tekvîr Suresi
82 - İnfitâr Suresi
83 - Mutaffifîn Suresi
84 - İnşikâk Suresi
85 - Bürûc Suresi
86 - Târık Suresi
87 - A’lâ Suresi
88 - Gâşiye Suresi
89 - Fecr Suresi
90 - Beled Suresi
91 - Şems Suresi
92 - Leyl Suresi
93 - Duhâ Suresi
94 - İnşirâh Suresi
95 - Tîn Suresi
96 - Alak Suresi
97 - Kadr Suresi
98 - Beyyine Suresi
99 - Zilzâl Suresi
100 - Âdiyât Suresi
101 - Kâri’a Suresi
102 - Tekâsür Suresi
103 - Asr Suresi
104 - Hümeze Suresi
105 - Fil Suresi
106 - Kureyş Suresi
107 - Mâ’ûn Suresi
108 - Kevser Suresi
109 - Kâfirûn Suresi
110 - Nasr Suresi
111 - Tebbet Suresi
112 - İhlâs Suresi
113 - Felâk Suresi
114 - Nâs Suresi