Kasas Suresi - 51. ayet
Abdullah Parlıyan Meali
Gerçek şu ki, biz vahyimizi onlara birbiri ardınca, aralıksız göndermişizdir. Belki düşünüp, öğüt alırlar diye.
Ahmet Varol Meali
Andolsun biz, olur ki düşünürler diye onlar için sözü (Kur'an'ı) birbiri ardınca indirdik.*
Ali Bulaç Meali
Andolsun, biz öğüt alıp-düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip-indirdik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetiştirdik; belki düşünürler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık.
Diyanet Vakfı Meali
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulamışızdır.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Celâlim hakkı için onlar hakkında sözü uladık da uladık ki iyi düşünsünler
Hasan Basri Çantay Meali
Andolsun ki biz onlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, sözü birbiri ardınca inzal edib durmuşuzdur.
Hayrat Neşriyat Meali
Celâlim hakkı için, ibret alırlar diye sözü (vahyi) onlar için ardı ardına yetiştirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Kasem olsun ki, onlar için belki düşünürler diye sözü birbiri ardınca irâd ettik.
Suat Yıldırım Meali
Düşünüp ibret almaları için Biz, sözümüzü birbiri ardından getirdik.
Şaban Piriş Meali
Andolsun ki, belki düşünürler diye, onlar için sözü ard arda bildirdik.
İbni Kesir
Andolsun ki; Biz, onlar için sözü birbirine bitiştirdik. Belki düşünürler diye.
Seyyid Kutub
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik.
Tefhim-ul Kuran
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
Yusuf Ali (English)
Now have We caused the Word to reach them themselves, in order that they may receive admonition.(3384)*
M. Pickthall (English)
And now verily We have caused the Word to reach them, that haply they may give heed.
SURELER
1 - Fâtiha Suresi
2 - Bakara Suresi
3 - Âl-i İmrân Suresi
4 - Nisâ Suresi
5 - Mâide Suresi
6 - En’âm Suresi
7 - A’râf Suresi
8 - Enfâl Suresi
9 - Tevbe Suresi
10 - Yûnus Suresi
11 - Hûd Suresi
12 - Yûsuf Suresi
13 - Ra’d Suresi
14 - İbrahim Suresi
15 - Hicr Suresi
16 - Nahl Suresi
17 - İsrâ Suresi
18 - Kehf Suresi
19 - Meryem Suresi
20 - Tâ-Hâ Suresi
21 - Enbiyâ Suresi
22 - Hac Suresi
23 - Mü’minûn Suresi
24 - Nûr Suresi
25 - Furkân Suresi
26 - Şu’arâ Suresi
27 - Neml Suresi
28 - Kasas Suresi
29 - Ankebût Suresi
30 - Rûm Suresi
31 - Lokman Suresi
32 - Secde Suresi
33 - Ahzâb Suresi
34 - Sebe’ Suresi
35 - Fâtır Suresi
36 - Yâsîn Suresi
37 - Sâffât Suresi
38 - Sâd Suresi
39 - Zümer Suresi
40 - Mü’min Suresi
41 - Fussilet Suresi
42 - Şûrâ Suresi
43 - Zuhruf Suresi
44 - Duhân Suresi
45 - Câsiye Suresi
46 - Ahkâf Suresi
47 - Muhammed Suresi
48 - Fetih Suresi
49 - Hucurât Suresi
50 - Kâf Suresi
51 - Zâriyât Suresi
52 - Tûr Suresi
53 - Necm Suresi
54 - Kamer Suresi
55 - Rahmân Suresi
56 - Vâkı’a Suresi
57 - Hadîd Suresi
58 - Mücâdele Suresi
59 - Haşr Suresi
60 - Mümtehine Suresi
61 - Saff Suresi
62 - Cum’a Suresi
63 - Münâfikûn Suresi
64 - Teğâbun Suresi
65 - Talâk Suresi
66 - Tahrîm Suresi
67 - Mülk Suresi
68 - Kalem Suresi
69 - Hâkka Suresi
70 - Me’âric Suresi
71 - Nûh Suresi
72 - Cin Suresi
73 - Müzzemmil Suresi
74 - Müddessir Suresi
75 - Kıyâme Suresi
76 - İnsan Suresi
77 - Mürselât Suresi
78 - Nebe’ Suresi
79 - Nâzi’ât Suresi
80 - Abese Suresi
81 - Tekvîr Suresi
82 - İnfitâr Suresi
83 - Mutaffifîn Suresi
84 - İnşikâk Suresi
85 - Bürûc Suresi
86 - Târık Suresi
87 - A’lâ Suresi
88 - Gâşiye Suresi
89 - Fecr Suresi
90 - Beled Suresi
91 - Şems Suresi
92 - Leyl Suresi
93 - Duhâ Suresi
94 - İnşirâh Suresi
95 - Tîn Suresi
96 - Alak Suresi
97 - Kadr Suresi
98 - Beyyine Suresi
99 - Zilzâl Suresi
100 - Âdiyât Suresi
101 - Kâri’a Suresi
102 - Tekâsür Suresi
103 - Asr Suresi
104 - Hümeze Suresi
105 - Fil Suresi
106 - Kureyş Suresi
107 - Mâ’ûn Suresi
108 - Kevser Suresi
109 - Kâfirûn Suresi
110 - Nasr Suresi
111 - Tebbet Suresi
112 - İhlâs Suresi
113 - Felâk Suresi
114 - Nâs Suresi