Mü’min Suresi - 25. ayet
arabic
Abdullah Parlıyan Meali
Musa onlara bizden aldığı gerçekleri getirdiğinde dediler ki: “Onlarla beraber inananların kadınlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün!” Ama gerçekten, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin hile ve düzenleri, her zaman boş ve neticesizdir.
Ahmet Varol Meali
Böylece o, kendilerine tarafımızdan hakkı getirince: "Onunla birlikte inananların oğullarını öldürün ve kadınlarını sağ bırakın" dediler. Oysa kâfirlerin oyunları muhakkak boşa çıkar.
Ali Bulaç Meali
Böylece, o, katımızdan kendilerine bir hak ile geldiği zaman, dediler ki: 'Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın.' Ancak kafirlerin hileli-düzeni boşa çıkmakta olandan başkası değildir.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Musa katımızdan onlara gerçeği getirince: "Onunla beraber iman etmiş kimselerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın" dediler. Ama inkarcıların hilesi elbette boşa gider.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince, “Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın” dediler. Fakat kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmıştır.
Diyanet Vakfı Meali
İşte o (Musa), tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınları sağ bırakın! dediler. Ama kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunun üzerine Musa, kendilerine tarafımızdan hakkı getirince de: "Onunla beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin tuzağı da hep boşa çıkmaktadır.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bunun üzerine kendilerine tarafımızdan hakkı getiriverince de onunla beraber iyman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun dediler, kâfirlerin düzeni de hep dalâl içinde
Hasan Basri Çantay Meali
İşte o, tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: «Onunla beraber îman edenlerin oğullarını öldürün. (Yalnız) kadınları diri bırakın» dediler. Kâfirlerin düzeni heder olmakdan başka (bir şey'e mahkûm) değildir.
Hayrat Neşriyat Meali
Ve (Mûsâ) onlara tarafımızdan hakkı getirdiğinde (daha önce de dedikleri gibi yine)dediler ki: “Onunla berâber îmân etmiş olanların (yeni doğan) oğullarını öldürün, kadınlarını(kızlarını) ise sağ bırakın!” Fakat kâfirlerin hîlesi ancak boşuna (yorulmak)tır.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Vaktâ ki, onlara Bizim tarafımızdan hak ile geliverdi, dediler ki: «O'nunla beraber imân edenlerin oğullarını öldürünüz, kadınlarını da diri bırakınız.» Kâfirlerin hilesi ise bir sapıklıkta bulunmaktan başka değildir.
Suat Yıldırım Meali
Mûsa onlara Bizim tarafımızdan gerçeği getirince, “Onun yanında bulunan müminlerin oğullarını öldürün, kızlarını ise hayatta bırakın! ” dediler. Fakat kâfirlerin hile ve tuzakları boşa çıkar. [14, 6; 2, 49]*
Şaban Piriş Meali
Onlara kendi katımızdan gerçeği getirdiği halde:-Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakın, demişlerdi. Oysa kafirlerin tuzağı ancak boşa gitmeye mahkumdur.
İbni Kesir
O, katımızdan kendilerine hakkı getirince: Onunla beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın, dediler. Kafirlerin düzeni hedef olmaktan başka bir şey değildir.
Seyyid Kutub
Musa, onlara katımızdan hakkı getirince: «Onunla beraber inananların oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın!» dediler. Fakat kafirlerin tuzağı hep boşa çıkar.
Tefhim-ul Kuran
Böylece o, katımızdan kendilerine bir hak ile geldiği zaman, dediler ki: «Onunla birlikte iman etmekte olanların erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın.» Ancak kâfirlerin hileli düzeni boşa çıkmakta olandan başkası değildir.
Yusuf Ali (English)
Now, when he came to them(4391) in Truth, from Us, they said, "Slay the sons of those who believe(4392) with him, and keep alive their females," but the plots of Unbelievers (end) in nothing but errors (and delusions)!...*
M. Pickthall (English)
And when he brought them the Truth from Our presence, they said: Slay the sons of those who believe with him, and spare their women. But the plot of disbelievers is in naught but error.
SURELER
1 - Fâtiha Suresi
2 - Bakara Suresi
3 - Âl-i İmrân Suresi
4 - Nisâ Suresi
5 - Mâide Suresi
6 - En’âm Suresi
7 - A’râf Suresi
8 - Enfâl Suresi
9 - Tevbe Suresi
10 - Yûnus Suresi
11 - Hûd Suresi
12 - Yûsuf Suresi
13 - Ra’d Suresi
14 - İbrahim Suresi
15 - Hicr Suresi
16 - Nahl Suresi
17 - İsrâ Suresi
18 - Kehf Suresi
19 - Meryem Suresi
20 - Tâ-Hâ Suresi
21 - Enbiyâ Suresi
22 - Hac Suresi
23 - Mü’minûn Suresi
24 - Nûr Suresi
25 - Furkân Suresi
26 - Şu’arâ Suresi
27 - Neml Suresi
28 - Kasas Suresi
29 - Ankebût Suresi
30 - Rûm Suresi
31 - Lokman Suresi
32 - Secde Suresi
33 - Ahzâb Suresi
34 - Sebe’ Suresi
35 - Fâtır Suresi
36 - Yâsîn Suresi
37 - Sâffât Suresi
38 - Sâd Suresi
39 - Zümer Suresi
40 - Mü’min Suresi
41 - Fussilet Suresi
42 - Şûrâ Suresi
43 - Zuhruf Suresi
44 - Duhân Suresi
45 - Câsiye Suresi
46 - Ahkâf Suresi
47 - Muhammed Suresi
48 - Fetih Suresi
49 - Hucurât Suresi
50 - Kâf Suresi
51 - Zâriyât Suresi
52 - Tûr Suresi
53 - Necm Suresi
54 - Kamer Suresi
55 - Rahmân Suresi
56 - Vâkı’a Suresi
57 - Hadîd Suresi
58 - Mücâdele Suresi
59 - Haşr Suresi
60 - Mümtehine Suresi
61 - Saff Suresi
62 - Cum’a Suresi
63 - Münâfikûn Suresi
64 - Teğâbun Suresi
65 - Talâk Suresi
66 - Tahrîm Suresi
67 - Mülk Suresi
68 - Kalem Suresi
69 - Hâkka Suresi
70 - Me’âric Suresi
71 - Nûh Suresi
72 - Cin Suresi
73 - Müzzemmil Suresi
74 - Müddessir Suresi
75 - Kıyâme Suresi
76 - İnsan Suresi
77 - Mürselât Suresi
78 - Nebe’ Suresi
79 - Nâzi’ât Suresi
80 - Abese Suresi
81 - Tekvîr Suresi
82 - İnfitâr Suresi
83 - Mutaffifîn Suresi
84 - İnşikâk Suresi
85 - Bürûc Suresi
86 - Târık Suresi
87 - A’lâ Suresi
88 - Gâşiye Suresi
89 - Fecr Suresi
90 - Beled Suresi
91 - Şems Suresi
92 - Leyl Suresi
93 - Duhâ Suresi
94 - İnşirâh Suresi
95 - Tîn Suresi
96 - Alak Suresi
97 - Kadr Suresi
98 - Beyyine Suresi
99 - Zilzâl Suresi
100 - Âdiyât Suresi
101 - Kâri’a Suresi
102 - Tekâsür Suresi
103 - Asr Suresi
104 - Hümeze Suresi
105 - Fil Suresi
106 - Kureyş Suresi
107 - Mâ’ûn Suresi
108 - Kevser Suresi
109 - Kâfirûn Suresi
110 - Nasr Suresi
111 - Tebbet Suresi
112 - İhlâs Suresi
113 - Felâk Suresi
114 - Nâs Suresi