Nahl Suresi - 101. ayet



Abdullah Parlıyan Meali
Biz bir ayetin yerine, başka bir ayeti getirdiğimizde, Allah neyi indireceğini çok iyi bilirken, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, sen sadece değişik zamanlarda değişik ayetler getirdiğini söylemek suretiyle, hep uyduruyorsun derler. Halbuki onların çoğu, bilmeyen, anlamayan kimselerdir.

Ahmet Varol Meali
Biz bir ayetin yerine başka bir ayet getirdiğimizde -ki Allah ne indirdiğini pek iyi bilir-: "Sen ancak bir iftiracısın" derler. Hayır; onların çoğu bilmiyor.*

Ali Bulaç Meali
Biz bir ayeti, bir (başka) ayetin yeriyle değiştirdiğimiz zaman, -Allah neyi indirdiğini daha iyi bilir.“Sen yalnızca iftira edicisin' dediler. Hayır, onların çoğu bilmezler.

Diyanet İşleri Meali (Eski)
Bir ayetin yerini başka bir ayetle değiştirdiğimizde, ki Allah ne indirdiğini gayet iyi bilir onlar, "Sen sadece uyduruyorsun" derler. Hayır, öyle değildir, ama onların çoğu bunu bilmezler.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.

Diyanet Vakfı Meali
Biz bir âyetin yerine başka bir âyeti getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- «Sen ancak bir iftiracısın» dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler.*

Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman Allah ne indirdiğini pek iyi bilmiş iken kâfirler Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracısın" dediler. Hayır öyle değil; onların çoğu bilmezler.

Elmalılı Meali (Orjinal)
Bir âyeti bir âyetin yerine bedel yaptığîmız vakıt Allah indirdiğine ve indireceğine a'lem iken o Şeytan yârânı: «Sen sırf bir müfterisin» dediler, hayır onların çoğu bilmezler

Hasan Basri Çantay Meali
Biz bir âyeti diğer bir âyetin yerine (bunu nesh ederek) getirdiğimiz vakit — ki Allah neyi indireceğini çok iyi bilendir — dediler ki: «Sen ancak bir iftiracısın». Hayır, onların pek çoğu bilmezler.

Hayrat Neşriyat Meali
Bir âyetin yerine (onun hükmünü kaldıran) başka bir âyet getirdiğimiz zaman, ki Allah ne indirdiğini daha iyi bilendir, (kâfirler:) “Sen ancak bir iftirâcısın!” derler. Hayır! Onların çoğu bilmiyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve Biz bir âyeti bir âyetin yerine tebdîl edince, Allah ise indirdiğine pek ziyâde alîmdir. Dediler ki: «Sen şüphesiz bir iftiracısın.» Hayır. Onların ekserisi bilmezler.

Suat Yıldırım Meali
Biz bir âyetin yerine onun hükmünü neshedecek başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah göndereceği âyetleri pek iyi bilmektedir- onlar: “Sen iftiracının tekisin! ” dediler. Hayır, hiç de öyle değil! Onların çoğu işin gerçeğini bilmiyorlar.

Şaban Piriş Meali
Bir ayetin yerini başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman -ki Allah ne indirdiğini çok iyi bilir- şöyle derler: “sen ancak uyduruyorsun.” Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.

İbni Kesir
Biz, bir ayetin yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman; Allah ne indirdiğini gayet iyi bilirken, onlar: Sen sadece uyduruyorsun, derler. Hayır onların çoğu bunu bilmezler.

Seyyid Kutub
Biz herhangi bir ayeti başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman kâfirler sana «Sen bunu yalandan uyduruyorsun» derler. Oysa Allah kullarına ne mesaj indireceğini herkesden iyi bilir. Aslında onların çoğu gerçeği bilmiyorlar.

Tefhim-ul Kuran
Biz bir ayeti, bir (başka) ayetin yeriyle değiştirdiğimiz zaman, -Allah neyi indirdiğini daha iyi bilmektedir- «Sen yalnızca iftira edicisin» dediler. Hayır, onların çoğu bilmezler.

Yusuf Ali (English)
When We substitute one revelation(2140) for another,- and Allah knows best what He reveals (in stages),- they say, "Thou art but a forger": but most of them understand not.*

M. Pickthall (English)
And when We put a revelation in place of (another) revelation, and Allah knoweth best what He revealeth they say: Lo! thou art but inventing. Most of them know not.

SURELER 1 - Fâtiha Suresi 2 - Bakara Suresi 3 - Âl-i İmrân Suresi 4 - Nisâ Suresi 5 - Mâide Suresi 6 - En’âm Suresi 7 - A’râf Suresi 8 - Enfâl Suresi 9 - Tevbe Suresi 10 - Yûnus Suresi 11 - Hûd Suresi 12 - Yûsuf Suresi 13 - Ra’d Suresi 14 - İbrahim Suresi 15 - Hicr Suresi 16 - Nahl Suresi 17 - İsrâ Suresi 18 - Kehf Suresi 19 - Meryem Suresi 20 - Tâ-Hâ Suresi 21 - Enbiyâ Suresi 22 - Hac Suresi 23 - Mü’minûn Suresi 24 - Nûr Suresi 25 - Furkân Suresi 26 - Şu’arâ Suresi 27 - Neml Suresi 28 - Kasas Suresi 29 - Ankebût Suresi 30 - Rûm Suresi 31 - Lokman Suresi 32 - Secde Suresi 33 - Ahzâb Suresi 34 - Sebe’ Suresi 35 - Fâtır Suresi 36 - Yâsîn Suresi 37 - Sâffât Suresi 38 - Sâd Suresi 39 - Zümer Suresi 40 - Mü’min Suresi 41 - Fussilet Suresi 42 - Şûrâ Suresi 43 - Zuhruf Suresi 44 - Duhân Suresi 45 - Câsiye Suresi 46 - Ahkâf Suresi 47 - Muhammed Suresi 48 - Fetih Suresi 49 - Hucurât Suresi 50 - Kâf Suresi 51 - Zâriyât Suresi 52 - Tûr Suresi 53 - Necm Suresi 54 - Kamer Suresi 55 - Rahmân Suresi 56 - Vâkı’a Suresi 57 - Hadîd Suresi 58 - Mücâdele Suresi 59 - Haşr Suresi 60 - Mümtehine Suresi 61 - Saff Suresi 62 - Cum’a Suresi 63 - Münâfikûn Suresi 64 - Teğâbun Suresi 65 - Talâk Suresi 66 - Tahrîm Suresi 67 - Mülk Suresi 68 - Kalem Suresi 69 - Hâkka Suresi 70 - Me’âric Suresi 71 - Nûh Suresi 72 - Cin Suresi 73 - Müzzemmil Suresi 74 - Müddessir Suresi 75 - Kıyâme Suresi 76 - İnsan Suresi 77 - Mürselât Suresi 78 - Nebe’ Suresi 79 - Nâzi’ât Suresi 80 - Abese Suresi 81 - Tekvîr Suresi 82 - İnfitâr Suresi 83 - Mutaffifîn Suresi 84 - İnşikâk Suresi 85 - Bürûc Suresi 86 - Târık Suresi 87 - A’lâ Suresi 88 - Gâşiye Suresi 89 - Fecr Suresi 90 - Beled Suresi 91 - Şems Suresi 92 - Leyl Suresi 93 - Duhâ Suresi 94 - İnşirâh Suresi 95 - Tîn Suresi 96 - Alak Suresi 97 - Kadr Suresi 98 - Beyyine Suresi 99 - Zilzâl Suresi 100 - Âdiyât Suresi 101 - Kâri’a Suresi 102 - Tekâsür Suresi 103 - Asr Suresi 104 - Hümeze Suresi 105 - Fil Suresi 106 - Kureyş Suresi 107 - Mâ’ûn Suresi 108 - Kevser Suresi 109 - Kâfirûn Suresi 110 - Nasr Suresi 111 - Tebbet Suresi 112 - İhlâs Suresi 113 - Felâk Suresi 114 - Nâs Suresi