Zümer Suresi - 74. ayet
arabic
Abdullah Parlıyan Meali
Onlar da: “Tüm eksiksiz övgüler O Allah'a ki, verdiği cennet sözünü bize gerçekleştirdi, bizi bu yere varis kıldı, biz de bu cennetlerde istediğimiz yerde yerleşip, konaklayabiliyoruz!” diyeceklerdir. Allah yolunda çaba sarfedenlerin ödülü ne güzeldir.
Ahmet Varol Meali
(Cennetlikler) de şöyle derler: "Bize verdiği sözünü yerine getiren ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamdolsun ki; cennetten dilediğimiz yere konaklayabiliyoruz. Çalışanların ecirleri ne güzelmiş!"
Ali Bulaç Meali
(Onlar da) Dediler ki: 'Bize olan va'dinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Onlar: "Bize verdiği sözde duran ve bizi bu yere varis kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliriz. Yararlı iş işleyenlerin ecri ne güzelmiş!" derler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onlar şöyle derler: “Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah’a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzelmiş!”
Diyanet Vakfı Meali
Onlar: Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi, dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna vâris kılan Allah'a hamdolsun. İyi amelde bulunanların mükâfatı ne güzelmiş! derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onlar da: "Hamdolsun o Allah'a ki, bize vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz" derler. Bak ne güzeldir mükafatı o iyi amel işleyenlerin!
Elmalılı Meali (Orjinal)
Onlar da: hamd o Allaha ki bize va'dini doğru çıkardı ve bizi Arza vâris kıldı, Cennetten istediğimiz yerde makam tutuyoruz» dedikleri vakıt... bak artık ne güzeldir ecri o âmillerin
Hasan Basri Çantay Meali
Dediler: «Bize (cennet) va'dinde saadık olan, bizi, cennetden neresini dilersek konmak üzere bu yere mirascı yapan Allaha hamdolsun, (İyi) amel (ve hareket) de bulunanların mükâfatı ne güzel»!
Hayrat Neşriyat Meali
Bunun üzerine (onlar da): “Hamd, O Allah'a mahsustur ki, va'dini bize doğru çıkardı ve bizi bu yere vâris kıldı, Cennetten istediğimiz yerde otururuz” derler. Artık (sâlih)amel işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
(Onlar da) Dediler ki: «Hamd Allah'a mahsustur ki, bizim için vaadini yerine getirdi ve bizi (bu yere) varis kıldı.» Cennetten dilediğimiz yerde ikâmet ediveririz. Artık ne güzeldir, (güzel) amel edenlerin mükâfaatı!
Suat Yıldırım Meali
Onlar şöyle karşılık verirler: “Hamd-ü senalar olsun o Allah'a ki sözünde durdu ve dilediğimiz yerinde oturacağımız şekilde bizi cennete yerleştirdi. Çalışanların mükafatları ne güzelmiş! [3, 194; 7, 43; 35, 34-35; 21, 105]
Şaban Piriş Meali
Onlar da şöyle karşılık vermişlerdir: Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten dilediğimiz yere yerleştirilen, dünyaya mirasçı yapan Allah'a hamdolsun! Çalışanların ödülü ne güzeldir!
İbni Kesir
Onlar da dediler ki: Bize vaadinde sadık olan ve bizi yeryüzüne varis kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliriz. Çalışanların ecri ne de güzeldir.
Seyyid Kutub
Onlar: «Bize verdiği sözde duran ve bizi buraya yerleştiren Allah'a hamd olsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliriz. Yararlı iş işleyenlerin ücreti ne güzelmiş!» derler.
Tefhim-ul Kuran
(Onlar da) Dediler ki: «Bize olan va'dinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.»
Yusuf Ali (English)
They will say: "Praise be(4353) to Allah, Who has truly fulfilled His Promise to us, and has given us (this) land in heritage:(4354) We can dwell in the Garden as we will: how excellent a reward for those who work (righteousness)!"*
M. Pickthall (English)
They say: Praise be to Allah, Who hath fulfilled His promise unto us and hath made us inherit the land, sojourning in the Garden where we will! So bounteous is the wage of workers.
SURELER
1 - Fâtiha Suresi
2 - Bakara Suresi
3 - Âl-i İmrân Suresi
4 - Nisâ Suresi
5 - Mâide Suresi
6 - En’âm Suresi
7 - A’râf Suresi
8 - Enfâl Suresi
9 - Tevbe Suresi
10 - Yûnus Suresi
11 - Hûd Suresi
12 - Yûsuf Suresi
13 - Ra’d Suresi
14 - İbrahim Suresi
15 - Hicr Suresi
16 - Nahl Suresi
17 - İsrâ Suresi
18 - Kehf Suresi
19 - Meryem Suresi
20 - Tâ-Hâ Suresi
21 - Enbiyâ Suresi
22 - Hac Suresi
23 - Mü’minûn Suresi
24 - Nûr Suresi
25 - Furkân Suresi
26 - Şu’arâ Suresi
27 - Neml Suresi
28 - Kasas Suresi
29 - Ankebût Suresi
30 - Rûm Suresi
31 - Lokman Suresi
32 - Secde Suresi
33 - Ahzâb Suresi
34 - Sebe’ Suresi
35 - Fâtır Suresi
36 - Yâsîn Suresi
37 - Sâffât Suresi
38 - Sâd Suresi
39 - Zümer Suresi
40 - Mü’min Suresi
41 - Fussilet Suresi
42 - Şûrâ Suresi
43 - Zuhruf Suresi
44 - Duhân Suresi
45 - Câsiye Suresi
46 - Ahkâf Suresi
47 - Muhammed Suresi
48 - Fetih Suresi
49 - Hucurât Suresi
50 - Kâf Suresi
51 - Zâriyât Suresi
52 - Tûr Suresi
53 - Necm Suresi
54 - Kamer Suresi
55 - Rahmân Suresi
56 - Vâkı’a Suresi
57 - Hadîd Suresi
58 - Mücâdele Suresi
59 - Haşr Suresi
60 - Mümtehine Suresi
61 - Saff Suresi
62 - Cum’a Suresi
63 - Münâfikûn Suresi
64 - Teğâbun Suresi
65 - Talâk Suresi
66 - Tahrîm Suresi
67 - Mülk Suresi
68 - Kalem Suresi
69 - Hâkka Suresi
70 - Me’âric Suresi
71 - Nûh Suresi
72 - Cin Suresi
73 - Müzzemmil Suresi
74 - Müddessir Suresi
75 - Kıyâme Suresi
76 - İnsan Suresi
77 - Mürselât Suresi
78 - Nebe’ Suresi
79 - Nâzi’ât Suresi
80 - Abese Suresi
81 - Tekvîr Suresi
82 - İnfitâr Suresi
83 - Mutaffifîn Suresi
84 - İnşikâk Suresi
85 - Bürûc Suresi
86 - Târık Suresi
87 - A’lâ Suresi
88 - Gâşiye Suresi
89 - Fecr Suresi
90 - Beled Suresi
91 - Şems Suresi
92 - Leyl Suresi
93 - Duhâ Suresi
94 - İnşirâh Suresi
95 - Tîn Suresi
96 - Alak Suresi
97 - Kadr Suresi
98 - Beyyine Suresi
99 - Zilzâl Suresi
100 - Âdiyât Suresi
101 - Kâri’a Suresi
102 - Tekâsür Suresi
103 - Asr Suresi
104 - Hümeze Suresi
105 - Fil Suresi
106 - Kureyş Suresi
107 - Mâ’ûn Suresi
108 - Kevser Suresi
109 - Kâfirûn Suresi
110 - Nasr Suresi
111 - Tebbet Suresi
112 - İhlâs Suresi
113 - Felâk Suresi
114 - Nâs Suresi