En’âm Suresi - 12. ayet
arabic
Abdullah Parlıyan Meali
De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O Allah ki, acıma ve şefkati kendine ilke edinmiştir. Hepinizi şüphe olmayan kıyamet gününe götürüp, bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
Ahmet Varol Meali
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?." "Allah'ındır" de. O rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. Muhakkak ki, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi biraraya toplayacaktır. Kendi kendilerini zarara sokanlar, işte onlar iman etmezler.
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Göklerde ve yerde olanlar kimindir?' De ki: 'Allah'ındır.' O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
De ki: "göklerde ve yerde olanlar kimindir?", "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
Diyanet Vakfı Meali
(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. «Allah'ındır» de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır. Sizi, varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de «Allahın» de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler
Hasan Basri Çantay Meali
De ki: «Göklerde ve yerde olan her şey kimin?» De ki: «Allahındır». O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte îman etmeyecek olanlar onlardı..
Hayrat Neşriyat Meali
(Ve yine) de ki: “Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?” (Yine sen cevab ver de:)“Allah'ındır!” de! (O,) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Sizi, (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününe mutlaka toplayacaktır.(2) Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ'nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler.
Suat Yıldırım Meali
12, 13. De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir? ” “Allah'ındır” de. O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir. O, geleceğinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet günü sizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki iman etmezler. Halbuki gecede ve gündüzde barınan her şey O'nundur. O her şeyi işitir ve bilir. *
Şaban Piriş Meali
Yine de ki:- Göklerde ve yerde olanlar kimindir?-Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah'ındır! de! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler.
İbni Kesir
De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah'ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar.
Seyyid Kutub
De ki; «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki; «Allah'ındır.» O merhametliliği üzerine görev yazdı. Sizleri geleceği kuşkusuz olan Kıyamet günü kesinlikle biraraya getirecektir. Kendilerine kıyanlar var ya, buna sadece onlar inanmazlar.
Tefhim-ul Kuran
De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki: «Allah'ındır.» O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
Yusuf Ali (English)
Say: "To whom belongeth all that is in the heavens and on earth?" Say: "To Allah. He hath inscribed for Himself (the rule of) Mercy.(844) That He will gather you together for the Day of Judgment, there is no doubt whatever. It is they who have lost their own souls, that will not believe.*
M. Pickthall (English)
Say: Unto whom belongeth whatsoever is in the heavens and the earth? Say: Unto Allah. He hath prescribed for Himself mercy, that He may bring you all together to a Day whereof there is no doubt. Those who ruin their own souls will not believe.
SURELER
1 - Fâtiha Suresi
2 - Bakara Suresi
3 - Âl-i İmrân Suresi
4 - Nisâ Suresi
5 - Mâide Suresi
6 - En’âm Suresi
7 - A’râf Suresi
8 - Enfâl Suresi
9 - Tevbe Suresi
10 - Yûnus Suresi
11 - Hûd Suresi
12 - Yûsuf Suresi
13 - Ra’d Suresi
14 - İbrahim Suresi
15 - Hicr Suresi
16 - Nahl Suresi
17 - İsrâ Suresi
18 - Kehf Suresi
19 - Meryem Suresi
20 - Tâ-Hâ Suresi
21 - Enbiyâ Suresi
22 - Hac Suresi
23 - Mü’minûn Suresi
24 - Nûr Suresi
25 - Furkân Suresi
26 - Şu’arâ Suresi
27 - Neml Suresi
28 - Kasas Suresi
29 - Ankebût Suresi
30 - Rûm Suresi
31 - Lokman Suresi
32 - Secde Suresi
33 - Ahzâb Suresi
34 - Sebe’ Suresi
35 - Fâtır Suresi
36 - Yâsîn Suresi
37 - Sâffât Suresi
38 - Sâd Suresi
39 - Zümer Suresi
40 - Mü’min Suresi
41 - Fussilet Suresi
42 - Şûrâ Suresi
43 - Zuhruf Suresi
44 - Duhân Suresi
45 - Câsiye Suresi
46 - Ahkâf Suresi
47 - Muhammed Suresi
48 - Fetih Suresi
49 - Hucurât Suresi
50 - Kâf Suresi
51 - Zâriyât Suresi
52 - Tûr Suresi
53 - Necm Suresi
54 - Kamer Suresi
55 - Rahmân Suresi
56 - Vâkı’a Suresi
57 - Hadîd Suresi
58 - Mücâdele Suresi
59 - Haşr Suresi
60 - Mümtehine Suresi
61 - Saff Suresi
62 - Cum’a Suresi
63 - Münâfikûn Suresi
64 - Teğâbun Suresi
65 - Talâk Suresi
66 - Tahrîm Suresi
67 - Mülk Suresi
68 - Kalem Suresi
69 - Hâkka Suresi
70 - Me’âric Suresi
71 - Nûh Suresi
72 - Cin Suresi
73 - Müzzemmil Suresi
74 - Müddessir Suresi
75 - Kıyâme Suresi
76 - İnsan Suresi
77 - Mürselât Suresi
78 - Nebe’ Suresi
79 - Nâzi’ât Suresi
80 - Abese Suresi
81 - Tekvîr Suresi
82 - İnfitâr Suresi
83 - Mutaffifîn Suresi
84 - İnşikâk Suresi
85 - Bürûc Suresi
86 - Târık Suresi
87 - A’lâ Suresi
88 - Gâşiye Suresi
89 - Fecr Suresi
90 - Beled Suresi
91 - Şems Suresi
92 - Leyl Suresi
93 - Duhâ Suresi
94 - İnşirâh Suresi
95 - Tîn Suresi
96 - Alak Suresi
97 - Kadr Suresi
98 - Beyyine Suresi
99 - Zilzâl Suresi
100 - Âdiyât Suresi
101 - Kâri’a Suresi
102 - Tekâsür Suresi
103 - Asr Suresi
104 - Hümeze Suresi
105 - Fil Suresi
106 - Kureyş Suresi
107 - Mâ’ûn Suresi
108 - Kevser Suresi
109 - Kâfirûn Suresi
110 - Nasr Suresi
111 - Tebbet Suresi
112 - İhlâs Suresi
113 - Felâk Suresi
114 - Nâs Suresi