Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı

702-) Muâviye İbni Hakem es-Sülemî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kılarken cemâatten biri aksırdı. Ben de hemen “yerhamükellah” dedim. Cemaat bana dik dik bakmaya başladı. Bunun üzerine: - Vay başıma gelenler! Yâhu bana niye öyle bakıyorsunuz? deyince de, ellerini uyluklarına vurmaya başladılar. Onların beni susturmaya çalıştıklarını görünce kızdım; ama yine de sustum. Anam, babam Resûl-i Ekrem’e fedâ olsun. Ne ondan önce ne de ondan sonra kendisinden daha iyi bir öğretici görmedim. Vallahi beni ne azarladı ne dövdü ne de sövdü. Namazı kıldırıp bitirince bana: - “Bu ibadetin adı namazdır. Namaz kılarken dünya kelâmı konuşulmaz. Çünkü namaz tesbih, tekbir ve Kur’an okumaktan ibarettir” dedi veya buna benzer bir şey söyledi. Ben de: - Yâ Resûlallah! Ben yeni müslüman oldum. Allah Teâlâ İslâmiyet’i gönderdiği halde hâlâ kâhinlere gidenlerimiz var! dedim. Bana: - “Sen kâhinlere gitme!” buyurdu. Ben tekrar: - Aramızda uğursuzluğa inanan adamlar var, deyince de: - “Bu onların gönüllerinde hissettikleri bir duygudur. Bu duygu onları işlerinden alıkoymasın” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Mesâcid 33. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 167
Konu: Genel
703-) İrbâz İbni Sâriye radıyallahu anh: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı, diyerek devamı ve tamamı “Sünneti Koruma” bahsinde geçen hadisi rivayet etti.

Kaynak: Tirmizî, İlim 16; Ebû Dâvûd, Sünnet 5. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Mukaddime 6
Konu: Genel
704-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Hz. Peygamber’in küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü hiç görmedim. O sadece tebessüm ederdi.

Kaynak: Buhârî, Tefsîru Sûre (46) 2, Edeb 68; Müslim, İstiskâ 16. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 104.
Konu: Genel
705-) Ebû Hureyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söyledi: “Kâmet getirildiği zaman namaza koşarak değil, ağırbaşlı bir şekilde yürüyerek geliniz. Yetişebildiğiniz kadarını imamla birlikte kılınız; yetişemediğiniz rekâtları da kendiniz tamamlayınız.” Müslim’in rivayetinde şöyle bir ilâve vardır: “Herhangi biriniz namaz kılmaya karar verdiği zaman artık namazda sayılır.”

Kaynak: Buhârî, Ezan 20, 21, Cum`a 18; Müslim, Mesâcid 151-155. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 54; Tirmizî, Salât 127; Nesâî, İmâme 57; İbni Mâce, Mesâcid 14
Konu: Genel
706-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre o, Arefe günü Peygamber aleyhisselâm ile birlikte (Arafat’tan Müzdelife’ye) dönüyordu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem arka tarafta bazı kimselerin bağırıp çağırdığını, devesini dövdüğünü ve develerin böğürdüğünü duyunca, onlara kamçısıyla işaret ederek şöyle buyurdu: “İnsanlar! Yavaş olun! Acelecilik yapmakla sevap kazanılamaz.”

Kaynak: Buhârî, Hac 94; Müslim, Hac 268. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 63; Nesâî, Menâsik 203.
Konu: Genel
707-) Ebû Hureyre radıyallahu anh den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”

Kaynak: Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85, Rikâk 23; Müslim, Îmân 74, 75, 77. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50; İbni Mâce, Edeb 4
Konu: Genel
708-) Ebû Şüreyh Huveylid İbni Amr el-Huzâ`î radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söyledi: - “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine câizesini versin”. Ashâb-ı kirâm: - Yâ Resûlallah! Misafirin câizesi nedir? diye sordular. Peygamber aleyhisselâm da: - “Onu bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gündür. Misafiri üç günden fazla ağırlamak ise sadakadır.” Buhârî, Edeb 31, 85, Rikâk 23; Müslim, Lukata 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 5; Tirmizî, Birr 43; İbni Mâce, Edeb 5 Müslim’in bir başka rivayetine göre şöyle buyurdu: - “Bir müslümanın din kardeşinin yanında onu günaha sokacak kadar kalması helâl değildir.” Ashâb-ı kirâm: - Yâ Resûlallah! İnsan din kardeşini nasıl günaha sokar? diye sorunca: - “Misafirini ağırlayacak bir şeyi bulunmayan kimsenin yanında oturup kalmakla” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Lukata 15, 16
Konu: Genel
709-) Ebû İbrâhim veya Ebû Muhammed yahut Ebû Muâviye Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hatice radıyallahu anhâ’yı cennette, içinde hiçbir gürültünün duyulmayıp hiçbir yorgunluğun hissedilmeyeceği, inciden yapılmış bir köşkle müjdeledi.

Kaynak: Buhârî, Umre 11, Menâkıbü’l-ensâr 20, Nikâh 108, Edeb 23, Tevhîd 32, 35; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe, 71-74. Ayrıca Bk. Tirmizî, Menâkıb 61; İbni Mâce, Nikâh 56
Konu: Genel
710-) Ebû Mûsâ el-Eş`arî radıyallahu anh’ın anlattığına göre bir gün evinde abdest alıp dışarı çıkarken kendi kendine: “Bugün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den hiç ayrılmayacağım; hep onun yanında bulunacağım”, dedi. Sonra Mescid’e gidip oradaki sahâbîlere Peygamber aleyhisselâm’ın nerede olduğunu sordu. Onlar da: - Şu tarafa doğru gitti, dediler. Ebû Mûsâ olanları şöyle anlattı: Resûl-i Ekrem’in gittiği yeri sora sora nihayet Eris Kuyusu’nun bulunduğu bahçede olduğunu öğrendim. Ben de bahçe kapısının yanına oturdum. Peygamber aleyhisselâm tuvalet ihtiyacını giderip abdest aldı. Ben de kalkıp yanına vardım. Baktım ki Eris Kuyusu’nun kenarındaki taşların üzerine, kuyu ağzındaki bileziğin tam ortasına oturmuş, baldırlarını açarak ayaklarını kuyuya sarkıtmış. Kendisine selâm verdikten sonra geri dönüp kapının yanına oturdum. Kendi kendime: “Bugün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kapıcısı olacağım”, dedim. O sırada Ebû Bekir radıyallahu anh gelerek kapıyı çaldı. - Kim o? diye sordum. - Ebû Bekir, dedi. - Biraz bekle, dedikten sonra Peygamber aleyhisselâm’ın yanına vardım ve: Yâ Resûlallah! Ebû Bekir geldi, huzura girmek için izin istiyor, dedim. - “İzin ver ve onu cennetle müjdele”, buyurdu. Geri dönüp Ebû Bekir’e: - İçeri gir, Resûlullah seni cennetle müjdeliyor, dedim. Ebû Bekir içeri girdi. Peygamber aleyhisselâm’ın sağ tarafına geçip onun yanına, kuyunun ağzındaki taşın üzerine oturdu ve tıpkı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gibi baldırlarını açarak ayaklarını kuyuya sarkıttı. Ben de geri dönüp yerime oturdum. Ben evden çıkarken abdest almakta olan kardeşim arkamdan yetişecekti. Onu düşünerek kendi kendime: “Eğer Allah Teâlâ falanın hayrını dilerse onu buraya getirir”, dedim. O sırada birinin kapıyı ittiğini gördüm. - Kim o? diye sordum. - Ömer İbnü’l-Hattâb, dedi. - Biraz bekle, dedikten sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına giderek selâm verdim ve: Ömer geldi, huzura girmek için izin istiyor, dedim. - “İzin ver ve onu cennetle müjdele”, buyurdu. Ömer’in yanına dönerek: - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem içeri girmene izin verdi ve seni cennetle müjdeledi, dedim. Ömer içeri girdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sol tarafına geçerek kuyunun ağzındaki taşın üzerine oturdu ve ayaklarını kuyuya sarkıttı. Ben de dönüp kapının yanına oturdum. Kardeşimi düşünerek kendi kendime: “Eğer Allah Teâlâ falanın hayrını dilerse onu buraya getirir”, dedim. Bu sırada biri gelip kapıyı itti. - Kim o? diye sordum. - Osman İbni Affân, dedi. - Biraz bekle, diyerek Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gittim ve onun geldiğini haber verdim. -  “İzin ver ve başına gelecek belâ ile birlikte onu cennetle müjdele”, buyurdu. Geri döndüm ve: - İçeri gir, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem başına gelecek belâ ile birlikte seni cennetle müjdeliyor, dedim. Osman içeri girdi. Kuyu bileziğinde oturacak yer kalmadığını görünce, onların karşılarında bir başka yere oturdu. Saîd İbnü’l-Müseyyeb dedi ki: Ben bu oturuş şeklini onların kabirlerine yordum. Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe 5, Edeb 119, Fiten 17, Ahbâru’l-âhâd 3; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 29. Ayrıca bk. Tirmizî, Menâkıb 18. Buhârî’nin bir rivayetinde şu fazlalık vardır: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana kapıyı korumamı emretti. O rivayette şu ilave de vardır: Osman müjdeyi duyunca Allah’a hamd etti, sonra da: Allah yardımcım olsun, dedi.

Kaynak: Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe 6
Konu: Genel
711-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in etrafında, Ebû Bekir ve Ömer radıyallâhu anhümâ’nın da bulunduğu bir grup insanla oturuyorduk. Bir ara Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aramızdan kalkıp gitti. Uzunca bir süre dönmeyince, başına kötü bir iş gelmesinden korktuk ve telaşla yerimizden kalktık. Bu endişeyi ilk duyan bendim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i araya araya ensardan Neccâr oğullarına ait bir bahçeye geldim. Giriş kapısını arayarak bahçenin etrafını dolandım; fakat bir kapı bulamadım. Bahçenin dışındaki bir kuyudan içeriye su veren küçük bir ark gördüm ve oradan büzülerek Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim. - “Ebû Hureyre! Sen misin?” diye sordu. - Evet, yâ Resûlallah! dedim. - “Ne haber?” dedi. - Aramızda otururken kalkıp gittin; geri dönmediğini görünce, sana bir kötülük yapılmasından korkup telaşlandık. İlk endişe duyan da ben oldum. Kalkıp bu bahçeye geldim ve tilki gibi iki büklüm içeri girdim. Diğerleri de arkadan geliyor, dedim. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Ebû Hureyre!” diye seslendikten sonra ayakkabılarını çıkarıp verdi ve şunları söyledi: “Şu ayakkabılarımı alıp geri dön. Bu duvarın arkasında, gönülden inanarak “Lâ ilâhe illallah” diyen kime rastlarsan, onu cennetle müjdele!”

Kaynak: Müslim, Îmân 52
Konu: Genel
712-) İbni Şümâse şöyle dedi: Amr İbni Âs ölüm döşeğindeyken yanına  gittik. Yüzünü duvara döndü, uzun uzun ağladı. Bunun üzerine oğlu: - Babacığım! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sana şu müjdeyi vermedi mi? Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem seni şöyle müjdelemedi mi? demeye başladı. O zaman Amr İbni Âs yüzünü bize dönerek dedi ki: - Âhiret için hazırladığımız en değerli azık “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” sözüdür. Hayatımda üç devir vardır. Bir zamanlar Resûlullah’a benden fazla kin besleyen yoktu. Bir yolunu bulup da onu öldürmek benim en çok arzu ettiğim şeydi. Şayet bu haldeyken ölseydim, mutlaka cehennemlik olurdum. Allah Teâlâ gönlüme İslâm sevgisini koyunca, Peygamber aleyhisselâm’a gelerek: Elini uzat, sana biat edeceğim, dedim. O elini uzatınca, ben elimi geri çektim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - “Ne oldu, Amr?” diye sordu. - Şart koşmak istiyorum, dedim. - “Neyi şart koşacaksın?” buyurdu. - Bağışlanmamı, dedim. - “Müslüman olmanın daha önceki günahları silip süpürdüğünü, hicret etmenin daha önce işlenen günahları yok ettiğini, haccetmenin daha önce yapılan günahları ortadan kaldırdığını bilmiyor musun?” buyurdu. Artık Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den daha çok sevdiğim biri yoktu. Gözümde ondan daha büyük biri mevcut değildi. Ona duyduğum saygıdan dolayı gözlerimi kandıra kandıra yüzüne bakamazdım. Biri bana onu anlatmamı isteseydi, yüzüne doya doya bakamadığım için bunu yapamazdım. Şayet bu haldeyken ölseydim, cennetlik olmayı umabilirdim. Sonra öyle işlere karıştık ki, o işler karşısında halimin nasıl olduğunu bilemiyorum. Öldüğüm zaman arkamdan ne ağıt, ne de ateş yakılsın. Beni gömdüğünüz zaman üzerime toprağı yavaş yavaş atınız. Sonra bir deveyi boğazlayıp etini taksim edecek kadar bir zaman kabrimin yanından ayrılmayın ki, siz yanımdayken yerime alışayım ve Rabbimin elçilerine nasıl cevap vereceğimi düşüneyim.

Kaynak: Müslim, Îmân 192
Konu: Genel
713-) Zeyd İbni Erkam radıyallahu anh, şöyle dedi: Bir gün Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ayağa kalkarak bize bir konuşma yaptı. Allah’a hamd ü senâdan sonra bize öğüt verdi. Sonra da şöyle buyurdu: - “Ey insanlar! Ben de bir insanım. Yakında Rabbimin elçisi bana da gelecek ve ben onun davetine uyup gideceğim. Size iki önemli şey bırakıyorum. Biri, insanı doğruya götüren bir rehber ve nur olan Allah’ın Kitabı Kur’an’dır. Allah’ın kitabına yapışın ve sımsıkı sarılın!” Peygamber aleyhisselâm Kur’an’a sarılma ve ona bağlanma konusunda tavsiyelerde bulundu. Sonra sözüne şöyle devam etti: “Size bir de Ehl-i beyt’imi bırakıyorum. Allah’tan korkun da Ehl-i beyt’ime saygılı davranın!”.

Kaynak: Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 36
Konu: Genel
714-) Ebû Süleyman Mâlik İbni Huveyris radıyallahu anh şöyle dedi: Biz aynı yaşlarda bir grup genç Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelmiş ve yirmi gün boyunca yanında kalmıştık. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çok merhametli ve şefkat dolu bir kimseydi. Bizim yakınlarımızı özlediğimizi anlayınca, geride ailemizden kimleri bıraktığımızı sordu. Biz de kendisine söyledik. O zaman şöyle buyurdu: “Haydi ailenizin yanına dönün ve onların yanında kalarak kendilerini bilgilendirin. Onlara şu namazı şu vakitte, bu namazı bu vakitte kılmalarını söyleyin. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri ezan okusun, en yaşlınız da size imam olsun.” Buhârî, Ezân 17, 18, 49, 140, Cihâd 42, Edeb 27, Âhâd 1; Müslim, Mesâcid 292. Ayrıca bk. Nesâî, Ezân 8. Buhârî bir rivayetinde şunu ilâve etmiştir: “Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz, siz de öyle namaz kılın.”

Kaynak: Buhârî, Âhâd 1
Konu: Genel
715-) Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den umre yapmak için izin istedim. İzin verdi ve: “Bizi duadan unutma, sevgili kardeşim!” buyurdu. Onun bu sözüne karşılık bana dünyayı verseler, bu kadar sevinmezdim. Ebû Dâvûd, Vitir 23 Bir başka rivayete göre şöyle buyurdu: “Sevgili kardeşim! Bizi de duana ortak et!”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 110. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vitir 23; İbni Mâce, Menâsik 5
Konu: Genel
716-) Sâlim İbni Abdullah İbni Ömer’in söylediğine göre, (babası) Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ bir yolculuğa çıkacak kimseye şöyle derdi: Yanıma gel de, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bizimle vedalaştığı gibi seninle vedalaşalım. Resûl-i Ekrem şöyle vedalaşırdı: “Dinini koruyup emanetlerini ifa etmen ve amellerini hayırla sonuçlandırman hususunda seni Allah’a emanet ediyorum.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 44. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 73; İbni Mâce, Cihâd 24
Konu: Genel
717-) Sahâbî Abdullah İbni Yezîd el-Hatmî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem orduyla vedâlaşmak istediği zaman: “Dininizi koruyup emanetlerinizi ifa etmeniz ve amellerinizi hayırla sonuçlandırmanız hususunda sizi Allah’a emanet ediyorum.” derdi.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 73.
Konu: Genel
718-) Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Peygamber aleyhisselâm’a gelerek: - Yâ Resûlallah! Yolculuğa çıkıyorum; bana dua et, dedi. Resûl-i Ekrem de: - “Allah sana takvâ nasib etsin” buyurdu. Adam tekrar: - Bana dua et, deyince: - “Allah günahını bağışlasın” buyurdu. O yine: - Bana dua et, deyince de: - “Bulunduğun her yerde, kolayca hayır yapmanı sağlasın” buyurdu.

Kaynak: Tirmizî, Daavât 45.
Konu: Genel
719-) Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tıpkı bir Kur’an sûresini öğretir gibi, bize her iş için istihâre yapmayı öğretirdi. Şöyle buyururdu: “Herhangi biriniz bir iş yapmak istediğinde, farz namazlardan ayrı olarak iki rekât namaz kılsın, sonra da şöyle desin: Allahım! Sen her şeyi bildiğin için, hakkımda hayırlı olanı bana da bildirmeni, senin gücün her şeye yettiği için, beni başarılı kılmanı ve hayırlı olanı nasip etmeni, senin o büyük kereminden  niyaz ederim. Çünkü senin gücün her şeye yeter, benimki yetmez; sen her şeyi bilirsin, ben bilemem. Şüphesiz sen görülüp bilinmeyenleri de bilirsin. Allahım! Eğer bu işin benim dinim, dünyam ve âhiretim için hayırlı olduğunu biliyorsan (râvi, sözün burasında Hz. Peygamber’in hangi ifadeyi kullandığında tereddüt etti. Onun şöyle demiş olabileceğini söyledi: “şimdi veya daha sonrası için hayırlı olduğunu biliyorsan”) onu yapmayı nasip et, kolaylık ver ve onu bana mübarek kıl. Şayet bu işin benim dinim, dünyam ve âhiretim için kötü olduğunu biliyorsan (yine râvi, sözün burasında Hz. Peygamber’in hangi ifadeyi kullandığında tereddüt etti. Onun şöyle demiş olabileceğini söyledi: “şimdi veya daha sonrası için kötü olduğunu biliyorsan”) onu benden, beni ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise onu bana nasip et, sonra da gönlümü bu sonuca râzı kıl!” der ve isteyeceği şeyi söylerdi.

Kaynak: Buhârî, Teheccüd 28, Daavât 48, Tevhîd 10. Ayrıca Bk. Tirmizî, Vitr 18; İbni Mâce, İkâme 188.
Konu: Genel
720-) Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Bayram günlerinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem farklı yollardan gidip dönerdi.

Kaynak: Buhârî, Îdeyn 24
Konu: Genel
721-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (Medine’den çıkarken) Şecere yolundan çıkar, Mu`arres yolundan dönerdi. Mekke’ye de Seniyyetü’l-`ulyâ’dan (yukarı Seniyye yolundan) girer, Seniyyetü’s-süflâ’dan (aşağı Seniyye yolundan) çıkardı.

Kaynak: Buhârî, Hac 15; Müslim, Hac 223. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 44
Konu: Genel
722-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem temizlenmeye, taranmaya, ayakkabısını giymeye varıncaya kadar her işe sağdan başlamayı pek severdi.

Kaynak: Buhârî, Vudû’ 31, Salât 47, Et`ime 5, Libâs 38, 77; Müslim, Tahâret 66, 67. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Libâs 41; Tirmizî, Cum’a 75; Nesâî, Tahâret 90, Gusül 17, Zînet 8, 63; İbni Mâce, Tahâret 42
Konu: Genel
723-) Âişe radıyallâhu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sağ elini temizlik ve yemek için, sol elini de tuvalette temizlenmek ve benzeri işler için kullanırdı.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Tahâret 18
Konu: Genel
724-) Ümmü Atıyye radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kızı Zeyneb radıyallahu anhâ’yı yıkayan kadınlara şöyle buyurdu: “Sağ tarafından ve abdest organlarından başlayın.”

Kaynak: Buhârî, Vudû’ 31, Cenâiz 10-11, Müslim, Cenâiz, 42-43. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 29; Nesâî, Cenâiz 31; İbni Mâce, Cenâiz 8
Konu: Genel
725-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz ayakkabısını giyeceği zaman önce sağ ayağından, ayakkabısını çıkaracağı zaman da önce sol ayağından başlasın. Böylece sağ ayak ilk önce giyilen, en sonra çıkarılan ayak olsun.”

Kaynak: Buhârî, Libâs 39; Müslim, Libâs 67. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Libâs 41; Tirmizî, Libâs 37; İbni Mâce, Libâs 28
Konu: Genel
726-) Hafsa radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yerken, içerken ve giyinirken sağ  elini, diğer işleri yaparken de sol elini kullanırdı. 

Kaynak: Ebû Dâvûd, Tahâret 18
Konu: Genel
727-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Elbise giydiğiniz ve abdest aldığınız zaman sağ tarafınızdan başlayınız.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Libâs 41; Tirmizî, Libâs 37 (mânen). Ayrıca Bk. İbni Mâce, Tahâret 42
Konu: Genel
728-) Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Mina’ya gelince hemen cemreye gitti ve taşları attı. Sonra Mina’daki dinlenme yerine gitti ve kurbanını kesti. Bu işler bitince berberi çağırdı ve ona önce başının sağ tarafını, sonra sol tarafını göstererek: “Buralardan kes!” buyurdu. Daha sonra kesilen saçlarını halka dağıttı. Buhârî, Vudû’ 33 ; Müslim, Hac 323-325. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 78. Diğer bir rivayet ise şöyledir: Resûl-i Ekrem cemrede taşları atıp, kurbanını kestikten sonra tıraş olmak istedi. Başının sağ yanını berbere uzattı; o da tıraş etti. Peygamber aleyhisselâm Ebû Talha el-Ensârî’yi çağırarak kesilen saçlarını ona verdi. Sonra başının sol tarafını berbere uzatarak: “Tıraş et!” buyurdu. Berber de tıraş etti. Resûl-i Ekrem kesilen saçları yine Ebû Talha’ya vererek: “Bunları halka taksim et!” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Hac 326. Ayrıca Bk. Tirmizî, Hac 73
Konu: Genel
729-) Ömer İbni Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: “Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”

Kaynak: Buhârî, Et`ime 2, 3; Müslim, Eşribe 108. Ayrıca Bk. Tirmizî, Et`ime 47; İbni Mâce, Et`ime 8
Konu: Genel
730-) Âişe radıyallahu anhâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: “Biriniz yemek yerken besmele çeksin. Şayet yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutursa, hatırladığı anda ‘baştan sona bismillah’ desin.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Et`ime 15; Tirmizî, Et`ime 47
Konu: Genel
731-) Câbir radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi: “Kişi evine  girerken ve yemek yerken besmele çekerse, şeytan adamlarına, “Burada ne geceleyebilir ne de yemek yiyebilirsiniz” der. Eğer o kimse eve girerken besmele çekmezse, şeytan adamlarına, “Geceyi geçirecek bir yer buldunuz” der. O şahıs yemek yerken besmele çekmezse, şeytan kendi adamlarına, “Hem barınacak yer hem de yiyecek yemek buldunuz” der.”

Kaynak: Müslim, Eşribe 103. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 15; İbni Mâce, Duâ 19
Konu: Genel
732-) Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte yemek yiyeceğimiz zaman, o, yemeğe dokunmadan elimizi yemeğe sürmezdik. Yine bir gün onunla birlikte yemek yiyecektik. Derken küçük bir kız çocuğu geldi. Sanki biri onu arkasından itiyormuş gibiydi. Hemen elini yemeğe uzattı; fakat Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elini tuttu. Daha sonra bir bedevî geldi; o da arkasından itiliyormuş gibiydi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun da elini tuttu ve sonra şöyle buyurdu: “Şeytan besmele çekilmeden başlanan bir yemeğe katılmayı pek arzu eder. O, şu yemeğe katılmak için bu câriyeyi getirdi. Fakat ben elini tuttum. Bu bedevî sayesinde yemeğe katılmak için onu alıp getirdi; onun da elini tuttum. Nefsimi kudretiyle elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, şeytanın eli, onların eliyle birlikte avucumdaydı.” Sonra Peygamber aleyhisselâm besmele çekip yemeğe başladı.

Kaynak: Müslim, Eşribe 102. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 15
Konu: Genel
733-) Sahâbî Ümeyye İbni Mahşî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında birisi yemek yiyordu. Adam son lokmaya kadar besmele çekmedi. Son lokmayı ağzına götürürken “bismillâhi evvelehû ve âhirehû” (baştan sona bismillâh) dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem güldü ve şöyle buyurdu: “Şeytan onunla birlikte yemek yiyordu. Adam besmele çekince, şeytan yediklerini kustu.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Et`ime 15; Nesâî, es-sünenü’l-kübrâ, Âdâbü’l-ekl, 15.
Konu: Genel
734-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbından altı kişiyle birlikte yemek yiyordu. Bu sırada bir bedevî geldi ve yemeği iki lokmada bitiriverdi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şayet o besmele çekseydi, yemek hepinize yeterdi.”

Kaynak: Tirmizî, Et`ime 47. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et`ime 7
Konu: Genel
735-) Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm sofrasını kaldırdığı zaman şöyle derdi: “Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz.”

Kaynak: Buhârî, Et`ime 54. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 52; Tirmizî, Daavât 55; İbni Mâce, Et`ime 16
Konu: Genel
736-) Muâz İbni Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse yemek yedikten sonra: Bana bu yemeği yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Libâs 1; Tirmizî, Daavât 56. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et`ime 16
Konu: Genel
737-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yemekte hiçbir zaman kusur aramazdı. İştahı varsa yer, canı çekmiyorsa yemezdi.

Kaynak: Buhârî, Menâkıb 23; Et`ime 21; Müslim, Eşribe 187, 188. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 13; Tirmizî, Birr 84
Konu: Genel
738-) Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gün Peygamber aleyhisselâm ev halkından ekmekle birlikte yiyeceği bir katık istedi. Onlar da: - Evde sirkeden başka bir şey yok, dediler. Resûl-i Ekrem onu getirmelerini söyledi. Sonra da: - “Sirke ne güzel katık; sirke ne güzel katık!” diyerek yemeğini yemeye başladı.

Kaynak: Müslim, Eşribe 167-169. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 39; Tirmizî, Et`ime 35; İbni Mâce, Et`ime 33
Konu: Genel
739-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz yemeğe davet edildiği zaman gitsin; şayet oruçluysa yemek sahibine dua etsin; oruçlu değilse yesin.”

Kaynak: Müslim, nikâh 106. Ayrıca Bk. müslim, Sıyâm 159; Ebû dâvûd, Et`ime 1, Savm 75
Konu: Genel
740-) Ebû Mes`ûd el-Bedrî radıyallahu anh şöyle dedi: Sahâbeden biri Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem için yemek hazırladı ve onu dört kişiyle birlikte davet etti. Fakat bir adam peşlerine takılıp geldi. Kapıya gelince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ev sahibine: - “Bu bizim peşimize takılıp geldi. İstersen girmesine izin verirsin. İstemezsen geri dönüp gitsin” dedi. Ev sahibi: - Hayır, ona izin veriyorum, yâ Resûlallah! dedi.

Kaynak: Buhârî, Büyû` 21, Mezâlim 14, Et`ime 34, 57; Müslim, Eşribe 138
Konu: Genel
741-) Ömer İbni Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in himâyesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken, elim yemek tabağının her yanına giderdi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:  “Oğlum, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”.

Kaynak: Buhârî, Et`ıme 2, 3; Müslim, Eşribe 108. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et`ıme 8
Konu: Genel
742-) Seleme İbni Ekva` radıyallahu anh’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Adamın biri Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında sol eliyle yemek yedi. Resûl-i Ekrem ona: - “Sağ elinle ye!” buyurdu. Adam: - Yapamıyorum, diye cevap verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem o adama: - “Yapamaz ol!” diye beddua etti. Seleme’nin dediğine göre adam kibirinden dolayı böyle söylemişti. Resûlullah’ın bedduası üzerine elini ağzına götüremez oldu.

Kaynak: Müslim, Eşribe 107
Konu: Genel
743-) Cebele İbni Sühaym şöyle dedi: İbni Zübeyr ile birlikte savaştığımız sene kıtlık oldu. Bize erzak olarak hurma dağıtıldı. Hurmayı yerken Abdullah İbni Ömer yanımızdan geçer ve bize şöyle derdi: Hurmayı çifter çifter yemeyiniz. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bize hurmayı çifter çifter yemeyi yasakladı. Sonra İbni Ömer sözlerine devamla: Fakat arkadaşı izin verirse, çifter çifter yiyebilir, derdi.

Kaynak: Buhârî, Et`ime 44, Şirket 4, Mezâlim 14; Müslim, Eşribe 150. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 43; Tirmizî, Et`ime 16; İbni Mâce, Et`ime 41
Konu: Genel
744-) Vahşî İbni Harb şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı: - Yâ Resûlallah! Yemek yiyoruz, fakat doymuyoruz, dediler. Resûl-i Ekrem onlara: - “Herhalde ayrı ayrı yiyorsunuz!” diye sorunca: - Evet, öyle yapıyoruz, dediler. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de: - “Yemeği birlikte yiyiniz; besmele çekiniz; yemeğiniz bereketlenir” buyurdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Et`ime 14. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et`ime 17
Konu: Genel
745-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bereket yemeğin ortasına iner. Bu sebeple tabağın ortasından değil, kenarlarından itibaren yiyiniz.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Et’ime 17; Tirmizî, Et’ime 12. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et’ime 12
Konu: Genel
746-) Abdullah İbni Büsr radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in dört kişinin taşıyabildiği garrâ adlı bir yemek kabı vardı. Kuşluk vakti girip kuşluk namazı da kılındıktan sonra, içinde tirit bulunan bu yemek kabını getirdiler. Ashâb-ı kirâm da etrafına toplandı. Sahâbîler çoğalınca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem diz çöktü. Bunu gören bir bedevî: - Bu nasıl oturuş? diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de: - “Allah Teâlâ beni inatçı bir zorba değil, şerefli bir kul olarak yarattı” buyurdu. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözüne şöyle devam etti: “Yemek kabının kenarlarından itibaren yiyin. Üstünden yemeyin ki, yemek bereketli olsun.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Et`ime 17. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et`ime 6
Konu: Genel
747-) Ebû Cühayfe Vehb İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ben bir yere dayanarak yemek yemem.”

Kaynak: Buhârî, Et`ime 13. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 16; Tirmizî, Et`ime 28; İbni Mâce, Et`ime 6
Konu: Genel
748-) Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i dizlerini dikerek oturmuş hurma yerken gördüm.

Kaynak: Müslim, Eşribe 148
Konu: Genel
749-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz yemek yediği zaman parmağını yalamadıkça (veya emmedikçe) silmesin.”

Kaynak: Buhârî, Et`ime 52; Müslim, Eşribe 129. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 51; İbni Mâce, Et`ime 9
Konu: Genel
750-) Kâ`b İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in üç parmağıyla yemek yediğini, yemekten sonra da parmaklarını yaladığını gördüm.

Kaynak: Müslim, Eşribe 131, 132. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 49; Tirmizî, Et`ime 11
Konu: Genel
751-) Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem parmakları yalayıp tabağı silmeyi emrederek şöyle buyurdu: “Yemeğinizin neresinde bereket bulunduğunu bilemezsiniz.”

Kaynak: Müslim, Eşribe 133
Konu: Genel