Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı

251-) Hz. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birbiriyle kavgalı iki kişinin kapıda bağırıp çağırdıklarını duydu. Borçlu adam, alacaklı olandan, alacağının bir kısmını bağışlamasını ve kendisine anlayışlı davranmasını istiyordu. Alacaklı olan ise: - Vallahi yapmayacağım, diyordu. Onların yanına çıkan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Nerede o iyilik yapmayacağım diye yemin eden adam?” diye sordu. Alacaklı olan:

Kaynak: - Buradayım Ey Allah’ın Resûlü! Nasıl İstiyorsa Öyle Olsun, Dedi. buhârî, Sulh 10; Müslim, Müsâkât 19
Konu: Genel
252-) Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Amr İbni Avf oğulları arasında bir kavga çıktığını duydu. Aralarını bulmak için bir grup sahâbî ile birlikte oraya gitti. Onları barıştırmak için bir müddet orada kaldı. Bu arada namaz vakti gelmişti. Bilâl, Ebû Bekir radıyallahu anh’â - Ebû Bekir! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gelemedi. Namaz vakti de girdi. İmam olup namaz kıldırır mısın? diye sordu. Hz. Ebû Bekir de: - Peki, istersen kılalım, dedi. Bilâl ezan okudu. Ebû Bekir de öne geçip tekbir aldı. Müslümanlar da ona uydular. Derken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi; safların arasından öne geçti. Bunun üzerine cemaat (Hz. Peygamber’in geldiğini imama haber vermek için) el çırpmaya başladı. Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir yana bakmazdı. Cemaat durmadan el çırpınca dönüp bakmak zorunda kaldı. Yanında Resûlullah’ı görüverdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ona yerinde kalması için işaret etti. Fakat Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah’a hamd etti ve arkadaki safa girinceye kadar geri gitti. O zaman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince, halka dönerek şunları söyledi: - “İnsanlar! Namazda bir durum meydana gelince niçin el çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara mahsustur. Namazda bir durumla karşılaşan kimse sübhânallah desin. Onun sübhânallah dediğini duyan kimse, kendisine dönüp bakar.” Sonra Ebû Bekir’e dönerek: - “Ebû Bekir! Yerinde kal diye işaret ettiğim halde niçin namazı kıldırmadın?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir: - Ebû Kuhâfe’nin oğluna Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önüne geçip namaz kıldırmak yakışmazdı, diye cevap verdi.

Kaynak: Buhârî, Ezân 48, Amel Fi’s-salât 3, 16, Sehv 9, Sulh 1, Ahkâm 36; Müslim, Salât 102. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 169; Nesâî, İmâmet 7
Konu: Genel
253-) Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Amr İbni Avf oğulları arasında bir kavga çıktığını duydu. Aralarını bulmak için bir grup sahâbî ile birlikte oraya gitti. Onları barıştırmak için bir müddet orada kaldı. Bu arada namaz vakti gelmişti. Bilâl, Ebû Bekir radıyallahu anh’â - Ebû Bekir! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gelemedi. Namaz vakti de girdi. İmam olup namaz kıldırır mısın? diye sordu. Hz. Ebû Bekir de: - Peki, istersen kılalım, dedi. Bilâl ezan okudu. Ebû Bekir de öne geçip tekbir aldı. Müslümanlar da ona uydular. Derken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi; safların arasından öne geçti. Bunun üzerine cemaat (Hz. Peygamber’in geldiğini imama haber vermek için) el çırpmaya başladı. Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir yana bakmazdı. Cemaat durmadan el çırpınca dönüp bakmak zorunda kaldı. Yanında Resûlullah’ı görüverdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ona yerinde kalması için işaret etti. Fakat Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah’a hamd etti ve arkadaki safa girinceye kadar geri gitti. O zaman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince, halka dönerek şunları söyledi: - “İnsanlar! Namazda bir durum meydana gelince niçin el çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara mahsustur. Namazda bir durumla karşılaşan kimse sübhânallah desin. Onun sübhânallah dediğini duyan kimse, kendisine dönüp bakar.” Sonra Ebû Bekir’e dönerek: - “Ebû Bekir! Yerinde kal diye işaret ettiğim halde niçin namazı kıldırmadın?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir: - Ebû Kuhâfe’nin oğluna Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önüne geçip namaz kıldırmak yakışmazdı, diye cevap verdi.  

Kaynak: Buhârî, Ezân 48, Amel Fi’s-salât 3, 16, Sehv 9, Sulh 1, Ahkâm 36; Müslim, Salât 102. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 169; Nesâî, İmâmet 7
Konu: Genel
254-) Hârise İbni Vehb radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim dedi: “Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği ve fakat şöyle olacak diye yemin etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği kimselerdir. Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalbli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.”

Kaynak: Buhârî, Eymân 9, Tefsîru Sûre (68), 1, Edeb 61; Müslim, Cennet 47. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cehennem 13; İbni Mâce, Zühd 4
Konu: Genel
255-) Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gün Hz. Peygamber’in yanından bir adam geçti. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanında oturan kimseye: - “Şu adam hakkında ne dersin?” diye sordu. O da: - Bu zât ileri gelen hatırlı kişilerden biridir. Vallahi böyle bir adam bir kıza tâlip olsa evlendirilmeye, birine aracılık yapsa sözü dinlenmeye lâyıktır, diye cevap verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir şey söylemedi. Sonra oradan biri daha geçti. Peygamber aleyhisselâm yine yanında oturana: - “Ya bu adam hakkında ne dersin?” diye sordu. Bu defa o zât: - Yâ Resûlallah! Bu adam fakir müslümanlardan biridir. Bir kıza tâlip olsa, istediği kız verilmez. Birine aracılık etse, ricası kabul edilmez. Konuşmaya kalksa, sözü dinlenmez, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Bu sonuncu adam, öteki gibi dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır.”  

Kaynak: Buhârî, Nikâh 15, Rikak 16. Hadis Müslim’de Yoktur. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 5
Konu: Genel
256-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennet ile cehennem münakaşa ettiler. Cehennem: - Bende zorbalar ve kibirliler var, dedi. Cennet: - Bende yalnız zayıflar ve yoksullar var, dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ onların çekişmesini şöyle halletti: - Ey cennet! Sen benim rahmetimsin, dilediğime seninle merhamet ederim. Ey cehennem! Sen de benim azâbımsın. Dilediğime seninle azâb ederim. Ben her ikinizi de dolduracağım.”   

Kaynak: Müslim, Cennet 34; Buhârî, Tefsîru Sûre (50), 1, Tevhîd 25. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cennet 22
Konu: Genel
257-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyamet günü, dünyada büyük diye tanınan iriyarı bir adam çıkagelir. Halbuki onun Allah yanında sinek kanadı kadar bile değeri yoktur.” 

Kaynak:  buhârî, Tefsîru Sûre (18), 6; Müslim, Münâfikûn 18
Konu: Genel
258-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, siyah bir kadın - veya siyah bir genç- Mescid-i Nebevî’yi süpürürdü. Bir ara Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem o kadını -veya genci- göremeyince onun nerede olduğunu sordu. - Öldü, dediler. Hz. Peygamber: - “Bana haber verseydiniz ya!” buyurdu. Sahâbîler o kadını -veya genci- önemsememişlerdi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sözüne devamla “Bana mezarını gösterin” buyurdu. Mezarını gösterdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun cenaze namazını kıldıktan sonra şöyle buyurdu: “Bu kabirler orada yatanlar için zifirî karanlıktır. Üzerlerine kılacağım namaz sebebiyle Allah Teâlâ onların kabirlerini aydınlatır.”

Kaynak: Buhârî, Salât 72, Cenâiz 67; Müslim, Cenâiz 71. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 57; İbni Mâce, Cenâiz 32
Konu: Genel
259-) Ebû Hureyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: “Saçı başı dağınık, eli yüzü tozlu, kapılardan koğulmuş öyleleri vardır ki, bu şöyle olacak diye yemin etseler, Allah onların dediğini yapar.” 

Kaynak: Müslim, Birr 138, Cennet 48
Konu: Genel
260-) Üsâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Cennetin kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek için alıkonulmuştu. Cehennemlik olduğu kesinleşenlerin de ateşe girmesi emrolunmuştu. Cehennemin de kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, cehenneme girenlerin çoğu kadınlardı”. 

Kaynak: Buhârî, Rikak 51, Nikâh 87; Müslim, Zikir 93
Konu: Genel
261-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Beşikte sadece üç kişi konuştu. Bunlardan biri Meryem’in oğlu Hz. Îsâ, diğeri Cüreyc ile macerası olan çocuktur. Cüreyc ibadete düşkün bir kimseydi. Bir mâbede yerleşip orada ibadet etmeye başladı. Birgün annesi geldi: - Cüreyc! diye seslendi.                                                                    Cüreyc kendi kendine: “Yâ Rabbî anneme cevap mı versem, yoksa namazıma devam mı etsem” diye söylendi. Sonra namazına devam etti. Annesi de dönüp gitti. Ertesi gün annesi yine Cüreyc namaz kılarken geldi ve: - Cüreyc! diye seslendi.                        Cüreyc yine kendi kendine: “Rabbim! Anneme mi cevap vermeliyim, yoksa namazıma mı devam etmeliyim” diye söylendi. Sonra namazına devam etti. Birgün sonra annesi yine Cüreyc namaz kılarken geldi ve: - Cüreyc! diye seslendi. Cüreyc içinden: “Rabbim! Anneme cevap mı versem, yoksa namazıma devam mı etsem” diye söylendi. Sonra da namazına devam etti. Bunun üzerine annesi: - Allahım! Fâhişelerin yüzüne bakmadan onun canını alma! diye beddua etti. Birgün İsrailoğulları Cüreyc ve ibadete düşkünlüğü hakkında konuşuyorlardı. Güzelliği ile meşhur bir fâhişe de oradaydı: - Eğer isterseniz ben onu baştan çıkarabilirim, dedi. Vakit kaybetmeden Cüreyc’in yanına gitti. Fakat Cüreyc onun yüzüne bile bakmadı. Cüreyc’in ibadethânesinde yatıp kalkan bir çoban vardı. Kadın onunla ilişki kurarak çobandan hâmile kaldı. Çocuğunu dünyaya getirince, onun Cüreyc’den olduğunu ileri sürdü. Bunu duyan halk Cüreyc’in yanına gelerek onu alaşağı ettiler ve ibadethânesini yıkarak kendisini dövmeye başladılar. Cüreyc: - Niçin böyle davranıyorsunuz? diye sorunca: - Sen bu fâhişe ile zina etmişsin ve senin çocuğunu doğurmuş, dediler. Cüreyc: - Çocuk nerede? diye sordu. Çocuğu alıp ona getirdiler. Cüreyc: “Yakamı bırakın da namaz kılayım” dedi. Namazını kılıp bitirince çocuğun yanına geldi ve karnına dokundu: “Söyle çocuk! Baban kim?” diye sordu. Çocuk: - Babam falan çobandır, diye cevap verdi. Bunu gören halk Cüreyc’in ellerine kapanarak öpmeye ve ellerini onun vücuduna sürerek af dilemeye başladılar: - Sana altın bir mâbed yapacağız, dediler. Cüreyc: - Hayır, eskiden olduğu gibi yine kerpiçten yapın, dedi. Ona kerpiçten bir mâbed yaptılar. (Beşikte konuşan üçüncü şahsın macerası şöyledir:) Çocuğun biri annesini emerken cins bir ata binmiş ve iyi giyinmiş yakışıklı bir adam oradan geçti. Onu gören anne: - Allahım! Benim oğlumu da böyle yap! diye dua etti. Emmeyi bırakan çocuk o adama bakarak: - Allahım! Beni onun gibi yapma! dedi ve yine emmeye koyuldu. Ebû Hureyre der ki: - Çocuğun emmesini anlatırken, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şehâdet parmağını ağzına alıp emişi hâlâ gözümün önündedir. Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti: “Câriyenin birini: - Zina ettin, hırsızlık yaptın diye döverek oradan geçirdiler. Câriye ise: - Bana Allah’ım yeter; O ne güzel vekildir (hasbiyellâhü ve ni`mel vekîl) diyordu. Bunu gören anne: - Allahım! Çocuğumu onun gibi yapma! diye dua etti. Memeyi bırakan çocuk câriyeye baktı ve: - Allahım! Beni onun gibi yap! dedi. Bunun üzerine anne ile çocuğu konuşmaya başladılar. Anne: - Yakışıklı bir adam geçti. Ben de “Allahım! Benim oğlumu da böyle yap!” diye dua ettim. Sen ise “Allahım! Beni onun gibi yapma!” dedin. O câriyeyi zina ettin, hırsızlık yaptın diye döverek götürdüler. Ben “Allahım! Çocuğumu onun gibi yapma!” diye dua ettim. Sen ise “Allahım! Beni onun gibi yap!” dedin. Niçin? diye sordu. Çocuk dedi ki: - O adam zâlimin tekiydi. Onun için ben “Allahım! Beni onun gibi zorba yapma!” diye dua ettim. O câriye zina etmediği hâlde zina ettin diye dövüyorlardı. Hırsızlık yapmadığı hâlde, hırsızlık yaptın diyorlardı. Bunun için de “Allahım! Beni onun gibi yap!” diye dua ettim.

Kaynak: Buhârî, Amel Fi’s-salât 7, Mezâlim 35, Enbiyâ 48, 54; Müslim, Birr 7, 8
Konu: Genel
262-) Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi: Biz altı kişi Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte oturuyorduk. Bu hâli gören müşrikler Peygamber aleyhisselâm’a: - Şunları yanından def’et! Bize karşı saygısızlık etmeye kalkmasınlar, dediler. Orada benden başka Abdullah İbni Mes`ûd, Hüzeyl kabilesinden biri, Bilâl ve adlarını vermek istemediğim iki kişi daha vardı. Müşriklerin bu teklifi üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kalbinden (kendisine kırılmayacağımızdan emin olduğu için) bizleri oradan uzaklaştırma düşüncesi geçti. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: “Sabah akşam Rablerinin rızâsını dileyerek ona yalvaranları huzurundan kovma!”

Kaynak:  [en`âm Sûresi (6), 52]. Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 46
Konu: Genel
263-) Bey`atü’r-rıdvân’a katılan sahâbilerden Ebû Hübeyre Âiz İbni Amr el-Müzenî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre birgün Ebû Süfyân, aralarında Selmân-ı Fârisî, Suheyb-i Rûmî ve Bilâl-i Habeşî’nin de bulunduğu bir gurup müslümanın yanından geçti. Onu gören bu müslümanlar: - Allah’ın kılıcı Allah düşmanını haklamadı, dediler. Bunu duyan Ebû Bekir radıyallahu anh: - Bu sözü Kureyş’in büyüğüne ve efendisine mi söylüyorsunuz? dedi. Sonra da Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gelerek bu olayı anlattı. O zaman Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Ebû Bekir! Bu sözünle belki de onları gücendirdin. Eğer onları gücendirdiysen, Rabbini de gücendirdin demektir”, buyurdu. Hz. Ebû Bekir hemen o yoksul müslümanların yanına gelerek: - Kardeşlerim! Yoksa sizleri gücendirdim mi? diye sordu. Onlar:                                                   - Hayır sana gücenmedik. Allah seni bağışlasın, kardeş! dediler.    

Kaynak: Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 170
Konu: Genel
264-) Sehl İbni Sa`d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben ve yetimi himâye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız” buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz aralayarak, gösterdi.

Kaynak: Buhârî, Talâk 25, Edeb 24. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Birr 14
Konu: Genel
265-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himâye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana bulunacağız.” Hadisin râvisi Mâlik İbni Enes, -Peygamber aleyhisselâm’ın yaptığı gibi- işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi.

Kaynak: Müslim, Zühd 42
Konu: Genel
266-)  Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir iki hurma veya bir iki lokmayla savuşturulan kimse yoksul değildir. Asıl yoksul, muhtaç olduğu hâlde dilenmeyen kimsedir.” Buhârî, Tefsîru sûre (2), 48; Müslim, Zekât 102. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 24; Nesâî, Zekât 76 Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim’deki diğer bir rivayete göre ise Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kapı kapı dolaşıp bir iki lokma, bir iki hurma ile savuşturulan kimse yoksul değildir. Asıl yoksul, kendisine yetecek malı bulunmayan, muhtaç olduğu bilinip de kendisine sadaka verilmeyen ve kimseden bir şey dilenmeyen kimsedir.”

Kaynak: Buhârî, Zekât 53; Müslim, Zekât 101. Ayrıca Bk. Nesâî, Zekât 76
Konu: Genel
267-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kocasız kadınlarla, yoksulların işlerine yardım eden kimse, Allah yolunda cihâd etmiş gibi sevap kazanır.” Râvi diyor ki, hatta Hz. Peygamber’in: “O kimse tıpkı geceleri durmadan namaz kılan, gündüzleri hiç ara vermeden oruç tutan kimse gibidir” buyurduğunu da sanıyorum.

Kaynak: Buhârî, Nafakât 1, Edeb 25, 26; Müslim, Zühd 41. Ayrıca Bk. Tirmizî, Birr 44; Nesâî, Zekât, 78; İbni Mâce, Ticârât 1
Konu: Genel
268-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Yemeklerin en fenası, davet edildiği zaman gelecek olan kimselerin çağırılmadığı, gelmeye pek arzulu olmayanların dâvet edildiği düğün yemekleridir. (Canı istemediği için) dâvete gitmeyen kimse, Allah’a ve Resûlü’ne karşı gelmiş sayılır.”  Müslim, Nikâh 110. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 1 Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim’de Ebû Hureyre’nin şöyle dediği rivayet olunmuştur: “Zenginlerin dâvet edilip fakirlerin çağırılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.”

Kaynak: Buhârî, Nikâh 72; Müslim, Nikâh 107. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 25
Konu: Genel
269-) Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yanyana bulunacağız” buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi.

Kaynak: Müslim, Birr 149. Ayrıca Bk. Tirmizî, Birr 13
Konu: Genel
270-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Yanında iki kız çocuğu bulunan bir kadın gelerek bir şeyler istedi. Evde bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu çıkarıp kadına verdim. Kendisi hiç tatmadan hurmayı ikiye bölerek çocuklarına verdikten sonra kalkıp gitti. Bu sırada Peygamber aleyhisselâm yanımıza geldi. Ben bu olup biteni kendisine anlatınca şöyle buyurdu: “Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.”

Kaynak: Buhârî, Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147. Ayrıca Bk. Tirmizî, Birr 13
Konu: Genel
271-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Sırtına iki çocuğunu almış yoksul bir kadın çıkageldi. Ona üç hurma verdim. O da çocuklarına birer hurma verdi; öteki hurmayı yemek için ağzına götürmüştü ki, çocukları onu da istediler. Kadıncağız yemek istediği bu hurmayı çocuklarına bölüştürdü. Kadının bu tutumuna hayran kaldım ve yaptığını Resûlullah’a anlattım. Şöyle buyurdu: “Bu şefkati sebebiyle Allah Teâlâ o kadına mutlaka cenneti vermiş (veya) bu sebeple onu cehennemden âzâd etmiştir.”

Kaynak:  müslim, Birr 148
Konu: Genel
272-) Ebû Şüreyh Huveylid İbni Amr el-Huzâ`î radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Allahım! İki zayıf kimsenin, yetimle kadının hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum.”     Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, ‘İşretü’n-nisâ, 64, (V, 363). Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 6

Kaynak:  
Konu: Genel
273-) Sa`d İbni Ebû Vakkâs’ın oğlu Mus`ab radıyallahu anhümâ şöyle dedi: (Babam) Sa`d, daha aşağı seviyedekilere göre kendisinin üstün olduğunu düşünürmüş. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuş: “Allah size yardım edip rızık veriyorsa, bu, aranızdaki zayıflar sâyesinde değil midir?”

Kaynak: Buhârî, Cihâd 76
Konu: Genel
274-) Ebü’d-Derdâ Uveymir radıyallahu anh şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken duydum:

Kaynak: “fakirleri Kollayıp Gözetiniz. Aranızdaki Zayıflar Sâyesinde Allah’dan Yardım Görüp Ve Rızıklandığınızdan Şüpheniz Olmasın.”  ebû Dâvûd, Cihâd 70. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cihâd 24; Nesâî, Cihâd 43
Konu: Genel
275-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz.” Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3 Buhârî ile Müslim’deki diğer bir rivayete göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kadın kaburga kemiği gibidir. Onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Eğer ondan faydalanmak istersen bu hâliyle de faydalanabilirsin.”  Buhârî, Nikâh 79; Radâ` 65 Müslim’deki bir başka rivayete göre ise Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Hep seni hoşnut edecek şekilde davranamaz. Eğer ondan faydalanmak istersen bu hâliyle de faydalanabilirsin. Şayet doğrultayım dersen kırarsın. Kadının kırılması da boşanmasıdır.” 

Kaynak: Müslim, Radâ` 59
Konu: Genel
276-) Abdullah İbni Zem`a radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm’ı birgün hutbe okurken dinledi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sâlih aleyhisselâm’ın dişi devesinden ve onu öldüren adamdan bahsederek:  “Onların en azgını ileri atıldı” âyetini okudu ve Semûd kavminde gücü kuvveti ile tanınan ve son derece fena olan bir adam deveyi öldürmek için ileri fırladı, diye açıkladı. Sonra kadınlardan bahsetti. Onlar hakkında nasihat ederek şöyle buyurdu: “Sizden biriniz karısını köleyi döver gibi dövmeye kalkışıyor. Belki de o akşam onunla aynı yatakta yatacaktır.” Sonra yellenmeden ötürü gülmemelerini tavsiye ederek şöyle buyurdu: “İnsan bizzat kendisinin de yaptığı bir şeye ne diye güler?”

Kaynak: Buhârî, Tefsîru Sûre (91)1; Müslim, Cennet 49. Ayrıca Bk. Tirmizî, Tefsîru Sûre 91; İbni Mâce, Nikâh 51
Konu: Genel
277-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.”  

Kaynak:  müslim, Radâ` 61
Konu: Genel
278-) Amr İbni Ahvas el-Cüşemî radıyallahu anh, Vedâ haccı’nda Peygamber aleyhisselâm’ı dinlediğini, Allah’a hamd ü senâ edip halka öğüt verdikten sonra Resûlullah’ın şöyle buyurduğunu söylemektedir: “Ashâbım! Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Vasiyyetimi tutunuz. Zira onlar sizin idarenize ve himâyenize verilmişlerdir. Kesin olarak bildiğiniz bir ahlâksızlık yapmadıkları takdirde, onlar üzerinde zorbalık kurmaya hakkınız yoktur. Eğer ahlâk dışı bir hareket yaparlarsa, onları yataklarında yalnız bırakın. Bir yerlerini incitmeyecek şekilde dövün. Şayet size itaat ederlerse, artık onlara zarar verecek bir şey yapmayın. Şunu bilin ki, sizin kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki haklarınız, yatağınızı yabancılardan korumaları, istemediğiniz kimseleri evinize almamalarıdır. Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyim kuşam ve yeme içme konularında kendilerine iyi imkânlar sağlamanızdır.” 

Kaynak: Tirmizî, Radâ` 11. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 3
Konu: Genel
279-) Muâviye İbni Hayde radıyallahu anh  şöyle dedi: - Yâ Resûlallah! Kadınlarımızın bizim üzerimizdeki hakkı nedir? diye sordum. Şöyle buyurdu: -”Yediğiniz ölçüde yedirmek, giydiğiniz seviyede giydirmek, yüzlerine vurmamak, yaptıkları işin ve kendilerinin çirkin olduğunu söylememek, onları yataklarında yalnız bırakmak gerekirse, bu işi sadece evde yapmaktır.” 

Kaynak:  ebû Dâvûd, Radâ` 41. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 3
Konu: Genel
280-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Mü’minlerin îmân bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.”

Kaynak: Tirmizî, Radâ` 11. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sünnet, 15; İbni Mâce, Nikâh 50
Konu: Genel
281-) İyâs İbni Abdullah İbni Ebû Zübâb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Kadınları dövmeyiniz” buyurmuştu. Hz. Ömer Peygamber aleyhisselâm’ın huzuruna çıkarak: - Kadınlar kocalarını dinlemez oldular, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber kadınların dövülmesine izin verdi. Bu defa birçok kadın Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımlarına gelerek kocalarını şikâyete başladılar. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -”Birçok kadın Muhammed ailesine gelerek kocalarını şikâyet ediyorlar. Kadınlarını döven o kimseler, sizin hayırlınız değildir.” 

Kaynak: Ebû Dâvûd, Nikâh 42. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 51
Konu: Genel
282-) Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Kaynak: “dünya Geçici Bir Faydadan İbarettir. Onun Fayda Sağlayan En Hayırlı Varlığı Dindar Kadındır.”  müslim, Radâ` 64. Ayrıca Bk. Nesâî, Nikâh 15; İbni Mâce, Nikâh 5
Konu: Genel
283-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir erkek karısını yatağına çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet ederler.” Buhârî, Bed’u’l-halk 7; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40 Buhârî ile Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir: “Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lânet ederler.”  Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120 Bir başka rivayete göre de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse, kocası ondan memnun olana kadar Kâinâtın Sahibi o kadına lânet eder.”

Kaynak: Müslim, Nikâh 121
Konu: Genel
284-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kadın kocası yanındayken onun izni olmadan oruç tutamaz. Kocasının izni olmadan bir kimseyi evine alamaz.”

Kaynak: Buhârî, Nikâh 84, 86; Müslim, Zekât 84. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 73; Tirmizî, Savm 64; İbni Mâce, Sıyâm 53
Konu: Genel
285-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

Kaynak: “hepiniz Çobansınız. Hepiniz Güttüğünüz Sürüden Sorumlusunuz. Âmir Memurlarının Çobanıdır. Erkek Ailesinin Çobanıdır. Kadın Da Evinin Ve Çocuğunun Çobanıdır. Netice İtibariyle Hepiniz Çobansınız Ve Hepiniz İdâre Ettiklerinizden Sorumlusunuz.”  buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 20. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, İmâre 1, 13; Tirmizî, Cihâd 27
Konu: Genel
286-) Ebû Ali Talk İbni Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Kaynak: “bir Koca Karısına İhtiyaç Duyup Da Onu Yanına Çağırdığında, Kadın Ocak Başında Bile Olsa, Hemen Kocasının Yanına Gelsin.”  tirmizî, Radâ` 10; Nesâî, Es-sünenü’l-kübrâ, İşretü’n-nisâ Bâbı.
Konu: Genel
287-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “İnsanın insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.”  

Kaynak: Tirmizî, Radâ` 10. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40; İbni Mâce, Nikâh 4
Konu: Genel
288-) Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kocasını memnun ederek ölen kadın cennetliktir.”

Kaynak: Tirmizî, Radâ` 10. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 4
Konu: Genel
289-) Muâz İbni Cebel radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dünyada bir kadın kocasını üzerse, o kimsenin hûrilerden olan hanımı o kadına şöyle seslenir: - Allah canını alsın! Üzme onu! O senin yanında şimdilik misafirdir. Yakında senden ayrılıp bize kavuşacaktır.” 

Kaynak: Tirmizî, Radâ` 19. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 62
Konu: Genel
290-) Üsâme İbni Zeyd radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.”

Kaynak: Buhârî, Nikâh 17; Müslim, Zikir 97, 98. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 31; İbni Mâce, Fiten 31
Konu: Genel
291-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah yolunda (cihâd edilmesi için) sarfettiğin para, köle âzâd etmek için harcadığın para, fakire sadaka verdiğin para ve bir de aile fertlerinin ihtiyaçları için harcadığın para var ya! İşte bunların içinde sana en çok sevap kazandıracak olanı, ailen için harcadığın paradır.” 

Kaynak: Müslim, Zekât 39
Konu: Genel
292-) Resûli Ekrem’in âzadlı kölesi Ebû Abdullah (Ebû Abdurrahman da denilir) Sevbân İbni Bücdüd’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimsenin harcadığı paraların en değerlisi ailesinin ihtiyaçlarına harcadığı para, Allah yolunda cihâd etmek için beslediği atına harcadığı para ve bir de beraberce Allah yolunda cihâd ettiği arkadaşlarına sarfettiği paradır.”

Kaynak: Müslim, Zekât 38. Ayrıca Bk. Tirmizî, Birr 42; İbni Mâce, Cihâd 4
Konu: Genel
293-) Ümmü Seleme radıyallahu anhâ şöyle dedi: - Ey Allah’ın Resûlü! (Eski kocam) Ebû Seleme’nin çocuklarına para harcamak bana sevap kazandırır mı? Onları öyle muhtaç durumda bırakacak değilim ya! Onlar benim kendi çocuklarımdır, diye sordum. Resûlullah şöyle buyurdu: - “Evet, onlara yaptığın harcamanın sevabı senindir.”  

Kaynak: Buhârî, Nefekât 14; Müslim, Zekât 47
Konu: Genel
294-) Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu: “Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.”

Kaynak: Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
Konu: Genel
295-) Ebû Mes`ûd el-Bedrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.”  

Kaynak: Buhârî, Îmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49. Ayrıca Bk. Nesâî, Zekât 60
Konu: Genel
296-) Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Geçimini sağlaması gerekenleri ihmâl etmek, insana günah olarak yeter.”  Ebû Dâvûd, Zekât 45 Müslim’in Sahîh’inde yer alan bu mânadaki hadîse göre ise: “Kölelerinin nafakasını vermemek, insana günah olarak yeter” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Zekât 40
Konu: Genel
297-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Her Allah’ın günü iki melek iner. Bunlardan biri: - Allah’ım! Malını verene yenisini ver! diye dua eder. Diğeri de: - Allahım! Cimrilik edenin malını yok et! diye beddua eder.”  

Kaynak: Buhârî, Zekât 27; Müslim, Zekât 57
Konu: Genel
298-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Veren el alan elden hayırlıdır. Yardım etmeye, geçimini üstlendiğin kimselerden başla! Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir. Kim insanlardan bir şey istemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez. Kim de tokgözlü olursa, Allah onu zengin kılar.”

Kaynak: Buhârî, Zekât 18, Nefekât 2; Müslim, Zekât 94-97, 106, 124. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Zekât 28, 39; Tirmizî, Zekât 38, Birr 77, Zühd 32; Nesâî, Zekât 53, 60
Konu: Genel
299-) Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Medine’de ensar arasında en fazla hurmalığı bulunan Ebû Talha idi. En sevdiği malı da Mescid-i Nebevî’nin karşısındaki Beyruhâ adlı hurma bahçesiydi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu bahçeye girer ve oradaki tatlı sudan içerdi. Enes (sözüne devamla) dedi ki: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye eremezsiniz” âyet-i kerîmesi nâzil olunca, Ebû Talha Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem in yanına geldi ve: - Yâ Resûlallah! Cenâb-ı Hak sana “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye eremezsiniz” âyetini gönderdi. En sevdiğim malım Beyruhâ adlı bahçedir. Onu Allah rızâsı için sadaka ediyorum. Allah’dan onun sevabını ve âhiret azığı olmasını dilerim. Beyruhâ’yı Allah’ın sana göstereceği şekilde kullan, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Âferin sana! Kârlı mal dediğin işte budur! Seni duydum, Ebû Talha. Onu akrabalarına vermeni uygun görüyorum.” Ebû Talha: - Öyle yapayım, yâ Resûlallah, dedi ve bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.

Kaynak: Buhârî, Zekât 44, Vekâlet 14, Vesâyâ 10, 17, 26, Tefsîru Sûre (3) 5, Eşribe 13; Müslim, Zekât 42, 43
Konu: Genel
300-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Hz. Ali’nin oğlu Hasan radıyallahu anhümâ, sadaka edilen hurmalardan birini alıp ağzına atmıştı. Bunu gören Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Kaka, kaka! At onu!. Bizim sadaka edilen şeyleri yemediğimizi bilmiyor musun?” buyurdu. Buhârî, Zekât 60, Cihâd 188; Müslim, Zekât 161 Bir rivayete göre şöyle buyurdu: “Bize sadaka helâl değildir, bilmiyor musun?” 

Kaynak: Müslim, Zekât 161
Konu: Genel