Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı

101-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kuvvetli mü’min, (Allah katında) zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sen, sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’dan yardım dile ve asla acz gösterme. Başına bir şey gelirse, “şöyle yapsaydım, böyle olurdu” diye hayıflanıp durma. “Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar” de. Zira “eğer şöyle yapsaydım” sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” 

Kaynak: Müslim, Kader 34. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Mukaddime 10.
Konu: Genel
102-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.” 

Kaynak: Buhârî, Rikak 28; Müslim, Cennet 1. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 22; Tirmizî, Cennet 21; Nesâî, Eymân 3
Konu: Genel
103-) Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıyallahu anhümâ şöyle dedi: “Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini okumaya başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet okuyunca rükû eder, dedim. O  yüz âyetten sonra da okumaya devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı ayakta durduğu kadar uzun oldu. Sonra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâmı kadar uzattı.”

Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 203
Konu: Genel
104-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gece Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Ayakta o kadar uzun durdu ki, en sonunda, içimden hoş olmayan bir şey yapmayı bile geçirdim. - Ne yapmayı düşündün? dediler.

Kaynak: - Peygamber’i Ayakta Bırakıp Oturmayı Düşündüm, Dedi.  buhârî, Teheccüd 9; Müslim, Müsâfirîn 204
Konu: Genel
105-) Enes radıyallahu anh’den, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Ölüyü (kabre kadar) üç şey takip eder: Çoluk-çocuğu, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, biri kalır. Çoluk-çocuğu ve malı döner, ameli (kendisiyle) kalır.”

Kaynak: Buhârî, Rikak 42; Müslim, Zühd 5. Ayrıca Bk.tirmizî, Zühd 46; Nesâî, Cenâiz 52
Konu: Genel
106-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Kaynak: “cennet Size, Ayakkabınızın Bağından Daha Yakındır. Cehennem De Öyledir.”   buhârî, Rikak 29.
Konu: Genel
107-) Resûlullah’ın hizmetkârı ve Ehl-i suffe’den olan Ebû Firâs Rebîa İbni Ka’b el-Eslemî radıyallahu anh şöyle dedi: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte gecelerdim. Abdest suyunu ve öteki ihtiyaçlarını ona getirirdim. Buna karşılık bir keresinde bana: - “Dile (benden ne dilersen)” buyurdu. Ben: - Cennette seninle beraber olmayı isterim, dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Başka bir şey istemez misin?” buyurdu. Ben: - Benim dileğim bundan ibarettir, dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Öyleyse çok namaz kılıp secde ederek, kendin için bana yardımcı ol!” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Salât 226. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Nesâî, Tatbîk 79
Konu: Genel
108-) Ebû Abdullah (veya Ebû Abdurrahman) Sevbân radıyallahu anh’den -ki kendisi Resûlullah’ın azadlı kölesidir- rivayet edildiğine göre o “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir: “Çok secde etmeye bak! Zira senin Allah için yaptığın her secde karşılığında Allah seni bir derece yükseltir ve bir hatânı siler.”

Kaynak: Müslim, Salât 225. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Tirmizî, Salât 169; Nesâî, Tatbîk 80, 89
Konu: Genel
109-) Ebû Safvân Abdullah İbni Büsr el-Eslemî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanların en kârlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır.”

Kaynak: Tirmizî, Zühd 21, 22
Konu: Genel
110-) Enes  radıyallahu anh şöyle dedi: Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple: - “Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi. Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve: - Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi. Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi: Amcamı şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı. Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz: “Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir”

Kaynak: [ahzâb Sûresi (33), 23].  Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148
Konu: Genel
111-) Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el-Ensârî el-Bedrî radıyallahu anh şöyle dedi: Sadaka âyeti inince, biz sırtımızla yük taşıyarak, (hammallık yaparak) sadaka vermeye başladık. Derken bir adam geldi çokca sadaka verdi. Münâfıklar, “Gösteriş yapıyor” dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma getirdi. Yine münâfıklar, “Allah’ın, bunun bir ölçek hurmasına ihtiyacı yoktur” dediler. Bunun üzerine, “Sadakalar hususunda gönülden veren mü’minleri çekiştiren ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanlarla alay edenler yok mu, Allah onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için acı bir azab vardır” 

Kaynak: [tevbe Sûresi (9), 79] âyeti İndi.  buhârî, Zekât 10; Müslim, Zekât 72
Konu: Genel
112-) Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs el-Havlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz. Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim. Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım. Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim. Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım. Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz. Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz. Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez. Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.) Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Kaynak: Saîd İbni Abdülaziz Dedi Ki, Ebû İdris El-havlânî Bu Hadisi Rivâyet Ettiği Zaman Dizleri Üzerine Çöküverdi. Müslim, Birr 55
Konu: Genel
113-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah, altmış yıl ömür verdiği kişinin mazeret gösterme imkânını ortadan kaldırmıştır.”

Kaynak: Buhârî, Rikak 5
Konu: Genel
114-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Ömer radıyallahu anh Bedir Harbine iştirak etmiş yaşlı sahâbîlerle beraber beni de istişâre meclisine dahil etti. Sahâbîlerden biri buna içerledi ve Hz. Ömer’e: - Bu, neden bizimle beraber oluyor? Oysa bizim onun yaşıtı çocuklarımız var, dedi. Hz. Ömer: - Bildiğiniz bir sebepten dolayı, diye cevap verdi. Derken birgün beni çağırdı ve büyük sahâbîlerin meclisine aldı. Bana öyle geliyor ki, o gün beni onlara isbat etmek istiyordu. Sahâbîlere: - “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde...” diye başlayan Nasr sûresi hakkında ne düşünüyorsunuz? diye sordu. Bir kısmı: - Yardım görüp fetih gerçekleşince Allah’a hamd ve istiğfar etmekle emrolunmaktayız, dedi. Kimi de hiç bir yorum yapmadı. Hz. Ömer bu defa bana hitaben: - Ey İbni Abbas! Sen de böyle mi diyorsun? dedi. Ben: - Hayır, dedim. - Peki, ne diyorsun? diye sordu. Ben de: - Bu sûre, Hz. Peygamber’in ecelinin kendisine bildirildiğini ifade etmektedir. “Allah’ın yardımı ve fetih sana gelince - ki, bu senin ecelinin geldiğinin alâmetidir-, Rabbini hamd ile tesbih et, bağışlanma dile. Çünkü o tövbeleri kabul edendir” buyuruluyor, dedim. Bunun üzerine Hz. Ömer: - Ben de bu sûreden senin dediğinden başkasını anlamıyorum, dedi.

Kaynak: Buhârî, Tefsîru Sûre (110), 4; Menâkıb 25. Ayrıca Bk. Tirmizî, Tefsîru Sûre (110), 1
Konu: Genel
115-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: “Allah’ın yardımı erişip fetih gerçekleşince...” âyeti indikten sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kıldığı her namazda mutlaka “Rabbimiz, seni tenzih ederim, seni hamd ile  anarım. Allahım! Beni bağışla ...” derdi.  Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru sûre (110), 1; Müslim, Salât 219, 220 Buhârî’nin Sahîh’i (Ezân 139, Tefsîru sûre (110), 2) ile Müslim’in Sahîh’inde (Salât 217) Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edilen bir başka hadis de şöyledir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdelerinde: “Allahım! Seni tenzîh ederim. Rabbimiz! Sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla!” duasını pek sık tekrarlardı. Bu sözüyle o, Kur’an’a imtisal (ve âyeti fiilen tefsir) ederdi. Müslim’in rivayetinde de (Salât 218) şöyle denilmektedir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce, “Seni hamdinle tesbih ve tenzih eder, bağışını diler, tövbe ederim” duasını sık sık tekrar ederdi. Hz. Âişe diyor ki: - Ey Allah’ın Resûlü! Yeni yeni söylediğinizi duyduğum bu cümleler nedir? diye sordum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Ümmetimle ilgili olarak benim için bir işaret tayin edilmiştir. Onu gördüğüm zaman bu kelimeleri söylerim. Bu işaret, Nasr sûresi’dir” buyurdu. Yine Müslim’in bir başka rivayetinde (Salât 220), bu husus şöyle yer almaktadır: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Ben Allah’ı ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim” sözlerini sık sık söyler olmuştu.” Hz. Âişe diyor ki: - “Sübhânallah ve bi hamdihî, estağfirullah ve etûbü ileyh” sözlerini görüyorum ki, pek sık söylüyorsun?” dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

Kaynak: - “rabbim Bana Ümmetim İçinde Bir Alâmet Göreceğimi Bildirdi. Onu Gördüğümden Bu Yana “sübhânellah Ve Bi Hamdihî Estağfirullah Ve Etûbu İleyh” sözünü Çok Söylerim. Ben O Alâmeti, Mekke’nin Fethine İşaret Eden “allah’ın Yardımı Ulaşıp Fetih Gerçekleşince Ve İnsanların Grup Grup Allah’ın Dinine Girdiklerini Gördüğünde Rabbini Hamd İle Tesbih Et Ve O’ndan Mağfiret Dile. Çünkü Allah Tövbeleri Çok Çok Kabul Edendir” (meâlindeki Nasr) Sûresi’nde Gördüm,” buyurdu.
Konu: Genel
116-) Enes radıyallahu anh şöyle dedi: “Allah Teâlâ, Peygamber’in vefatından önce vahyi sıklaştırdı. Öyle ki Peygamber aleyhisselâm vahyin en sık geldiği bir sırada vefat etti.”  

Kaynak: Buhârî, Fezâilü’l-kur’ân 1; Müslim, Tefsîr 2
Konu: Genel
117-) Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her kul öldüğü hal (amel) üzere diriltilir.” 

Kaynak: Müslim, Cennet 83
Konu: Genel
118-) Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh şöyle dedi: - Ey Allah’ın Resûlü! Hangi amel daha üstündür? dedim. - “Allah’a iman ve Allah yolunda cihaddır” buyurdu. Ben: - Hangi (esir veya) köle (yi âzat etmek) daha faziletlidir? dedim. - “Sahiplerine göre en kıymetli ve bedeli en yüksek olanı” buyurdu. - (Cihad ve köle âzâdını) yapamazsam? dedim. - “(Bir) iş yapana yardım edersin veya işini beceremeyenin işini görürsün” buyurdu. - Ey Allah’ın Resûlü! Bunlardan hiçbirini yapamazsam? dedim. - “İnsanlara zarar vermezsin. Zira bu da kendi kendine iyilik etmen demektir” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Itk 2; Müslim, Îmân 136
Konu: Genel
119-) Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her birinizin her bir eklemi (ve kemiği) için bir sadaka gerekir. Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek’at namaz bütün bunları karşılar.”

Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56. Ayrıca Bk. Buhârî Sulh 11, Cihâd 72, 128; Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 12, Edeb 160
Konu: Genel
120-) Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ümmetimin iyi-kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi işlerinin içinde, gelip geçenlere eziyet veren şeylerin yollardan kaldırılmasını da buldum. Kötü amelleri arasında da mescidde temizlenmeden bırakılmış balgamı gördüm.”  

Kaynak: Müslim, Mesâcid 57. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Edeb 7
Konu: Genel
121-) Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre bazı insanlar: - Ey Allah’ın Resûlü! Zenginler bütün sevapları alıp götürüyorlar. Zira bizler gibi namaz kılıyor, bizler gibi oruç tutuyor ve ayrıca mallarının fazlasından da sadaka veriyorlar, dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Allah size sadaka verme imkânı bahşetmedi mi (sanıyorsunuz)? Her tesbih sadaka, her tekbir sadaka, her tahmid sadaka, her tehlil sadakadır. İyiliği emretmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Hatta (her) birinizin eşiyle yatması bile sadakadır” buyurdu. - Ey Allah’ın Resûlü, cinsel arzusunu tatmin eden birine bundan da mı sevap var? dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Bu istek ve ihtiyacını haram yoldan giderseydi, günah olmayacak mıydı? Helâl ve meşrû yoldan gidermesinde de elbette sevap vardır”

Kaynak: Buyurdu. müslim, Zekât 53, Mesâcid 142
Konu: Genel
122-) Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana (hitaben) buyurdu ki: “Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabiî) bir iyiliği bile sakın küçük görme!”

Kaynak: Müslim, Birr 144. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Libâs 24; Tirmizî, Et’ime 30
Konu: Genel
123-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.”

Kaynak: Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 12, Edeb 160
Konu: Genel
124-) Hz. Âişe radıyallahu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Gerçek şu ki, her insanın vücudunda 360 eklem (ve kemik) bulunmaktadır. Kim bu eklem sayısı kadar Allahu ekber, elhamdülillah, lâ ilâhe illallah der, Allah’dan bağışlanma diler, insanların yolu üzerinden taş, diken veya kemik gibi şeyleri kaldırır, iyiliği emreder veya kötülükten nehyeder ise, o günü kendisini cehennemden uzaklaştırmış olarak geçirir.”

Kaynak: Müslim, Zekât 54
Konu: Genel
125-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sabah veya akşam camiye giden kimseye, her gidişi için Allah cennette bir ikram hazırla(tı)r.” 

Kaynak: Buhârî, Ezân 37; Müslim, Mesâcid 285
Konu: Genel
126-) Ebû Hureyre radıyallanu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey müslüman hanımlar! Hiç bir komşu hanım, bir koyun paçası bile olsa, komşusuna vereceğini küçük gör(üp vermemezlik et)mesin.”

Kaynak: Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca Bk. Tirmizî, Velâ 6
Konu: Genel
127-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İman yetmiş (veya altmış) küsür özelliktir (şu’bedir). En yükseği, ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ demek; en aşağısı ise, eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imanın bir bölümüdür.”

Kaynak: Müslim, Îmân 58. Ayrıca Bk. Buhârî, Îmân 3; Ebû Dâvûd, Sünnet 14; Nesâî, Îmân 16; Tirmizî, Birr 80; Îmân 16; İbni Mâce, Mukaddime 9
Konu: Genel
128-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.” Sahâbîler: - Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mı? dediler. Resûl-i Ekrem: – “Her canlı sebebiyle sevap vardır” buyurdu. Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8 Buhârî’nin bir başka rivayetinde “Allah ondan memnun oldu ve onu bağışlayıp cennetine koydu” beyânı yer almaktadır. Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivâyetlerinde de şöyle denilmektedir: “Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrailoğullarından fâhişe bir kadın onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onu suladı. Bu yüzden o kadın bağışlandı.”

Kaynak: Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155
Konu: Genel
129-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Müslümanları rahatsız eden yol üstündeki bir ağacı kesen bir kişiyi cennet nimetleri içinde yüzer gördüm.” Müslim, Birr 129 Bir başka rivayette (Müslim, Birr 128) şöyle buyurulmaktadır: “Adamın biri, yol üzerinde bir ağaç dalı gördü ve ‘Allah’a yemin ederim ki, bunu müslümanları rahatsız etmemesi için buradan kaldıracağım’ dedi (kaldırdı ve) bu yüzden cennete konuldu.” Buhârî (Ezân 32, Mezâlim 28) ve Müslim’in (Birr 127, İmâre 164) müşterek bir rivayetlerinde de şöyle buyurulmaktadır:

Kaynak: “bir Adam Yolda Yürürken Yol Üzerinde Bir Diken Dalı Buldu Ve Onu Yoldan Uzaklaştırdı. Bu Sebeple Allah Ondan Hoşnut Oldu Ve Onu Bağışladı.”
Konu: Genel
130-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kişi güzelce abdest alır, cuma namazına gider, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazla olarak üç günlük daha günahları bağışlanır. Kim hutbe okunurken çakıl taşlarıyla oynarsa, abesle iştiğal etmiş olur.”

Kaynak: Müslim, Cuma 27. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 203; Tirmizî, Cuma 5; İbni Mâce, İkâme 62, 81
Konu: Genel
131-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir müslüman (veya mü’min) abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleri ile işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür (öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu (veya suyun son damlaları) ile akıp gider. Nihayet o müslüman günahlarından tamamıyla arınmış olur.” 

Kaynak: Müslim, Tahâret 32. Ayrıca Bk Tirmizî, Tahâret 2
Konu: Genel
132-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki ramazan, aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefârettir.”

Kaynak: Müslim, Tahâret16
Konu: Genel
133-) Ebû Hureyre radıyallanu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ’nın hataları bağışlamasına ve dereceleri yükseltmesine vesile olan iyilik ve hayırları size açıklayayım mı?” diye sordu. Ashâb-ı kirâm: - Evet, (açıkla) ey Allah’ın Resûlü! dediler. Hz. Peygamber: - “Meşakkatli de olsa abdesti tam almak, mescidlere doğru adımları çoğaltmak, namazdan sonra gelecek namazı beklemek... İşte sizin ribâtınız (hudut gözcülüğünüz)” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Tahâret 41. Ayrıca Bk. Tirmizî, Tahâret 39; Nesâî, Tahâret 180; İbni Mâce, Tahâret 49, Mesâcid 14, Cihâd 41
Konu: Genel
134-) Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim iki serinlik namazını kılarsa, cennete girmiş demektir.”

Kaynak: Buhârî, Mevâkîtü’s-salât 26; Müslim, Mesâcid 215.
Konu: Genel
135-) Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse hastalanması veya (cihad ve hayır için) yola çıkması sebebiyle, yapageldiği nâfile ibadetlerini ifâ edemezse, ona evinde sıhhatli iken yaptığı amellerin sevabı yazılır.”

Kaynak: Buhârî, Cihâd 134.
Konu: Genel
136-) Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” 

Kaynak: Buhârî, Edeb  33; Müslim, Zekât 53.  ayrıca Bk. ebû Dâvûd,  edeb 60; Tirmizî, Birr 45
Konu: Genel
137-) Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Herhangi bir müslümanın diktiği ağaçtan yenen şey onun için sadakadır. Çalınan şey de sadakadır; eksiltilen de onun için sadakadır.” Müslim, Müsâkât 7 Müslim’in bir başka rivâyetinde (Müsâkât 10) şöyle buyurulur: “Müslüman bir kişi bir ağaç diker de ondan insan, hayvan veya kuş yerse, bu yenen şey kıyamet gününe kadar o müslüman için sadaka olur.” Yine Müslim’in bir rivâyetinde de (Müsâkât 9, 12) şöyle buyurulmaktadır: “Bir müslüman bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir insan veya kurt-kuş yerse, bu o müslüman için sadaka olur.”

Kaynak: Buhârî (hars 1, Edeb 27) Ve Müslim Bu Son Hadisi Enes İbni Mâlik’ten Rivâyet Etmişlerdir.
Konu: Genel
138-) Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi: Selime oğulları oymağı Mescid-i Nebevî’nin yakınına taşınmak istediler. Durum, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ulaşınca onlara: - “Duyduğuma göre mescidin yakınına göçetmek istiyormuşsunuz, (öyle mi?)” diye sordu. Onlar: - Evet, ey Allah’ın Resûlü, buna gerçekten niyet ettik, dediler. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - Ey Selime oğulları! Yerinizde kalın ki, adımlarınız(ın sevabı) yazılsın. Yerinizde kalın ki, adımlarınız(ın sevabı) yazılsın!” buyurdu.   Müslim, Mesâcid 280. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (36), 1 Bir başka rivayette (Müslim, Mesâcid 279) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Her adım karşılığında size bir derece vardır” buyurmuştur.

Kaynak: Buhârî Bu Hadisi Enes İbni Mâlik’ten Bu Mânaya Gelecek Şekilde Rivâyet Etmiştir (bk. Ezân 33; Medîne 11).
Konu: Genel
139-) Ebü’l-Münzir Übey İbni Kâ’b  radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam vardı -ki ben mescide ondan daha uzak(ta oturan) bir başkasını tanımıyorum-. Bu kişi cemaatle namazı hiç kaçırmazdı. Kendisine: - Bir eşek alsan da hava karanlık ve sıcak olduğunda ona binsen! dediler (veya ben dedim). Adam şöyle cevap verdi: - Evimin, mescidin yanıbaşında olması beni hiç de memnun etmez. Çünkü ben mescide gidiş ve evime dönüşümün adıma (ecir olarak) yazılmasını diliyorum. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona; - “Bunların hepsinin sevabını Allah, senin için derleyip topladı” buyurdu. Müslim, Mesâcid 278 Aynı hadisin bir başka rivayetinde Hz. Peygamber:

Kaynak: - “allah’tan Beklediğin, Sana Verilmiştir” Buyurdu.
Konu: Genel
140-) Ebû Muhammed Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kırk sevap vardır ki bunların en üstünü, birisine sağması için ödünç olarak sütlü bir keçi vermektir. Kim, sevabını umarak ve hakkındaki vaadlere inanarak bu kırk hayırdan birini işlerse, Allah onu, bu sebeple cennete koyar.”

Kaynak: Buhârî, Hibe 35. Ayrıca Bk, Ebû Dâvûd, Zekât 42
Konu: Genel
141-) Adî İbni Hâtim radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim” demiştir: “Yarım hurma ile de olsa, cehennemden korunmaya bakın!” Buhârî, Edeb 34, Zekât 10, Rikak 51, Tevhîd 36; Müslim, Zekât 66-70. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 1, Zühd 37;  Nesâî, Zekât 63-64; İbni Mâce, Mukaddime 13, Zekât 28 Buhârî (Zekât 10, Rikak 31, Tevhid 36) ve Müslim’in (Zekât 97) Adî İbni Hâtim’den bir başka rivayetlerinde, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Kaynak: “allah, Sizin Her Biriniz İle Tercümansız Konuşacaktır. Kişi Sağ Tarafına Bakacak, Âhirete Gönderdiklerinden Başka Bir Şey Göremeyecektir. Soluna Bakacak, Âhirete Gönderdiklerinden Başka Bir Şey Göremeyecektir. Önüne Bakacak, Karşısında Cehennemden Başka Bir Şey Göremeyecektir. O Halde Artık Bir Hurmanın Yarısı İle De Olsa, Kendinizi Cehennem Ateşinden Koruyun. Bunu Da Bulamayan, Güzel Bir Söz İle Kendisini Korusun.”
Konu: Genel
142-) Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine hamdeden kuldan hoşnut olur.” 

Kaynak: Müslim, Zikir 89. Ayrıca Bk, Tirmizî, Et’ime 18
Konu: Genel
143-) Ebû Mûsâ (el-Eş’arî) radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem (bir keresinde): - “Sadaka vermek her müslümanın görevidir” buyurdu. - Sadaka verecek bir şey bulamazsa? dediler. - “Amelelik yapar, hem kendisine faydalı olur, hem de tasadduk eder” buyurdu. - Buna gücü yetmez (veya iş bulamaz) ise? dediler. - “Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder” buyurdu. - Buna da gücü yetmezse? dediler. - “İyilik yapmayı tavsiye eder” buyurdu. - Bunu da yapamazsa? dediler. - “Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Zekât 30, Edeb 33; Müslim, Zekât 55
Konu: Genel
144-) Âişe  radıyallahu anhâ’nın bildirdiğine göre, bir kadınla birlikte otururlarken, yanlarına Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem  girdi ve: - “Bu kadın kim?” diye sordu. Âişe validemiz: - Bu filan hanımdır, dedikten sonra, onun çok namaz kıldığından bahsetti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - “Bütün bunları sayıp dökmeyi bırak; gücünüzün yettiği nisbette ibadet etmeniz size yeter. Allah’a yemin ederim ki, siz bıkıp usanmadıkça, Allah bıkıp usanmaz” buyurdu. Resûl-i Ekrem’in en çok sevdiği ibadet, sâhibinin devamlı yaptığı idi.

Kaynak: Buhârî, Îmân 32, Teheccüd 18; Müslim, Müsâfirîn 221. Ayrıca Bk. Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 17; Îmân 29
Konu: Genel
145-) Enes ibni Mâlik  radıyallahu anh  şöyle dedi: Peygamber Efendimizin nâfile ibadetlerini öğrenmek üzere, sahâbeden üç kişilik bir grup, Peygamber hanımlarının evlerine geldiler. Kendilerine Efendimiz’in ibadetleri bildirilince, onlar bunu azımsadılar ve - Allah’ın Resûlü nerede biz neredeyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır, dediler. İçlerinden biri: - Ben ömrümün sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım, dedi. Bir diğeri: - Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim, dedi. Üçüncü sahâbî de: - Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim, diye söz verdi. Bir müddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi: - “Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’na en saygılı olanınızım. Fakat ben bazan oruç tutuyor, bazan tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor, hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse benden değildir.” 

Kaynak: Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5. Ayrıca Bk. Nesâî, Nikâh 4
Konu: Genel
146-) Abdullah İbni Mes’ûd  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu: “Söz ve davranışlarında ileri gidip haddi aşanlar helâk oldular.” 

Kaynak: Resûl-i Ekrem Bu Sözü Üç Defa Tekrarladı.   müslim, İlim 7. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 5
Konu: Genel
147-) Ebû Hureyre  radıyallanu anh’dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Din kolaylıktır. Dini aşmak isteyen kimse, ona yenik düşer. O halde, orta yolu tutunuz, en iyiyi yapmaya çalışınız, o zaman size müjdeler olsun; günün başlangıcından, sonundan ve bir miktar da geceden faydalanınız.” Buhârî, Îmân 29. Ayrıca bk. Nesâî, Îmân 28 Buhârî’nin bir başka rivayeti şöyledir: “Orta yolu tutunuz, amellerinizi mükemmelleştirmeye ve Allah’a yakın olmaya gayret ediniz. Sabahleyin, öğle ile akşam arası çalışınız. Bir parça da geceden faydalanınız. Aman acelesiz gidin, telaşsız gidin ki, menzilinize, varacağınız hedefe ulaşasınız.” 

Kaynak: Buhârî, Rikâk 18
Konu: Genel
148-) Enes  radıyallahu anh  şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem  mescide girmişti. İki direk arasına uzatılmış bir ip gözüne ilişti: – “Bu ip nedir?” diye sorunca, sahâbîler: – Bu, Zeynep Binti Cahş’a ait bir iptir. Namazda ayakta durmaktan yorulunca ona tutunuyor, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: – “Onu hemen çözünüz. Sizden biriniz canlı ve istekli olunca nâfile namaz kılsın, yorgunluk ve gevşeklik hissettiği zaman ise yatıp uyusun” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Teheccüd 18; Müslim, Müsâfirîn 219. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 18; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 17; İbni Mâce, İkâme 184
Konu: Genel
149-) Âişe  radıyallahu anhâ’ dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu: “Sizden biriniz namaz kılarken uyku hali bastırırsa, kendisinden bu hal gidinceye kadar yatsın. Çünkü uykulu vaziyette namaz kılan kimse, belki de bilmeyerek, istiğfar edip Allah’tan bağışlanma dileyeceğim derken kendine söver, beddua eder.”

Kaynak: Buhârî, Vüdû 53; Müslim, Müsâfirîn 222. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 18; Tirmizî, Mevâkît 146; Nesâî, Tahâret 116; İbni Mâce, İkâme 184
Konu: Genel
150-) Ebû Abdullah Câbir İbni Semüre  rayıdallahu anhümâ  şöyle dedi: “Namazlarımı Nebi sallallahu aleyhi ve sellemle birlikte kılardım. Onun namazı da, hutbesi de normal uzunlukta idi.”

Kaynak: Müslim, Cum’a 41-42. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 223; Tirmizî, Cum’a 12; Nesâî, Cum’a 35; İbni Mâce, İkâme 85
Konu: Genel