Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı
952-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber aleyhisselâm ile bazı sahâbîler birlikte bulunurlarken onların yanından bir cenaze geçti. Ashâptan bazıları o cenazeyi hayırla andı. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Kesinleşti” buyurdu.
Sonra bir cenaze daha geçti. Orada bulunanlar onu da kötülükle andılar. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yine:
- “Kesinleşti” buyurdu.
Bunun üzerine Ömer İbnu’l-Hattâb:
- Ne kesinleşti Ya Resûlallah? diye sordu. Peygamber aleyhisselâm da şöyle buyurdu:
- “Şu önce geçen cenazeyi hayırla andınız; bu sebeple onun cennete girmesi kesinleşti. Bu berikini kötülükle andınız; onun da cehenneme girmesi kesinleşti. Çünkü siz (mü’minler), yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.”
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 86, Şehâdât 6; Müslim, Cenâiz 60. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 76; Tirmizî, Cenâiz 63; Nesâî, Cenâiz 50; İbni Mâce, Cenâiz 20, Zühd 25
Konu: Genel
953-)
Ebü’l-Esved’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Medine’ye gelmiş Hz. Ömer’in yanında oturuyordum.Yanımızdan bir tabut geçti. İçindeki hayırla anıldı. Bunun üzerine Ömer; “kesinleşti” dedi. Sonra bir başka tabut daha geçti, onun içindeki de hayırla anıldı. Ömer yine “kesinleşti” dedi. Daha sonra üçüncü bir tabut geçti, onun içindeki kötülükle anıldı. Ömer yine; “kesinleşti” dedi.
Bu defa ben kendisine:
- Ne kesinleşti, ey mü’minlerin emiri? dedim. Ömer şöyle cevap verdi:
- Ben, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in buyurduğu gibi söyledim. O:
- “Herhangi bir müslüman hakkında dört kimse hayırla şahitlik ederse, Allah onu cennetine kor” buyurmuştu. Biz kendisine:
- Peki üç kişi şehâdet ederse? dedik.
- “Üç kişi şehâdet ederse de aynıdır” buyurdu. Biz;
- Ya iki kişi şâhitlik ederse? dedik.
- “İki kişi de şahitlik etse yine aynıdır” buyurdu.
Artık bir kişinin şahitliğini de sormadık.
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 86; Şehâdât 6. Ayrıca Bk. Nesâî, Cenâiz 50
Konu: Genel
954-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Henüz ergenlik çağına ulaşmamış üç çocuğu ölen her müslümanı Allah, çocuklara olan rahmet ve şefkati sebebiyle cennete koyar.”
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 6, 91; Müslim, Birr 153. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cenâiz 64; Nesâî, Cenâiz 25; İbni Mâce, Cenâiz 57
Konu: Genel
955-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Herhangi bir müslümanın (ergenlik çağına ermemiş) üç çocuğu ölürse, o kimseye cehennem ateşi ancak Allah’ın yemini yerine gelecek kadar kısa bir süre dokunur.”
Kaynak: Buharî, Cenâiz 6, Eymân 9; Müslim, Birr 150. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cenâiz 64; Nesâî, Cenâiz 25; İbni Mâce, Cenâiz 57
Konu: Genel
956-)
Ebû Sâid el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir kadın Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve:
- Ey Allah’ın Resûlü! Senin sözlerinden hep erkekler yararlanıyor. Biz kadınlara da bir gün ayır, o gün toplanalım, Allah’ın sana öğrettiklerinden bize de öğret!” dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Peki şu gün şurada toplanınız!” buyurdu.
Kadınlar toplandılar. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de gidip Allah’ın kendisine öğrettiklerinden onlara öğretti. Sonra onlara:
- “Sizden (henüz ergenlik çağına gelmemiş) üç çocuğunu âhirete gönderen her kadın için bu çocuklar cehenneme karşı mutlaka siper olur” buyurdu.
İçlerinden bir kadın:
- “Bu durum iki çocuk gönderenler için de geçerli midir?” dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem :
- “Evet, iki çocuk gönderen için de durum aynıdır” cevabını verdi.
Kaynak: Buhârî, İlim 36, Cenâiz 6, 91; İ’tisam 9; Müslim, Birr 152. Ayrıca Bk. Tirmizî, Birr 13
Konu: Genel
957-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Semûd kavminin ülkesi Hicr denilen yere varınca ashâbına şöyle hitâp etti:
- “Azâba uğratılmış olan şu milletin yurduna ancak ağlayarak girin. Ağlayamıyorsanız girmeyin ki, onların başına gelen sizin de başınıza gelmesin.”
Buhârî, Salât 53, Enbiya 17, Tefsîru sûre (15), 2, Meğâzî 80; Müslim, Zühd 38-39
Başka bir rivayette Hicr’e vardığı zaman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu bildirilmektedir:
- “Kendilerine zulmedenlerin yurduna ağlayarak girin. Yoksa onların başına gelenler sizin de başınıza gelebilir.”
Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem başını örttü; o vadiyi geçinceye kadar süratle yürüdü.
Kaynak: Buhârî, Enbiyâ 17, Tefsîru Sûre (15), 2; Müslim, Zühd 39
Konu: Genel
958-)
Kâ’b İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Tebük Gazvesi’ne perşembe günü çıktı. Zaten Hz. Peygamber genellikle perşembe günü yolculuğa çıkmayı severdi.
Buhârî, Cihâd 103
Sahîhayn’daki bir rivayet şöyledir:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in, perşembe günü dışında yolculuğa çıktığı pek nâdirdir.
Kaynak: Buhârî, Cihâd 103, Ebû Dâvûd, Cihâd 77
Konu: Genel
959-)
Sahâbî Sahr İbni Vedâa el-Gâmidî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Allahım! Ümmetimin erkenciliğini bereketli kıl” diye dua etmiştir.
Râvi (Sahr) diyor ki; Peygamber aleyhisselâm, seriyye veya ordu gönderdiği zaman, sabahleyin erkenden gönderirdi.
Tüccardan olan Sahr da, ticaret mal ve kervanlarını sabah erkenden yola çıkarırdı. Bu sebeple malı çoğaldı, zengin oldu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 78; Tirmizî, Büyû’ 6. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Ticârât 41
Konu: Genel
960-)
İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer insanlar, yalnız başına yolculuk yapmakta ne sakıncalar olduğunu benim kadar bilselerdi, hiç bir binek sahibi (yolcu) gece yolculuğuna yalnız çıkmazdı.”
Kaynak: Buhârî, Cihâd 135. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cihâd 4; İbni Mâce, Edeb 45
Konu: Genel
961-)
Amr İbni Şuayb’ın babası yoluyla dedesinden rivayet ettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir yolcu bir şeytan, iki yolcu iki şeytan sayılır. Üç yolcu ise, kâfiledir.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 79; Tirmizî, Cihâd 4
Konu: Genel
962-)
Ebû Saîd ve Ebû Hureyre radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler!”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 80
Konu: Genel
963-)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“(Yolculukta) arkadaşların en iyisi dört kişiden oluşandır. Askerî birliklerin en iyisi dört yüz kişilik olandır. Orduların en iyisi ise dört bin kişiden meydana gelendir. Mevcudu on iki bine ulaşan ordunun mağlûp olması sayı azlığından değil başka sebeplerdendir.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 83; Tirmizî, Siyer 7. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Cihâd 25
Konu: Genel
964-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Otu bol yerlerde yolculuk yaptığınız zaman, otlardan istifade etmeleri için develere imkân verin. Çorak ve otsuz yerlerde yolculuk ederseniz, takattan düşmeden gidilecek yere varmaları için develeri sür’atlice sürün. Gece mola verip yatacağınız zaman yoldan ayrılıp bir kenara çekilin. Zira yol hayvanların geçeceği ve böceklerin geceleyeceği yerdir.”
Kaynak: Müslim, İmâre 178. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 57; Tirmizî, Edeb 75
Konu: Genel
965-)
Ebû Katâde radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuğa çıkar da geceleyin konaklayacak olursa, sağ yanının üzerine yatardı. Sabaha karşı mola verirse, sağ dirseğini diker, (bileğini büküp) başını avucunun içine alırdı.
Kaynak: Müslim, Mesâcid 313
Konu: Genel
966-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Gece yolculuğunu tercih ediniz. Zira geceleyin yeryüzü dürülür (rahat yolculuk yapılır).”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 57
Konu: Genel
967-)
Ebû Sa’lebe el-Huşenî radıyallahu anh şöyle dedi:
“Sahâbîler bir yerde konakladılar mı, dere boylarına ve dağ yollarına dağılırlardı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;
- “Sizin bu şekilde dağ yollarına ve dere boylarına dağılmanız şeytandandır!” buyurdu.
O günden sonra sahâbîler, konakladıkları yerlerde birbirlerinden hiç ayrılmadılar.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 88
Konu: Genel
968-)
Rıdvân Bey’atinde bulunanlardan olup İbnü’l-Hanzaliyye diye bilinen Sehl İbni Amr - veya Sehl İbni Rebî’ İbni Amr el-Ensârî- radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem karnı sırtına yapışmış (böğürleri göçmüş) bir devenin yanından geçti ve:
- “Konuşamayan bu hayvanlar hakkında Allah’tan korkun! Besili olarak binin, besili olarak kesip yiyin!” buyurdu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 44
Konu: Genel
969-)
Ebû Ca’fer Abdullah İbni Ca’fer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün beni terkisine bindirdi ve hiçbir kimseye söylemeyeceğim bir sır verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in abdest bozacağı zaman gizlenmek için en beğendiği yer kum tepesi veya hurma bahçesi idi.
Müslim, Hayz 79, Fezâilü’s-sahâbe 68
Müslim’in bu şekilde kısaca rivayet ettiği hadisi Berkânî, yine Müslim’in senediyle “hurma bahçesi” sözünden sonra şu ilâveyle nakletti:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ihtiyacını gidermek için ensardan birinin bahçesine girdi, baktı ki orada bir deve var. Deve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i görünce inledi ve gözleri yaşardı. Peygamber aleyhisselamdevenin yanına gitti, hörgücünü ve kulaklarının arkasını şefkatle okşadı. Deve inlemesini kesti. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
- “Bu devenin sahibi kimdir? Bu deve kimindir?” diye devenin sahibini aradı. Medinelilerden bir delikanlı çıkageldi ve:
- Bu deve benimdir, Ey Allah’ın Resûlü! dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de:
- “Allah’ın seni sahip kıldığı şu hayvan hakkında Allah’tan korkmuyor musun? O senin kendisini aç bıraktığını ve çok yorduğunu bana şikâyet ediyor” buyurdu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 44
Konu: Genel
970-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz bir yerde konakladığımız zaman develerin yüklerini çözüp onları rahatlatmadan namaza durmazdık.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 44
Konu: Genel
971-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Hz. Peygamber ile bir yolculukta bulunuyorken devesi üzerinde bir adam çıkageldi. Sağına soluna bakınmaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem :
- “Yanında fazla binek hayvanı olan, hayvanı olmayana versin. Fazla azığı olan da azığı olmayana versin!” diyerek hemen hemen her çeşit malı saydı. Öyle ki biz, hiçbir malın fazlasında, bizden hiçbi-rimizin hakkı olmadığı düşüncesine kapıldık.
Kaynak: Müslim, Lukata 18. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Zekât 32
Konu: Genel
972-)
Câbir radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gazveye çıkacağı zaman:
- “Ey muhacirler ve ensar topluluğu! Malı ve akrabası olmayan kardeşleriniz vardır. Her biriniz onlardan iki veya üç kişiyi yanına alsın” buyurdu.
Aslında bizlerin de ancak bir kişi ile nöbetleşecek devemiz vardı. (Câbir) dedi ki, “Ben nöbetleşe binmek üzere iki (veya üç) kişi aldım. Benim de ancak onlardan biri gibi deveme nöbetleşe binme hakkım vardı.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 34
Konu: Genel
973-)
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Kaynak: Resûlullah sallallahu Aleyhi Ve Sellem yolculuk Esnasında Arkadan Yürür, Yürümekte Güçlük Çeken, Kimseleri Terkisine Bindirir Ve Onlara Dua Ederdi. ebû Dâvûd, Cihâd 94
Konu: Genel
974-)
İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuğa çıkarken hayvanı üzerine binip iyice yerleşince üç kere tekbir getirir sonra da şöyle dua ederdi:
“Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz; yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.”
Ey Allahım! Biz, bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takvâ, bir de hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip etmeni dileriz.
Ey Allahım! Bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağını yakın et!
Ey Allahım! Seferde yardımcı, geride çoluk çoçuğu koruyucu sensin.
Ey Allahım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda kötü haller görmekten sana sığınırım.”
Râvi diyor ki, Hz. Peygamber yolculuktan döndüğünde de aynı sözleri söyler ve onlara şu cümleleri de eklerdi:
“Biz yolculuktan dönen, tövbe eden, kulluk yapan ve Rabbimiz’e hamd eden kişileriz.”
Kaynak: Müslim, Hac 425. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihad 72; Tirmizî, Daavât 45-46
Konu: Genel
975-)
Abdullah İbni Sercis radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuğa çıkarken, “Yolculuğun güçlüklerinden, üzücü manzaralarla karşılaşmaktan, iyiyken kötü olmaktan, mazlumun bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çoçuğu kötü hallerde bulmaktan Allah’a sığınır”dı.
Kaynak: Müslim, Hac 426. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 41; Nesâî, İsti’âze 41-42; İbni Mâce, Dua 30
Konu: Genel
976-)
Ali İbni Rebîa şöyle dedi:
Ali İbni Ebû Tâlib’i gördüm, binsin diye hayvanını getirdikleri zaman ayağını üzengiye koyunca ‘Bismillah’ dedi. Hayvanın üzerine yerleşip doğrulunca; ‘Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz’ dedi. Üç defa ‘el-Hamdülillah’, üç defa ‘Allahu ekber’ dedi. Sonra da ‘Ey Rabbim, seni tesbih ederim. Ben kendime zulmettim, beni bağışla. Çünkü senden başka günahı bağışlayacak kimse yoktur’ âyetini okudu ve güldü.
Bunun üzerine,
- Ey mü’minlerin emiri! Niçin güldün? dediler. O da şu cevabı verdi:
- Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in, benim yaptığım gibi yaptığını ve benim güldüğüm gibi güldüğünü görmüş ve ‘Niçin güldün ey Allah’ın Resülü?’ diye sormuştum.
- “Yüce Rabbin, benden başka günahları bağışlayacak bir kimsenin olmadığını bilerek, günahlarımı bağışla! diye dua eden kulundan hoşnut olur,” buyurmuştu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 74; Tirmizî, Daavât 46
Konu: Genel
977-)
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz (sahâbîler yolculukta) yokuş çıktığımızda Allahuekber; iniş indiğimizde de sübhânellah derdik.
Kaynak: Buhârî, Cihâd 132,133. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 72
Konu: Genel
978-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile askerleri tepelere çıktıklarında Allahuekber derler, düzlüklere indiklerinde de subhânallah diye tesbih ederlerdi.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 72
Konu: Genel
979-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hac veya umreden dönerken her yokuş veya yüksek yere çıktığında üç kere “Allahuekber” der sonra:
- ‘Allah’tan başka ilâh yoktur, O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na hastır. O, her şeye gücü yetendir. Biz yolculuktan dönen, tövbe eden, kulluk yapan ve Rabbimiz‘e hamd eden kişileriz. Allah verdiği sözü yerine getirdi, kuluna yardım etti ve o toplulukları hezimete uğratıp perişan etti’ buyururdu.”
Buhârî, Cihâd 158; Müslim, Hac 428.
Kaynak: Müslim’in Bir Rivayetinde (hac 428) “büyük, Küçük Harplerden Ve Çatışmalardan, Hac Ve Umreden Döndüğünde” Kaydı Yer Almaktadır.
Konu: Genel
980-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam Hz. Peygamber’e:
- Ey Allah’ın elçisi! Sefere çıkmak istiyorum, bana öğüt ver, dedi. Hz. Peygamber ona:
- “Allah’a karşı saygılı ol ve her tepeye çıktığında Allahu ekber de! buyurdu.
Adam gittikten sonra arkasından:
- “Allahım, ona uzakları yakın et ve bu seferi ona kolay kıl” diye dua etti.
Kaynak: tirmizî, Daavât 45; İbni Mâce, Cihâd 8
Konu: Genel
981-)
Ebû Musâ el-Eş’arî radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz bir yolculukta Hz. Peygamber ile birlikte idik. Tepelere çıktıkça Allahuekber, lâ ilâhe illallah diye yüksek sesle tekbir ve tehlil getirdik. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Ey Müslümanlar! Kendinizi zorlamayınız. Zira siz sağıra veya burada olmayan birine seslenmiyorsunuz. Allah daima sizinle beraberdir, işitir ve size sizden daha yakındır” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Cihâd 131, Meğazî 38, Daavât 51, Tevhîd 9; Müslim, Zikr 44. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vitr 26.
Konu: Genel
982-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır:
Mazlumun duası; misafirin duası; babanın çocuğuna duası.”
Ebû Dâvûd, Vitr 29; Tirmizî, Birr 7, Daavât 47. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 11
Kaynak: Ebû Dâvûd’un Rivayetinde “çocuğuna” Kaydı Yoktur.
Konu: Genel
983-)
Ebû Musâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir topluluktan kuşkulandığı zaman şöyle dua ederdi:
- “Allahım! Senden, onların önünü kesmeni istiyoruz. Onların verecekleri zarardan sana sığınıyoruz”.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Vitr 30
Konu: Genel
984-)
Havle Binti Hakîm radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim” dedi:
“Kim bir yerde konaklar da sonra “Yarattıklarının şerrinden Allah’ın mükemmel kelimelerine (âyet, sıfat ve isimleri) sığınırım derse, konakladığı o yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar vermez.”
Kaynak: Müslim, Zikir 54, 55. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 40.
Konu: Genel
985-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculukta iken gece olunca şöyle derdi:
- “Ey yeryüzü! Benim Rabbim de senin Rabbin de Allah’tır. Senin ve sendekilerin şerrinden, sende yaratılanların ve üzerinde dolaşıp duranların şerrinden Allah’a sığınırım. Arslanın, büyük yılanın, (öteki) yılan ve akreplerin şerrinden, burada yaşayanların, doğuran ve doğanların şerrinden Allah’a sığınırım.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 75
Konu: Genel
986-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Yolculuk bir çeşit azâbtır. Doğru dürüst yiyip içmekten ve uyumaktan sizi alıkor. Herhangi biriniz işini bitirince, evine dönmekte acele etsin!.
Kaynak: Buhârî, Umre 19, Cihâd 136, Et’ime 30; Müslim, İmâre 179. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Menâsik 1.
Konu: Genel
987-)
Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Uzun bir süre ailesinden ayrı kalan kimse, evine gece vakti ansızın gelmesin!”
Bir başka rivayette (Müslim, İmâre 184), Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yolculuktan dönen kimsenin evine geceleyin dönmesini yasakladı denilmektedir.
Kaynak: Buhârî, Nikâh 130, Umre 16; Müslim, İmâre 183. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 19.
Konu: Genel
988-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuktan döndüğü zaman evine gece girmezdi. Kuşluk vakti veya akşamüstü gelirdi.
Kaynak: Buhârî, Umre 15; Müslim, İmâre 180
Konu: Genel
989-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in maiyyetinde (bir seferden) dönüyorduk. Medine’yi görebilecek bir yere gelince Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şunları söyledi:
“Yolculuktan dönüyor, tövbe ediyor, kulluk yapıyor ve Rabbimiz’e hamdediyoruz.”
Hz. Peygamber bu sözleri Medine’ye gelinceye kadar söylemeye devam etti.
Kaynak: Müslim, Hac 429. Ayrıca Bk. Buhârî, Umre 12, Cihâd 133,197, Meğâzî 29, Daavât 53; Ebû Dâvûd, Cihâd 72, 158; Tirmizî, Hac 102, Daavât 42, 46.
Konu: Genel
990-)
Kab İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir yolculuktan döndüğü zaman ilk iş olarak mescide uğrar ve iki rek’at namaz kılardı.
Kaynak: Buhârî, Meğâzî 79; Müslim, Tevbe 53. Ayrıca Bk. Ebû Davûd, Cihâd 166
Konu: Genel
991-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’a ve âhiret gününe inanmış bir kadının, yanında, kendisiyle evlenmesi haram olan bir yakını bulunmadan bir gün-bir gecelik yolculuğa çıkması helâl değildir.”
Kaynak: Buhârî,taksîr 4, Mescidu Mekke 6, Sayd 26, Savm 67; Müslim, Hac 423; Ebû Dâvûd, Menâsik 2; Tirmizî, Rada’ 10; İbni Mâce, Menâsik 7
Konu: Genel
992-)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Bir erkek, yanında mahremi olmayan kadınla yalnız kalmasın; hiçbir kadın da yanında mahremi bulunmaksızın (tek başına) yolculuğa çıkmasın” buyurdu. Bunun üzerine bir sahâbî:
- Ey Allah’ın Resulü! Karım hac için yola çıkmak üzere, ben de falanca savaşa katılmak için yazıldım” dedi.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Git, karınla birlikte haccet!” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Nikâh 111, Cihâd 140; Müslim, Hac 424
Konu: Genel
993-)
Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir” buyururken işittim, demiştir.
Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 252. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned,v, 249, 251
Konu: Genel
994-)
Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh şöyle dedi:
Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:
“Kıyamet gününde Kur’an ve dünyadaki hayatlarını ona göre tanzim eden Kur’an ehli kimseler mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Kur’an’ın önünde Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri vardır. Her ikisi de kendilerini okuyanları müdafaa için birbiriyle yarışırlar” buyururken işittim.
Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 253. Ayrıca Bk. Tirmizî, Fezâilü’l-kur’ân 5
Konu: Genel
995-)
Osmân İbni Affân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.”
Kaynak: Buhârî, Fezâilü’l-kur’ân 21. Ayrıca Bk. Ebû Dâvud, Salât 349; Tirmizî, Fezâilü’l-kur’ân 15; İbni Mâce, Mukaddime 16
Konu: Genel
996-)
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.”
Kaynak: buhârî, Tevhîd 52; Müslim, Müsâfirîn 243. Ayrıca Bk. Ebû Dâvud, Salât 349; Tirmizî, Fezâilu’l-kur’ân 13; İbni Mâce, Edeb 52
Konu: Genel
997-)
Ebû Mûsa el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’an okuyan mü’min portakal gibidir: Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir: Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur’an okuyan münâfık fesleğen gibidir: Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan münâfık Ebû Cehil karpuzu gibidir: Kokusu yoktur ve tadı da acıdır.”
Kaynak: Buhârî, Et’ime 30 Fezâilü’l-kur’ân 17, Tevhîd 36; Müslim, Müsâfirîn 243. Ayrıca Bk. Ebû Dâvud, Edeb 16; Tirmizî, Edeb 79; İbni Mâce, Mukaddime 16
Konu: Genel
998-)
Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah şu Kur’an’la bazı kavimleri yükseltir; bazılarını da alçaltır.”
Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 269. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Mukaddime 16
Konu: Genel
999-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah’ın kendisine Kur’an verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz O’nun yolunda harcayan kimse.”
Kaynak: Buhârî, İlm 15, Zekât 5, Ahkâm 3, Temennî 5, İ’tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 266- 268. Ayrıca Bk.tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Zühd 22
Konu: Genel
1000-)
Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Bir adam Kehf sûresini okuyordu.Yanında iki uzun iple bağlanmış bir at vardı. O adamın üzerini bir bulut kapladı ve yaklaşmaya başladı. Atı da o buluttan ürkmeye başlamıştı. Sabah olunca, adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve bu durumu anlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz:
“O sekînedir; okuduğun için inmiştir” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Fezâilü’l-kur’ân 11; Müslim, Müsâfirîn 240
Konu: Genel
1001-)
İbni Mes’ûd radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
Kaynak: Tirmizî, Fezâilü’l-kur’ân 16
Konu: Genel