Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı

802-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse, kendini beğendiği için elbisesini yerde sürürse, Allah kıyamet gününde o kimsenin yüzüne bakmaz.” Bunun üzerine Ümmü Seleme: – Kadınlar eteklerini nasıl yapacaklar? diye sordu. Resûl-i Ekrem: – “Onlar bir karış aşağı uzatırlar” buyurdu. Ümmü Seleme: – O durumda ayakları açılır, dedi. Peygamber Efendimiz: – “Öyleyse bir arşın uzatırlar, daha fazla uzatamazlar” buyurdular.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Libâs 36; Tirmizî, Libâs 9. Ayrıca Bk. Nesâî, Zînet 105; İbni Mâce, Libâs 15 
Konu: Genel
803-) Muâz İbni Enes  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse, gücü yettiği halde mütevazî davranarak lüks elbise giymeyi terkederse, Allah kıyamet gününde o insanı yaratıklarının en başında huzuruna çağırır ve onu îman ehlinin giyeceği elbiselerden dilediğini giymede serbest bırakır.” 

Kaynak: Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâmet 39. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iıı, 338, 339 
Konu: Genel
804-) Amr İbni Şuayb babasından, o da dedesi radıyallahu anh’den rivayet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:  “Şüphesiz ki Allah, verdiği nimetinin eserini kulunun üzerinde görmekten hoşlanır.”

Kaynak: Tirmizî, Edeb 54. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Libâs 14
Konu: Genel
805-) Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İpek elbise giymeyiniz. Çünkü ipeği dünyada giyen âhirette giyemez.”

Kaynak: Buhârî, Libâs 25; Müslim, Libâs 11. Ayr. Bk. Tirmizî, Edeb 1; İbni Mâce, Libâs 16
Konu: Genel
806-) Ömer İbni Hattâb  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i : “İpek elbiseyi sadece ondan nasibi olmayanlar giyer” buyururken işittim.  Buhârî’nin bir rivayetinde: “Âhirette ondan nasibi olmayan” şeklindedir.

Kaynak: Buhârî, Edeb 66; Müslim, Libâs 7, 10. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Libâs 16 
Konu: Genel
807-) Enes  radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dünyada ipek giyen kimse âhirette onu giyemez.”

Kaynak: (bkz. 805 No’lu Hadisin Gösterilen Kaynakları )
Konu: Genel
808-) Ali  radıyallahu anh şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i gördüm; sağ eline ipeği sol eline altını almıştı; sonra da: “Şüphesiz bu ikisi ümmetimin erkeklerine haram kılınmıştır” buyurdular.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Libâs 11. Ayrıca Bk. Nesâî, Zînet 40; İbni Mâce, Libâs 19 
Konu: Genel
809-) Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İpek giymek ve altın kullanmak ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına ise helâl kılındı.”

Kaynak: Tirmizî, Libâs 1. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Libâs 19
Konu: Genel
810-) Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem altın ve gümüş kaplardan içmemizi ve onların içinde yemek yememizi, ipek ve atlas giymemizi ve üzerinde oturmamızı bize yasakladı.

Kaynak: Buhârî, Libâs 27. Pek Çok Rivayetten Bir Kısmı İçin Ayrıca Bk. Buhârî, Et’ime 29, 32, Eşribe 27,28; Müslim, Libâs 4,5; Ebû Dâvûd, Eşribe 17; Tirmizî, Eşribe 10
Konu: Genel
811-) Enes  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Zübeyr ve Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anhümâ’ya, yakalandıkları uyuz hastalığı sebebiyle ipek elbise giyme ruhsatı verdi.

Kaynak: Buhârî, Libâs 29; Müslim, Libâs 24-25. Ayrıca Bk. Buhârî, Cihâd 91; Ebû Dâvud, Libâs 9; Nesâî, Zînet 92 
Konu: Genel
812-) Muâviye radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İpek yüz geçirilmiş ve kaplan derisiyle kaplanmış eğer üzerine binmeyiniz.”

Kaynak: Ebû Dâvud, Libâs 39. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Libâs 47 
Konu: Genel
813-) Ebü’l-Melîh, babası (Üsâme İbni Umeyr)  radıyallahu anh’den rivayet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yırtıcı hayvanların derilerini kullanmayı yasakladı. Ebû Dâvûd, Libâs 40; Tirmizî, Libâs 31, 32; Nesâî, Fer‘ 7

Kaynak: Tirmizî’nin Bir Rivayetinde: Yırtıcı Hayvan Derilerinden Yatak Yapılmasını Yasakladı, Denilir.
Konu: Genel
814-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yeni bir elbise giydiği zaman, sarık, gömlek, ridâ gibi giydiği şeyin adını anarak şöyle dua ederdi: "Allahumme leke'l-hamdü ente kesevtenîhi, es'elüke hayrahü ve hayra mâ sunia lehü, ve eûzü bike min şerrihi ve şerri mâ sunia lehü: “Allahım! Hamd sana mahsustur. Onu bana sen giydirdin. Senden onu hayırlı kılmanı ve  yapılışına uygun kullanmanın hayrını nasip etmeni dilerim. Şerrinden ve yaratılış gayesi dışında kullanılmasının şerrinden de sana sığınırım.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Libâs 1; Tirmizî, Libâs 28
Konu: Genel
815-) Berâ İbni Âzib  radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına uzandığında sağ tarafı üzerine yatar ve şöyle dua ederdi: "Allahumme eslemtü nefsî ileyke, ve veccehtü vechî ileyke, ve fevvadtü emrî ileyke, ve elce'tü zahrî ileyke, rağbeten ve rehbeten ileyke, lâ melcee ve lâ mencê minke illâ ileyke. Âmentü bi kitâbikellezî enzelte ve nebiyyikellezî erselte: “Allahım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Rızanı isteyerek, azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.” 

Kaynak: Buhârî, Daavât 5. Ayrıca Bk. Buhârî, Vudû‘ 75; Müslim, Zikir 56-58; Ebû Dâvud, Edeb 98
Konu: Genel
816-) Berâ İbni Âzib  radıyallahu anhümâ şöyle dedi: – Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana: “Yatağına gideceğin zaman namaz abdesti gibi abdest al, sonra sağ yanın üzerine yat ve şu duayı oku ve bu duanın sözlerini yatmadan önce son sözün yap” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Vudû 75; Müslim, Zikir 56
Konu: Genel
817-) Âişe  radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gece on bir rek’at namaz kılardı. Sabah tan yeri ağarınca da kısaca iki rek’at namaz kılar, sonra müezzin gelip sabah ezanını okuyuncaya kadar sağ yanı üzerine yaslanıp uzanırlardı.

Kaynak: Buhârî, Daavât 5; Müslim, Müsâfirîn 121-122 
Konu: Genel
818-) Huzeyfe  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleyin uyumak istediği zaman elini yanağının altına koyar sonra da: "Allahumme bismike emûtü ve ahyâ: “Allahım! Senin isminle ölür, senin isminle dirilirim” derdi. Uykudan uyandığı zaman: “Elhamdülillâhillezî ahyânâ min ba‘di mâ emâtenâ ve ileyhin-nüşûr.” “Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Diriltmek sadece O’na mahsustur” buyururdu.

Kaynak: Buhârî, Daavât 7,8,16. Ayrıca Bk. Müslim, Zikr 59; Ebû Dâvûd, Edeb 98; Tirmizî, Edeb 28; İbni Mâce, Duâ 16
Konu: Genel
819-) Yaîş İbni Tıhfe el-Gıfârî radıyallahu anhümâ, babam bana şöyle dedi, diyerek nakletmiştir: Bir ara ben mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ki bir adam beni ayağıyla kımıldatıyor ve: “Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır” diyor. Bir de ne göreyim, o Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem değil mi! 

Kaynak:  ebû Dâvûd, Edeb 95. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 21
Konu: Genel
820-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse bir mecliste oturur da orada Allah Teâlâ’nın ismini anmazsa, Allah’a karşı eksik bir iş yapmış, bir günah işlemiş olur. Bir kimse yatağa yatar da orada Allah Teâlâ’yı zikretmezse, yine eksik bir iş yapmış, bir günah işlemiş olur.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 25. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, Iı, 422 
Konu: Genel
821-) Abdullah İbni Yezîd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, o, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i mescidde bir ayağını diğer ayağı üzerine atmış, sırt üstü yatarken görmüştür.

Kaynak: Buhârî, Salât 85 İsti’zân 44; Müslim, Libâs 75. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 19; Nesâî, Mesâcid 28
Konu: Genel
822-) Câbir İbni Semure radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, sabah namazını kıldıktan sonra güneş iyice doğuncaya kadar, yerinde bağdaş kurarak otururlardı.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 26. Benzer Rivâyetler İçin Bk. Müslim, Mesâcid 286; Tirmizî, Salât 412
Konu: Genel
823-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i Kâbe’nin avlusunda elleriyle dizlerini tutarak şöyle otururken gördüm, dedi ve uyluklarını karnına dayayıp kolları ile dizlerini tutarak ve kaba etleri üzerine oturarak Resûlullah’ın oturuş tarzını tarif etti.

Kaynak: Buhârî, İsti’zân 34 
Konu: Genel
824-) Kayle Binti Mahreme radıyallahu anhâ şöyle der: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i dizlerini karnına dayamış, ellerini koltuklarının altına koyup, kaba etleri üzerine oturmuş vaziyette gördüm. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i böyle huşû ve huzû içinde mütevazi bir vaziyette oturur görünce, korkudan irkildim.

Kaynak: Ebû Dâvud, Edeb 22 
Konu: Genel
825-) Şerîd İbni Süveyd radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gün sol elimi arkaya atmış ve elimin ayasına dayanmış otururken, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana uğradı ve:  “Allah’ın gazabına uğramış olanlar gibi mi oturuyorsun?” buyurdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 24
Konu: Genel
826-) İbni Ömer  radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.” İbni Ömer, bir kimse kendisi için oturduğu yerden kalktığında onun yerine oturmazdı.

Kaynak: Buhârî, Cum’a 20, İsti’zân 31; Müslim, Selâm 28-29. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 9 
Konu: Genel
827-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz oturduğu yerden kalkar, sonra tekrar dönüp gelirse oraya oturmaya herkesten fazla hak sahibidir.”

Kaynak: Müslim, Selâm 31 
Konu: Genel
828-) Câbir İbni Semüre radıyallahu anhümâ şöyle demiştir: Biz Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna vardığımız zaman, her birimiz nerede yer bulursa oraya otururdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 14; Tirmizî, İsti‘zân 29 
Konu: Genel
829-) Ebû Abdullah Selmân el-Fârisî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü gusül abdesti alır, elinden geldiği kadar temizlenir, ya kendi özel kokusundan veya evinde bulunan güzel kokudan sürünür ve evinden çıkar, iki kişinin arasına girmez, sonra üzerine farz olan namazı kılar, imam hutbe okurken susup onu dinlerse, o cuma ile öteki  cuma arasındaki günahları bağışlanır.”

Kaynak: Buhârî, Cum’a 6, 19. Ayrıca Bk. Dârimî, Salât 191; muvatta, Cum’a 18
Konu: Genel
830-) Amr İbni Şuayb, babası vasıtasıyla dedesi Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anh’den rivayet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kendileri müsaade etmedikçe, iki kişinin arasına oturmak bir kimseye helâl olmaz” buyurdu. Ebû Dâvûd, Edeb 21; Tirmizî, Edeb 11 Ebû Dâvûd’un bir rivayetinde şöyledir: “İzinleri olmadıkça iki kişinin arasına oturulmaz.”

Kaynak: Ebû Dâvud, Edeb 21
Konu: Genel
831-) Huzeyfe İbni Yemân  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem halka teşkil eden bir topluluğun ortasına oturan kimseye lânet etmiştir. Ebû Dâvud, Edeb 14  Tirmizî’nin Ebû Miclez’den rivayetine göre, bir adam gelip halkanın ortasına oturmuştu. Bunun üzerine Huzeyfe: Halkanın ortasına oturan kimse, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in lisanıyla veya Allah tarafından Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in lisanıyla lânetlenmiştir, dedi.

Kaynak: Tirmizî, Edeb 12 
Konu: Genel
832-) Ebû Saîd el-Hudrî  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Meclislerin en hayırlısı en geniş olanıdır” buyururken işittim.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 12. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iıı, 18, 69
Konu: Genel
833-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim bir mecliste oturur ve orada bir sürü faydasız ve mânasız sözlerle vakit öldürür de, o meclisten kalkmadan önce, Sübhâneke Allahumme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke: Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim, derse, o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır.” 

Kaynak: Tirmizî, Daavât 39 
Konu: Genel
834-) Ebû Berze  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem meclisten kalkmak istediğinde, son söz olarak şöyle dua ederlerdi: “Sübhâneke Allahumme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke”: “ Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim.” Bunun üzerine bir adam: – Ey Allah’ın Resûlü! Şüphesiz ki sen, daha önce söylemediğin bir söz söylüyorsun! dedi. Resûl-i Ekrem: “Bu söylediğim sözler, mecliste işlenen hata ve kusurlara keffârettir” buyurdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 27 
Konu: Genel
835-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu duaları yapmadan önce bir meclisten kalktığı pek az olurdu: “Allahım! Bize, günahla aramıza engel olacak kadar korkundan hisse ver. Bizi, cennetine ulaştıracak kadar tâatini nasib eyle. Dünya musîbetlerini hafifletecek güçlü iman ver. Allahım! Bizi yaşattığın müddetçe kulaklarımız, gözlerimiz ve kuvvetimizden faydalandır; ölümümüze kadar da onları devamlı kıl. Bize zulmedenlerden öcümüzü sen al. Bize düşmanlık edenlere karşı bize yardım et. Bizi dinimizde musîbete uğratma. Dünyayı en büyük düşüncemiz ve gayemiz, ilmimizin sonu kılma. Bize acımayanları üzerimize musallat etme.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 80
Konu: Genel
836-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Herhangi bir topluluk oturdukları meclisten Allah’ı zikretmeden kalkarlarsa, merkep leşi yanından kalkmış gibi olurlar. O meclis de onlar için bir pişmanlık olur.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 25 
Konu: Genel
837-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir cemaat oturduğu mecliste Allah’ı anmaz ve peygamberlerine salât ve selâm getirmezlerse, bu meclis onlar için bir nedâmet olur. Allah dilerse onlara azâb eder, dilerse mağfiret eder.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 8
Konu: Genel
838-) Ebû Hureyre  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse bir mecliste oturur da orada Allah Teâlâ’nın ismini anmazsa, Allah’a karşı eksik bir iş yapmış, bir günah işlemiş olur. Bir kimse yatağa yatar da orada Allah Teâlâ’yı zikretmezse, yine eksik bir iş yapmış, bir günah işlemiş olur.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 25, 98
Konu: Genel
839-) Ebû Hureyre  radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim, dedi: – “Ümmete, nübüvvetten sonra sadece mübeşşirât kalmıştır”. Ashâb: – Mübeşşirât nedir? diye sorunca, Resûl-i Ekrem: – “ Sâlih rüyadır” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Ta’bîr 5. Ayrıca Bk. Müslim, Salât 207-208; Ebû Dâvûd, Salât 143; Tirmizî, Rü’yâ 2; Nesâî, Tatbîk 9; İbni Mâce, Rü’yâ 1
Konu: Genel
840-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Zaman yaklaşınca mü’minin rüyası yalan çıkmaz. Mü’minin rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden biridir.” Buhârî, Ta’bîr 26; Müslim, Rü’yâ 6. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 8; Tirmizî, Rü’yâ 1; İbni Mâce, Rü’yâ  9 Müslim’in bir rivayeti de şöyledir: “Sizin en doğru rüya görenleriniz, en doğru söyleyenlerinizdir.”

Kaynak: Müslim, Rü’yâ 6
Konu: Genel
841-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Beni rüyada gören kimse, uyanıkken de öylece görecektir –veya sanki beni uyanıkken görmüş gibidir–. Çünkü şeytan bana benzeyen bir şekle giremez.” 

Kaynak: Buhârî, İlm 38; Ta’bîr 10; Müslim, Rü’yâ 11. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb;88 Tirmizî, Rü’yâ 4, 7; İbni Mâce, Rü’yâ 2  ;                                                                                      
Konu: Genel
842-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işitmiştir: “Sizden biriniz hoşuna giden bir rüya görünce, o Allah Teâlâ’dandır. Bu sebeple Allah’a hamdetsin ve o rüyasını anlatsın.” Başka bir rivayet şöyledir: “O rüyayı sadece sevdiğine söylesin. Hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır. Onun şerrinden Allah’a sığınsın ve onu hiç kimseye söylemesin. O zaman o rüya kendisine zarar vermez.”

Kaynak: Buhârî, Ta’bîr 3,46; Müslim, Rü’yâ 3. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 52; İbni Mâce, Rü’yâ 3
Konu: Genel
843-) Ebû Katâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sâlih rüya –bir rivayete göre güzel rüya– Allah’tandır. Fena rüya da şeytandandır. Kim hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, sol tarafına üç defa üflesin ve şeytandan Allah’a sığınsın. O takdirde o rüya kendisine zarar vermez.” 

Kaynak: Buhârî, Ta’bîr 4; Müslim, Rü’yâ 1 
Konu: Genel
844-) Câbir  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüya görünce, sol tarafına üç defa tükürsün; şeytanın şerrinden de üç defa Allah’a sığınsın; yattığı tarafından da öbür yanına dönsün”.

Kaynak: Müslim, Rü’yâ 5. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 88; İbni Mâce, Ta’bîr 4
Konu: Genel
845-) Ebü’l-Eska‘ Vâsile İbnü’l-Eska‘ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “En büyük iftiralar, bir kimsenin babasından başkasına neseb iddiasında bulunması, görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmesi ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in  söylemediği bir sözü ona nisbet etmesidir.”

Kaynak: Buhârî, Menâkıb 5. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iı, 118 
Konu: Genel
846-) Abdullah İbni Amr İbni Âs  radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Bir adam, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: – İslâm’ın hangi özelliği daha hayırlıdır, diye sordu? Resûl-i Ekrem: “Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Îmân 20; İsti‘zân 9, 19; Müslim, Îmân 63. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Nesâî, Îmân 12 
Konu: Genel
847-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ Âdem sallallahu aleyhi ve sellem’i yaratınca ona: – Git şu oturmakta olan meleklere selâm ver ve senin selâmına nasıl karşılık vereceklerini de güzelce dinle; çünkü senin ve senin çocuklarının selâmı o olacaktır, buyurdu. Âdem aleyhi’s-selâm meleklere: – es-Selâmü aleyküm, dedi. Melekler: – es-Selâmü aleyke ve rahmetullâh, karşılığını verdiler. Onun selâmına “ve rahmetu’l-lâh”ı ilâve ettiler.”

Kaynak: Buhârî, Enbiyâ 1; İsti’zân 1; Müslim, Cennet 28 
Konu: Genel
848-) Ebû Umâre Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize şu yedi şeyi emretti: Hasta ziyaretini, cenâzeye  iştirak etmeyi, aksırana hayır dilemeyi, zayıfa yardım etmeyi, mazluma yardımcı olmayı, selâmı yaygın hale getirmeyi ve yemin edenin yemininin yerine gelmesini temin etmeyi.

Kaynak: Buhârî, mezâlim 5; müslim, libâs 3. ayrıca. bk. tirmizî, edeb 45; Nesâî, cenâiz 53
Konu: Genel
849-) Ebû Hureyre  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”

Kaynak: Müslim, Îmân 93. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Tirmizî, İsti‘zân 1; İbni Mâce, Mukaddime 6, Edeb 11
Konu: Genel
850-) Ebû Yûsuf Abdullah İbni Selâm  radıyallahu anh şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz” buyururken işittim. 

Kaynak: Tirmizî, Kıyâmet 42. Ayrıca Bk. İbni Mâce, İkâmet 174, Et’ime 1
Konu: Genel
851-) Tufeyl İbni Übey İbni Kâ’b, söylediğine göre Abdullah İbni Ömer’e gelir ve onunla birlikte çarşıya çıkarlardı. Tufeyl sözüne şöyle devam etti: Biz çarşıya çıktığımızda, Abdullah, eski eşya satan, değerli mal satan, yoksul veya herhangi bir kimseye uğrasa mutlaka selâm verirdi. Bir gün yine Abdullah İbni Ömer’in yanına gelmiştim. Çarşıya gitmek için kendisine arkadaş olmamı istedi. Ona: – Çarşıda ne yapacaksın? Alış verişe vâkıf değilsin, malların fiyatlarını sormuyorsun, bir şey satın almak istemiyorsun, çarşıdaki sohbet yerlerinde de oturmuyorsun? Şurada otur da, birlikte konuşalım, dedim. Bunun üzerine Abdullah: – Ey Ebû Batn! –Tufeyl, iri göbekli bir kişi olduğu için böyle hitap etmiştir– Biz, sadece selâm vermek üzere çarşıya çıkıyoruz; karşılaştığımız kimselere de selâm veriyoruz, cevabını verdi.

Kaynak: Mâlik, muvatta’, Selâm 6
Konu: Genel