Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı
852-)
İmrân İbni Husayn radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:
– es-Selâmü aleyküm, dedi. Hz.Peygamber onun selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
– “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:
– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Hz.Peygamber:
– “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:
– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Hz.Peygamber o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz:
– “Otuz sevap kazandı” buyurdular.
Kaynak: ebû Dâvûd, Edeb 132; Tirmizî, İsti’zân 2
Konu: Genel
853-)
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Şu zât Cibrîl aleyhi’s-selâm’dır; sana selâm ediyor” buyurdu. Ben de:
– Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh, dedim.
Buhârî, Bed’ü’l-halk 6; İsti’zân 16; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 90-91
Kaynak: Bu Hadis, Buhârî Ve Müslim’in Bir Kısım Rivayetlerinde Buradaki Şekilde “ve Berekâtüh” Ziyadesiyle, Bazı Rivayetlerde İse “ve Berekâtüh” Olmaksızın Nakledilmiştir. Kaide Olarak, Güvenilir Râvilerin Ziyadesi Makbuldür.
Konu: Genel
854-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir söz söylediği zaman, onunla ne kasdettiğinin iyice anlaşılması için sözünü üç defa tekrarlardı. Bir topluluğun yanına geldiğinde onlara üç defa selâm verirdi.
Kaynak: Buhârî, İlm 30; İsti’zân 13. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 28
Konu: Genel
855-)
Mikdâd radıyallahu anh, uzun bir hadisinde şöyle dedi:
Biz, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in süt hissesini ayırıp kaldırırdık. Resûl-i Ekrem geceleyin gelir, uyuyanı uyandırmayacak, uyanık olanlara işittirecek şekilde selâm verirdi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir gece geldi, yine her zamanki gibi selâm verdi.
Kaynak: Müslim, Eşribe 174. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 26
Konu: Genel
856-)
Esmâ Binti Yezîd radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün mescide uğradı. Kadınlardan oluşan bir cemaat orada oturmaktaydı. Hz. Peygamber onlara eliyle işaret ederek selâm verdi.
Kaynak: Tirmizî, İsti’zân 9. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, Vı, 458
Konu: Genel
857-)
Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 133. Benzer Bir Rivayet İçin Bk. Tirmizî, İsti’zân 6
Konu: Genel
858-)
Ebû Cürey el-Hüceymî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve:
– Aleyke’s-selâm yâ Resûlallah! dedim. Peygamber Efendimiz:
– “Aleyke’s-selâm deme; çünkü aleyke’s-selâm ölülere verilen selâmdır” buyurdu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Libâs 24; Tirmizî, İsti’zân 27
Konu: Genel
859-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana selâm verir.”
Buhârî, İsti’zân 5,6; Müslim, Selâm 1; Âdâb 46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 134; Tirmizî, İsti’zân 14
Buhârî’nin bir rivayetinde: “Küçük büyüğe selâm verir” ilâvesi vardır.
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 7
Konu: Genel
860-)
Ebû Ümâme Suday İbni Aclân el-Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsanların Allah katında en makbul olanları, selâma ilk başlayanlardır.”
Ebû Dâvûd, Edeb 133
Tirmizî’nin Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayetine göre bir adam:
– Yâ Resûlallah! İki kişi birbirleriyle karşılaşınca onlardan hangisi daha önce selâm verir? diye sordu. Peygamber Efendimiz de:
– “Allah Teâlâ’ya daha yakın olan” buyurdu.
Kaynak: Tirmizî, İsti’zân 6
Konu: Genel
861-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh, namazını, namazın gerektirdiği edeplere riâyet etmeyerek kılan kimse hakkındaki hadisinde belirttiğine göre, o kişi mescide gelip namaz kıldı, sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına geldi ve ona selâm verdi; Resûl-i Ekrem onun selâmına mukâbelede bulundu ve:
“Dön ve namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Adam dönüp yeniden namaz kıldı, sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gelip tekrar selâm verdi. Neticede bu durum üç defa tekrarlandı.
Kaynak: Buhârî, Ezân 95, 122; Eymân 15; İsti’zân 18; Müslim, Salât 45. Ayrıca Bk. Tirmizî, Salât 110; İsti’zân 4; Nesâî, İstiftâh 7; Tatbîk 15; Sehv 67; İbni Mâce, İkâmet 72
Konu: Genel
862-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 135
Konu: Genel
863-)
Enes radıyallahu anh şöyle demiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu.
Kaynak: Tirmizî, İsti’zân 10
Konu: Genel
864-)
Enes radıyallahu anh, çocuklara rastladığı zaman onlara selâm verir ve:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı, derdi.
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 15; Müslim, Selâm 15. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 136; tirmizî, İsti’zân 8; İbni Mâce, Edeb 14
Konu: Genel
865-)
Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh şöyle demiştir:
Aramızda bir kadın –bir başka rivayette yaşlı bir kadın– vardı. Pazı köklerini alır, onları güvecin içine koyup pişirir, biraz da arpa öğütürdü. Biz cuma namazını kılıp döndüğümüz zaman ona selâm verirdik. O da hazırladığı yemeği bize ikram ederdi.
Kaynak: buhârî, İsti’zân 16, Cum’a 40; Hars 21; Et’ime 17
Konu: Genel
866-)
Ümmü Hânî Fâhite Binti Ebû Tâlib radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Mekke’nin fethi günü Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelmiştim. Resûl-i Ekrem yıkanıyor, Fâtıma da elinde bir örtüyle ona perde tutuyordu. Ben selâmımı verdim.
Kaynak: Müslim, Hayz 70-71, Salâtü’l-müsâfirîn 81-82. Ayrıca Bk. Buhârî, Gusül 21; Salât 4; Tirmizî, İsti’zân 34
Konu: Genel
867-)
Esmâ Binti Yezîd radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Kadınlarla birlikte otururken, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza uğradı ve bize selâm verdi.
Ebû Dâvûd, Edeb 137; Tirmizî, İst’zân 9. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 14.
Kaynak: Yukarıdaki Metin Ebû Dâvûd’a Aittir; Tirmizî’nin Metni İse Şöyledir: resûlullah sallallahu Aleyhi Ve Sellem bir Gün Mescide Uğradı. Kadınlardan Oluşan Bir Cemaat Mescidde Oturmaktaydı. Hz. Peygamber Onlara Eliyle İşaret Ederek Selâm Verdi.
Konu: Genel
868-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Yahudi ve hıristiyanlara öncelikle siz selâm vermeyin. Yolda onlardan biriyle karşılaştığınız zaman, eziyet etmemek şartıyla, onları yolun kenarından yürümeye zorlayınız.”
Kaynak: Müslim, Selâm 13. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 138; Tirmizî, İsti‘zân 12; İbni Mâce, Edeb 13
Konu: Genel
869-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kitap ehli olanlar size selâm verdiklerinde, onlara: Ve aleyküm, deyiniz.”
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 22, Mürteddîn 4; Müslim, Selâm 6-9
Konu: Genel
870-)
Üsâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, müslümanlar, müşrikler –puta tapanlar- ve yahudilerden oluşan bir topluluğa rastladı ve onlara selâm verdi.
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 20; Müslim, Cihâd 116
Konu: Genel
871-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 139; Tirmizî, İsti’zân 15
Konu: Genel
872-)
Ebû Mûsa el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İzin istemek üç defadır. İzin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin.”
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 13; Müslim, Edeb 33-37. Ayrıca Bk. Ebû Dâvud, Edeb 127, 130; Tirmizî, İsti’zân 3; İbni Mâce, Edeb 17;
Konu: Genel
873-)
Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İzin istemek göz(ün evin ayıplarını görmemesi) için şart kılınmıştır.”
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 11; Müslim, Edeb 41. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 17
Konu: Genel
874-)
Rib’î İbni Hirâş şöyle dedi:
Benî Âmir’den bir adamın bize haber verdiğine göre, bu zât, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem evde iken, “İçeri gireyim mi?” diye izin istemişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hizmetçisine:
“Çık, bu adama izin istemeyi öğret. Önce es-Selâmü aleyküm desin, sonra gireyim mi diye sorsun?”, buyurdu. Adam Peygamberimizin söylediklerini duyarak:
es-Selâmü aleyküm, girebilir miyim? dedi. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ona izin verdi o da içeri girdi.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 127. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, V, 369
Konu: Genel
875-)
Kilde İbni Hanbel radıyallahu anh şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gittim ve selâm vermeden huzuruna girdim. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
“Geri dön ve es-selâmü aleyküm, gireyim mi de” buyurdu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 127; Tirmizî, İsti’zân 18
Konu: Genel
876-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, meşhur mi’rac hadisinde, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sonra Cibrîl beni en yakın semâya çıkardı ve kapının açılmasını istedi.”
– Kim o denilince:
– Ben Cibrîl’im, dedi.
– Yanındaki kim denildi.
– Muhammed, dedi. Sonra ikinci kat semâya çıkardı ve kapının açılmasını istedi.
– Kim o denildi.
– Ben Cibrîl’im, diye karşılık verdi.
– Yanındaki kim denildi.
– Muhammed, dedi. Üçüncü, dördüncü ve diğer semâlara yükseldikçe, her birinin kapısında:
– Kim o deniliyordu. O da:
– Ben Cibrîl’im cevabını veriyordu.
Kaynak: buhârî, Bed’ü’l-halk 6; Enbiyâ 43; Menâkıbü’l-ensâr 42; Müslim, Îmân 259-264. Ayrıca Bk. Nesâî, Salât 1
Konu: Genel
877-)
Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir gece dışarı çıkmıştım. Bir de ne göreyim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tek başına yürüyor. Ben de ay ışığında yürümeye başladım. Resûlullah başını çevirdi ve beni gördü:
– “Kim o?” diye seslendi. Ben:
– Ebû Zer, dedim.
Kaynak: Buhârî, Rikak 13; Müslim, Zekât 33
Konu: Genel
878-)
Ümmü Hânî (Fâhite Binti Ebû Tâlib) radıyallahu anhâ şöyle dedi:
(Mekke’nin fethi günü) Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelmiştim. Resûl-i Ekrem yıkanıyor, Fâtıma da onu insanların gözünden perdeliyordu. (Ben selâmımı verdim.) Peygamberimiz:
– “Kim o?” dedi. Ben:
– Ümmü Hânî’yim, diye cevap verdim.
Kaynak: Müslim, Hayz 70-71; Müsâfirîn 81-82. Ayrıca Bk. Buhârî, Gusül 21; Salât 4; Tirmizî, İsti’zân 34
Konu: Genel
879-)
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve kapısını çaldım. Resûl-i Ekrem:
– “Kim o?” dedi.
– Benim, diye cevap verdim. Hz. Peygamber:
– “Benim benim!” diye tekrar etti. Galiba bu cevaptan hoşlanmamıştı.
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 17; Müslim, Âdâb 38-39. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 128
Konu: Genel
880-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Şüphesiz Allah aksıranı sever, fakat esneyeni sevmez. Sizden biriniz aksırır ve Allah Teâlâ’ya hamdederse, onun hamdini işiten her müslümanın yerhamükellah demesi üzerine bir vecîbedir. Esnemeye gelince, o şeytandandır. Sizden birinizin esnemesi geldiği zaman, onu gücü yettiği kadar engellemeye çalışsın. Çünkü sizden biriniz esnediği zaman şeytan ona güler.”
Kaynak: buhârî, Edeb 125, 128; Bed’ü’l-halk 11. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 7
Konu: Genel
881-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz aksırdığı zaman: Elhamdülillah desin. Kardeşi veya arkadaşı da ona: Yerhamükellah desin. Aksıran da: Yehdîkümullahu ve yuslihu bâleküm = Allah sizi hidayette kılsın ve kalbinizi ıslah etsin, desin.”
Kaynak: Buhârî, Edeb 126. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 3; İbni Mâce, Edeb 20
Konu: Genel
882-)
Ebû Mûsa radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:
“Sizden biriniz aksırdığı zaman elhamdülillah derse, ona yerhamükellah deyiniz. Şayet Allah’a hamdetmezse siz de yerhamükellah demeyiniz” buyururken işittim.
Kaynak: Müslim, Zühd 54
Konu: Genel
883-)
Enes radıyallahu anh şöyle demiştir:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında iki kişi aksırdı. Efendimiz onlardan birine yerhamükellah dedi, diğerine ise söylemedi. Kendisine yerhamükellah demediği kişi:
– Filân kişi aksırdı, ona yerhamükellah dedin; ben aksırdım, bana ise demedin, deyince Peygamberimiz:
– “O kişi elhamdülillah dedi, sen ise demedin” buyurdular.
Kaynak: Buhârî, Edeb 127; Müslim, Zühd 53. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 94; Tirmizî, Edeb 4
Konu: Genel
884-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aksırdıkları zaman elini veya mendilini ağzına tutar, böylelikle sesini azaltmaya –veya ağzını yummaya- çalışırdı.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 90; Tirmizî, Edeb 6
Konu: Genel
885-)
Ebû Mûsâ radıyallahu anh şöyle dedi:
Yahudiler, kendilerine yerhamükümullah diyeceğini ümit ederek, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında yapmacıktan aksırırlardı. Peygamber Efendimiz de onlara:
“Yehdîkümüllah ve yüslıhu bâleküm = Allah size hidayet versin ve hâlinizi ıslah etsin” buyururdu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 93; Tirmizî, Edeb 3
Konu: Genel
886-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz esnediği zaman eliyle ağzını tutsun. Çünkü şeytan onun ağzına girer.”
Kaynak: Müslim, Zühd 57-58. Ayrıca Bk. Ebû Dâvud, Edeb 89
Konu: Genel
887-)
Ebü’l-Hattâb Katâde şöyle dedi:
Ben Enes’e:
– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı arasında el sıkışma âdeti var mıydı diye sordum. O da:
– Evet, diye cevap verdi.
Kaynak: Buhârî, İsti’zân 27
Konu: Genel
888-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Yemen halkı gelince, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Size Yemen halkı geldi, el sıkışma âdetini ilk başlatan onlardır.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 143
Konu: Genel
889-)
Berâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İki müslüman karşılaştıklarında el sıkışırlarsa, birbirlerinden ayrılmadan önce günahları bağışlanır.”
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 143. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 31; İbni Mâce, Edeb 15
Konu: Genel
890-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
– Bir adam:
– Yâ Resûlallah! Bizden bir kişi kardeşi veya arkadaşıyla karşılaştığında onun için eğilebilir mi, diye sordu. Peygamberimiz:
– “Hayır eğilemez” buyurdu. Adam:
– Ona sarılıp öpebilir mi, diye sordu. Efendimiz:
– “Hayır” buyurdular. Bu defa adam:
– Elini tutup musâfaha edebilir mi, dedi. Peygamberimiz:
– “Evet” buyurdu.
Kaynak: Tirmizî, İsti’zân 31. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Edeb 15; Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iıı, 198
Konu: Genel
891-)
Safvân İbni Assâl radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir yahudi kendisi gibi yahudi olan arkadaşına:
– Gel şu peygambere gidelim, dedi. İkisi birlikte Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldiler ve müslümanlarla yahudiler arasında ortak olan dokuz kesin âyeti sordular. Peygamberimiz cevapladıktan sonra onun elini ve ayağını öperek:
– Şehâdet ederiz ki, sen gerçekten bir peygambersin, dediler.
Kaynak: Tirmizî, İsti’zân 33. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Edeb 16; Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iv, 240
Konu: Genel
892-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ, başından geçen bir olayı anlatırken şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e yaklaştık ve elini öptük.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 96; Edeb 148. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cihâd 36; İbni Mâce, Edeb 16
Konu: Genel
893-)
Âişe radıyallahu anhâ şöyle demiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim evimde iken Zeyd İbni Hârise Medîne’ye gelmişti. Sonra Resûl-i Ekrem’e gelip kapıyı çaldı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de elbisesini sürüyerek ayağa kalktı, onu kucakladı ve öptü.
Kaynak: Tirmizî, İsti’zân 32
Konu: Genel
894-)
Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
“Kardeşini güleryüzle karşılamak şeklinde bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme” buyurdu.
Kaynak: Müslim, Birr 144. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Libâs 24; Tirmizî, Et’ime 30
Konu: Genel
895-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, Hz.Ali’nin oğlu Hasan radıyallahu anhümâ’yı öpmüştü. Bunun üzerine Akra‘ İbni Hâbis:
– Benim on tane oğlum var, fakat bunlardan hiçbirini öpmedim, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Edeb 18; Müslim, Fezâil 65. Ayrıca. Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 145; Tirmizî, Birr 12
Konu: Genel
896-)
Berâ İbni Âzib radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize, hasta ziyaretini, cenâzenin arkasından gitmeyi, aksırana “yerhamükellah” demeyi, yemin edenin yeminini yerine getirmesini, haksızlığa uğrayana yardım etmeyi, davet edenin davetini kabul etmeyi ve selâmı yaygınlaştırmayı tavsiye etti.
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 2, Mezâlim 5, Nikâh 71, Eşribe 28; Müslim, Libâs 3. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cenâiz 45; Nesâî, Cenâiz 53
Konu: Genel
897-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslümanın, müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâm almak, hasta ziyaret etmek, cenâzenin arkasından yürümek, davete icâbet etmek ve aksırana “yerhamükellah” demek.”
Kaynak: Buhârî, Cenâîz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Cenâiz 1
Konu: Genel
898-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“ Allah Teâlâ kıyâmet gününde şöyle buyurur:
-“Ey âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin”. Âdemoğlu:
- Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim? der. Allah Teâlâ:
- “Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun? Ey Âdemoğlu! Beni doyurmanı istedim, doyurmadın” buyurur. Âdemoğlu:-
- Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl doyurabilirdim? der. Allah Teâlâ:
- “Falan kulum senden yiyecek istedi, vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini benim katımda mutlaka bulacağını bilmez misin? Ey Âdem oğlu! Senden su istedim, vermedin” buyurur. Âdemoğlu:
- Ey Rabbim! Sen âlemlerin Rabbi iken ben sana nasıl su verebilirdim? der. Allah Teâlâ:
- “Falan kulum senden su istedi, vermedin. Eğer ona istediğini verseydin, verdiğinin sevâbını katımda bulurdun. Bunu bilmez misin?” buyurur.
Kaynak: Müslim, Birr 43
Konu: Genel
899-)
Ebû Mûsâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!”
Kaynak: Buhârî, Cihâd 171, Et’ime 1, Nikâh 71, Merdâ 4
Konu: Genel
900-)
Sevbân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir müslüman, hasta bir müslüman kardeşini ziyarete gittiğinde, dönünceye kadar cennet hurfesi içindedir.”
- Ey Allah’ın elçisi, cennet hurfesi nedir? dediler. Resûl-i Ekrem;
- “Cennet yemişidir,” buyurdu.
Kaynak: Müslim, Birr 40-42. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cenâiz 2
Konu: Genel
901-)
Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir:
“Bir müslüman, hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okur. Eğer akşamleyin ziyaret ederse, yetmiş bin melek onun için sabaha kadar istiğfar eder. Ve o kişi için cennette toplanmış meyveler de vardır.”
Kaynak: Tirmizî, Cenâiz 2. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 3; İbni Mâce, Cenâiz 2
Konu: Genel