Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı

1752-) Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre sahâbîler Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in mescide gelmesini beklediler. Neticede gece yarısına yakın bir zamanda onların yanına geldi ve yatsı namazını kıldırdı. Namazdan sonra bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: "Dikkatinizi çekerim! İnsanlar namazlarını kılıp ardından uyudular. Sizler ise namazı beklediğiniz sürece namaz sevabı kazandınız."

Kaynak: Buhârî, Mevâkît 25
Konu: Genel
1753-) Ebû Hureyre radıyallah anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir erkek hanımını yatağına çağırır, o da gelmez ve kocası kendisine kızgın vaziyette gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet eder." Buhârî, Bed'ü'l-halk 7, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40

Kaynak: Buhârî'nin Bir Rivayetinde: "kadın Kocasının Yatağına Dönünceye Kadar" buyurulur.
Konu: Genel
1754-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kocası yanında iken onun iznini almadan bir kadının nafile oruç tutması  helâl olmaz. Kadın, kocasının izni olmadıkça, evine hiç kimsenin girmesine izin veremez."

Kaynak: Buhârî, Nikâh 86; Müslim, Zekât 84. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 73; Tirmizî, Savm 64; İbni Mâce, Sıyâm 53
Konu: Genel
1755-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz, imamdan önce başını (rükû veya secdeden) kaldırdığı zaman, başını Allah Teâlâ'nın merkep başına veya suretini merkep suretine çevirmesinden korkmuyor mu?"

Kaynak: Buhârî, Ezân 53; Müslim, Salât 114-116. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cum'a 56; Ebû Dâvûd, Salât 75; Nesâî, İmâmet 38; İbni Mâce, İkâme 41
Konu: Genel
1756-) Ebû Hureyre radıyallahu anh' den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  namazda elin böğüre konulmasını yasaklamıştır.

Kaynak: Buhârî, Amel Fi's-salât 17; Müslim, Mesâcid 46. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 172; Tirmizî, Salât 164; Nesâî, İftitâh 12
Konu: Genel
1757-) Âişe radıyallahu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' in şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Yemek hazırken, büyük ve küçük abdest kişiyi zorlarken kılınan namazın kıymeti yoktur."

Kaynak: Müslim, Mesâcid 67. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 43
Konu: Genel
1758-) Enes İbni Mâlik radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bazı kimselere ne oluyor ki, namazlarında gözlerini semaya dikiyorlar?" Sonra sözünü daha da şiddetlendirdi ve: "Ya bundan vaz geçerler, ya da gözlerinin nuru alınır da kör olurlar" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Ezân 92. Ayrıca Bk. Müslim, Salât 117; Ebû Dâvûd, Salât 163; Nesâî, Sehv 9; İbni Mâce, İkâme 67
Konu: Genel
1759-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e namazda başı sağa sola çevirmenin hükmünü sordum. Peygamberimiz: "Bu, kulun namazından bir miktarını şeytanın kapıp aşırmasıdır" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Ezân 93, Bed'ü'l-halk 11. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 161; Tirmizî, Cum'a 59; Nesâî, Sehv 10
Konu: Genel
1760-) Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Namazda sağa sola bakmaktan sakın. Çünkü namazda iken sağa sola bakmak helâk olmaya sebeptir. Sağa sola dönmekten kurtuluş yoksa, bari bu nâfilede olsun, farzda olmasın."

Kaynak: Tirmizî, Cum'a 59
Konu: Genel
1761-) Ebû Mersed Kennâz İbni Husayn radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kabirlere doğru namaz kılmayınız ve kabirler üzerine oturmayınız."

Kaynak: Müslim, Cenâiz 97, 98. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 73; Tirmizî, Cenâiz 57; Nesâî, Kıble 11
Konu: Genel
1762-) Ebû Cüheym Abdullah İbni Hâris İbni Sımme el-Ensârî radıyallahu anh' den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Namaz kılmakta olanın önünden geçen kimse ne kadar günah işlediğini bilmiş olsaydı, kırk şu kadar zaman yerinde durması onun için daha hayırlı olurdu." Hadisin ravisi der ki: Kırk gün mü, kırk ay mı, kırk yıl mı dedi bilmiyorum.

Kaynak: Buhârî, Salât 101; Müslim, Salât 261. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 108; Tirmizî, Mevâkît 134; Nesâî, Kıble 8; İbni Mâce, İkâme 37
Konu: Genel
1763-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Namaz için kâmet getirilince, artık farzdan başka bir namaz kılmak  yoktur."

Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 63, 64. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu‘ 5; Tirmizî, Salât 195; Nesâî, İmâmet 60; İbni Mâce, İkâme 103
Konu: Genel
1764-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Geceler arasında sadece cuma gecesini namaz kılmaya ayırmayınız. Günler arasında da sadece cuma gününü oruç tutmaya tahsis etmeyiniz. Ancak, sizden birinizin tutmakta olduğu oruç cumaya rastlarsa, bunda bir sakınca yoktur."

Kaynak: Müslim, Sıyâm 148. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, Vı, 444
Konu: Genel
1765-) Ebû Hureyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' i şöyle buyururken işittim demiştir: "Sizden biriniz, cumadan bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmadıkça, sadece cuma günü oruç tutmasın."

Kaynak: Buhârî, Savm 63; Müslim, Sıyâm 147. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 50
Konu: Genel
1766-) Muhammed İbni Abbâd şöyle dedi: Câbir radıyallahu anh'den, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem cuma günü oruç tutmayı yasakladı mı diye sordum? Câbir: –  Evet, yasakladı, dedi.

Kaynak: Buhârî, Savm 63; Müslim, Sıyâm 146
Konu: Genel
1767-) Mü'minlerin annesi Cüveyriye Binti Hâris radıyallahu anhâ'dan nakledildiğine göre, kendisi oruçlu iken bir cuma günü Peygamber-i Zîşan sallallahu aleyhi ve sellem onun yanına girmişti. Efendimiz: – "Dün oruç tuttun mu?" diye sordu, Cüveyriye: – Hayır, tutmadım, dedi. – "Yarın oruç tutmak istiyor musun?" diye sordu. – Hayır, tutmayacağım, dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: – "O halde orucunu boz" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Savm 63
Konu: Genel
1768-) Ebû Hureyre ve Âişe radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem iftar etmeden orucu birbirine eklemeyi yasakladı.

Kaynak: Buhârî, Savm 48, 49; Müslim, Sıyâm 59. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 24
Konu: Genel
1769-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem iftar etmeden bir günün orucunu öbür günün orucuna eklemeyi yasaklamıştı. Ashâb-ı kirâm: – Yâ Resûlallah! Fakat sen ekliyorsun? dediler. Peygamberimiz: – "Şüphesiz ben sizin gibi değilim. Ben yedirilip içirilmekteyim" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Savm 48; Müslim, Sıyâm 56. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 24; Tirmizî, Savm 62
Konu: Genel
1770-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden birinizin bir kor üzerine oturup elbisesini ateşin yakması ve ateşin vücuduna işlemesi, bir kabrin üzerine oturmasından daha hayırlıdır."

Kaynak: Müslim, Cenâiz 96. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 73; Nesâî, Cenâiz 105; İbni Mâce, Cenâiz 45
Konu: Genel
1771-) Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kabrin kireçlenmesini, üzerine oturulmasını ve kabir üzerine bina yapılmasını yasakladı.

Kaynak: Müslim, Cenâiz 94. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cenâiz 58; Nesâî, Cenâiz 96, 98; İbni Mâce, Cenâiz 43
Konu: Genel
1772-) Cerîr radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Herhangi bir köle kaçarsa, korunma ve güvenlik hakkını yitirmiş olur."

Kaynak: Müslim, îmân 123. ayrıca bk. ahmed ibni hanbel, müsned, ıv, 357, 362, 364, 365
Konu: Genel
1773-) Cerîr radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir köle kaçtığı zaman, onun hiçbir namazı kabul edilmez." Müslim, Îmân 124. Ayrıca bk. Nesâî, Tahrîmü'd-dem 12 Bir başka rivayet şöyledir: "Efendisine nankörlük etmiş olur."

Kaynak: Müslim, Îmân 122
Konu: Genel
1774-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Benî Mahzûm kabilesinden hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyşlileri çok üzmüştü. Onlar: – Bu konuyu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile kim konuşabilir, diye kendi aralarında müzakere ettiler. Bazıları: – Buna Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sevgilisi Üsâme İbni Zeyd'den başka kimse cesaret edemez, dediler. Üsâme, onların istekleri doğrultusunda Resûlullah ile konuştu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Üsâme'ye: – "Allah'ın koyduğu cezalardan birinin uygulanmaması için aracılık mı yapıyorsun?" diye sordu; sonra ayağa kalktı ve halka şöyle hitap etti: "Sizden önceki milletler şu sebeple yok olup gittiler: Aralarından soylu, mevki ve makam sahibi biri hırsızlık yapınca onu bırakıverirler, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca da onu hemen cezalandırırlardı. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı, elbette onun da elini keserdim." Buhârî, Enbiyâ 54, Megâzî 53, Hudûd 11, 12; Müslim, Hudûd 8, 9. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 4; Tirmizî, Hudûd 6; Nesâî, Sârik 6; İbni Mâce, Hudûd 6 Buhârî'nin bir rivayeti şöyledir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzü renkten renge girdi ve: "Allah'ın koyduğu cezalardan birinin uygulanmaması için aracılık mı yapıyorsun?" buyurdu. Bunun üzerine Üsâme: – Allah'tan benim bağışlanmamı dile yâ Resûlallah, dedi. Hadisin ravisi (Urve) der ki: – Sonra bu kadının elinin kesilmesi için emir verdi ve onun eli kesildi.

Kaynak: Buhârî, Megâzî 53
Konu: Genel
1775-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: – "Lâneti gerektirecek iki şeyden sakınınız" buyurdu. Sahâbe-i kirâm: – Lâneti gerektirecek iki şey nedir? diye sordular. Peygamber Efendimiz: – "İnsanların gelip geçtikleri yollara ve gölgelendikleri yerlere abdest bozmaktır" buyurdu.

Kaynak: Müslim, Tahâret 68. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 14
Konu: Genel
1776-) Câbir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem durgun sulara idrar yapmayı yasakladı.

Kaynak: Müslim, Tahâret 94. Ayrıca Bk. Tirmizî, Tahâret 51; Nesâî, Tahâret 31, 140; Gusül 1; İbni Mâce, Tahâret 25
Konu: Genel
1777-) Nu'mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ'nın anlattığına göre, babası onu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e götürdü ve: – Ben, sahip olduğum bir köleyi bu oğluma verdim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: – "Buna verdiğini diğer çocuklarına da verdin mi?" diye sordu. Babam Beşir: – Hayır, vermedim, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: – "O halde hibenden dön" buyurdu. Müslim'in bir rivayetine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: – "Bu hibeyi çocuklarının hepsine yaptın mı?" buyurdu. Beşir: – Hayır, yapmadım, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: – "Allah'tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız"buyurdu. Bunun üzerine babam hibesinden döndü ve derhal o bağışını geri aldı. Müslim, Hibât 13 Müslim'in bir başka rivayetine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: – "Ey Beşir! Bundan başka oğlun var mı?" diye sordu. Beşir: – Evet, var, dedi. Peygamberimiz: – "Buna verdiğin gibi onlara da verdin mi?" buyurdu. Beşir: – Hayır, vermedim, dedi. Bunun üzerine: – "O halde beni şahit tutma; çünkü ben bir zulme şahit olamam" buyurdu. Müslim, Hibât 14 Müslim'in bir başka rivayetinde, Hz. Peygamber: "Beni bir zulme şahit kılma" buyurdu. Müslim, Hibât 16 Yine Müslim'in bir diğer rivayetinde, Peygamberimiz: "Bu bağışına benden başkasını şahit göster" buyurdu ve: – "Çocuklarının sana iyilik yapmada eşit olmaları seni sevindirir mi?" diye sordu. Beşir: – Elbette, evet, cevabını verdi. – "O halde (aralarında sen de eşit davran) böyle yapma" buyurdu. Müslim, Hibât 17

Kaynak: Buhârî, Hibe 12, Şehâdât 9; Müslim, Hibât 9, 10, 14, 17, 18. Ayrıca Bk. Tirmizî, Ahkâm 30; Nesâî, Nihal 1; İbni Mâce, Hibât 1
Konu: Genel
1778-) Zeyneb Binti Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in zevcesi Ümmü Habîbe radıyallahu anhâ'nın babası Ebû Süfyân İbni Harb vefat ettiğinde Ümmü Habîbe'nin yanına gitmiştim. Ümmü Habîbe, içinde safran veya başka bir şey bulunan güzel bir koku istedi. Bu kokudan önce bir câriyeye sonra kendi yanaklarına sürdü. Daha sonra şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki, benim kokuya hiç ihtiyacım yok; şu kadar var ki, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in minberde şöyle buyurduğunu duydum: "Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir kadının ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir. Sadece kocası için dört ay on gün yas tutabilir." Hadisi rivayet eden Zeyneb Binti Ebû Seleme der ki: Daha sonra ben, kardeşi vefat ettiğinde Zeyneb Binti Cahş radıyallahu anhâ'nın yanına da gitmiştim. O da koku isteyip süründü ve sonra şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki, benim koku sürünmeye ihtiyacım yok; ancak ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in minber üzerinde şöyle buyurduğunu işittim: "Allah' ve âhiret gününe iman eden bir kadının ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir. Sadece kocası için dört ay on gün yas tutabilir."

Kaynak: Buhârî, Cenâiz 31, Talâk 46; Müslim, Talâk 58. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Talâk 43, 46; Tirmizî, Talâk 18; Nesâî, Talâk 55, 58, 59; İbni Mâce, Talâk 35
Konu: Genel
1779-) Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şehirlinin köylüye simsarlık etmesini, ana baba bir kardeş olsa bile, yasakladı.

Kaynak: Buhârî, Büyû‘ 58, 64, 68,71, İcâre 14, Şurût 8; Müslim, Büyû‘ 21. Ayrıca Bk.  Ebû Dâvûd, Büyû‘ 45; Tirmizî, Büyû‘ 13; Nesâî, Büyû‘ 17; İbni Mâce, Ticârât 15
Konu: Genel
1780-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Pazara getirilen satılık malları çarşıya götürülünceye kadar yolda karşılamayınız."

Kaynak: Buhârî, Büyû‘ 71; Müslim, Büyû‘ 14 . Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Büyû‘ 43
Konu: Genel
1781-) İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Pazara gelenleri yolda karşılamayın. Şehirli köylü namına onun malını satmasın." Tâvûs, İbni Abbâs'a "Şehirli köylü namına onun malını satamaz" sözünün anlamını sordu. İbni Abbâs: Ona simsarlık edemez, diye cevap verdi.

Kaynak: Buhârî, Büyû‘ 68; Müslim, Büyû‘ 19. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Büyû‘ 47; Nesâî, Büyû‘ 18; İbni Mâce, Ticârât 15
Konu: Genel
1782-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle der: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şehirlinin köylünün malına simsarlık etmesini yasakladı. “Müşteri kızıştırmayınız. Bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın. Din kardeşinin dünürlüğü üzerine dünür göndermesin. Bir kadın, din kardeşi bir kadının çanağındaki nimeti kendi kabına doldurmak için onun boşanmasını istemesin”. Müslim'in bir rivayeti şöyledir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem pazarcıların yolda karşılanmasını, şehirlinin köylünün malını satmasını, bir kadının, evleneceği erkeğe din kardeşi bir kadını boşamayı şart koşmasını, bir kimsenin din kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlıkta bulunmasını, müşteri kızıştırmayı ve satılık hayvanın sütünü sağmayıp memesinde biriktirmeyi yasakladı.

Kaynak: Buhârî, büyû‘ 64, 70; müslim, nikâh 51, büyû‘ 11, 12. ayrıca Bk. nesâî, Büyû‘ 16
Konu: Genel
1783-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bazınız bazınızın satışı üzerine satış yapmasın. Kardeşinin dünür gönderdiği birine dünür göndermesin. Ancak din kardeşinin kendisine izin vermesi müstesnadır."

Kaynak: Buhârî, Nikâh 45; Müslim, Büyû‘ 8. ayrıca Bk. tirmizî, Büyû‘ 57; Nesâî, Büyû‘ 20
Konu: Genel
1784-) Ukbe İbni Âmir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Mü'min mü'minin kardeşidir. Hiçbir mü'mine kardeşinin satışı üzerine satış yapması helâl olmaz. Kardeşinin dünür gönderdiği kadına, o kimse vazgeçinceye kadar dünür göndermesi de helâl olmaz."

Kaynak: Müslim, Nikâh 56
Konu: Genel
1785-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah Teâlâ sizin için üç şeyden hoşnut olur, üç şeyden de hoşlanmaz. Sizin sadece kendisine ibadet etmenizden, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızdan ve Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp tefrikaya düşmemenizden hoşlanır. Dedi kodu yapmanızdan, çok sual sormanızdan ve malı telef etmenizden de hoşlanmaz."

Kaynak: Müslim, Akdiye 10. Ayrıca Bk. Mâlik, Muvatta', Kelâm 20; Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iı, 327, 360, 367
Konu: Genel
1786-) Mugîre'nin kâtibi Verrâd şöyle dedi: Mugîre İbni Şu'be, Muâviye radıyallahu anh'e gönderdiği bir mektubunda bana şöyle yazdırdı: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem her farz namazın ardından şöyle dua ederdi: "Lâ ilâhe illallâhü vahdehü lâ şerîke leh. Lehü'l-mülkü velehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr. Allahumme lâ mânia limâ a‘tayte, ve lâ mu‘tiye limâ mena‘te; ve lâ yenfeu ze'l-ceddi minke'l-ceddü: Bir olan Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Mülk O'nundur. Hamd O'na mahsustur. O'nun her şeye gücü yeter. Allahım! Senin verdiğine engel olacak hiçbir güç yoktur. Senin vermediğini verecek de yoktur. Servet sahibi olanın serveti, senin yardımın yerine geçip kendisine bir fayda sağlamaz." Mugîre, Muâviye'ye şunu da yazdı: Resûl-i Ekrem, dedikodudan, malı telef etmekten, gereksiz yere çok soru sormaktan nehyederdi. Ayrıca Peygamberimiz, analara itaatsizlikten, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmekten, verilmesi gerekeni vermemekten ve hakkı olmayan bir şeyi istemekten de nehyederdi.

Kaynak: Buhârî, İ'tisâm 3, Rikâk 22; Müslim, Akdiye 12-14. ayrıca Bk. Buhârî, İstikrâz 19, Edeb 6
Konu: Genel
1787-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz silâhını (ortaya çıkarıp) din kardeşine işaret etmesin. Çünkü o bilmez, belki şeytan silâhı elinden çıkarır da, bu yüzden cehennemin bir çukuruna yuvarlanır." Buhârî, Fiten 7; Müslim, Birr 126 Müslim'in bir rivayeti şöyledir: Ebû Hureyre dedi ki: Ebü'l-Kâsım sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse kardeşine bir demirle işaret ederse, elinden onu bırakıncaya kadar  melekler ona lânet eder. Ana baba bir kardeşine olsa bile."

Kaynak: Müslim, Birr 125. Ayrıca Bk. Tirmizî, Fiten 4
Konu: Genel
1788-) Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, kınından çıkmış kılıcı elden ele vermeyi yasakladı.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Cihâd 66; Tirmizî, Fiten 5
Konu: Genel
1789-) Ebü'ş-Şa‘sâ şöyle dedi: Biz Ebû Hureyre radıyallahu anh ile birlikte mescidde oturuyorduk. O esnada müezzin ezan okudu. Bir adam kalkıp dışarıya doğru yürüdü. Ebû Hureyre, o adamı mescidden çıkıncaya kadar gözüyle takip etti ve: Bu adam, Ebü'l-Kâsım sallallahu aleyhi ve sellem'e isyan etti, dedi.

Kaynak: Müslim, Mesâcid 258. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 42; Tirmizî, Salât 36; Nesâî, Ezân 40; İbni Mâce, Ezân 7
Konu: Genel
1790-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Güzel bir koku ikram edilen kimse onu reddetmesin; çünkü onun taşınması  kolay, kokusu güzeldir."

Kaynak: Müslim, Elfâz 20. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tereccül 6
Konu: Genel
1791-) Enes İbni Mâlik radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem güzel kokuyu reddetmezdi.

Kaynak: Buhârî, Hibe 9, Libâs 80. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 37
Konu: Genel
1792-) Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu anh şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamın bir kişiyi övdüğünü ve övmede çok ileri gittiğini işitti. Bunun üzerine: "Adamı mahvettiniz (veya adamın bel kemiğini kırdınız)" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Şehâdât 17, Edeb 54; Müslim, Zühd 67
Konu: Genel
1793-) Ebû Bekre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bir adamdan bahsedilmiş ve orada bulunan bir kişi o adamı aşırı şekilde övmüştü. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: "Yazık sana! Arkadaşının boynunu kopardın" buyurdu ve bu sözünü defalarca tekrarladı. Sonra da: "Şayet biriniz mutlaka arkadaşını methedecekse, eğer söylediği gibi olduğuna da gerçekten inanıyorsa, zannederim o şöyle iyidir, böyle iyidir, desin. Esasen onu hesaba çekecek olan Allah'tır ve Allah'a karşı hiç kimse kesin olarak temize çıkarılamaz" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Şehâdât 16, Edeb 54; Müslim, Zühd 65. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 9; İbni Mâce, Edeb 36
Konu: Genel
1794-) Hemmâm İbni Hâris'in Mikdâd radıyallahu anh'den rivâyet ettiğine göre, bir adam Osman radıyallahu anh'i övmeye başlayınca, Mikdâd da dizleri üstüne çökerek metheden kişinin yüzüne çakıl taşları atmaya başladı. Bunun üzerine Hz. Osman ona: – Ne yapıyorsun öyle? deyince Mikdâd: – Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Meddahları gördüğünüz zaman yüzlerine toprak serpiniz" buyurdu, diye cevap verdi.

Kaynak: Müslim, Zühd 69. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 9; Tirmizî, Zühd 55; İbni Mâce, Edeb 36
Konu: Genel
1795-) İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh Şam'a doğru yola çıktı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların başkomutanı Ebû Ubeyde İbni Cerrâh ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve Şam'da vebâ hastalığı başgösterdiğini ona haber verdiler. İbni Abbâs'ın dediğine göre, Hz. Ömer ona: – Bana ilk muhacirleri çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Ömer, onlarla istişare etti ve Şam'da vebâ salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar, nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları: – Sen belirli bir iş için yola çıktın; geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da: – Halkın kalanı ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı senin yanındadır. Onları bu vebânın üstüne sevketmenizi uygun görmüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer: – Yanımdan uzaklaşınız, dedi. Daha sonra: – Bana ensarı çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Fakat onlar da muhacirler gibi ihtilâfa düştüler. Hz. Ömer: – Siz de yanımdan gidiniz, dedi. Sonra: – Bana Mekke'nin fethinden önce Medine'ye hicret etmiş olan ve burada bulunan Kureyş muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi. Ben onları çağırdım; onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve: – Halkı geri döndürmeni ve bu vebânın üzerine onları götürmemeni uygun görüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer insanlara seslendi ve: – Ben sabahleyin hayvanın sırtındayım, siz de binin, dedi. Ebû Ubeyde İbni Cerrâh radıyallahu anh: – Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun? dedi. Hz. Ömer: – Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebû Ubeyde! dedi. Ömer, Ebû Ubeyde'ye muhalefet etmek istemezdi. Sözüne şöyle devam etti: – Evet Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah'ın kaderiyle otlatmış; çorak yerde otlatsan yine Allah'ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın? İbni Abbâs der ki: – O sırada, birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için ortalarda görünmeyen Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anh geldi ve: – Bu hususta bende bilgi var; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i: "Bir yerde vebâ olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde vebâ ortaya çıkar, siz de orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız" buyururken işitmiştim, dedi. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh Allah'a hamd etti ve oradan ayrılıp yola koyuldu.

Kaynak: Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 98
Konu: Genel
1796-) Üsâme radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız."

Kaynak: Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 100
Konu: Genel
1797-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "İnsanı helâke sürükleyen yedi şeyden sakınınız." Sahâbîler: – Yâ Resûlallah! Bu yedi şey nedir? diye sordular. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: "Allah'a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak, – haklı olarak öldürülen müstesna- Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürmek, fâiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, evli olup hiçbir şeyden haberi olmayan namusuna düşkün müslüman kadınlara zina isnad etmek."

Kaynak: Buhârî, Vasâyâ 23, Tıb 48, Hudûd 44; Müslim, Îmân 145. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vesâyâ 10; Nesâî, Vesâyâ 12
Konu: Genel
1798-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Kur'ân-ı Kerîm ile düşman diyarına yolculuk yapmayı yasakladı. 

Kaynak: Buhârî, Cihâd 129; Müslim, İmâre 92-94. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 81; İbni Mâce, Cihâd 45
Konu: Genel
1799-) Ümmü Seleme radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Gümüş kaptan bir şey içen kimse karnına cehennem ateşi doldurmuş olur. Buhârî, Eşribe 28; Müslim, Libâs 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Eşribe 17 Müslim'in bir rivayetinde: "Gümüş ve altın kaplardan yiyen ve içen kimse" şeklindedir.

Kaynak: Müslim, Libâs 1
Konu: Genel
1800-) Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi: Şüphesiz Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bize ipek ve atlastan yapılmış elbise giymeyi, altın ve gümüş kaplardan içmeyi yasakladı ve: "Bunlar dünyada kâfirlerin, âhirette ise sizlerindir" buyurdu. Buhârî, Eşribe 28, Libâs 27; Müslim, Libâs 3, 4. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Eşribe 17; Tirmizî, Eşribe 10; İbni Mâce, Eşribe 17 Buhârî ve Müslim'in bir rivayetinde, Huzeyfe radıyallahu anh: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i "Saf ipek ve atlas elbise giymeyiniz. Altın ve gümüş kaptan bir şey içmeyiniz. Altın ve gümüş tabaklardan da yemek yemeyiniz" buyururken işittim, demiştir.

Kaynak: Buhârî, Et‘ime 29; Müslim, Libâs 5
Konu: Genel
1801-) Enes İbni Sîrîn şöyle dedi: Ben, Enes İbni Mâlik radıyallahu anh ile birlikte Mecûsîlerden bir grubun yanında idim. Gümüşten bir kap içinde pelte tatlısı getirildi; Enes onu yemedi. Getiren kişiye, onu başka bir kaba aktarması söylenildi; o da ağaçtan yapılmış bir kaba aktarıp getirdi, Enes de ondan yedi.

Kaynak: Beyhakî, Es-sünenü'l-kübrâ, I, 28, Tahâret, Bâbü'l-men'i Mine'l-ekli Fî Sıhâfi'z-zehebi Ve'l-fıdda
Konu: Genel