Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı
451-)
Abdullah İbni Şıhhîr radıyallahu anh şöyle demiştir:
Bir keresinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gitmiştim. Namaz kılıyor ve ağlamaktan dolayı göğsünden kaynayan kazan sesi gibi sesler geliyordu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Salât 158. Ayrıca Bk. Nesâî, Sehv 18
Konu: Genel
452-)
Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Übey İbni Kâ’b radıyallahu anh’e hitaben şöyle buyurmuştur:
- “Allah Teâlâ, lem yekünillezine keferû suresini sana okumamı bana emretti.”
Übey İbni Kâ’b:
- Allah benim ismimi andı mı? dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;
- “Evet,” buyurdu.
Übey İbni Kâ’b duygulanarak ağladı.
Buhârî, Menâkıbu’l-ensâr16, Tefsîru sûre (98), 1,3; Müslim, Müsâfirîn 246
Kaynak: Müslim’in Bir Başka Rivâyetinde (müsâfirîn 245) “übey Ağlamaya Başladı” ifadesi Yer Almaktadır.
Konu: Genel
453-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefâtından sonra Ebû Bekir, Ömer’e:
Kalk, Ümmü Eymen radıyallahu anhâ’ya gidelim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi biz de onu ziyâret edelim, dedi.
Yanına vardıklarında Ümmü Eymen ağladı. Onlar:
- Niçin ağlıyorsun? Allah katındaki nimetin Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem için çok daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun? dediler. Ümmü Eymen:
- Ben onun için ağlamıyorum. Ben Allah katındaki nimetlerin Peygamber aleyhisselâm için elbette daha hayırlı olduğunu biliyorum. Ben, vahyin kesilmiş olmasından dolayı ağlıyorum, dedi; Ebû Bekir ve Ömer’i de duygulandırdı. Ümmü Eymen ile birlikte onlar da ağlamaya başladılar.
Kaynak: Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 103. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Cenâiz 65
Konu: Genel
454-)
Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hastalığı ağırlaşınca kendisine, namaz(ı kimin kıldırmasını istediği) soruldu:
- “Ebû Bekir’e söyleyin, namazı kıldırsın!” buyurdu.
Bunun üzerine Âişe radıyallahu anhâ:
- Ebû Bekir yufka yüreklidir. Kur’an okurken kendisini tutamaz,ağlar. (Başkasına emretseniz). dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Söyleyin Ebû Bekir’e, namazı kıldırsın!” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Ezân 39; Müslim, Salât 94
Konu: Genel
455-)
İbrahim İbni Abdurrahman İbni Avf’dan rivayet edildiğine göre, oruçlu olduğu bir gün Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anh’ın önüne (mükellef bir iftar) sofrası getirdiler. O (sofraya şöyle bir baktı ve sonra) şunları söyledi:
Mus’ab İbni Umeyr Uhud Savaşı’nda şehit edildi. O benden daha iyi idi. Ama kefen olarak bir kaftandan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Sonra dünyalık olarak her şey önümüze kondu -ya da dünyalık olarak her şey bize verildi- (Şimdi bunca nimetler önüme getiriliyor). İyiliklerimizin karşılığı dünyada peşin verilmiş olmasın! Bundan endişelenmekteyiz, deyip ağlamaya başladı. Hatta iftar yemeğini de yemedi, terketti.
Kaynak: buhârî, Cenâiz 27, Meğazî 26
Konu: Genel
456-)
Ebû Ümâme Suday İbni Aclân el-Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah katında hiçbir şey, iki damla ve iki izden daha sevimli değildir: Allah korkusuyla akıtılan gözyaşı damlası ve Allah yolunda dökülen kan damlası. İki iz ise, Allah yolunda çarpışırken alınan yara izi ve Allah’ın emrettiği farzlardan birini yerine getirmekten kalan kulluk izidir.”
Kaynak: Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 26
Konu: Genel
458-)
Amr İbni Avf el-Ensârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Ubeyde İbnü’l-Cerrâh radıyallahu anh’i cizye tahsili için Bahreyn’e gönderdi. Ebû Ubeyde, cizye olarak topladığı mal ile Bahreyn’den geldi. Ensar, Ebû Ubeyde’nin geldiğini duyup, sabah namazını Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile kılmak üzere geldiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı kılıp gitmeye kalkınca, Ensar önüne durdular. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları bu vaziyette görünce gülümsedi ve :
– “Ebû Ubeyde’nin Bahreyn’den malla geldiğini duyduğunuzu zannediyorum?” dedi. Ensar:
– Evet, yâ Resûlallah! diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
– “Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz. Allah’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum” buyurdular.
Kaynak: Buhârî, Rikak 7; Müslim, Zühd 6. Ayrıca Bk. Buhârî, Cizye 1, Meğâzî 12; Tirmizî, Kıyamet 28; İbni Mâce, Fiten 18
Konu: Genel
459-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem minbere oturmuş biz de onun etrafına oturmuştuk. Resûlullah şöyle buyurdu:
“Benden sonra size dünya nimetlerinin ve zînetlerinin açılmasından ve onlara gönlünüzü kaptırmanızdan korkuyorum.”
Kaynak: Buhârî, Zekât 47, Cihâd 37; Müslim, Zekât 121-123. Ayrıca Bk. Nesâî, Zekât 81; İbni Mâce, Fiten L8
Konu: Genel
460-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dünya tatlıdır ve manzarası hoştur. Şüphesiz ki Allah dünyanın idaresini size verecek ve nasıl davranacağınıza, ne gibi işler yapacağınıza bakacaktır. O halde dünyadan sakının ve kadınlardan korunun. ”
Kaynak: Müslim, Zikr 99
Konu: Genel
461-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’ım! Gerçek hayat sadece âhiret hayatıdır.”
Kaynak: Buhârî, Rikak 1, Cihâd 33, 110, Menâkibu’l-ensâr 9, Megâzî 29; Müslim, Cihâd 126, 129. Ayrıca Bk. Tirmizî, Menâkıb 55; İbni Mâce, Mesâcid 3
Konu: Genel
462-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ölen kimseyi peşinden üç şey takip eder: Aile çevresi, malı ve yaptığı işler. Bunlardan ikisi geri döner, biri ise kendisiyle birlikte kalır. Aile çevresi ve malı geri döner; yaptığı işler kendisiyle birlikte kalır.”
Kaynak: Buhârî, Rikak 42; Müslim, Zühd 5. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 46; Nesâî, Cenâiz 52
Konu: Genel
463-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cehennemliklerden olup, dünyada pek müreffeh hayat yaşayan bir kişi kıyamet gününde getirilip cehenneme bir kere daldırılır. Sonra:
– Ey âdemoğlu! Sen hayırlı bir gün gördün mü? Herhangi bir nimete nâil oldun mu? denilir. O kişi:
– Hayır, vallahi Rabbim! Öyle bir şey görmedim, der. Cennetliklerden olup, dünyada insanların en yoksul olanı getirilir cennete bir kere daldırılır. Ona da:
– Ey âdemoğlu! Sen herhangi bir yoksulluk ve sıkıntı gördün mü? Hiç zorluk ve darlık çektin mi? denilir. O kişi de:
– Hayır, vallahi Rabbim! Hiçbir yoksulluk ve sıkıntı görmedim, zorluk ve darlık çekmedim, der.”
Kaynak: Müslim, Münâfikîn 55
Konu: Genel
464-)
Müstevrid İbni Şeddâd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Âhirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su ile döndüğüne baksın.”
Kaynak: Müslim, Cennet 55
Konu: Genel
465-)
Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün pazar yerine uğradı. Etrafında ashâbı da vardı. Resûlullah, küçük kulaklı bir oğlak ölüsüne rastladı. Onun kulağından tutarak:
– “Hanginiz bunu bir dirheme satın almak ister?” buyurdu. Ashâb:
– Daha az para ile de olsa biz almayız, onu ne yapalım ki, dediler!. Sonra Resûl-i Ekrem:
– “Size bedava verilse ister misiniz?” diye sordu. Onlar:
– Allah’a yemin ederiz ki, o diri bile olsa, kulaksız olduğu için kusurludur. Ölüsünü ne yapalım? diye cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlullah:
– “Allah’a yemin ederim ki, Allah’a göre dünya, önünüzdeki şu ölü oğlaktan daha değersizdir” buyurdu.
Kaynak: Müslim, Zühd 2
Konu: Genel
466-)
Ebû Zer radıyallahu anh şöyle demiştir:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’le birlikte Medine’nin Harra mevkiinde yürüyordum. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
– “Ey Ebû Zer!” dedi. Ben:
– Buyur yâ Resûlallah! Emrine âmâdeyim, dedim. Resûlullah:
“Yanımda şu Uhud dağı kadar altın olsa, bu beni sevindirmez. Bir borcu ödemek için ayırdığımdan başka da yanımda bir dinar bulunarak üç gün geçmesini istemem. –Resulullah, önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle verme işareti yaparak–yanımda bulunanı Allah’ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim” buyurdu. Sonra yoluna devam etti ve:
“Dünyada varlığı çok olanlar âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız sağına, soluna ve ardına şöyle, şöyle ve şöyle verenler müstesnadır. Fakat onlar da ne kadar azdır” buyurdu. Sonra da bana:
“Ben yanına gelinceye kadar yerinden ayrılma” diye tenbih ederek gecenin karanlığında yürüyüp gözden kayboldu. Yüksek bir ses işittim bir kimsenin Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e saldırmasından korktum. Onun yanına varmak istedim, fakat “Ben yanına gelinceye kadar yerinden ayrılma” buyruğunu hatırlayarak yerimden ayrılmadım. Resûl-i Ekrem yanıma gelince:
– Bir ses işittim ve ondan korktum, diye duyduğum sesten bahsettim. Hz.Peygamber:
– “Sen o sesi duydun mu?” diye sordu. Ben:
– Evet, diye cevap verdim. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
– “O gelen Cebrâil idi; bana ümmetinden Allah’a ortak koşmayarak ölen kimse Cennet’e girer, dedi.” Ben:
– Zina edip hırsızlık yapsa da mı? dedim. Resûl-i Ekrem:
– “Zina da etse, hırsızlık da yapsa neticede cennete girer” buyurdular.
Kaynak: Buhârî, İstikrâz 3, Rikak 14; Müslim, Zekât 32
Konu: Genel
467-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer Uhud dağı kadar altınım olsa, borç ödemek için sakladığım dışında, ondan yanımda bir miktar bulunduğu halde üzerimden üç gece bile geçmemesi beni sevindirir.”
Kaynak: Buhârî, Temennî 2, İsti’zân 30, Rikak L4; Müslim, Zekât 31. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 8
Konu: Genel
468-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız; sizden daha iyi olanlara bakmayınız. Bu, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hor görmemenize daha uygun bir davranıştır.”
Müslim, Zühd 9. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyamet 58, Libâs 38; İbni Mâce, Zühd 9
Buhârî’nin rivayeti şöyledir:
“Sizden biriniz mal ve yaratılış itibariyle kendisinden üstün olan kimseye bakarsa, ardından kendinden daha düşük derecede olana baksın.”
Kaynak: Buhârî, Rikak 30. Ayrıca Bk. Müslim, Zühd 8
Konu: Genel
469-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Altın, gümüş, kumaş ve abaya kul olanlar helâk oldular. Eğer onlara istedikleri verilirse hoşnut olur, verilmezse hoşnut olmazlar.”
Kaynak: Buhârî, Rikak 10. Ayrıca Bk. Buhârî, Cihâd 70; İbni Mâce, Zühd 8
Konu: Genel
470-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Suffe ehlinden yetmiş kişiyi gördüm. Onlardan bir tek kişinin bile üzerinde bütün vücudunu örtecek bir elbise yoktu. Ya belden aşağı giyilen bir izâr ya da belden yukarı giyilen bir kisâ vardı. Elbiselerini boyunlarına bağlarlardı. Bunların bir kısmı baldırlarının yarısına, bir kısmı da topuklarına erişirdi de, avret yerinin görülmemesi için elbisesini eliyle toplardı.
Kaynak: Buhârî, Salât 58
Konu: Genel
471-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dünya mü’minin zindanı, kâfirin de cennetidir.”
Kaynak: Müslim, Zühd 1. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd L6; İbni Mâce, Zühd 3
Konu: Genel
472-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim iki omuzumu tuttu ve:
“Dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol” buyurdu. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle derdi:
Akşama ulaştığında sabahı gözetme, sabaha kavuştuğunda da akşamı bekleme. Sağlıklı anlarında hastalık zamanın için, hayatın boyunca da ölümün için tedbir al.
Kaynak: Buhârî, Rikak 3. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 25; İbni Mâce, Zühd 3
Konu: Genel
473-)
Ebü’l-Abbâs Sehl İbni Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’in söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:
–Yâ Resûlallah! Bana, yaptığım zaman hem Allah’ın hem de insanların beni seveceği bir iş söyle, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
– “Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir, Allah seni sevsin; halkın elinde olandan yüz çevir, insanlar seni sevsin” buyurdu.
Kaynak: İbni Mâce, Zühd 1
Konu: Genel
474-)
Nu’mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh, insanların dünyalıklardan elde ettiklerinden bahsetti ve:
Ben, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in gün boyu açlıktan kıvranıp, karnını doyuracak âdi hurma bile bulamadığını gördüm, dedi.
Kaynak: Müslim, Zühd 36. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 10
Konu: Genel
475-)
Hz. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefât etmişti. O sırada benim evimin rafında, bir parça arpadan başka bir canlının yiyeceği hiçbir şey yoktu. Ben ondan uzun süre yedim. Sonra ölçtüm de tükeniverdi.
Kaynak: Buhârî, Humus 3, Rikak 16; Müslim, Zühd 27. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Et’ıme 49
Konu: Genel
476-)
Mü’minlerin annesi Cüveyriye binti Hâris’in erkek kardeşi Amr İbni Hâris radıyallahu anhumâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde, geride, bindiği beyaz katırı, silahı, yolcular için vakfettiği arazi dışında, ne altın, ne gümüş, ne köle, ne câriye ve ne de başka bir şey bıraktı.
Kaynak: Buhârî, Vasâyâ 1, Cihâd 61, 86, Humus 3, Megâzî 83. Ayrıca Bk. Nesâî, İhbâs 1
Konu: Genel
477-)
Habbâb İbni Eret radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz, Allah Teâlâ’nın hoşnutluğunu kazanmayı arzu ederek, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Medine’ye hicret ettik. Allah’ın ecrimizi vereceği kesinleşti. Bizden bazıları ecrinden hiçbir şey yemeden vefat etti. Onlardan biri de Mus’ab İbni Umeyr radıyallahu anh’dir. O, Uhud günü şehit edilmişti. Arkada, yünden yapılmış çizgili bir kaftan bıraktı. O kaftanla başını örttüğümüzde ayakları açılıyor, ayaklarını örttüğümüzde de başı açıkta kalıyordu. Neticede Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem başını örtmemizi, ayaklarına da bir miktar Mekke ayrığı koymamızı emretti. Bizden bazılarının da hicretinin meyvesi olgunlaşmış ve onu devşirmiştir.
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 27, Menâkıbu’l-ensâr 45, Megâzî 17, 26, Rikâk 16; Müslim, Cenâiz 44. Ayrıca Bk. Nesâî, Cenâiz 40
Konu: Genel
478-)
Sehl İbni Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 13. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 3
Konu: Genel
479-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir:
“Uyanık olunuz! Şüphesiz dünya değersizdir. Dünyada olan mal mülk de kıymetsizdir. Ancak Allah Teâlâ’nın zikri ve O’na yaklaştıran şeylerle, öğretici ve öğrenici olmak müstesnadır.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 14. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 3
Konu: Genel
480-)
Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Çiftlik ve akar edinerek dünyaya rağbet etmeyiniz.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 20. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 377, 426, 443
Konu: Genel
481-)
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Kendimize ait kulübeyi tamir ederken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza uğramıştı.
– “Bu yaptığınız nedir?” diye sordu. Biz:
– Yıkılmak üzereydi de onarıyoruz, dedik. Bunun üzerine:
– “Ecelin bundan daha aceleci olacağını zannederim” buyurdular.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 169; Tirmizî, Zühd 25
Konu: Genel
482-)
Kâ’b İbni İyâz radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:
“Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi (imtihan vesilesi) de maldır.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 26
Konu: Genel
483-)
Ebû Amr –ki Ebû Abdullah ve Ebû Leylâ da denilir–Osmân İbni Affân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Âdem oğlunun şunlar dışında bir hakkı yoktur: Oturacağı ev, bedenini örtecek elbise, yiyecek ekmek ile su koyacak kap.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 30
Konu: Genel
484-)
Abdullah İbni Şihhîr radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gelmiştim. O, “Elhâkümü’t-tekâsür” sûresini okuyordu. Sûreyi okuyup bitirince şöyle buyurdu:
“Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?”
Kaynak: Müslim, Zühd 3-4. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 31, Tefsîru Sûre(102) 1; Nesâî, Vesâyâ 1
Konu: Genel
485-)
Abdullah İbni Mugaffel radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– Ey Allah’ın Resûlü! Allah’a yemin ederim ki, ben seni seviyorum, dedi. Resûlullah o kişiye:
– “Sen ne söylediğini iyi düşün?” buyurdu. Adam:
– Allah’a yemin ederim ki, ben seni seviyorum, dedi ve bu sözünü üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
– “Eğer beni seviyorsan, o halde fakirliğe karşı kendine bir zırh hazırla. Çünkü fakirlik, beni sevene yüksekten inen bir selden daha çabuk ulaşır” buyurdu.
Kaynak: Tirmizî, Zühd 36
Konu: Genel
486-)
Kâ’b İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar, mala ve mevkiye düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 43
Konu: Genel
487-)
Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu. Uykudan uyandığında, hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı. Biz:
–Yâ Resûlallah! Sizin için bir döşek edinsek, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
“Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim” buyurdular.
Kaynak: Tirmizî, Zühd 44
Konu: Genel
488-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Fakirler, cennete zenginlerden beşyüz sene önce girerler.”
Kaynak: Tirmizî, Zühd 37. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 6
Konu: Genel
489-)
İbni Abbâs ve İmrân İbni Husayn radıyallahu anhüm’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cenneti yakından tanıdım; orada bulunanların çoğunluğunun fakirler olduğunu gördüm. Cehennemi de yakından tanıdım; orada bulunanların çoğunluğunun da kadınlar olduğunu gördüm.”
Kaynak: Buhârî, Nikâh 88, Rikak L6, 5l, Bed’ü’l-halk 8; Müslim, Zikr 94. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cehennem 11
Konu: Genel
490-)
Üsâme İbni Zeyd radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cennetin kapısında durdum, oraya girenlerin çoğunluğu dünyada bir şeyleri bulunmayan yoksullardı. Varlıklı kimseler ise, hesaba çekilmek üzere alıkonulmuşlardı. Şu kadar var ki, onlardan cehennemlik olanların cehenneme sevkedilmeleri emrolunmuştu.”
Kaynak: Buhârî, Nikâh 87, Rikak 51; Müslim, Zikr 93
Konu: Genel
491-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Şâirlerin söylediği sözlerin en doğrusu, Lebîd’in şu sözüdür: Biliniz ki, Allah’tan başka her şey yok olacaktır.”
Kaynak: Buhârî, Menâkıbu’l-ensâr 26, Edeb 90, Rikak 29; Müslim, Birr 2-6. Ayrıca Bk. Tirmizî, Edeb 70; İbni Mâce, Edeb 41
Konu: Genel
492-)
Hz. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in ailesi, onun vefât ettiği ana kadar, iki gün arka arkaya arpa ekmeğiyle karnını doyurmadı.
Buhârî, Eymân 22; Müslim, Zühd 22. Ayrıca bk. Buhârî, Et’ıme 23, 27; Nesâî, Dahâyâ 37; İbni Mâce, Et’ıme 48, 49
Müslim’in bir rivayeti şöyledir:
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in aile efradı, Medine’ye geldiği günden vefat ettiği ana kadar, üç gün arka arkaya buğday ekmeğiyle karnını doyurmadı.
Kaynak: Müslim, Zühd 20. Ayrıca Bk. Buhârî, Rikak 17
Konu: Genel
493-)
Urve’nin Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet ettiğine göre o:
Ey kız kardeşimin oğlu! Allah’a yemin ederim ki, biz bir hilâli, sonra diğerini, sonra bir başkasını, yani iki ayda üç hilâli görürdük de, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in evlerinde hiç ateş yakılmazdı, demişti. Ben:
– Teyzeciğim! O halde geçiminiz ne idi? dedim. Teyzem:
– İki siyah, yani hurma ve su. Ancak şu var ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ensardan sağmal hayvanları bulunan komşuları vardı. Onlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bu hayvanların sütlerinden gönderirlerdi; o da bize içirirdi, dedi.
Kaynak: Buhârî, Hibe 1; Rikak 17; Müslim, Zühd 28
Konu: Genel
494-)
Ebu Saîd el-Makbürî’nin Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ettiğine göre, Ebû Hureyre, önlerinde kızartılmış koyun bulunan bir topluluğa rastladı. Topluluk kendisini davet etti; fakat o yemek istemedi ve:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, arpa ekmeğine bile doymadan dünyadan çıkıp gitti, dedi.
Kaynak: Buhârî, Et’ıme 23
Konu: Genel
495-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem vefâtına kadar kibir sofrası üzerinde yemek yemedi. Yine o, vefât edinceye kadar katıksız undan yapılmış ekmek de yemedi.
Buhârî’nin bir rivayeti şöyledir:
Hz.Peygamber, kızartılmış bir koyunu gözüyle hiç görmedi.
Kaynak: Buhârî, Et’ıme 8, Rikak 16. Ayrıca Bk. Tirmizî, Et’ıme 1, Zühd 38; İbni Mâce, Et’ıme 20
Konu: Genel
496-)
Nu’mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Ben, Peygamberiniz sallallahu aleyhi ve sellem’in karnını doyuracak âdi hurma bile bulamadığını gördüm.
Kaynak: Müslim, Zühd 34, 36. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 39; İbni Mâce, Zühd 10
Konu: Genel
497-)
Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah’ın kendisini peygamber olarak gönderdiği andan vefat ettirdiği zamana kadar elekten elenmiş has un görmedi. Sehl’e:
– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında siz elek kullanır mıydınız? diye soruldu. Sehl:
– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teâlâ’nın kendisini peygamber gönderdiği andan vefât ettirdiği ana kadar elek de görmedi, dedi. Sehl İbni Sa’d’a:
– Elenmemiş arpa ununu nasıl yiyordunuz? denildi. O:
– Biz arpayı öğütür ve savururduk. Kepeğin uçanı uçardı; kalanını da ıslatıp hamur yapardık, dedi.
Kaynak: Buhârî, Et’ıme 23
Konu: Genel
498-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün –veya bir gece- evinden dışarı çıkmıştı. Baktı ki, Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhümâ oradalar. Onlara:
– “Bu saatte sizi evinizden dışarı çıkaran sebep nedir?” diye sordu. Onlar:
– Açlık, yâ Resûlallah, dediler!. Peygamberimiz:
“Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sizi evinizden çıkaran sebep beni de evimden çıkardı; haydi kalkınız” buyurdu. İkisi de kalkıp, Resûl-i Ekrem’le birlikte ensârdan birinin evine geldiler. Fakat o zât da evinde değildi. Ama hanımı Resûlullah’ı görünce:
– Hoş geldiniz, buyurunuz, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Falan nerede?” diye sordu. Kadın:
– Bize tatlı su getirmek için gitti, dedi. Tam o sırada evin sahibi olan Medine’li sahâbî geldi, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ve iki arkadaşına baktıktan sonra:
– Allah’a hamdolsun, bugün, hiç kimse misafir yönünden benden daha bahtiyar değildir, dedi. Hemen gidip onlara içinde koruğu, olgunu ve yaşı bulunan bir hurma salkımı getirdi:
– Buyurun, yiyiniz, dedi ve eline bıçak aldı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:
– “Sağılan hayvanlara sakın dokunma”, dedi. Ev sahibi onlar için bir koyun kesti. Onlar da koyunun etinden ve hurmadan yediler; tatlı sudan içtiler. Hepsi yemeğe doyup suya kanınca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Bekir ve Ömer radıyallahu anhümâ’ya şöyle dedi:
– “Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, kıyamet gününde bu nimetlerden sorguya çekileceksiniz. Sizi evinizden açlık çıkardı, sonra evinize dönmeden şu nimetlere kavuştunuz” buyurdu.
Kaynak: Müslim, Eşribe 140
Konu: Genel
499-)
Hâlid İbni Ömer el-Adevî şöyle dedi:
Basra Emîri olan Utbe İbni Gazvân bize bir konuşma yaptı. Önce Allah’a hamd ve senâda bulundu. Sonra sözlerine şöyle devam etti:
Şüphesiz dünya geçici olduğunu bildirdi ve durmaksızın arkasını dönüp gitmektedir. Ondan kalan, sahibinin içip de kabın dibinde bıraktığı kalıntı su kadar bir miktardır. Siz bu dünyadan, gelip geçici olmayan bir diyara taşınacaksınız. Oraya hayırlı, iyi ve güzel işlerinizle taşınmaya çalışınız. Çünkü bize anlatıldığına göre, cehennemin kenarından atılan bir taş, yetmiş sene yol alıp yine de onun dibine ulaşmayacaktır. Allah’a yemin ederim ki, cehennem mutlaka doldurulacaktır. Siz buna şaşırdınız mı? Yine bize anlatıldığına göre, cennetin kapılarının iki kanadı arasında kırk senelik mesafe vardır. Cennette öyle bir gün gelecek ki, yoğunluktan kapısına kadar dolacaktır. Ben Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’le birlikte olan yedi kişinin yedincisi olduğumu görmüşümdür. Bizim ağaç yaprağından başka yiyeceğimiz yoktu. Bu yüzden dudaklarımız yara olmuştu. Ben giyecek bir örtü bulmuştum da ikiye bölüp Sa’d İbni Mâlik’le paylaşmıştık. Yarısını ben, diğer yarısını da Sa’d beline dolamıştı. Bugün her birimiz bir şehre vâli olmuş bulunmaktayız. Ben, kendimi büyük görüp de Allah katında küçük olmaktan Cenâb-ı Hakk’a sığınırım.
Kaynak: Müslim, Zühd 14
Konu: Genel
500-)
Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh şöyle dedi:
Âişe radıyallahu anhâ bize bir omuz örtüsü ile kalın bir peştemal çıkardı ve:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu ikisi arasında vefât etti, dedi.
Kaynak: Buhârî, Humus 5; Libas 19; Müslim, Libâs 35. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Libâs 5; Tirmizî, Libâs 10; İbni Mace, Libâs 1
Konu: Genel
501-)
Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Allah yolunda ok atan arapların ilki benim. Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’le birlikte harbederdik de, şu bildiğiniz Huble ve Semür ağacı yapraklarından başka yiyeceğimiz olmazdı. Hatta bu ağaç yapraklarını yediğimiz için, tıpkı koyununki gibi birbirine karışmayacak şekilde abdest bozardık.
Kaynak: Buhârî, Et’ıme 23, Rikak 17; Müslim, Zühd 12-13. Ayrıca Bk., Tirmizî, Zühd 39; İbni Mâce, Zühd 12
Konu: Genel